ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
üniversitede fark edilen gerçekler
-
a101'in bim'den daha ucuz olması lakin bim'in a101'den daha kaliteli olması. mesela a101'de plastik sucuk 3 lira ve bim'de plastik sucuk 5 lira fakat bim'deki sucuğun tadı daha çok plastiğe benziyor, yani yerken yemeğin tadını alıyorsun, ağzına bi' asfalt değmiş gibi oluyor. oysaki a101 sucuğunda ne bi' plastik kokusu ne bi' kıkırdak, dümdüz domuz etini dizmişler, bıçakla keserken bıçak bile tiksiniyor, yana kaçıyor bıçak.
aleviliği türkiye'ye ingilizler getirmiştir
-
foyamızı ortaya çıkartan bu saptama bir ingiliz olarak beni çok üzmüştür.
sen o kadar uğraş, yeni mezhep kur, tam türkleri bölmeyi başarıyorken son derece prestijli bir üniversitede bilim yapan bir profesör gelip bütün çabalarını yerle yeksan etsin. olacak iş mi bu yahu?
tası tarağı topladım, buckingham'a, anamın evine dönüyorum.
misvak dergisinin yaşar nuri öztürk karikatürü
-
bunların lağım çukuruna dönmüş ağızlarını misvak değil kezzap bile temizlemez.
nasıl bir ceza ulan bu aşağılık adamlarla aynı ülkenin vatandaşı olmak, tarihin aynı rezil dönemine denk gelmek.
ne kadar siyasal islamcı köpek varsa allah belasını versin...
robert lewandowski
-
biraz önce wolfsburg'a 1 dk içinde 2 gol atarak gerçek bir forvet nasıl olur göstermiştir.
edit : 4 dk içinde hat-trick yaptı
edit 2 : 7 dk içinde 4. golünü de attı, insan gibi oynamıyor adam.
yeter la amk editi : 9 dk içinde 5. golünü de attı.
ankara'yı ziyaret eden turistler için öneri
-
(bkz: hacı bayram)
(bkz: ptt müzesi)
(bkz: anadolu medeniyetleri müzesi)
(bkz: mta doğa tarihi müzesi)
(bkz: anıtkabir)
(bkz: roma hamamı)
(bkz: agustus tapınağı)
(bkz: julian sütunu)
(bkz: rahmi koç müzesi)
(bkz: ankara kalesi)
(bkz: hamam önü)
(bkz: resim heykel müzesi)
(bkz: etnoğrafya müzesi)
(bkz: altınköy)
(bkz: beypazarı yaşayan müze)
(bkz: ulucanlar cezaevi müzesi)
doğal güzellikler:
(bkz: soğuksu milli parkı)
fazla söze gerek yok...
(bkz: sorgun göleti)
kamp için ideal. ulaşımı birazcık zor, minik kemirgenlere dikkat.
(bkz: eymir gölü)
ankara'nın içinde, dünyanın en güzel bisiklet parkurlarından biri. bisikletinizi getirmenize gerek yok, kiralıyabilirsiniz.
(bkz: karagöl)
ulaşım zor, göl küçük, doğa ve manzara harika, abant'ın demosu, trekking için ideal.
(bkz: nallıhan kuş cenneti) ve kıztepe.
favorilerim: anıtkabir, ptt müzesi (modern müzecilik için örnek mekan, pul merakı olanları bir günde bitiremez bu arada), anadolu medeniyetleri müzesi, rahmi koç müzesi (oyuncaklara ve tüm kolleksiyonlara bayılacaksınız), mta doğa tarihi müzesi (çok ferah, modern mekan, temalar türkiye ortalamasının çok üzerinde, ayrıca ateist arkadaşlar kendilerini çok iyi hissedecektir), bunlar meraklısına göre içerik olarak en dolu mekanlar, altınköy'ü ise kültürel ve tematik olarak çok başarılı buluyorum, benzersiz bir çalışma. manevi ve tasavvufi yönden ise hacıbayram camii ve türbesi ayrı bir önem arzediyor şüphesiz.
ankara denilen yer antik dönemden itibaren kale içinden başlar, orta çağda ve yeni çağda ise kale içi ve civarı bildiğim kadarıyla eski zamanların aristokrat sınıfının yaşadığı yerlerken, eski hanlar (bugün koç müzesinin içinde bulunduğu çengel han gibi), atpazarı, koyun pazarı, samanpazarı gibi yerler ticaret hayatının döndüdüğü (ahiliğin merkezidir ayrıca) çiftçilik hayvancılıkla uğraşan yöre insanının uğrak yeri olan mekanlarıdır. yani ankara denilince aslında akla gelen ana mekanlar buralardır. buraları görmeden ben ankara'yı gezdim demeyin.
eğlence, tiyatro, opera, konser, gösteri, vs.. pek malumatım yok, gece hayatını ve sabaha kadar demlenmeyi sevenler içinse pek ideal bir şehir değildir, şahsi kanaatim zıkımın kökünü içsinlerdir zaten. arkadaşlar tunalı falan demişler de memur adamın neyine gözüyle bakılır bunlara. talep meselesi birazda ama gece gece macera arıyorsanız ulus çankırı caddesi'ni tavsiye(!) ederiz.
kozmopolit şehir olanaklarından, aktiviteleriden abartıldığı kadar geri kalmaz ankara, arayan bulur.
boğaz sefası yapamasanız da göl kenarı kafeleri dostlarla vakit geçirmek, sohbet etmek için ideal ve fiyatları uygundur. mogan, göksu, gençlik parkı vs...
edit: ek olarak ankara da ne var ki görülecek falan diyenlere aldanmayın, istanbul'la kıyaslanamaz olsa da tarihi ve kürtürel doku olarak görülmeye değer bir kenttir. ankara'da turist görmedim, ne işi var... diyenler anadolu medeniyetleri müzesine bir uğrasınlar türkçe konuşan kaç kişi bulacaklar, antik dönem topkapı sarayı'dır anadolu medeniyetleri müzesi. sergilenen eserlerin başka hiç bir yerde benzerini dahi göremezsiniz.
kısacası ankara bir turist için en azından dolu dolu bir hafta ayırmaya değecek bir şehir.
panama papers'ta adı geçen türkler
-
isim benzerliğinden dolayı içlerinde amca oğlumu gördüğüm liste. bir an için "neden olmasın?" diyerek ümitlendim ve amca oğlumun çok zengin olduğunu, vergi kaçırıp kara para akladığını, göze batmamak için de mütevazi hayat sürdüğünü düşündüm. hemen telefona sarıldım:
+ abi nerdesin?
- bim'deyim.
fakirlik hayal gücünü bile kısıtlıyor.
debe editi: amca oğlu, bim'in kapalı olduğu bir vakitte bim'de olduğunu söyleyerek şüpheleri iyice artırdı. geçen hafta arka camı olmayan fiat doblo satın almasına anlam verememiştim zaten. çok kurnaz bu amca oğlu. dikkat dağıtmak için facebook'ta "tofaşk, israil'i boykot et" tarzında paylaşım yapıyor. du bakalım her şey ortaya çıkacak.
yapınca herkes sana bakıyor hissi veren eylem
-
yalniz basina disarda yemek yemek, bi turlu alisamadim, sanki herkes bana bakiyor
el cuerpo
-
yönetmenin ilk filmi ve gerçekten şahane bir film olmuş. bu film ile bir kere daha anladım ki ispanyol sineması gerilim-korku türünde japonları, amerikalıları çoktan sollamış. film için şunu söyleyeyim, insan bir gerilim filminden ne beklerse bu filmde bulur. merak ve heyecanla sorular sordurtuyor, acabalarla ilerliyor, ve şaşkınlıklara gark edip sonlanıyor.
--- spoiler ---
filmin doğa üstü olayların beklentisine sokması, sonra zekice kurgulanan bir intikam hikayesine yani bir anda polisiye-gerilime dönüşmesi güzeldi, şahaneydi, zekiceydi...
--- spoiler ---
wesley sneijder
-
ben bu adamın yerinde olsam cebimden bir tane bitiriciliği iyi olan forvet alırım.sonra da takımdan bu adamın attığı gol başına para isterim.
kafe ve restoranlara 45 dakika sınırı getirilmesi
-
twitter yorumu yarmıştır: masa 5'i yarım saat uzatır mısın abi?''.