hesabın var mı? giriş yap

  • sabah metrodan cikarken yapilan anonslarda, kazanin gerceklestigi metro hattina giden trenlerin gecici olarak durduruldugunu belirtiyorlardi. cok ciddiye almadim. "herhalde yine bir yenileme calismasi vardir" diye gecirdim icimden.

    ofise gelince ogrendim uzucu olayi.

    yanilmiyorsam bu zamana kadar hic bir kaza olmamis moskova metrosunda. senelerdir kullaniyorum, ben de karsilasmadim, duymadim.

    haberlerde yazilanlara gore tren raydan cikmis, bunun nedeni de makinistin ani yaptigi frenmis.

    bazi afedersiniz oc. makinistler bunu yapiyor. insanin odunu patlatiyorlar. hele ki sabah ve aksam vagonlarin en yogun oldugu donemde bu harekete maruz kalinca insanlar savruluyorlar bir yandan bir yana.

    olenlerin yakinlarina sabir ve bassagligi dilemekten baska bir seyimiz yok su an.

    yalniz madem herkes turkiye'yle karsilastirmis, hemen bastan belirteyim, ne cikip putin "bu gibi olaylar metronun fitratinda var" der, ne de bu olay uzerinden show yapar.
    metro ruslarin gururudur. evet, biraz abarti gibi geliyor ama gercekten de gurur duyulacak bir metro hattina sahiptir moskova. oyle kicikirik tek hatli istanbul metrosuna benzemez.
    o yuzdendir ki, bu olayin sorumlulari ortaya cikar, cezalari verilir, buyuk ihtimal bir daha gun yuzu goremezler. yaralilar su an hastanelere yerlestirilmis zaten, bedava, en iyi hizmeti alirlar.
    olenlerin ailelerine de ellerinden gelen yardimi yaparlar. yakinlarini yere yatirip tekmelemezler!

    edit: son bilgilere gore makinist de hayatini kaybetmistir. olu sayisi ise 20'ye yukselmistir.

  • besteci wolfgang amadeus mozart, erken gelişmişliği, üretkenliği ve güzel ve unutulmaz melodileriyle hatırlanır. eine kleine nachtmusik'in ünlü açılış notalarına saygısızlık etmek istemem ama muhtemelen mozart ile ilişkilendirilen en tanıdık melodi ingilizce konuşanlar tarafından "twinkle, twinkle, little star" olarak bilinir. gerçekten de bu melodinin mozart'ın çocukken ablası nannerl için yazdığı ilk bestelerinden biri olduğuna inanılır. ne yazık ki bu hikaye doğru değil.

    doğru olan, mozart'ın piyano için bu melodinin bir dizi varyasyonunu bestelemiş olduğudur. bu çeşitlemeler muhtemelen 1780'lerin başında, mozart genç bir adamken yazılmış ve mozart'ın ders verdiği müzik öğrencileri için piyano alıştırmaları olarak düşünülmüş olabilir. eserin tamamı 1785 yılında yayınlanmış ve o dönemde popüler olan bir fransız halk şarkısı olan "ah, vous dirai-je, maman" üzerine varyasyonlar olarak tanımlanmıştır. işte bu şarkının sözlerinin kabaca çevirisi (ah, devrim öncesi fransa'nın aptallığı):

    ah, anne, sana söyleyebilseydim / ıstırabımın nedenini / babam bir yetişkin gibi / mantıklı olmamı istiyor / ama ben diyorum ki tatlılar / mantıktan daha değerli
    peki melodinin kendisini kim besteledi? kimse bilmiyor. "ah, vous dirai-je, maman" melodisi ilk olarak (sözler olmadan) les amusements d'une heure et demy (1761) adlı bahçe partilerinde çalınacak müzik koleksiyonunda yayınlanmıştır. derleme boüin adında bir adama atfedilir, ancak müziği bizzat yazdığına dair bir kanıt yoktur. bazı akademisyenler melodinin 1740 kadar eski olabileceğini öne sürmüş olsa da, bestecisinin kimliği hala bir gizemdir.

    "twinkle, twinkle, little star "a gelince, ingiliz yazar jane taylor tarafından yazılmış bir şiir olarak ortaya çıkmış ve 1806 yılında "the star" adıyla yayınlanmıştır. bir süre sonra şiir "ah, vous dirai-je, maman" melodisine uyarlanmıştır. (sözlerin ve müziğin bir arada görüldüğü bilinen en eski tarih 1838'dir). daha önce fark etmiş olabileceğiniz gibi, melodi için alternatif sözlerin tek seti bu değildir. melodiyi kullanan diğer şarkılar arasında "baa, baa, black sheep", alfabe şarkısı ("a-b-c-d-e-f-g") ve bir almanca şarkı ("ıst das nicht ein schnitzelbank?") bulunmaktadır.

    kaynaklar yazı içinde linklenmiştir.

  • paranoyak değil, tedbirli insandır. paranoya gerçek olmayan kaygı ve korkular üzerine kuruludur. art niyetli birinin sizin haberiniz olmadan webcaminize erişim sağlayabileceği ise kanıtlanmış bir gerçektir.

  • ayı ile avcı fıkrasına döndü bu iş. merkez ne zaman müdahale etse daha da beter oluyor.

    edit: meşhur borsacı fıkrasıdır.

    avcımız avlanmaya çıkar dağa tepeye.. bir bakar ki bir ayı karşısında..
    çeker tüfeğini ateşler ama tüfek tutukluk yapar.. napsın, kaçmaya
    başlar, ayı da peşinde.. ayı yakalar bunu, bir güzel becerir.. avcımız hırs
    yapar, öldürecektir illa ki bu ayıyı.. bir müddet sonra bir daha görür ayıyı,
    çeker tüfeği, basar tetiği yine tutukluk yapar; bizimki kaçar, ayı peşinde,
    yakalar ayı bunu, bir daha becerir.. avcımız iyice hırslanmıştır illa ki
    vuracaktır ayıyı.. takılır ayının peşine, görür, çeker tüfeği basar tetiğe yine
    tutukluk yapar, ayı bunu bir daha yakalar bir daha becerir.. bu olay gün
    boyunca tekrarlanır.. artık avcının dayanacak gücü kalmamıştir, hayat
    meselesi olmuştur bu, son bir defa daha bakar ayı karşısında.. çeker
    tüfeği basar tetiğe ve tüfek yine tutukluk yapar.. ayı yakalar bunu ve der
    ki: - "ya kardeşim avcı mısın, ibne misin?"

  • "şayet yumurta dış bir güçle kırılırsa yaşam sona erer. içerideki güç ile kırılırsa yaşam başlar. büyük şeyler her zaman içeriden başlar."

  • benim evliliğimde çocuklardır.

    biri sekiz, diğeri altı yaşında iki vahşi erkek besliyoruz. eşim için hiçbir problem yok, çocuklar mükemmel. özellikle büyük çok zeki. fakat benim için boşanmanın eşiği. iki çocuk da o sevimli hallerinden bu noktaya nasıl geldi çözemiyorum. eve girmek istemiyorum artık.

    en son büyük olanı, küçüğe kedi maması yedirirken yakaladım. önlüğünü de taktırmış, itinayla mamaları kaşığa tek tek koyup besliyor. vurmadım. kaç tane yedirdiğini sordum, güldü; ama yine vurmadım. yemeğini aldım diye küçük ağlamaya başladı bu sefer.

    arkadaşlarım özgür eğitim, özgür okul, ekolojik pedagoji muhabbetleriyle başımın etini yedi. iyi dedim, okudum hepsini. güzel tamam da sanmıyorum dedim. büyüğü müfredat dışı, bahsi geçen referanslara dair eğitim veren özel bir okula gönderiyorum. ağaçlar altında ders, doğa gezileri, atölyeler falan. ikinci ayında okula çağırdılar. bir sıkıntısı mı varmış evde? anlatmak ister miyiz? var. kardeşine kedi maması yedirip mobilyaları kırıyor. ağaç falan yaramamış. bahçeye bağlasalar sesimi çıkarmam. çocuk da iki ay çıkarmaz, sever. hoşuna gidiyor böyle acayip şeyler. bi ara eğitim videoları izlerken önüme köpek eğitim videoları çıktı. eline ödül maması koyup burnuna tutuyor köpeğin, o da oturuyor. aldım çikolatayı gittim yanına, burnuna doğrultup otur, dedim. kaçtı gitti.

    keşke şimdi hiç değilse büyük olanı alıp otuz iki yaşında falan geri getirseler eve.

  • benim için kesinlikle mazda 323'ün açılıp kapanan farlı araba modeliydi. o zamanlar benim gözümde ne ferrari ne porsche dünyanın en iyi arabası mazda'ydı. bir de tempra'nın o dijital göstergesinden dolayı gözümde ayrı bir yeri vardı, ne zaman tempra'ya binsem o dijital hız göstergesinden gözümü alamazdım.

    mazda 323
    tempra'nın müthiş göstergeleri

  • " golfün ne olduğunu biliyorsunuz değil mi? sıçrayamayanlar için basketbol, düşünemeyenler içinse satranç demektir golf"

    "alışveriş merkezine her gidişinde, ruhundan bir parça yitirirsin içinde."

    sizi kıkırdatan cümleleri olan, bir günde okuyacağınız zevkli tatlı esaslı bir tom robbins masalı.