ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
25 ağustos 2020 almanya doğu akdeniz açıklaması
-
ver mehteri dedirten aciklamalar.
on tane almanca kaynaga baktim, ama hic birisinde bakanin agzindan cikmis öyle bir cümle bulamadim. tam tersine bu sorunun iki ülke arasinda diyalog ile cözülmesi gerektigini belirtmis alman disisler bakani.
ama tabi medyamiz (sagci yandas, solcu yoldas farketmeksizin) atese körükle gitmeyi tercih ettigi ve sevdigi icin ve de bu haberlerin daha fazla okunduklarini bildikleri icin bu tarz carpitma bilgileri paylasmaktan utanmiyorlar.
--- spoiler ---
die gesprächsfenster zwischen griechenland und türkei müssen jetzt weiter auf- und nicht zugemacht werden. dazu brauchen wir nun statt neuer provokationen endlich schritte der entspannung und einen einstieg in direkte gespräche. das wollen wir nach kräften unterstützen, heute auch vor ort.
--- spoiler ---
kisaca aciklamak gerekirse, bakan twitinde diyor ki:
yunanistan ve türkiye arasindaki görüsmeler bu sürecte kapatilmamali tam tersine acik tutulmalidir. bunun icin yeni provokasyonlar yerine direk müzakerlerin baslamasi ve orta yolun bulunmasi gerekiyor.
bunu diyen adamin, bu twiti kendi sayfasinda dururken "biz yunanistan'in yanindayiz" demesini gercekten de inandirici buluyor musunuz? cevabiniz evetse, tebrikler.
kaynak 1
almanca kaynak 2
alman bakanin twiti
edit: imla.
kayseri'de mezara saldırmak için bekleyenler
-
biz bu tipleri neden yabancılara satılan kurumlarımızın nöbetini tutarken göremiyoruz? ya da rant için sit alanlarının talanına karşı nöbette? biz bu insanları neden geçinemediği için kendini yakan adamın ya da ısınamadığı için kendisini asan annenin yanında göremiyoruz ? biz bu vatan aşıklarını neden bu bizim savaşımız değil mehmetçik neden orada dediğimizde göremiyoruz ? olmadıkları o kadar çok yer var ki saymakla bitmez ama oldukları yerler hiç değişmiyor.
biz bu insanları neden sadece ayrıştırmada , öfkede, suçta görüyoruz?
insanlık suçu işlemek için elinde tuttuğun benim de bayrağım hasta ruhlu eylemlerinize alet edebileceğiniz bir tür kalkan değil.
mehmetçiğin gültan kışanak'a verdiği ayar
-
bir takım vatan hainlerinin barış barış diye ötmelerine rağmen "senin devletin" sözüyle aslında ne kafada olduklarını bir kere daha görmemize vesile olmuştur.
(bkz: helal olsun)
türkiye'nin isveç olabilmesi için gerekenler
-
isveç'in epey bozması lazım. yoksa bir tarafımızı yırtsak olmaz olmaz.
dayak yiyip metrobüsten atılan mülteciler
-
(bkz: ülkede güzel şeyler de oluyor)
peşin edit: bana "faşist" diyenlerin arasından 10 kişiye çekilişle 3 suriyeli ve 2 afgan hediye edicem. şanslı sjw'lerimize yeni ev arkadaşlarıyla şimdiden mutluluklar.
ebru gündeş
-
kocasının zenginliğinden ve sürekli para saçmasından yorulduğum kadın.
o ne kıroluk yavaş be kardeşim.
abi 20şer küsür milyona iki tane yalı almak nedir, çırağan sarayı'nda doğum günü nedir lan? evinde yaparsın mumlarını üflersin, 3-5 sevdiğin sana saçma hediyeler verir ve dağılırsınız. saray ne kafayı mı yediniz?
edit: ana adamı içeri almışlar ule?
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer bağdat caddesi, starbucks ,19-20 yaşlarında 2 genç kız'ın aralarında geçmektedir:
k1 - 3 kez öss'ye girdiaam , kazanamadıaam.
k2 - evet yaa çok zor yapıyolaaar
k1 - bu sene de kazanamazsam amırikaya gidicıaam.
k2 - inanmıyoraam
k1 - ya evet cınaam, beyin göçü böyle oluyo işteaa.
ya borçlanacağız ya vergileri arttıracağız
-
imf'ye verdiğimiz borçlardan biraz kıssak?
yakışıklı diye yutturulan ünlüler
-
(bkz: barış arduç)
hayata dair iç burkan detaylar
-
bir sene evvel kaybettiği babasının pijamasına sarılmadan yatamayan 10 yasında bir kız cocuğu...
bir anne ve iki kızı ile kalıyorum bir süredir.
kızlardan birisi 10 yasında, digeri 6 yasında.
kadın eşini gecen sene kanserden kaybetmiş.
koskoca istanbul'da iki cocukla bir basına kalmış.
ailesi "memlekete don" demiş. donmemiş.
"esimin hatırasını bırakamam, ben burada buyuturum cocuklarımı" demiş ve kalmış istanbul'da.
ne is olsa yapıyor.
hafta sonları temizliğe gidiyor.
hafta ici bir işyerinin yemeklerini yapıyor.
iki haftada bir cocuklarının okulunun camlarını siliyor.
"asla gocunmam, her isi yaparım, istanbul'da is çok, yeter ki gocunma" diyor bana...
zaman zaman sikayetlendigim isim geliyor aklıma...
39 yasında. nasıl güzel, nasıl zayıf ve narin...
ama sacları bembeyaz.
bir senede bu hale gelmiş, eşini kaybettikten sonra.
ama her seye ragmn öyle sıkı tutunmuş ki hayata, öyle sarılmış ki yavrularına, inanın su an itibarıyla canınızı sıktığınız ufacık seylerden utanırsınız.
iste bu kadının 10 yaşındaki yavrusu da, her seyin farkında koskocaman bir insanmiscasina, yatağına sokulur sokulmaz babasının pijamasına sariliveriyor...
10 yasında, kendi minicik ama kalbi ve aklı koskocaman bir kiz cocuğu.
"öğretmen olmak istiyorum abla" dedi bana bu aksam.
sadece kocaman sımsıkı sarilabildim ona.
10 yasında... ve bana hayat dersi verdiler bugün, "hükumet gibi kadın" denilesi annecigiyle.