hesabın var mı? giriş yap

  • güzel film, hayatınızı değiştirecek film olmayabilir ama zaman kaybı demek de zalımlık olur. o kadar da şaabmayın gençler.

    --- spoiler ---

    başkanın özel kalem müdürünün bizzat başkanın oğlu olması, nasa'nın başında anestezi uzmanının olması aslında çok paralel evren sayılmaz, birkaç bin km ötede olabilecek şeyler bunlar. abartı olsun diye yapmışlar ama abartı olmamış bizim için.

    "kuyruklu yıldız aslında hiç yok" diyenler sanırım covid diye bir hastalık yok diyenlere ithafen eklenmiş.

    look-up'ı don't look-up olarak değiştirerek bunun üzerinden hamaset yapan siyasiler var...
    "size yukarı bak diyolar çünkü onlar size yukardan bakıyolar" falan gibi akp siyaseti var. gerçekten amerika da böyle mi lan?
    bizim kadar varoş ve kalitesiz mi siyaset?

    --- spoiler ---

  • merak edenler için sözlükte bulunsun dediğim cv'dir. yalnız kapladığı alan bakımından sözlük serverlarını zorlamaktadır. okuyan çıksın bi zahmet, sözlük kasıyor.

    -1969 yılında ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'ni ve ankara üniversitesi dil, tarih ve coğrafya fakültesi'nin tarih bölümünü bitirdi.
    - viyana üniversitesi slavistik ve orientalistik bölümü'nde öğrenim gördü.
    - yüksek lisans çalışmasını chicago üniversitesi'nde yaptı.
    - ankara siyasal bilgiler fakültesi'nde "tanzimat sonrası mahallî idareler" adlı tezi ile 1974 yılında doktor, "osmanlı imparatorluğu'nda alman nüfûzu" adlı çalışmasıyla 1979'da doçent oldu.
    - 1982 yılında devletin akademik politikalarına tepki olarak görevinden istifa etti. bu dönemde viyana, berlin, paris, princeton, moskova, roma, münih, strazburg, yanya, sofya, kiel, cambridge, oxford ve tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı.
    - 1989'da türkiye'ye dönerek profesör oldu ve 1989-2002 yılları arasında ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'nde idare tarihi bilim dalı başkanı olarak görev yaptı.
    - 2002 yılında galatasaray üniversitesi'ne, iki yıl sonra ise bilkent üniversitesi'ne konuk öğretim üyesi olarak geçti.
    - şu anda galatasaray üniversitesi hukuk fakültesi ve bilkent üniversitesi hukuk fakültesinde türk hukuk tarihi derslerini vermektedir.
    - galatasaray üniversitesi senato üyesidir.
    - uluslararası osmanlı etütleri komitesi yönetim kurulu üyesi ile avrupa iranoloji cemiyeti ve avusturya-türk bilimler forumu üyesidir.
    - ilke eğitim ve sağlık vakfı kapadokya meslek yüksekokulu mütevelli heyeti üyesidir.
    - 2005 yılında topkapı sarayı müzesi başkanı oldu.

    ortaylı; türkçe;
    ileri seviyede almanca, fransızca, ingilizce, italyanca ve rusça;
    orta seviyede kırım tatarca, slovakça, romence, sırpça, hırvatça, boşnakça, arapça, farsça, latince, ibranice, bulgarca, antik yunanca, ve yunanca bilmektedir.

    kaynak: vikipedia.

  • salı günü masumlar apartmanı, çarşamba günü sadakatsiz/masumiyet, perşembe günü camdaki kız, cuma günü kırmızı oda var. her birisi boktan hayatların dizisi. en masum olanında, üç dört kişinin evli olmasına rağmen farklı iki kadından çocuğu var.

    diyelim bunlardan kaçtınız, çukur var, maraşlı var. edho var. daha yeni yayından kalkan ramo vardı. arıza vardı.

    bunlardan da kaçtınız. kuruluş osman var. selçuklu var. herkesin hain olduğu abdulhamid var.

    arkadaş bu ülkede bir tane komedi dizisi olmayacak mı yahu? ekmek teknesi kıvamında bir aile dizisi çekilmeyecek mi? leyla ile mecnun absürtlüğünde bir komedi gelmeyecek mi? beğenmediğimiz yalan dünya ayarında bir komediye bile hasretiz şu an.

    herkesin, psikolojik problemlerle dolu boktan hayatlarını bize empoze etmek zorunda mısınız? ben haftanın her günü tv ekranında farklı bir iğrenç hayatı görmek zorunda mıyım? bir ülkenin ekranındaki tek komedi yapımı güldür güldür olabilir mi ya?

    emeği geçen herkese yazıklar olsun.

    edit: son cümle yumuşatıldı.

  • bir süredir melodisi alıp sözlerini türkçeleştirerek okuduğum eser.

    de!
    de get!
    de get lan!
    de get lan burdan!
    de get lan burdan lan kime diyorum aloo

    a-bi neden kızıyosunki
    ben sa-na-şim-di neyaptım

    aaaaaaaay ayy ayyyy(arka fon da brutalle "üstüme iilik sağlık")

    a-bi ne-den kızıyosun-ki
    ben sa-na-şim-di neyaptım

    aaaaaaaay ayy ayyyy(arka fon da brutalle "üstüme iilik sağlık")

  • okyanuslara kıyısının olmamasıdır.

    coğrafi keşifler çağında öne çıkan bütün devletler okyanus kıyısında olanlardır. bunlar kendileri dışındaki devletleri engellemişlerdir. günümüzde küçük bir ülke olan portekiz, ya da hollanda filan o devirde devasa sömürgelere sahiptiler, çünkü okyanusa kıyıları vardı.

    osmanlı devletininse sadece akdenize ve karadenize kıyısı vardı, okyanusa çıkmamız cebelitarık'tan çıkmamızı gerektiriyordu ve bu da zordu, çünkü orası başkasının elindeydi. donanmaları lojistik olarak desteklemek de mümkün değilmiş, çünkü portekiz direk açılırken, biz ancak bütün akdenizi geçtikten sonra savaşı da göze alırsak okyanusa açılabiliyorduk. ve dönüş de gene aynı şekilde. bu yüzden okyanus denizciliği bizde gelişmemiş.

    biz de elimizden gelenin en iyisini yapıp akdenize kıyısı olan neredeyse bütün kuzey afrika ülkelerine el atmışız. kurulduğumuz coğrafya itibariyle sınavımız buymuş, bu kadarını yapabilmiş, devamını yapamamışız.

    sonradan gelen not: bir çok arkadaş özelden "kızıldenize kıyısı vardı, niye oradan okyanusa açılmadı" diyor. kızıldeniz'e osmanlı devletinin sadece merkezi idaresine tabi kıldığı uzak eyaletlerinin kıyısı vardı. yani arap bölgelerinden ve mısır'dan bahsediyorum. cebelitarık bölgesi de aynı şekilde. buralar nüfusça osmanlı olan yerler değil, fetihler yoluyla elde edilmiş, ama türkçe konuşmayan toplumların yaşadığı, vergiyle bağlı bölgeler. anavatandan yani anadolu kıyılarından kızıldenize deniz yoluyla ulaşım yok. bu da kızıldenizde ayrı bir donanma kurulması zorunluluğu demek, bu da lojistik bir çok zorluk getiriyor, kendine göre güvenlik riski de var, bir deniz savaşı çıksa afrikayı dolaşmadan anadolu'dan yardım gönderemezsiniz mesela, isyan çıksa araplar el koysa yapacak bir şeyiniz yok. kızıldenizde osmanlı donanmasına ait gemiler var, ama bunlar süveyş ve basra tersanelerinde sıfırdan inşa edilen gemiler. baştan kuruyorsunuz yani her şeyi. o bölgeden hint okyanusuna kadar portekizliler hüküm sürüyordu, bu bölgedeki donanmalarıyla osmanlı devleti de bazı seferler düzenliyor, hindistana filan gidiyor, ama işte yeterli olmuyor. en iyi denizcilerimizden piri reis çıktığı seferde portekizlilerle savaşı göze alamayıp dönüyor, ceza olarak boynu vuruluyor. gene bir başka denizci seydi ali reis portekizlilerle karşılaşıyor, o da bir çok gemi kaybedip geri çekiliyor. böyle böyle bir noktadan sonra doğu yönüne devam edilmiyor. akdenize odaklanılıyor.

    sokullu zamanında (ki akıllı adammış) süveyş'e kanal açılmak istenmesinin de sebebi budur, asıl donanmayı oradan okyanusa çıkarabilmek ve portekizlilerle savaşacak güce erişmek. ama açamamışlar, hakimiyet de kuramamışlar. "süveyş kanalını açsalarmış madem, bak, adamların vizyonsuzluğu gene kanıtlandı, görememişler geleceği" diyen adamlar da bence haklı değil. vizyon varmış, fikri düşünmüşler de, işin mali boyutu var, işgücü boyutu var, o kadar kolay mı? aha, kanal istanbul 2010'dan beri ortada, daha kazma vurulabildi mi? ömürleri, paraları yetmemiş.

    yani bugünkü köylülüklere kızıp, kızdığımız insanlar osmanlıyı da sahipleniyor diye osmanlıya da "vizyonsuzlar, tembeller" filan diye tarihi açıklayamazsınız. hayat böyle vizyonlular, vizyonsuzlar diye açıklanabilecek kadar basit değil. portekizliler, ispanyollar, ingilizler, hollandalılar, fransızlar denizcilikte gelişti de tesadüf mü bu yani. portekizliler, hatta tarihin en büyük imparatorluklarından ispanyollar, o zaman çok vizyonluydu, kömür-demir çelik çağı başlayınca mı vizyonsuz oldular? hayır, kömür, demir, bunlar ispanyollarda yoktu, ingilizlerde ve almanlarda vardı. o zamana kadar "vizyonsuz" olan ve denizlere açılamayan almanlar birden vizyonlu mu oldular da sanayi devrimi yaptılar, hayır, onların önünde (batısında) çıkmalarını engelleyen ingiltere vardı, okyanusa kolay açılamıyorlardı, sömürge edinemediler, ama sanayi üretimi yapmalarına engel olmadı bu, "çünkü çok vizyonlu" olduklarından değil, topraklarında demir kömür çok bol ve ucuz bulunduğundan.

    her şey "benim mükemmel vizyonumu paylaşan biri yönetse işler süper olurdu, uzaya gidilirdi" diye açıklanamıyor maalesef.

  • firma yetkilileri “bizim kullanıcılar için hazırladığımız çubukların çok daha fazlası geri geliyor. bazılarının sahte olduğundan şüpheleniyoruz” demisler. demek ki bu ibneler de her 12324452452 dondurmadan sadece 1'inde bedava oldugunu kabul etmisler boylelikle.

    akilli olun az daha bedava koyun cubuklara yoksa koyarlar. şlaskdjaşlksdjas. ulan ne ulke be.

  • 01:06'da kameraya nah çeken bir velet içeren film *

    o kadar çok sıcak hava balonu var ki gören de işe balonla gidip geliyoruz sanacak.
    filmi güzel de ülke boktan işte...