hesabın var mı? giriş yap

  • “zavallı” diyorum çünkü müşteriden paket iptali için fax istemek için baya düşmüş olmak lazım.

    bir paketi iptal edeceğim. telefon ettim digiturk’e. kimliğimin fotokopisiyle dilekçeyi faxlamam gerektiğini söylediler. email olmuyormuş. hayır, memlekette fax diye bir şey kalmadı. işi yokuşa sürüp zaman kazanacaklar akılları sıra. 3 saattir fax makinesi arıyorum.

    her zaman yavşak bir işletmeydiniz. hiç de bir şey değişmedi.

    edit: hellofax.com digiturk’un numarasını kara listeye almış. gönderemiyorsunuz. digiturk hellofax’ı satın almışsa şaşırmam.

  • kapitalizm çökmez zira kapitalizm çoğu insanın sandığı gibi son 200-300 senede "keşfedilmedi". tarihin başından beri vardı zaten. aynı şekilde sosyalizm de vardı.

    avcı toplayıcı toplumdaki en ufak insan topluluklarına gidin, orada hem kapitalizmi hem de sosyalizmi bir arada görürsünüz. en güçlü ve faydalı olan avcılar her zaman avın en güzel yerini yer, kabilenin kurallarını da onlar koyardı. avlayan (yani üreten) her zaman söz hakkına sahipti. fakat kabilenin geri kalanı da beslemek ve onların da hayatta kalabilmesini sağlamak için üretilenin herkesle paylaşılması mecburiydi. bu üretimin dağıtımının tamamen eşit olmasına sosyalizm dersek eğer, 100% eşitlik hiç bir zaman olmadı ama en ilkel atalarımız bile içinde yaşadıkları "sosyal çevrenin" tamamının ayakta kalması için düzenler kurdular.

    kapitalizm ve sosyalizm insan doğasının ve hayatın doğal bir parçası. buna rağmen tarih boyunca bütün kaynakların sınırsız olduğu ve normalde tüketmek için ihtiyacı olandan çok daha fazlasını üreten toplumlarda bile "sınıfsal farklılaşma" olmuş. her zaman birileri çıkıp "yönetimi" ve "kontrolü" ele geçirmiş ve toplumsal düzeni kontrol eder hale gelmiş.

    peki kimmiş onlar? elbetteki evrime paralel olarak en güçlü, en zeki, en hırslı, en düzenbaz, en gözüpek, en acımasız yani hayatta kalma ve kudret sahibi olma konusunda en kararlı olanlar.

    o yüzden virüs yüzünden dünyadaki milyarlarca insan ölse bile geriye kalanlar gene aynı düzeni kuracaklar. gene evrimsel olarak en hırslı olan veya en çok kaynağı olan koyacak kuralları. ister kişisel kapital olsun isterseniz de sizin anladığın manada parasal kapital, ona kim(ler) sahipse gene onlar yönetecekler geride kalanları. hatta kapitalizmi çökertmesini beklediğini virüsler de kendi içinde bencil ve başkasının hücrelerini ele geçirip tüketerek varlığını sürdürebilen bir kapitalist aktör. (kapitalception)

    denemek isteyene önerim: en sosyalizm meraklısı 50 kişi toplansın, hepiniz 20 bin lira sermaye koyun. topladığınız 1 milyon lira ile gidip kendinize bir arazi alın. üzerinde yaşamak için üretime başlayın. çok değil 6 ay sonra "kararları kimin vereceği" üzerine kavga etmeye başlamaya ve birbirinize kin duymadan hala yaşamayı becerebilirseniz haber verin ki ben de katılayım.

    sosyalizmin hayali çok güzel. eğer hepimiz birbirimizin tam anlamıyla eşit kopyası (fizik+zeka) olaydık robot vs gibi de çok güzel işlerdi. fakat evrim var ve sadece doğaya veya hayvanlara değil bir insanlara da eninde sonunda yöneten kudret olmayı isteme geni "doğuştan" geliyor.

    birisinin diğerlerinin hakkını yeme pahasına iktidar olmayı düşünmeye başladığı an sosyalizm güzel bir fikir olarak çöpe gider, kapitalizm de hayatın temel gerçeği olarak işbaşı yapar. o yüzden kapitalizmi değil de evrimi suçlamak lazım. doğanın kurallarını koyan insanoğlu değil. o bazılarının ortalama 60 senelik hayatları içinde milyarlarca senelik düzeni değiştirebileceğini ve evrimi yok edebileceklerini sandıkları delilik hali sadece insan denilen mahlukatın bir kısmının ıslak rüyası. neyi değiştiriyon yiğidim? 5000 hatta 50000 sene önce de birileri çıkıp "devrim" dediler. sanma ki ilk senin aklına geldi bu "güzel idealler".

    bu nedenle kapitalizm ne çöker, ne de biter. olsa olsa güncel uygulaması ortadan kalkar, farklı bir şekline geçilir. ve maalesef her hangi bir uygulamasında kapitalizmin kendi dinamiklerinde başarılı olamayan, başka bir çeşidinde de olamıyor.

    (yani bugünkünde başarılı değilsen, yeni gelende de olamayacaksın. çok da şeetme o nedenle)

  • bu kızlar sonra öldürülüp bir köşeye atılınca da duyar kasılıyor. piçin ne olduğu zaten aylardır orada burada belli, ona rağmen buna yaklaşan kadınlara diyecek bir şey yok.

    seçimlerini doğru yapmayan kadınlar çok umrumda değil.

  • bir annenin sabaha karşı kumardan gelen kocasından evdeki ekmeği saklaması... saklamasa sabah okula gidecek iki çocuk aç kalacak. aynı annenin oğlu üniversitede okurken küçük oğlu ile pazar sonrası meyve sebze artıklarını toplaması. bunların yıllar sonra hal vakit düzeldikten sonra bir akşam yemeği sofrasında anlatılması ve hep beraber ağlanması.

  • cuma-cumartesi-pazar toplamda 3 gün tatil olsa ? hem radikal islamcılar hem de yazlıkçı ulusalcılar sevinse ? komple ülkeyi kucaklayacağız diyorlardı. alın size fırsat.

  • en fenasını guitar hero oyununda yediğim ayar. oyunda pek tecrübem yok, bir elin parmaklarını geçmez oynamam. neyse arkadaşlarla gidiyoruz arada bu oyuna, yalnız gittiğimiz mekanda müthiş güzel bir kız çalışıyor. sadece bu kızı görmek için oynamaya gelen var aramızda o derece. ben bi önceki gün easy'den medium'a geçtim diye kendi gitarımın zorluk derecesini medium'a çıkardım nasıl olsa çalıyorum diye, neyime güveniyorsam artık. başladık oynamaya arkadaşlar takır takır çalarken ben batırıyorum sürekli. 4-5 notadan bir tanesine basabiliyorum sadece. en sonunda her başarısız oyuncunun verdiği tepkiyi verdim: '' bu bozuk ya, çalışmıyor !'' değiştirelim bu gitarı dedim. arkadaş seslendi stüdyodan, derken o müthiş güzel kız geldi: "buyrun sorun nedir?" dedik 'bu gitar çalışmıyor değiştirmek istiyoruz.' 'ben bi bakayım' dedi. aldı eline gitarı, zorluğu en yüksek seviyeye getirdi. tam olarak hatırlamıyorum ama benim çalamadığımdan oldukça zor bi parçayı açtı başladı çalmaya. ama nasıl çalmak. tek bir nota kaçırmıyor. arkadaşlar bi bana bakıyor bir de ekrana. ben boncuk boncuk terliyorum. kız da durmuyor hala çalıyor; o çaldıkça ben terliyorum ben terledikçe o döktürüyor. kız şarkıyı bitirene kadar hatasız çaldı. gitarı uzattı bana kayıtsız bir ifadeyle: "ben bunda bir sorun göremedim?" benim artık kafamdan duman çıkıyor, yüzüm kızarmış domates gibi. sessizce aldım gitarı. o günden sonra bi daha gidemedim oraya. masa tenisi oynuyorum artık, daha eğlenceli zaten.