ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
12 mart 2015 oy butonlarına basınca sararması
-
sozlukte gun gecmesin farkli aktivitelerle karsilasmayak. bu da beklentimiz disinda gelisen bi durum. artik frenler bosaldi, yonetim direksiyonu duvara kir. az once de 8 kez internal server error hatasi verdi, yonetim artik sik bizi.
edit: herkes denemeyi bende yapinca entry debeye girmis asdfsshsgsgsg, ayrica tesekkurler. (bkz: dünün en begenilen entry'sinin sahibi olmak)
(bkz: gecen haftanin en begenilen entry'leri) 1.
fransa'da yılda 25 bin tecavüz vakası yaşanması
-
sanırım "madem avrupa'da tecavüz ediliyor, biz de neden bu kadar safsata" ima edilmeye çalışılıyor. bilal'e anlatır gibi anlatayım; "orada" tecavüz mağduruna linç değil koruma, tecavüzcüye ise ceza verebilen, işlevini ve hakimiyetini kaybetmemiş bir yargı hakimiyeti mevcut canım. şimdi geceleri kızını okşayıp, karını dövmeye devam edebilirsin.
şaban vatan'ın akıl hastanesi'ne sevk edilmesi
-
2019 yılında kızı ölmüş bir babaya bile her türlü işkenceyi yapacak kadar ahlaksızlaşmış, kendi bekaları dışında gözleri hiçbir şeyi görmeyen insan müsveddelerin son icraatı. yazıklar olsun rabia'nın ve babasının tüm bedduları üzerinizde olsun.
hoşlanılan kızın whatsapp'tan gönderdiği son mesaj
-
"görüşmeyelim o zaman" tadında bir şeydir.
"hayat enfes anlardan oluşan kısa ve tatsız bir dönemdir." oscar wilde.
iş kuracaklara tavsiyeler
-
bu tavsiyelere kulak verin bence, çünkü yaşayan adam gelir anlatır burada ve hepsi birer ayrı tecrübedir. şimdi olacağı gibi;
öncelikle, aileniz çok zengin değil, miras falan kalmadıysa, en az 6 aylık şahsi giderlerinizi (kiradaysanız, kira, yemek, içecek, sosyal hayat için gereksinimler, vs) bir kenara koyun ve bunu unutun.
ilk başlarda şaşalı ofislere, sekreterlere, elemanlara gerek yok, bunu da unutun. 300-400 liraya bir ofis tutup, bir masa iki sandalye başlayabilirsiniz. hatta direkt home office de başlayabilirsiniz. ama evde çalışamıyorum, olmaz derseniz ilk söylediğim bence makuldür.
belli bir portföyünüz olmadan asla başlamayınız. ben şirketimi kurayım da nasıl olsa bir şekilde müşteri bulurum diye sakın ama sakın düşünmeyiniz, bu hataya düşmeyiniz.
bir arkadaş ortaklık kötü demiş, buna katılmakla birlikte, ama'lı bir cümle daha ekleyeceğim. ama finansal destek sağlayacak güvendiğiniz ortaklara da yüzünüzü dönmeyiniz. zira ilk zamanlar hiçbir banka sizin suratınıza bakmayacağından finansal destek çok önemlidir.
alacaklarınızı sıkı takip etmeli, tahsilatta gerekirse işi yüzsüzlüğe vurmalısınız, yoksa 90 gün vade olur size 150 hatta 180. sonra bağıra bağıra batar gidersiniz. nakit akışını sağlamak en öncelikli göreviniz olmalı
sözleşmesiz iş yapmamalısınız. unutmayın ki; piyasada herkes sizin gibi düzgün, sözüne sadık değil.
hiçbir zaman dürüstlüğünüzü kaybetmeyin. belki başlarda bu yüzden iş kaçırdığınız zamanlar bile olacaktır. ama bir kez adınız dürüst olarak piyasada nam saldı mı, sizi kimse tutamaz.
böyle gaz verip de entarime son dikişi atarım işte. haydi hayırlı işler.
tuğçe kazaz
-
görüşlerine değer verdiğim, yıllardır siyaset bilimi konusunda uzun araştırmaları ve çalışmaları bulunan şimdi de onların meyvesini yiyen değerli türk düşünür. sizler için eski çalışmalarından bir kaç anekdot derledim.
http://i.imgur.com/wwymm3e.jpg
http://i.imgur.com/pu68pp1.jpg
http://i.imgur.com/vbelbuy.jpg
kedi patisi
-
düğmesine* basınca tırnakları ortaya çıkartan sustalı yürütgeç.
basıyorsun -> wolverine
bırakıyorsun -> kedi
basıyorsun -> wolverine
bırakıyorsun -> kedi
wolverine, kedi, wolverine, kedi, wolverine, kedi.
kedi sıkılıncaya kadar gider bu böyle.
zaman zaman tehlikeli olabilse de, her şeye rağmen cennet kedilerin patileri altındadır
koku hafızası
-
koku hafızası güçlü insanlar yıllar sonra bile sevdikleri ve özledikleri insanların kokularını hatırlayıp hatırlayabilirler, gece rüyalarında bu kokuyu alıp o insanlarla ilgili rüyalar görebilirler, parfümü fazla sevmezler, herkesin kokusunu merak ettikleri için burunlarını uzatıp koklamak isterler, bazen sorun çıkarabilir bu. koku hafızası iyi bir insan için en kötü kokular ağır yemek kokusu, ter kokusu ve parfümün yoğun kokusudur. koku alma duyusu özellikle sabah uyandığımızda çok keskindir, uzun süre sigara içmek bu hafızayı köreltir.
doksanları en iyi ifade eden otomobil
-
çocuk gözümle hayatımda görmediğim otomobillerin yer aldığı listedir. hadi toyota corolla neyse, mercedes 190 da eh tamam diyelim de ötekiler nedir allasen. ferrari koymuş lan adam listeye. doksanlarda çocuk olan adamın ferrari'yi görme ihtimali nedir memlekette de bu araba doksanları ifade edebilir gözünü seveyim birader.
doksanları ifade etmesi için iz bırakacak iz iz. "doksanlar" ve "araba" kavramını yan yana koyunca direkt gözünde canlanacak. 2014 yılında o arabayı gördüğünde "ahh doksanlar" diyip aklına o yıllar gelecek. anca televizyonda (belki zenginlerin takıldığı yerlerin önünde kırk yılda bir tane, belki de mustafa sandal'ın klibinde) gördüğüm araba ne iz bırakacak ulan? üfff der, yalanır geçerim, ama doksanlara dair iz miz bırakmaz. a takımı'nın kullandığı siyah gmc minibüsü de koyalım o zaman? kara şimşeği de koyalım?
doksanlarda çocukluk, ergenlik ve gençliğin başını geçirmiş bir adam olarak benim için doksanlar dendi mi iz bırakmış tek araba farları açılıp kapanabilen mazda 323'tür.
daha da olmadı fiat tempra'dır.
edit: ulan kendi arabamızı yazmamışım. renault 21 concorde'dur. hala kullanıyorum, hala canavar gibi.
nescafe 3ü1 arada içen tip
-
şunun şurasında son 5 yıldır türeyen filtre kahve aristokratlarının beğenmediği tiptir.
"ayy frenç pıres olmadan içemiyorum şekerim"
" starbaks filtre kahve 5 lira bik bik"
" frenç press bok gibi! gerçek kahve espresso'dur"
bir bitin aq yeter artık. nesquik içiyorum en güzeli o.
edit: "5 yıldır türeyen" diye kast ettiğim filtre kahve değil, yukarıda örnek verdiğim tipler.
ali ağaoğlu
-
"kadinlar beni begeniyor" diyor.
sen o deniz kumu ile yaptigin insaatlarindan birinde amele ol bakalim yuzune kim bakiyor?
ipek açar
-
yıl 1995 belki de 97 tam hatırlamıyorum... televizyona çıkmıştı kocası kayahan ile birlikte. o zamanlar evlilikleri çok yeniydi ve canlı yayında kayahan tarafından çok büyük bir haksızlığa uğramıştı...
yaşı küçük olduğu için kayahan paramla evlendi, yakında beni bırakır, bir hasta olsam hemen kaçar gibi laflar etmişti. o da yanındaydı, incitmeden kendini savunmaya çalışmıştı. yüzü düşmüş ama kibarlığını hiç bozmamıştı.
o gün bu gündür kayahan'i her gördüğümde o tartışma gelir aklıma. acaba karısı bıraktı mı, evlilikleri nasıl, dediği gibi mı oldu...
ölüm haberini alınca benim için tartışma da cevabını buldu, büyük sanatçı kayahan yanılmıştı. 20 yıl önce beni bırakır diiye hırpaladığı karısı ölene kadar yanındaydı...