hesabın var mı? giriş yap

  • çekin gidin işinize bakın.

    arkadaş kalalım tuzağına asla düşmeyin.
    tümüyle iletişiminizi kesin.

    başlıkta erkekleri iğdiş etmeye çalışan manüplatörlere de kulak asmayın.
    nazmış niyazmış, tekrar deneyin ısrarcı olun diyenlere itibar etmeyin. sümüklü böcek olursunuz.

    kadın ödül değildir, dolayısıyla kazanılacak bir şey yok. karşılıklı çekim varsa olur zaten.
    kendisini değersizleştiren birine kadının saygı duymasını da beklemeyin.

    şunu da unutmayın,
    sizi reddeden kadın sizi istemiyordur.
    hiçbir kadın ilgi duyduğu erkeği naz vs gibi saçmalıkar yaparak riske atmaz.

    size hayatının kapısını kapatanın, bacasından girmeye çalışmayın. paspas kadar değeriniz olmaz. aksine tiksinti uyandırırsınız.

  • bir finlandiyalının dev gibi bir şantiye haline gelen istanbulla ilgili yorumu:

    "1453'de almışsınız ama, daha hala yerleşememişsiniz"

  • sevme beni, sonra devami gelecek sanirim. her telefonun ucunda, her zilin ardinda seni ararim.
    ortaokulda biraktigim gunlugume donerim calakalem, hergun dudaklarimi boyarim, emprime etekleri cikaririm sandiktan, saate bakmaya alisirim. sevme beni, gozum ciceklere takilir, topraga yalinayak basarim, ekmek islarim kuslara, defterimin arasinda sumbul saklarim, bahar gececek kis gelecek diye korkarim. sevme beni, tum baglarindan kurtaririm saclarimi, ruzgarlara salarim, bir gulusun gamzesini gorebilmek icin erken uykulara yatarim, keman calarim bilmesem de, tum avluyu detone sarkilara bogarim. sevme beni, gulmeye alisirim, raki kokarim yaz aksamlari, zeytin cekirdeklerinden kolye yaparim, danteller dikerim gomlegimin yakasina, ipek mendiller kolalarim. sevme beni, hic gitmeyeceksin sanirim, yalanlara kanar, ardindan aglarim. sevme beni, seversen yolcu edemem seni, gitmeyesin diye kendimi azgin sulara atarım, saclarimi yolar, her teline ayri agit yakarim. sevme beni, ben senden beter severim, kul olur, yanarim.

  • ezilenlerin gür sesidir o...
    yetmez ama evet... bu ülkede işçiler hiçbir haklarını mücadeleyle almadı. sendika ve grev hakları bile 27 mayıs darbesiyle verildi.
    tayyip, belediye başkanlığına gelir gelmez sendikalı işçileri bitirip, taşeronları doldurdu. başbakan olunca da sendikaları ve sosyal hakları yok edip, işçilerin pazarlık gücünü bitirip, makarnaya muhtaç etti.
    devam edin bir paket bulgura şükredip, ezilenlerin sesi diye saraylarda ejder meyvesi yiyenleri şakşaklamaya...
    bir zamanlar büyük saygı duyduğum işçi sınıfından soğudum...
    canınız cehenneme...

  • kelimenin kökeni yürümekten gelmektedir, yörükler özellikle toros dağları çevresinde yaşamaktadırlar, öz türkçeyle karışık farklı bir şiveleri vardır, bahçeye tangay derler, bir yerde sabit durdukları zaman mutsuz olurlar, ellerinin altında keçileri, başlarının üstünde gökyüzü olmazsa rahat edemezler. etrafınızda yumuşak minderler dururken taşlara oturan, hafif çekik gözlü ve -e harflerini geniş söyleyen insanlar varsa onların yörük olma olasılığı yüksektir. kendi halkımdır, sürekli hareket halinde olmamın, rüyalarımda hep torosları, bozkırları görmemin ve hafif çekik gözlerim olmasının yegane sebebidir.

  • atakan’i uzun suredir taniyorum. isi gucu show’dur. ben burdan kendisine soruyorum: 15 temmuz gecesi neredeydin? cikip soyler misin lutfen? lafi dolandirmadan, delikanli gibi soruma cevap ver.

  • sermayeyi yola dokmus, dokerken de sokagi yapis yapis yapmis olmasi muhtemel bakkaldir. onu fabrikadan almamak gerek, aldiktan sonra sen onu bakkal olarak musteriye satsan da icsen de doksen de coca cola icin bir sey degismiyor.

    kesin ak partiye oy veriyordur.

  • ekonominin dengesi bozulduğunda ((bkz: enflasyon) , (bkz: deflasyon) , (bkz: stagflasyon)) devletlerin ekonomiyi dengeye getirmek için 2 ana yolu vardır.
    bunlar a)para politikası b)maliye politikası

    merkez bankasınında faiz oranlarını artırması da daraltıcı bir para politikasıdır.
    faiz arttırımı yapan merkez bankası aslında şunu amaçlar.bana borç verin ben de yüksek faizle size geri ödeme yapacağım. insanlar ve bankalarda getirisi yüksek olduğu için devlete borç verirler.böylece insaların yani piyasanın elindeki türk lirası azaldığı için türk lirası değerleniyor.

    şayet amerikan merkez bankası fed faiz arttırısa doların piyasadaki bulunurluğu azalacağı için değeri türk lirası karşısında yükselecektir. geçmişe baktığımızda fed'in faiz artırımında sonra türk merkez bankası da çoğu zaman aynı yolu seçerek faiz oranını arttırarak dengeyi sağlamaya çalışmıştır. oysa ki bu yaklaşımın çok da doğru olmadığını biliyoruz.

    faiz arttırıyla;
    -şirketler borç faizlerini ödemek için,yatırımlarını kısar.
    -insanlar yatırımcı pozisyondansa harcamamayıp biriktirme yolunu seçerler.
    -halihazırda borcu olanlar daha büyük bir borcun altına girerler.
    -enflasyon artışına sebeb olabilir.
    -iş kurmak isteyenler parasının tutup,tasarruf yoluna girerler.bankaya vadeli hesapta paralarını koyduklarında daha yüksek,risksiz,emeksiz getiri sağlayacaklarını düşünürler.yani faiz nasılsa garanti diyerek faizli mevduat hesaplarına yüklenirler.bu da sanayi ve ekonominin yavaşlamasına sebebiyet verir. dolaylı yoldan enflasyonu da yükseltir.
    -bankadan kredi alanlar zor duruma düşerler.

    mesela türk merkez bankasını ele alalım. türk merkez bankasının faiz artırımı türk ekonomisini zora sokar.borçları artan faizle ödemek zorunda kalıcaktır.aynı şekilde bu dünyadaki tüm merkezbankaları için geçerlidir.

    devletler faiz arttırarak ülkeden para çıkışını engellemeye çalışır.mesela fed'in faiz arttırımıyla para abd piyasalarına akacağından, brezilya türkiye güney afrika gibi gelişmekte olan piyasalar zor durumda kalır.

  • pardon da ne olacağıdı?

    siz kucaktan kucağa gezerken düzgün kızlar o düzgün erkeklere binip gittiler. siz de demirin tuncuna erkeğin piçine kaldınız canlarım. hahaaaayyt

  • ellerinde rpg ile şehir meydanında gezen masum insanlara yapılmış büyük terbiyesizlik. zaten onlar da ellerindeki küçük çaplı cephanelikle saldırmadan önce teslim ol çağrısı yapacaklardı.

    eğer bu saatten sonra bir pkk'lıya teslim ol çağrısı yapan güvenlik görevlisi varsa, en az pkk'lı kadar vatan hainidir gözümde.

    7 yıl sonra gelen edit: başlık başıma miras kalmış

  • yaa o değil de insanlık gerçekten teknolojinin fazlasıyla cebimize girmesiyle birlikte tersine evrim geçiriyor.

    bu teknoloji olayı yaramadı bize valla bak.

    biz de ergen olduk.90 larda geçirdim 10lu yaşlarımı. ben ve tum arkadaşlarım, hatta biz tüm bir jenerasyon 90lari pink floyd, led zeppelin, deep purple dinleyerek geçirdik bu ulkede. onları dinlemeyen iron maiden, metallica, nirvana, pearl jam dinliyordu.

    türk sanatçılardan mfö best of çıkardı 95te. ardından m.v.a.b. geldi. sakın gelme diye bir başyapıt çıktı o albümden misal. özlem tekin, şebnem ferah, teoman patladi 96-99 arası. 99 un en sonuna duman yetişti eski köprünün altında ile. hala daha iyi bir şarkı yapamadılar bence. ve tamam sustum diyen vega.

    rock kazanı ve leman okuyorduk. sonradan roll gelmişti.

    korkunç bir ergen olarak cezmi ersöz okuyordum. hatta ergenlikle suclaniyorduk cezmi okuyoruz diye. ödp kurulmuştu mesela. dünyayı cozdugunu düşünen ergenler olarak heyecan duymuştuk çokça. siyasal olmamizda her hafta leman okumamizin etkisi büyüktü.

    bakın tüm bunlar biz lisedeyken oluyor. böyle bir nesil yetiştik biz bu ülkede.

    şimdi bunlar nedir kardeş? ne diyeyim ben bunlara? bunlari takip edenlere ne diyeyim? ne oldu bu 20 yıl içinde ben onu anlamaya çalışıyorum.

    not: evet yaşlıyım.

  • bir iddia. iddia sahiplerinin kim olduğu hakkında hiç bir fikrim yok, fakat bu sabah dükkanımı açarken kapımın önünde bulduğum zarfı açınca öğrendim ki lanete uğramışım.

    bu işin sonu nereye varacak?

    edit: öğretmen adamım ben sayın tebliğci pezevenkler, sizin lanet ellerinizle kullandığınız lanet oylar neticesinde oluşan lanet düzende öğretmenlik yapamadığım için içki satıyorum iyi de yapıyorum.

    edit2: destek mesajları için teşekkürler, görseldeki bilgileri değiştirmem, sansürlemem konusunda ciddi uyarılar aldım, gerekeni yapacağım.
    görsel

    edit3: güvenlik kamerası dolu etraf bilsem ki savcılık bu işin üstüne gidecek hemen şimdi gerekli şikayeti yapayım fakat bu başımı belaya sokmaktan başka bir işe yaramayacak, tek başına bu bile başka bir ülkeye iltica etmek için yeterli bir sebep.

  • yıllar önce saçlarımın üçte birini kaybetmeme neden olan, ardından bir çok tedavi görmem sonucu ziyadesiyle tüm saçlarımı yeniden kazandığım hastalık.

    tedavi yöntemi olarak ne kullanılırsa kullanılsın, bu hastalıkla alakalı olarak temel olarak edindiğim tecrübe hastalığın psikolojik olarak büyütülmemesi gerektiğidir. saç derisinde 5 kuruş büyüklüğünde açılan bir delik zamanla kavanoz kapağı boyutuna dönüşebiliyor. bunu hızlandıran en önemli neden de kişinin "mnskym noldu lan bu nerden çıktı nasıl kurtulacam" telaşı, stresidir.

    hastalığın temel nedeni, stres veya başka etkenlerle kılcal damarlara yapılan baskı neticesinde o bölgedeki saç hücrelerinin beslenememesidir. saç hücresi yeterli desteği alamayınca ölmemek için saç telini bırakmak zorunda kalmaktadır. zamanla saçın yeniden çıkmasının nedeni de budur. yani, saç hücresi bir nevi ölüm uykusuna yatmaktadır. tedavide uzun zaman kaybedilmesi sonucu yeniden saç çıkmamasının nedeni uyku moduna geçen saç hücresinin kaybedilmesidir.

    kılcal damarların besleyemediği bölgede, dolaşım bozukluğuyla alakalı birikim oluşmakta, pis kan olarak tabir edilen kan toplanmaktadır. kaşıntı ve kızarıklığın bir nedeni de budur.

    sonuçta bir hastalıktır ve tedavisi vardır. bunun için;

    1. saçkıran tespit edildiğinde tedavi için zaman kaybedilmemelidir.
    2. doktor doktor gezip tedavi sürecini uzatmanın da alemi yoktur. özellikle bu hastalık üzerine ihtisaslaşmış bir prof. doktora gidişim bile bana deva olmamıştır. bir yığın nasihat psikolojik destek ve bir takım ilaçlar ise hiç bir işe yaramamıştır.
    3. hastalığın tedavisi ile ilgili temel mantık şudur: saçkıran oluşan bölge ve yakın çevresi bir havlu veya yarım diş sarımsak ile tarhiş edilemelidir. pis kan olarak tabir edilen birikimin oradan tahliye edilmesi için önemlidir.
    4. sarımsak tedavisi kesinlikle yabana atılmamalıdır. tarhiş edilen yere sürülen sarımsak biraz pis kokmanızı ve birazda acı duymanıza neden olabilir. ama tedavi sonrasında saçlarınızı eskisinden daha gür yeniden kazandığınızda sarımsak adını duyduğunuz yerde esas duruşa geçebilirsiniz.

    iyileştikten sonra zaman zaman tekrar edebilir. "naber lan nerde kaldın yoktun bi kaç sene" diyerek karşılanmalıdır. sonrasında zaten küsüp ortalardan kayboluyor bu hastalık. biraz saçma biraz komik gelebilir ama benim tecrübelerim bu şekildedir.

    ben doktor falan değilim kesinlikle, damdan düşen damdan düşenin halini bilir diyenim sadece.