hesabın var mı? giriş yap

  • şu an buradalar, iki tane ilkokul 3 bebesi. pek şatırlar. bi vasıtayla "ödevlerine yardımcı olur musunuz?" ricasıyla gönderilmişler.

    - ne istiyorsunuz bakalım siz şimdi.
    - örtmen dedi ki; güneş sistemiyle ilgili resim.
    - tamam çıkaralım.
    - bilgi.
    - yazdırırız şimdi.
    - bi de şiir.
    - (tüm büro) ahahahhaaa, güneş sistemiyle ilgili şiir olur mu çocuum ya?
    - (çok ciddi) örtmen istedi, vardır.

    yoksa yazıcaz mecbur bi dörtlük en azıdan. misal "plüton'un acısı"

  • oldukça kolay oyundur.

    her başlangıçta ve her ülkede en az 5 problem vardır; asayiş, eğitim kalitesizliği, düşük verim, yüksek işsizli ve iğrenç gdp. bunlara ek olarak çevre sorunları ve sağlık sorunları da ortaya çıkmış olabilir.

    1) asayiş: "crime" rate'in başlangıçta yüksek olmasıyla birlikte asıl sorun farklı şekillerde tezahür eder; vigilante mobs, inner city riots, antisocial behaviour, alcohol abuse, internet crime. vigilante, antisocial ve alcohol problemlerinde en etkili savunma yöntemi de community police politikasını ve polis gücünü başta sonuna kadar köklemektir. internet crime gizli servisle, eğer ki olmazsa internet censorship ile bitirmek mümkün.

    inner city riots çok daha komplike problem olup poverty'i yenmedikten sonra bitirmek neredeyse imkansız.

    asayişi sağladıktan sonra popülerlik baya artacaktır. burada flat income tax koyarak devlete büyük bir bütçe veriyoruz.

    2) yetersiz eğitim: bütçeyi aldıktan sonra ilk iş state school'u köklemektir. hem eşitliği artıran, hem education gap'ı azaltan, hem işssizliği azaltan ve çok fazla bütçe istemeyen bir adımdır. buna ek olarak science funding gibi teşvikleri sonuna kadar açmak eğitimi kaliteli hale getirecektir. özel okullar bomboş kalınca özel okul sistemini yasaklayın gitsin.

    3) verimsizlik: kaynakları verimsiz kullanımı gdp artışını yavaşlatan bir etmendir. yapılması gereken şeyler ise tecnology'i artıran her türlü teşviğe abanmak, teknolojik geri kazanımları artırmak(işsizlik arttırıyor gibi dursa da işssizlik ileride sıfırlanıyor) robot, stem cell, space program gibi araştırmalara bütçeyi basmaktır. böylece productivity baya artacak ve yüksek verimlilik yeşili ile pastayı yiyeceksiniz. uncompetitive economy sorun ise hem productivity'i artıracaksınız hem de corporate tax'ı kaldıracaksınız.

    childcare provision gibi bir nane de hem işsizliği azaltıp hem de verimi artırıyordu galiba.

    3) işsizlik: devlet eğitim ve sağlığa bütçe ayırdıktan sonra işsizlik azalmaya başlayacaktır. daha da azaltmak için toplu taşımaya yatirim, ordu, polis vb. memuriyeti artirabilecek her türlü girisim issizligi sifirlayacaktir. daha cabuk islem icin welfare kisminda elde kazmasi olan adamli bir resim olan politika var. fakat kapitalistler sevinirken sosyalistler diss atabilir.

    4) vergi ve borç stoku: sadece flat income ve income tax ile başka hiçbir vergi olmadan tüm harcamaları karşılayıp borçları sıfırlayabilir, hatta para bile biriktirebilirsiniz.
    corporate tax(gdp'ye zarar), sale tax(turizme zarar), carbon tax(gdp'ye zarar)'i kaldırın gitsin. araç kullanımı azaltmak için araç vergisi ve petrol vergisi(fazlası gdp'ye zarar) konulabilir. alkol ve tütün kullanımı sıfırlayabilmek için alkol ve tütün vergisini tek seferde %75'e uçurun gitsin.

    5) gdp: gdp'ye baskı yapan vergileri kaldırın.(t.ex. corporate) rural development'i etkin hale getirmek, işsizliği azaltmak, teknolojik yatırımlar ve yüksek verim gdp'yi uçurmaya yetecektir.

    6) kabine: kabinedeki bakanları capitalist-religious-motorists-conservatıves-patriot harici bakanlarla doldurun. seçim kazandıkça loyalıty'leri uçacaktır ve yetenekleri giderek artacaktır. +70 veren kabineye sahip olmak zor değil.

    7) ilerideki senaryo: gdp uçtuktan sonra immigration ne yaparsanız yapın uçacaktır. gdp daha da artamayacağından wages artırmak sorun yaratmayacaktır. poor income %100'ün üstünde artış yaşarken middle income teşviklerle %10-20 artabilir. high income ancak vergi affıyla %10-20 artış yapabilir. tecnological advantage-high productivity-egalitarian gibi yeşil renkli naneler birçok bonus verecektir.

  • bir kaç gün içerisinde karakola giderek ilk adımını atmayı planladığım kampanyadır.

    şöyle diyeceğim:

    "karakolunuzun görev alanında bulunan mahallede ikamet etmekteyim. bir kaç gündür gece 2-3 sularında ellerine davul almış motosikletli ve kamyonetli şahıslar bu davulları çalmak suretiyle mahallede dolaşmakta ve huzur ve sükunumu ihlal etmektedirler. bu şahısların tespit edilerek haklarında kabahatler kanunu, çevre kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca adlı işlem yapılmasın talep ederim".

    peşin not: anne-babamın da doğruladığı üzere ilk orucumu 6 yaşında tuttum. son 20 yıldır zaruret hali hariç bir ramazan orucunu bile kaçırmadım. hatta teravih namazını hatimli kıldıran camiler'in müdavimiyim. şuan size oruçlu olarak sesleniyorum.

    gelin özeleştiri yapalım. oruç tutmayanlara "inanmıyorsun bari saygı duy" demek kolay. senin oruç tutmayanlara saygın var mı? hatta oruç tutanlara saygın var mı? gecenin vaktinde istisnasız herkesi rahatsız ediyorlar ve buna karşı çıkmayı bırak, destek oluyorsun. çocuğu olan var, hastası olan var. benim gibi yemeğini yeyip yatan, sahura kalkmak istemeyen var. nasıl bir hoşgörü dini bu? gerçek islam bu değil. vallahi de billahi de bu değil. bak bu sefer gerçekten de değil.

    bu zulümdür, eziyettir, dinde yeri yoktur. ve ben inanıyorum ki allah bunun hesabını hepimizden soracaktır. buna bir son verilsin; oruç tutan müslümanlar tarafından.

  • beceriksiz siyasilerin, ekonomiden anlamadan ülke yönetmeleri sonucu "sıcak para nerden buluruz amk" sorusuna buldukları yanıt...

    kıdem tazminatının tüm kontrolü devlete geçecek ve dolayısı ile çalışanlar kıdem tazminatlarını taaa emekli olduklarında anca alabilecekler. yani işveren işçiyi çıkarsa dahi kıdem tazminatını ödemeyecek işçiye, o hakkın bizde saklı merak etme diyecek devlet ve o parayı işverende değil kendinde biriktirecek.
    yasanın çıkmasıyla beraber tüm kıdem tazminatlarının tamamı ya da kısım kısım bir şekilde kendine ödenmesini sağlayacak.
    böylece sıcak para gelecek ki krizi öteleyebilsinler.

    kriz kapıda değil artık, kriz başladı ve krizin deliği büyümesin diye önlem almaya çalışıyorlar.
    iç güvenlik paketi olsun kıdem tazminatı kaldırılması olsun.
    hep bunlar kritik planlar.
    hele olur da kriz çıkarsa diye suçlanacak adam da hazır. faizi düşürmeyen erdem başçı.

    ülkeyi belediye başkanı yönetirse daha çok şeyler göreceğiz.
    dini inanışlarının kurbanı olan türk halkı bazı şeylerin farkına varır mı merak ediyorum ama gün geçtikçe şemsiye daha derinlere doğru ileriyor ve korkuyorum ki mutlaka açılacak...

  • "yunanistan dışişleri bakanı dendias, türk mevkidaşı çavuşoğlu'na depremle ilgili geçmiş olsun dileklerini ileterek yardıma hazır olduklarını bildirdi"
    yaa işte milliyetçi kardeş, düşmanlık başka, komşuluk başka bir şeydir. hani nerede o hayat tarzlarına hayranlık duyduğunuz arap ülkeleri, hani nerede o büyük ümmet?

    kaynak

  • bütün giritliler yalancıdır..

    burda gözden kaçırılan ve yıllarca matematikçilere yanlış hesaplamalar yaptıran küçük bir püf noktası vardır ve o da şudur:

    -"bütün giritliler yalancıdır" önermesinin tersi
    -"bütün giritliler doğrucudur" değildir. doğrusu
    -"en az bir giritli vardır ki, doğrucudur" olması gerekmektedir

    her kelimesinin tersinin en az bir cümlesi olduğunun keşfinden sonra matematikdeki bu tıkanıklık aşılmış, ve aslında epimenides paradoksunun gerçekte bir paradoks olmadığı ortaya çıkmıştır.

    bu bilgi ışığında değerlendirdiğimizde, "bütün giritliler yalancıdır" önermesi yanlışsa, "en az bir giritli doğru söyler" önermesi doğrudurya şundadır ya bunda. bunlardan birinin epimenides olması mümkün olduğundan, paradoks ortadan kalkar.