hesabın var mı? giriş yap

  • bu zorbalığı yapan kişilerin aileleri de bence sorunlu, kötü insanlardan oluşuyor olmalı.
    eğitim ailede başlar, öğretim ise okulda.
    ne kadar üzücü ki kötü aileler var ve böyle kötü cocuklar yetiştiriyorlar.

  • verin gitsin. napacak ki çocuk? en fazla temayla oynar, kapıları açıp toplu çaylak alır, beğenmediklerini uçurur falan. aa bi dakka lan, onlar zaten şu anda da yapılıyordu, değil mi?

  • iki talebe arasında geçmekte, ben bir büfede sosisli yerken geldiler, iyi ki geldiler.

    çocuk1: olm çok mutluyum lan.
    çocuk2: normal abi, sevgilisi olan sensin, gerçi kızda bıyık var...
    ç1: abi bak düşün bir kere, düşün, niye bıyıklı?
    ç2: neden olcak, epilasyon denen şeyi bilmediginden.
    ç1: olm öyle olsa bile ben mutluyum, düşünsene, kim benim sevgilime laf atar ki?
    ç2: haklısın ben atmazdım.
    ç1: tabii abi, çok çirkin, ben sevgilisi olmadan onu yolda görsem, ben de atmazdım ama gene de mutluyum, sevgilim çok çirkin, bıyıklı, kollarından kıl fışkırıyor ve içim rahat, kimse ona laf atmaz.
    ç2: lan iyi de kız kıllı?
    ç1: olsun, biri ona laf attı diye kavga etmek zorunda değilim, çünkü biliyorum, kimse laf atmaz ona...

    olm yemin ediyorum dönüp cocugun kafasını okşayasım geldi, bu nasıl bir iyilik lan... sosisli ağzımdan fışkıracaktı az kalsın... afferim.

  • sözlükte bu kadar babası belli olmayan öğretmen düşmanı varken oraya 2000 lira maaş alıyorum diye yazsan bile az demezler hocam. yeterli derler. başka bir iş yap derler. derler de derler ama evet az alıyormuşsunuz demezler.

  • cubuk makarnaya spagetti diyen piyasa kizdan daha samimi daha icten olan kizdir... git babanin parasiyla italya'da ye spagettini yavsak kiz...

  • doctor strange in the multiverse of madness filminin ilk teaser'ı yayınlandı. filmin isminden de anlaşılacağı üzere multiverse konseptine bu film ile tamamen giriyoruz. ıron man ile başlayan ve spider-man: far from home ile biten kısım the ınfinity saga olarak adlandırılıyor. phase 4 ile birlikte yepyeni bir hikaye konseptine geçtik. çoklu evrenleri ilk kez loki ile tanıdık. spider-man: no way home ise mcu'ya multiverse öğelerini getirdi. doctor strange in the multiverse of madness ile de biz bu sefer multiverse'e gideceğiz.

    fragman ilk doctor strange filminden hatırlayacağımız kırık kol saati ile açılıyor. strange orada çatlaklar içindeki yansımasını görüyor. aslında filmin konseptini ilk kareden görmüş oluyoruz böylece. hemen ardından doctor strange'i yıkılan bir new york da görüyoruz. burasının paralel evrenlerden biri olduğunu tahmin etmek hiç zor değil. bu filmde çok sayıda paralel evren göreceğimize eminim. bu sahnedeki de bunlardan yalnızca biri.

    sular altında kalmış bir yere giriyor doctor strange. bu yapı ya yıkılan new york evreninin ya da bambaşka bir evrenin sanctum sanctorum'u. daha sonra hızlıca sahnelerle karşılaşıyoruz. büyü yapmaya hazırlanan wanda, christine palmer'ın düğünü, sırtından gördüğümüz america chavez, wong ve america chavez'in yıldız şekilli portalıyla karşılaşan bir doctor strange variant'ı.

    burada hemen america chavez'den bahsedeyim. karakter çizgi romanlarda ilk kez 2011 yılında vengeance serisinin ilk sayısında görünüyor. utopian parallel isimli bir evrenden geliyor. süper insan gücü, dayanıklılık gibi güçlerinin yanı sıra en büyük özelliği yıldız şeklinde portallar açarak multiverse içerisinde istediği gibi dolaşması. zaten bu özelliği muhtemelen filmdeki en önemli karakterlerden biri olmasını sağlayacak.

    portalın çarptığı diğer doctor strange variantı defender strange. çizgi romanlarda defenders diye bir ekip var. bu ekip doctor strange, namor, hulk ve silver surfer'dan oluşuyor. gideceğiz paralel evrenlerden birinde avengers yerine defenders gibi bir ekip oluşturulmuş olabilir. belki de saydığım bu karakterleri variant olarak görme şansımızda oluşabilir.

    doctor strange, wanda'yı ziyarete gidiyor. wanda, westview olaylar yüzünden zannetse de doctor strange'in ona multiverse konusunda yardımına ihtiyacı var. tabi bu sahnenin altından başka kesinlikle başka şeylerde çıkacaktır. doctor strange, america chavez ve christine palmer bir kapından ilginç bir mekana çıkıyorlar. burada paralel evrenlerden biri mi yoksa multiverse'ün merkezinde yer alan ortak bir alan mı onu şu an kestirmek mümkün değil. ama mekanın ortasında bir güç kaynağı var gibi duruyor.

    daha sonra ilk filmden hatırlayacağımız karl mordo'yu görüyoruz. fiziksel olarak biraz farklı. geçen filmde gördüğümüz mordo'nun multiverse'e gitmiş hali de olabilir, variant mordo da olabilir. resmi olarak master morda diye geçiyor. şahsi fikrim variant olduğu yönünde. kamar-taj'ı bir sis kaplıyor. zannediyorum ki bu filmde kamar-taj büyük bir saldırıya uğrayacak. bu sahnelerde kısa bir an rintrah'ı da görme şansına kavuşuyoruz. kendisi çizgi romanlarda başka bir evrenden gelen doctor strange ile arkadaşlık kuran bir minotaur.

    yine çeşitli sahneler görüyoruz. wanda, scarlet witch modunda büyü yapıyor. master mordo ile doctor strange dövüşmeye başlıyor. mcu new york sahnesinde shuma-gorath'a benzeyen bir yaratık saldırıyor. işin ilginç yanı o yaratığı ismi shuma-gorath değil gargantos olarak listelenmiş. shuma-gorath için farklı planlar var demek ki.

    fragmanın finalinde ise doctor strange kendisinin kötü bir versiyonu ile karşılaşıyor. şu an için bu variant'ın what ıf animasyonun da karşımıza çıkan strange supreme olup olmadığı belli değil. resmi olarak ismi henüz açıklanmadı.

    doctor strange in the multiverse of madness bize çok büyük sürprizler hazırlıyor. ilk teaser'da bize sundukları şeyler sadece buzdağının görünen kısmı. şu ana kadar herhangi bir marvel filminde karşımıza çıkan herkes bu filmde tekrar karşımıza çıkabilir. mcu filmlerinden bahsetmiyorum. marvel studios dışındaki bütün filmlerden bahsediyorum. fox'un x-men ve fantastic four filmlerinden, eski daredevil, ghost rider, blade, punisher filmlerinden her karakter artık masada. filmin multiverse of madness isminin hakkını vereceğinden herkes emin olabilir.

  • dün gece eve dönerken bi işkembeciye uğradım. benim masaya bakan garson bey biraz konuşkan biriydi, sohbet etmeye başladık. yalnız maskesi olduğu için tam olarak ne dediğini anlamıyorum, böyle boğuk boğuk konuşuyor, hafif şivesi de var zerre çözemiyorum ne dediğini. bi yerden para mı bekliyormuş, bi yerde alacağı mı kalmış, iş mi bakıyormuş yani çok az aradan laflar seçiyorum kopuk kopuk... hafiften kafam da güzel, algılarım düşük, ben de nasıl olsa şimdi gider diye anlamasam da kibarlıktan "aynen abi ya", "hayırlısı olsun", "kısmet valla" falan gibi şeyler söylüyorum. yani bu laflar genelde bi noktadan sonra muhabbeti bitirir ama bitmedi.

    adam benim masaya her bir şey getirdiğinde 5-10 dk bi mevzudan bahsediyor. ulan o kadar çok uzadı ki muhabbet, benim kelimelerim bitti. çünkü en az 30 kere "hayırlısı olsun", 20 kere de "doğrudur", "haklısın abi", "aynen" falan dedim yani artık bunları kullanmaya devam edemem. bi de ben adama gaz mı veriyorum napıyosam dikkat ediyorum adam benimle her konuştuktan sonra kasadaki patronla biraz sözlü atışmaya giriyo sonra tekrar bana geliyo. yani biraz daha "aynen" falan desem dalacak patrona.

    ayrıca o kadar ilerledi ki mevzu "pardon siz ne anlatıyosunuz acaba aq?" da diyemiyorum, geri dönüş yok artık. o an konuyla ilgili bir şey sorsa mantıklı bi cevap veremicem, adam da onunla dalga geçtiğimi falan zannedecek diye iyice stres oldum, tek amacım artık yediğimden zevk almadan, tamamen karnımı doyurma ve ayılma amacıyla hızlı hızlı yiyip mekandan kaçmak. bi an önce gideyim buradan dedim.

    neyse yemek bitti hesabı ödedim. tam kapıdan çıkıcam, kendisi bana telefonunu verdi, "beni çaldır abi ben de kaydedeyim" dedi, onu anladım. yanında olduğum için de çaldırmak zorunda kaldım. neyse tam kurtuldum diyordum ki "abi o zaman ben senden haber bekliyorum" dedi, böyle 2-3 saniye bi sessizlik oldu aramızda, "tamam" falan deyip çıktım mekandan. sabah 10'da aradı açmadım, az önce yine aradı yine açmadım. bunun üzerine "abi salih ben. konuşabildin mi" diye mesaj attı. aq bi rahat bayram geçireyim dedim yine gereksiz bi action içinde buldum kendimi.

    not: salih abi belki buraya yolun düşer de burayı okuyorsundur. ben senin ne dediğini inan anlamadım güzel abim. mevzu da çok uzayınca bir şey diyemedim kusura bakma. sen şu olayı baştan bi güzelce anlat diyeceğim de akıl alma konusunda doğru insanla konuştuğundan emin değilim. biraz kafamı toparlayayım da arıcam abi seni :/

  • 14 mart tarihinde n11 üzerinden aldığım bilgisayar bozuk ulaştı. iade talep ettim, süreç biraz yavaş işliyor diye düşünürken bir baktım n11'in aracı olarak beni müşterisi yaptığı atılım bilgisayar mağazası iade talebiyle geri gönderdiğim bilgisayar ve ödediğim 3500 lira ile kayıplara karışmıştı. n11 müşteri hizmetlerine saatler süren derdimi anlatma çabalarım ve şikayetvar.com'a yazdıklarım sonucu aldığım yanıt, firma artık n11 ile iş yapmadığından ve resmi olarak satış gerçekleştiğinden ötürü haklarımı hukuki yollarla bireysel olarak aramam gerektiği idi.
    e tabi bu noktada o sempatikli "paranız güvence altında" mottolarına lanet edip bir avukata gitmem gerekti. suç duyurusunda bulunuldu icra takibi çıkarıldı ancak adamların benden önce 20 icra takip dosyaları var, hakkımı alabilir miyim bilemiyorum, hala yeni bir bilgisayarım yok.
    sitedeki mağaza puanlama sisteminin de birşey ifade ettiğini düşünmüyorum zira bu mağazanın da puanı soru işareti yaşatmayacak skalada idi. çöpe giden param , avukat masrafları ve vaktimin yanında bir de alt üst olan sinirlerimle kaldım.
    sonuç olarak n11 aracılığı ile dolandırıldım. teşekkürler.

    edit1: bilgisayar bozuk ulaştıysa neden onay verdin diyen arkadaşlar olmuş. onay vermedim iade talep ettim. ancak firma talebimi bilgisayarı teknik servise gönderip hasarlı raporu almam gerektiği bahanesiyle reddetti. tabi geri gelmeyecek bir bilgisayarı beklerken otomatik onay süresi dolmuştu.

    edit2: n11 başlığı görmüş olsa gerek ki beni aradı, durumla ilgili bir çözüme ulaştınız mı diye sordu. yasal süreçte n11'in üzerine düşen bir karar çıkmadığı için yardımcı olamıyorlarmış. burdan çıkardığım sonuç atılım bilgisayar'a değil n11.com'a dava açsam işler daha farklı olurdu. ibretlik.

    edit3: yasal yollardan 6 aydır çözemediğim durum sosyal medyanın gücüyle 2 saat içerisinde çözüldü, inanılır gibi değil n11 iademi onayladı. uplayan arkadaşlara çok teşekkürler.
    geçtiğimiz 6 ay içerisinde fırlayan dolar sebebiyle aynı skalada bir bilgisayarı aynı ücrete muhtemelen alamayacağım. bir de avukat masrafları ve hırpalanan sinirlerim var, bu yüzden 50 liralık hediye çeki yüklemişler sağolsunlar.

    edit4: müşteri memnuniyeti sonunda sağlandı. zamanında almak istediğim bilgisayarın bir tık üst modelini yollamayı teklif ettiler. sözlük sağolsun.

  • yemeyiverin. istikrara oy verin ki bu şekilde istikrarlı bir şekilde zamlar devam etsin. siz de yemeyiverin. size çok peynir meynir.

  • aylık maaşı 1 milyon tl olanları da vardır.

    yılda 5 maçta, turnuvaların yüzde 90'ına katılamayan milli takıma hocalık yapar.

  • berat albayrak gerçekleri çarpıtma işini iyi yapıyor.
    o yüzden teorik olarak doğru bir açıklama ama şöyle ki;

    diyelim ki, eve tok geldiniz ama sofra kurulu, anneniz de yemeniz için ısrar ediyor. siz de ne yaparsınız çatalın ucuyla bir iki parça yer bırakırsınız.

    ama düşünün ki, tam o esnada, pencereden dışarı bir de baktınız ki, evsiz aç bir adam çöpten bulduğu bir yiyeceği, hapur hupur iştahla yiyor.
    dolayısıyla, teorik olarak sizden fazla yiyor.

    işte büyüme hızı da böyle bir şeydir.
    doyum ile ilgili bir şey.
    büyüme hızın ab ülkelerinden ileride olabilir ama hacmin onlar kadar değil. onlar büyüyeceği kadar büyümüş, dolayısıyla büyüme hızları yavaşlamış..
    kısaca;
    onlar doymuş ama sen açsın.