hesabın var mı? giriş yap

  • eksik 1 oy olması durumunda dahi geçerlidir. hırsızlığın azı çoğu yoktur, hırsızlık hırsızlıktır.

  • sadece teoman'ın değil; tüm ülkenin tükenmişlik hali var. keşke biz de senede 2 ay çalışıp 10 ay kafa dinleyebilsek...

  • saldırganı, sınırdışı edilip türkiye'ye gelir burada hırsızlarla ve hırsızlardan rahatsız olmayanlarla koyun koyuna yaşar gider sorun yok. o tekmeleri de burada sallarlar belki ona. yakışır bu ülkeye.

  • primer (2004)
    bütçe: $7.000
    gişe: $424.000
    filmin bütçesi o kadar düşük ki, shane carruth filmi hem yazmış, hem yönetmiş hem de başrolde oynamıştır. anlaşılması zor bir film olmasının yanı sıra oldukça da düşük bütçesine rağmen, 2004 sundance film festivali'nde jüri özel ödülünü kazanmıştır. filmi anlamak için bir rehber, filmle ilgili bir karikatür.
    not: shane carruth'ın sonraki filmi upstream color'ı da şiddetle tavsiye ederim.

    el mariachi (1992)
    bütçe: $7.000
    gişe: $2.000.000
    robert rodriguez'in ilk uzun metrajlı filmi. filmi çekmek için gereken 7 bin doları nasıl bulduğuna dair bile çeşitli söylentiler vardır. filmin başarılı olmasının ardından desperado ve once upon a time in mexico filmlerini çekerek, meksika üçlemesini tamamlamıştır. robert rodrigez daha sonra, düşük bütçe ile nasıl film çekilir konulu 10 minute lesson for making a film adında kısa bir film bile yapmıştır. part1 part2

    pi (1998)
    bütçe: $60.000
    gişe: $3.220.000
    sağdan soldan borç alınarak çekilen filmlerden biri daha. kimilerine göre bir baş yapıt. darren aronofsky bu film ile 1998 sundance film festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü kazanmıştır, ilk uzun metrajlı filmidir ve aynı zamanda senaryosunu da kendisi yazmıştır.

    paranormal activity (2007)
    bütçe: $15.000
    gişe: $193.350.000
    düşük bütçesine rağmen gişede en çok kazandıran filmler arasında ilk akla gelenlerdendir. yönetmen oren peli kendi evinde, kendi arkadaşlarıyla çekmiştir bu filmi. senaryosunu da kendisi yazmıştır. devam filmlerini pek beğenmesem de, izlerken korktuğum filmler arasında yukarılarda yer alır.

    the blair witch project (1999)
    bütçe: $60.000
    gişe: $248.600.000
    found footage sinema türünün ilk örneği olmamasına rağmen öncüsü olmuştur. kendisinden sonra çekilen bir çok filme ilham vermiştir. gişede bu kadar başarılı olmasının sebeplerinden birisi de müthiş bir pazarlama stratejisi ile gösterime girmiş olmasıdır. filmin çeşitli festivallerdeki gösterimleri sırasında yapımcılar, filmdeki olayların gerçek olduğuna dair el ilanları dağıtmışlardır. bknz. dağıtılan ilanlarda, kayıp öğrenciler hakkında herhangi bir bilgiye sahip olan izleyicilerin bunu bildirmesi istenmiştir. filmde anlatılan olayların gerçek olup olmadığı uzun süre tartışma konusu olmuştur.

    coherence(2013)
    bütçe: $50.000
    gişe: $102.000
    james ward byrkit'in ilk uzun metrajlı filmi. film oldukça cüzi bir bütçeyle, set ekibi kullanılmadan ve doğaçlama olarak çekilmiş. gişede yüksek bir hasılat yapmasa da kuantum fiziği, paralel evren, schrödinger'in kedisi gibi konulara değinmesi ve bunları iyi bir şekilde anlatması ile bilim kurgu türünü sevenlerin dikkatini çekmeyi başarmıştır.

    tarnation (2003)
    bütçe: $218
    gişe: $592.000
    akıl hastası bir anne ile çocuğunun ilişkisini anlatan belgeseldir. filmin yönetmeni jonathan caouette 31 yaşında iken bu filmi yapmaya karar verdiğinde elinde, 11 yaşından bu yana biriktirdiği, kendi hayatından kesitlerin olduğu, 160 saatlik amatör görüntü ve ses kaydı mevcutmuş. super 8 kamera görüntüleri, vhs kaset ve fotoğraflardan oluşan bu kaynakları apple'ın video düzenleme programı imovie ile film haline getirmiş.

  • 2002 öncesinde fen lisesi --> odtü --> savunma sanayisi yolunda ilerleyip, tek bir kişiye ağız bükmeden, kendi çabam ve doğuştan gelen yeteneklerim sayesinde ekonomik özgürlüğümü kazandım, sınıf atladım, aileme güzel bir hayat sunma imkanı edindim.

    eski türkiye bana ve benim gibi milyonlarca vatandaşına mutluluğu kovalama hakkı sunuyordu.

    yeni türkiyede mutluluğu kovalama hakkınız akp il başkanlığına, tarikatlara, cemaatlere olan yakınlığınıza göre var ya da yok. ben 2002 sonrasında doğsaydım, kaliteli bir hayat yaşayamazdım.

  • bir türk haberciliği klişesi. her kış kar yağdığında ''beyaz kabus ülkeyi esir aldı'' tandanslı bir giriş yapılıp yurdun dört bir yanından kaza yapmış araç manzaraları gösterilir, bunu takiben yolda kalmış sinirli vatandaşlar ekrana gelir, ardından ise okulların tatil olduğu yerleşimler liste olarak verilir. ve tabii ki bu haberin olmazsa olmazı ''karın tadını ise minikler çıkarttı'' ana temalı kar topu oynayan, kızakta kayan çocuklarla ilgili kapanıştır. her kar yağdığında sanki çocuklar kar topu oynamayı veya kızakla (çoğunluk için daha ziyade poşetle) kaymayı o yıl keşfetmiş gibi bu haberler yapılır.

  • facebook'a, hastanede serum takılı fotoğraflarını koyan tiplerin bir tık altı. evet abi açık ve net. bebeğin fotosu var. ama yüzü yok. hani oyuncak bebeğin fotosuna smiley koysan, biri de demez ki bu gerçek bebek değil. ya nazara inanma koy fotoyu, inanıyorsan da hiç koyma zahmet etme.

  • marvel’ın disney+ dizileri şu ana kadar mcu’da gördüğümüz karakterlerin spin-off projeleriydi. moon knight ile birlikte ilk defa daha önce mcu projelerinde hiç görünmemiş bir karaktere odaklanıyoruz. o yüzden mcu da ilk kez göreceğimiz moon knight, she-hulk ve ms. marvel gibi projelerin önceki disney+ projelerinden daha heyecan verici olduğunu düşünüyorum.

    fragmana geçmeden önce moon knight’ın çizgi roman geçmişine bakmamız gerekiyor. karakter ilk kez 1975 yılında yayınlanan werewolf by night serisinin 32. sayısı ile okuyucu karşısına çıkıyor. marc spector bir paralı asker. bir görev sırasında çölde ölüme terk ediliyor. öldükten sonra mısır ay tanrısı khonshu tarafından hayata geri getiriliyor. karakteri diğer süper kahramanlardan en fazla ayıran özelliği de çoklu kişilik bozukluğuna sahip olması. asıl kimliği olan marc spector dışında en önemli diğer kişilikleri milyoner steven grant ve taksi şoförü jake lockley.

    karakterin çoklu kişilik bozukluğu gibi bir rahatsızlığının olması elbette onu canlandıran aktörden yüksek seviyede bir performans göstermesini gerektiriyor. ki sadece yukarıda bahsettiğimiz üç kişilikten bahsetmiyoruz. moon knight yayınlandığı süre boyunca ve halen sadece bu üç kişiliğin dışında da çok sayıda kişiliğe sahip oldu. işte bu noktada oscar ısaac’in çok iyi bir seçim olduğunu düşünüyorum. fragmanda da görüldüğü gibi fiziksel olarak rolüne yakışmasının yanında moon knight’ın farklı kişiliklerini çok başarılı şekilde yansıtacağını düşünüyorum.

    fragmanda ilk tanıştığımız kişilik steven grant. çizgi romanlardan biraz farklı olarak ingiliz bir karakter olarak tasarlanmış ve hediyelik eşya dükkanında çalışıyor. çizgi romandaki steven’ın bruce wayne’e fazla benzemesinden bu şekilde kaçınılmış gibi görünüyor. bu değişim kişilik geçişleri sırasında aksan kullanmak için oscar ısaac’in de elini güçlendirmiş. beklemediğim şey ise fragmanda ana kişiliğin marc’ın aksine steven gibi durması. ama tahminim bunun hikayede twist uygulamak için bir araç olarak kullanılacağı. steven dizinin ilerleyen kısımlarında asıl doğduğu ve moon knight güçlerini kazandığı kimliğin marc spector olduğunu öğrenecek.

    ethan hawke dizide arthur harrow karakterini canlandıracak. harrow aslında tek sayıda çıkan bir villain çizgi romanlarda. o yüzden moon knight ile yoğun bir geçmişlerinin olduğunu söyleyemeyiz. yalnız ethan hawke’yi mcu’da villain olarak izlemek çok keyifli olacak. oscar ısaac ile de güçlü bir kimya yakalayacaklardır.

    dizi ana eksenine olması gerektiği gibi marc spector’ın kişilik çatışmalarını almış. moon knight’ı diğer herkesten ayıran zaten bu kişilik bölünmeleri. bunun başarılı şekilde ekrana getirirlerse karakteri son derece uygun şekilde uyarlamış olurlar. mısır mitolojisine ait figürleri görmesi, neyin gerçek neyin gerçek olmadığını karıştırması son yıllarda yayınlanan moon knight çizgi romanlarıyla paralellik oluşturmuş. dizi çizgi romanlardaki gerekli bütün şeyleri bir araya getirmiş gibi görünüyor.

    marvel ağırdan ağırdan supernatural olarak isimlendireceğimiz karakterleri evrene sokmaya başladı. doctor strange zaten bunlardan biri, moon knight geliyor, werewolf by night ve blade yolda. çok yakında ghost rider ile alakalı da güzel haberler alacağımızı düşünüyorum. aktör olarak baktığımızda da bu karakterlerin olgun ve tanınan çok yetenekli oyunculardan seçtiklerini görüyoruz; benedict cumberbatch, oscar ısaac, gael garcia bernal (yakın zamanda resmi olarak açıklanması bekleniyor) mahershala ali gibi. marvel bu karakterlerle supernatural bir takım oluşturacaktır diye düşünüyorum.

    moon knight’ın kostümünü sona bırakmak istedim. kostüm için mumya konseptinden esinlenmek dahiyane bir fikir olmuş. kostüm nasıl olacak diye düşünürken aklıma böyle bir olasılığın gelmemesine çok şaşırdım. mumya gibi olması şu yönden de ilginç. önümüzdeki iki sene içerisinde marvel evreninde artık vampirler ve kurt adamlarda olacak. moon knight’ın bu tasarımıyla bir nevi mumya’da olmuş oldu. universal’ın dark universe evreni tek filmde kalırken marvel’ın gecenin yaratıkları konseptinde bile bu kadar derli toplu gidip bize o atmosferi de yaşatacak olması çok değerli bir şey.

    moon knight’in ilk fragmanı beklentileri fazlasıyla karşılayan bir fragman olmuş. diziye getirdikleri yeni fikirler çok başarılı duruyor. özellikle marc spactor ile değil de steven grant ile başlamak beni inanılmaz derecede merak ettirdi. teknik anlamda da dizi çok güzel duruyor. ki zaten hep söylediğimiz gibi disney+ bu dizileri sinema filmi prodüksiyonu gibi yaklaşıyor. şimdilik dizi ile alakalı her şey çok güzel duruyor.