hesabın var mı? giriş yap

  • ön-edit: aşağıda göl esnafının çalışma şekli hakkında yazdıklarımın bir kısmı daha önceden yazılmış, başlığı görünce zaten dolu olduğum bir konu olduğu için direkt gelip yazdım.

    açılın ben turist rehberiyim.

    özellikle yabancı gruplarla çok sık uğrarım buraya. söz konusu dükkan yol kenarında olmasına rağmen ileriye doğru genişleyerek göle inen tek yolu yutmuş durumda. daracık bir yolu kesen iki tane "meydancı" elinize zorla bir tuz ürünü sürmeye çalışır ve bunu başardıktan sonra sizi elinizi yıkamak üzere dükkana yönlendirir. tebrikler kapana girdiniz. (zaten madem sürdükten sonra yıkanması icap eden bir şey, niye alıp elime süreyim değil mi)

    oysa oraya gelen insanların tek amacı tuz gölünün fotoğrafını çekmek, tuzun üstünde yürümek. her gün görmedikleri bir güzelliği deneyimlemek.

    buraya her geldiğimde yabancı gruplarıma araçtan inmeden önce şunu söylerim, sizlerin de kulağına küpe olsun:

    "yol üzerinde elinize sözde kozmetik bir ürünü sürmeye çalışan insanlarla karşılaşacaksınız. bu sizi dükkana sokarak size ne olduğu belirsiz şeyler satmak için kurulmuş bir tezgahtır. bu insanlar oldukça ısrarcı olabiliyorlar. o yüzden tester için elinizi uzatmanızı istediklerinde "hayır, teşekkürler" bile demeden, onları muhattap almadan direkt yanlarından geçin ve göle gidin. göz teması kurmaz ve onlara yoklarmış gibi davranırsanız atlatırsınız."

    bana kendi ülkemde, kendi insanlarım hakkında bunları söyletiyor bu insan müsveddeleri. çünkü "hayır"dan anlamıyorlar. yolunuzu kesiyorlar, kolunuzu tutup fiziki temasta bulunuyorlar. tepki verirseniz 10 tanesi bir olup odunla saldırıyorlar. sadece tuz gölü esnafı değil, efes'ten tut kapalıçarşı'ya bütün hepsi yapıyor.

    ama aynı uyarıyı yerli gruplarıma yapamıyorum maalesef. çünkü türkler vırt gel ağızlı. gidip dükkanın önünde eşine yüksek sesle seslenebiliyor "ay gel buraya, rehber oraya girmeyin kazıkçı onlar dedi" diye. ondan sonra 20 esnaf birleşip rehberi dövdü başlığında tartışıyoruz o konuyu.

  • sahil sekoyası (sequoia sempervirens). devasa yapılı bir ağaç, kızıl servi (american redwood) olarak ta bilinir. bir zamanlar (tarihöncesi) dünyada büyük ölçüde yaygın bir ağaç iken şimdi yalnız abd'nin kaliforniya eyaletinde doğal olarak yetişir. 1940'lı yıllarda çin'de de yetişen bir sekoya cinsi bulunmuştur. ülkemizde yetişmiş bireyleri bulunmaktadır ancak anavatanındaki kadar boylanmaz. gövdesi kızıl renkte, yaprakları çift sıra şeklindedir ve porsuk ağacına benzer. kozalakları küçüktür ve dalların ucunda bulunur.

    dünyanın kayda geçmiş en uzun gövdeli ağacı bu ağaçtır, 1000 yıldan fazla yaşayabilir. dünyanın en büyük (ağırlık yada hacim olarak) ağacı için (bkz: mamut ağacı)

  • "nasıl dükkan açarım" "ne satarım yeşillendirin pls" gibi saçma sapan sorulara cevap vermeyeceğimi baştan belirterek başlıkta en çok problem yaşanılan konulara değineceğim. yukarıdaki gibi sorunlara sahip olan arkadaşlar için internet derya deniz diyorum ve soru cevap formatında, bilgi kaynağı olmasını umarak bir şeyler yazıyorum.

    en öncelikli konu sanırım vergi konusu;
    etsy'de satış yaparsam vergi vermek zorunda mıyım? esnaf muafiyeti nedir?

    sonda diyeceğimi başta diyerek başlarsam; etsy'de satış yapıyorsanız ve ev ekonomisine katkı yapmak dışında bir amacınız yoksa yani yıllık asgari ücret karşılığını geçmeyen miktarda satış yapıyorsanız vergi vermenize gerek yok. fakat bu ha deyince vergi vermediğiniz anlamına gelmiyor. etsy'e herhangi bir belge sunmazsanız etsy sizden devletin istediği vergileri kesecektir. bu yaptığınız her satış başına etsy'nin kendi için yaptığı kesintileri haricinde "vat" "vergi" kesintisi yapacağı anlamına gelir.

    -buna nasıl engel olacaksınız?

    bağlı bulunduğunuz vergi dairesine giderek 9/6 vergi muafiyeti belgesine başvurmak istediğinizi belirteceksiniz. eğer koşulları sağlıyorsanız, herhangi bir işyerine sahip olmadan evde patik, sanat v.s üretiyorsanız bu belgeyi alabiliyorsunuz. böylece size gelen belgede bir "vat" "vergi" kimlik numarasına sahip oluyorsunuz. bu kimlik numarasının başına !tr! ibaresini koyarak etsy sisteminize girdiğinizde etsy size son bir ayda ödediğiniz vergileri geri ödüyor ve o andan sonraki satışlarınızdan vergi kesintisini yapmıyor. fakat misal; yıllık geliriniz asgari ücret toplamını aştı ama siz hala ufak işletmesiniz yani asgari ücreti çokta geçmiyorsunuz,

    ne yapacaksınız?

    aynı şekilde vergi dairesine gidip 9/10 esnaf muafiyet belgesine başvuracaksınız. bu belgenin diğerinden farkı nedir? bunun da belirli bir sınırı olmakla beraber artık kısmen de olsa vergi mükellefi olduğunuzu ifade eden belgedir. bu belgeyi alıp ziraat bankasına giderek ticari bir hesap açtırıyorsunuz ve satışlarınızdan gelen para bu hesaba her aktarıldığında ziraat bankası bu paradan %4 kesinti yaparak devlete aktarıyor.

    etsy reklamlarıyla birlikte instagram, pinterest gibi kanallar önemli midir?

    bu konu çok çetrefilli. kolay olandan başlarsak etsy'nin kendi içerisinde reklamlar şu şekilde işler (örnek); siz günlük bir dolarlık bir yatırımla etsy içinde reklam verirsiniz
    ve etsy'de müşteri sizin ürününüzle eşleşen bir arama yaptığında ilk sayfada çıkacağınız garantilenir. eğer müşteri sizin ürününüze, etsy ads olarak etiketlenmiş ürününüze tıklarsa bu bütçenizden kesinti yapılacağı anlamına gelir. günlük bir dolarlık bir yatırım 3 kere reklam tıklama hakkınız olduğu anlamına gelir. satış olup olmaması önemli değildir (40 cente yakın bir ücret tık başına). tık başına sizin bütçenizden para kesilir. bir dolar tamamlandığında reklam otomatik durdurulur.

    -etsy'nin bir diğer reklam seçeneği offsite-ads nedir?

    offsite-ads etsy'nin kurumsal olarak verdiği reklamlardır. etsy facebook google gibi platformlar için bir reklam bütçesi ayırır (ek bilgi olarak amerika ve avrupa'da tv reklamı da verir) ve buralarda ilgili kişilere sizin ürünlerinizi gösterebilir. eğer sizin müşteriniz bu reklamı tıklayarak sizden sipariş verirse etsy ürün başına %15 ek kesinti yapar. eğer dükkanınız on bin dolar üzeri satış yapmış bir dükkansa bu kesinti %12 ye iner. ek olarak; bu kesinti hiçbir şekilde 100 doları geçemez. pahalı ürünler satıyorsanız 100 dolardan fazlası için endişelenmeniz gerekmiyor. tekrar ek olarak; son bir yılda on bin dolardan az satış yaptıysanız ya da tabii ki yeni bir dükkana sahipseniz bu seçenek tercihinize bağlıdır. istediğiniz zaman kapatabilirsiniz. eğer aksi durumdaysanız kapatamazsınız ama yukarıda da belirtildiği gibi ödediğiniz oran düşer.

    -instagram, pinterest gibi platformlarınızın aktif olması işe yarar mı?
    çok açık olarak işe yarar fakat bunlara vakit ayırıp ayıramayacağınız önemlidir. emek - fayda ön plana çıkar. ben zaten bu ilişkiden kurtulmak için etsy'i tercih ediyorum yoksa gider shopier falan kullanırdım. instagram "kasacağıma" etsy'e reklam vermek daha avantajlı geliyor.

    -etsy'de satışarı dolarla mı yoksa tl ile mi yapıyoruz?

    buna en kısa cevap; dolara endeksli tl ile satış yapıyorsunuz olur. nasıl? siz ürününüzü dolarla fiyatlandırıyorsunuz fakat fiyatınızı tl olarak giriyorsunuz elinize geçen para yine tl oluyor. dolarla satış yapabilir misiniz? evet. hızla artan kurlar dükkanınızda ürün sayısı fazlaysa sürekli fiyat güncellemesi yapmanızı gerektirir. doğrudan dolar fiyat belirleyebilirsiniz. fakat bu durumda ek olarak %1.1 "kur çevirimi" kesintisini kabul etmeniz gerekir. ben şahsi olarak bunu kabul ediyorum. dolar arttığında ürün fiyatlarının tl değerinin düşmesinden ve sürekli fiyat güncellemekten bıktım. (dolara geçseniz de elinize tl geçecek, etsy satış anındaki kurdan paranızı tl'ye çevirecek!)

    - kargo?

    burada size türkiyede'ki kargo seçeneklerini, fiyat değerlendirmelerini sunacağım en son olarak denk gelebileceğiniz ptt kargo tartışmasını detaylandıracağım. sonuç olarak siz karar vereceksiniz.

    öncelikli olarak kendi kullandığım firmayı yazacağım ve bunun üzerinden işleyişi detaylandırarak çeşitli firmaların linklerini bırakacağım. (hayır indirim ya da teşvik almıyorum ama olsa da hayır demem.)

    (iyziship

    bütün firmalarda benzer sistem işler; ürünün gideceği adresi, paket boyutlarını, mal değerini içerik bilgisini sisteme girersiniz ve sistem size çeşitli firmaları sunar, fiyat tekliflerini sıralar. en başı tnt ve fedex çeker fiyat-hız performansı en iyi firmalar da bunlardır. siz bu firmalardan istediğinizi seçersiniz ödemeyi yaparsınız. ödemeyi yaptıktan sonra paketinizin tanınması için size bir kod verilir. bu kodu paketin üzerine yazarsınız ve anlaşmalı kargolar ile ücretsiz olarak paketinizin firmaya ulaşmasını sağlarsınız.

    paketiniz firmaya ulaştıktan sonra otomatik kantar, x-ray ve boyut ölçüm cihazına girer. burada sizin verdiğiniz bilgiler ile uyuşmazlık olursa (içerik, ölçü, ağırlık gibi) size bilgi verilir ve ek ödeme yapılması gerekirse ek ödeme yapmanız beklenir ya da kargosu sakıncalı ürün varsa aksiyon almanız beklenir. iyziship'te var, diğer firmalarda var mı bilmiyorum ama verdiğiniz ölçülerden daha ufak ölçülerde çıkarsa paketiniz para iadesi yapılır.

    eğer paket ölçüleriniz küçükse 1 hafta kadar süren kargo seçenekleri bulunur ve daha ucuza gider. genelde 1-2 desi aralığında paketleriniz amerika'ya fedex-tnt ile 400 lira (ağustos 2022) civarına ulaşır. 1 desi altı paketleriniz 120-130 liraya kadar düşebilir fakat gidiş süresi 1 haftaya kadar uzar bu hizmet genelde amerika için usps ile sağlanır. fedex ve tnt aksilik olmadığı sürece çıkışı yapıldıktan sonra 3-4 iş günü içerisinde amerika'ya adrese teslimatı gerçekleştirir.

    -desi nedir?
    desi sizin paketinizin hacimsel ağırlığıdır. 20x25x10 ölçülerindeki bir paketin desisi 1kg olur. yani siz bu paketin içerisine 100 gram da koysanız 1kg fiyatı biçilir. eğer bu paketin içerisine 2kg bir ürün koyarsanız bu sefer 2kg üzerinden fiyat biçilir.

    -ptt nedir?
    ptt'nin iki kargo seçeneği vardır. birisi turpex denen hızlı ama pahalı diğeri "küçük paket posta" olarak adlandırılan mektup gönderisinin paket biçimidir. aliexpress'ten yüzyılda gelen kargolarınız da benzer mantıkla çalışır.

    küçük paket posta toplamda iki kiloyu ve boyutlarının toplamı 90cm geçmeyen paketlerinizi gönderebileceğiniz bir seçenektir. fiyatı oldukça ucuzdur, yavaştır ve takip edilmesi sorunlu bir hizmettir. ptt size bir takip kodu verse de tüm aşamaları kontrol edemezsiniz. ülkeden çıktıktan sonra 1 ay güncelleme almayan paketlerim olmuştu. bu paketler ülkeden çıkıp ilgili ülkeye vardığında oranın posta hizmetinin sorumluluğuna girer. ptt devreden çıkar. ek olarak bu bilgiyi başka yerde bulamazsınız; avustralya, kanada, almanya, israil ülkelerine paket geldikten sonra kesinlikle takip kodunu güncellemez. paketiniz ulaştı mı ulaşmadı mı ancak müşteriden öğrenebilirsiniz.

    turpex?
    turpex ptt'nin hızlı alternatifidir. dhl firmasıyla çalışırlar. 3-4 gün içerisinde teslim yapılır fakat eskiden avantajlı olsa da artık değildir. hızlı artan enflasyon nedeniyle fiyatlandırması sdr ile belirlenir. bu nedenle diğer firmalarla kafa kafaya gider fiyatları. fiyat avantajı yoktur. sorun yaşamanız halinde iletişim zaten hak getire. tek avantajı ücretsiz kargo kutularıdır.

    -doğrudan firmadan hizmet almak;
    yani doğrudan bir ups, aras, fedex kargo şubesine giderek yurtdışı gönderi yapmak. boşa vakit kaybıdır. diğer firmalardaki 350 liralık kargoya beş bin lira fatura çıkarırlar.

    navlungo
    shipentegra

    gümrük nedir?
    gümrük sizin ürününüze girdiğiniz bilgilerle içeriğinin uyuşup uyuşmadığını, müşteri tarafından vergisinin ödenip ödenmediği gibi noktaları inceler. amerika için bin dolara kadar endişelenmeniz gerekmez. etsy zaten vergilendirmeleri yapar ve herhangi bir bilgilendirme yapmanız gerekmez. ürüne fatura koymanız da hiçbir ülke için zaruri değildir. ürünün seri üretim veya benzeri olmadığını varsayıyorum. avrupa haricinde diğer ülkelerde vergilendirme memurların inisiyatifine bağlıdır. bunlara bağlı olarak avrupa için ioss ingiltere için "vat" bilgilendirme numaraları vardır.

    ioss ve vat nedir?

    ioss avrupa ülkelerinin uyguladığı, benim tanımımla; ödenmiş vergi bilgilendirme sistemidir. etsy 200 euro kadar fiyata avrupa'ya satılan ürünlerden otomatik olarak vergi kesintisini müşteriye yapar ve sizi bu konuda bilgilendirir. etsy bu satış sonucunda sizin panelinizde sizi uyarır ve der ki; bu ürünün vergisi ödenmiştir müşteri gümrükte tekrar vergi ödemesin diye sana bir kod veriyorum, bu kodu kargo firmanla paylaş. firmalar size bu kodu girebileceğiniz bir alan sunar ve oraya girersiniz böylece ilgili ülkeye giren paketiniz gümrük ücretlerinden muaf tutulur. eğer etsy size böyle bir bilgilendirme yapmadıysa ürünün fiyatı vergilendirme diliminde değildir. gümrük memurunun inisiyatifine kalır.

    lucid nedir?
    almanya'nın çöp vergisidir. almanya'ya belirli firmalar üzerinden çöp verginizi ödersiniz ve gönderdiğiniz ürününüzün paketinin geri dönüşüm ücretini ödendiğini ve ülkeye girişinin uygun olduğunu kanıtlarsınız. yapmazsanız ürününüz ülkeye girmez ya da etsy aracılığıyla iki yüz bin euro'ya kadar ceza alabilirsiniz. önce lucid kayıt bu siteye girerek resmi olarak bu sisteme kişisel ya da firma olarak kaydolursunuz ve size verilen lucid numarasıyla herhangi bir geri dönüşüm firmasından yıllık gönderdiğiniz çöp ne kadarsa ona uygun bir para ödersiniz ve gönderdiğiniz paketlerinize bu firmanın stickerını yapıştırıp kargolarsınız. en uygun fiyatı 2-3 kg çöpe kadar 7-8 euro gibi bir fiyatla bu firma vermektedir.

    şimdilik bu kadar, vakit buldukça editleyeceğim. bol satışlar.

  • salam sosis gibi et ürünleri kalitesinin çok düşük olduğu.
    pastaların çok kalitesiz ve lezettsiz olduğu.
    araba kullanırken yolların çok bozuk olduğu.
    gerek kamu gerekse özel sektörde kimsenin işini doğru düzgün yapmadığı.
    yasaların kanunların zayıf olduğu.
    toplumun bencil biribirine saygısız olduğu

    gerçekleridir.

  • güzel bir gelişme.

    ahmet davutoğlu'nun ilk defa güzel bir şey yaptığını gördüm lan. inanamıyorum.

    edit: olm ben işsizim lan niye sevindiysem.

    karım özel sektörde, onu da kapsamıyormuş.

    neyse tatile sevinenler için sevineyim bari.

  • "dance now!!!!
    move onto the dance floor!!! right now!!!!!!"

    çeşit çeşit, tür tür şarkının içindeler. bazen hiphop oluyor bu, bazen rnb, bazen elektronik. müzik farklı, tarz farklı, hatta bazen dil bile farklı, ama dans edilmesini emreden zenci aşağı yukarı aynı. böyle hafif kaba, küstah, hoyratça bir ifade tarzı var. "dükkanın önünü kapamayın hadi hadi hadi!!!" diye kışkışlayan esnaf havasında.

    apartmanının park girişinin önüne park etmişim sanki adamın, emrediyor direkt:

    "şimdi dans etçeksin!!!" diyor, "şimdi gidip oynayacaksın, sallayacaksın, kıvırtacaksın!!!! hemen şimdi!!!! şimdi diyorum!!!" (ne acelen var pezevenk???)

    hayır bir de bu sesi öyle bir seçiyorlar ki, insan aldığı komutu uygulamak zorunda hissediyor. karşımda sanki mr eko var, sanki simon adebisi var... hafif bir ürkme geliyor içimden, "peki abi dans edelim artik ne yapalim" gibi düşünüyorum. o adamın minyon olma ihtimali yok yani, tut ki zaten zenci.

    bu şarkılara ancak gündüz arabadayken radyoda filan rastlıyorum, o anda bile etkisi oluyor. demek ki bu adam karşıma barda filan çıksa, arka planda hotel california filan çalıyor bile olsa, "dans et! şimdi hemennnn!!! right nowww!!!" tarzı bir diretmeyle karşılaşsam tın tın tın başımı önüme eğip gideceğim, hoplayıp zıplayacağım.

    ...eşi dostu ne yapar bu sesin sahibinin, bir de onun merakı içindeyim. "yemek saati gelmeden evde olacaksın demedim mi eşşek herif? right nooow!!! hava karardı!!! yeaaah!!!" diye kızsa evladına, o çocuğun itiraz edebilme olasılığını aklımdan dahi geçiremiyorum.