hesabın var mı? giriş yap

  • hayvansal sütlerin iklime olan negatif etkileri ve hazımsızlık, yorgunluk hissi gibi sebeplerle tercih ettiğim ve evimde kendim ürettiğim bitkisel süt.

    yürütülen birkaç araştırmadan örnek verebilecek olursam yulaf sütünün diğer bitkisel bazlı sütlere göre daha çevre dostu ve sürdürülebilir olduğunu iddia etmek mümkün. bazı karşılaştırmalarla argümanlarımı destekleyelim!

    oatly firmasının isveçte yürüttüğü çalışmasına göre, yulaf sütü üretimi inek sütüne kıyasla %80 daha az sera gazı emisyonu ve %60 daha az enerji ihtiyacı olduğunu ortaya koymuştur. çalışma aynı zamanda %80 daha az arazi kullanımının yeterli olduğunu belirtmiştir.

    diğer bitkisel bazlı sütlere göre yulaf sütü en az su tüketimine ihtiyaç duyan üründür. kaynak

    besleyicilik açısından bakıldığında market lideri badem sütüne göre daha besleyicidir. ancak soya, bezelye gibi muadillerine göre besin değerleri bir miktar düşüktür. besin değerleri tablosu. ancak görüldüğü üzere çok ciddi farklar görülmemektedir. aradaki minik farklar ek besin takviyeleriyle rahatlıkla kapatılabilecek düzeydedir.

    bu bilgiler ışığında ekosisteme faydası açısından yulaf sütünü tercih etmek mantıklı görünmekte. bunun vegan olup olmamanız ile alakası yok! ben bir vegan değilim ancak carnivore olduğumu da söyleyemem*. hayvansal ürünleri kendime yasaklamadım, zaten düşünce yapım* gereği kısacık ömrümde asla böyle kısıtlamalar koymam. fakat en azından bunları azaltmamız mümkün. yapılan çalışmalarda açıkça ortaya koyulduğu gibi hayvancılık endüstrisi sera gazı ve karbon ayak izi açısından ekosistemde derin izler bırakmakta. ayda 1 kilo et, peynir veya 5 litre inek sütü tüketmek yerine. bunları %50 azaltıp tek başınıza bile bir fark yaratabilirsiniz.

    konuyla ilgili interaktif bir ted videosu
    kendi yulaf sütümü yaparken uyguladığım reçete

  • plazada çalışırken benim de böyle dertlerim vardı. ayda bir değil, ayda en az iki üç kez cicişlerden biri yaklaşıp "falanın doğumgünü ehehe" derdi, ben de para verirdim. para vermemin tek amacı da doğumgünü dolayısıyla oluşan kaos ortamından faydalanıp dışarı kaçmaktı. eski iş arkadaşlarım beni pek sevmezdi, allahı var ben de onları sevmiyordum, bazen iş yerinde insanlarla konuşmamak için köpekbalığı maskesi takıyordum ve bunun ölçüsüz avlanma protestosu olduğunu söylüyordum(insanlardan uzak durmak için yaptığım buluşlara inanamazsınız). hatta bir tanesi bana aşırı derecede uyuz olduğu halde alter egom olan isolde'yi çok seviyor ve yıllardır yazılarını paylaşıp övgüler yağdırıyor asdfdsas. neyse, sonra baktım ki bunlar benim doğumgünümü hiç kutlamıyorlar, pasta masta almıyorlar, ben de "ayşesu'nun doğumgünü için para topluyoruz :))" diyen tiplere 25 kuruş ya da 50 kuruş vermeye başladım. nötr olduğum kişiler içinse 1 tl veriyordum, ve inanın bunu yaparken çok eğleniyordum. şrfszler bi kez arkadaşımın doğumgünümde ofise gönderdiği pastamı daha ben yokken kesip yemeye başlamışlardı bile. mesela çok taş bir kız işe başlamıştı, tüm kan çükünde toplandığı için nasıl üniversite bitirip çalıştığına hayret ettiğim bir tip de bu kız işe başlayalı henüz 2 gün 3 saat olmasına rağmen canhıraş bir çabayla herkesten para toplayıp, üstüne de kendisi para koyup kıza 2 farklı pasta ve hediye almıştı. 2 ay sonra kızı maille taciz ettiği için işten kovuldu. böyle sikimsonik ortamlarda çalışıp her ay 50 tl doğumgünü parası toplama masrafına katlanan herkese sabır diliyorum.

  • kendisine şiir yazdığım über alman forvet:

    fiorentina'daki hali sakın unutma
    beşiktaş'a dil uzatma sebepsiz
    sen yine top oynardın ama
    euro 2016'ya gidemezdin şerefsiz.

  • evinize geldik bulamadık lütfen dayağınızı şubemizde yiyiniz mesajı almamız yakındır.
    geçmiş olsun.

  • (bkz: veranda)

    çok kullanışlı bir şeydir.

    en büyük hayalimdir verandada elimde tüfeğimle uyuklarken bahçeye giren serseriye: "burası özel mülk, o lanet kıçını evimden uzak tut seni kahrolası" diyebilmek.