hesabın var mı? giriş yap

  • kendi memleketimiz için konuşuyorsak misafir odası gibi saçma sapan bir mekana sahip olmamasıdır. en pahalı kendince en güzide olan eşyaları bir odaya koy ve oraya müze veya showroom muamelesi yap. bu kadar saçma sapan bir davranış olamaz. bundan vazgeçmek bile modernlik adına yetmez ama olumlu bir davranıştır.

  • debe entry'sini (bkz: #123265009) görünce epey şaşırdım.

    ilaç represantı (ama elitlik de vurgulanıyor, bugünküler gibi pis kaka değil) doktor babayla kanka. neden acaba? hatta söylenene göre babanın bir sürü represant kankası var.

    bu represant babayı ve anneyi o kadar çok seviyor ki(!) ta ingiltere'den çocuğuna eşşek kadar oyuncak getiriyor.

    ama nedense yıllar sonra bu “kanka” respresant olayı bile hatırlamıyor. e yapması gerekmiş yapmış, muhtemelen de patronu yaptırtmış işte diye düşünülmüyor da neymiş, çocuk mutlu etmek bu kadar kolaymış.
    yahu ben amerika'dan airpods isteyene bile getirirken eriniyorum bu adam kendine/çocuğuna değil sana getirmiş. kolay mı olmuştur gerçekten? valizin yarısını kaplamış oyuncak ama şehzademiz çocuk sevindirmek bu kadar kolay işte diyor.

    ve bu entry debe'ye giriyor. arkadaşlar yolsuzluğu beyaz yaka yapınca cici mi oluyor?

    ilaç endüstrisini bilmesek bu represant-doktor arkadaşlığına da inanacağız. o kadar iyi arkadaşlar. tanısan sen de seversin...

  • nilayeren; cinsiyet: kadın; yaş: 24; il: ankara
    sevgilimin her öpüşmemizden sonra terlemesi, gözlüklerini çıkarıp dakikalarca onları silmesi, evdeysek üstüne iki bardak su içmesi normal midir?

    meali: sevgilim daha öpünce hararet yapıyo, vercem patlayacak ondan korkuyorum.

  • mimarisini cok iyi bildigim, acik uygulamanin ne demek oldugunu teknik altyapasiyla birlikte anladigim; hem objective c, hem de swift dillerinde uygulama gelistirdigim telefon.

    bence, gecin o ayaklari. uygulamalarin uyumasi diye bir sey var ios'te, cok sukur ki. android'de bunun telefonu nasil patlattigi da belli ki, bir suru "close all" butonlari, "task manager" gibi uygulamalari var.

    uygulamalarin uyumasi, gerektiginde background job calistirabilmesi, ios'in sizin "kullanim tarziniza adapte" olmasi gibi ozellikleri var. ornegin, facebook'u sadece geceleri kullaniyorsaniz, ios gunduzleri o uygulamaya cok cok az kaynak ayirir ama geceleri o uygulamayi daha sik background job olmaktan cikarir ve islemlerini yapmasina izin verir gibi.

    bu telefon icin 1gb ram yeterli. otesini tartismaya gerek yok. ios ile android'in isletim sistemi mimarileri cok farkli. buraya gelip de, teknik hicbir sey bilmeden, baglanti yavasken youtube iki kere takilmis diye "android'deki gibi 4gb ram gelsin yeaaa" demek kadar sacma ve teknik bilgi yoksunu bir yorum yoktur.

    herkes yazilim muhendisi, herkes teknoloji uzmani olmus amk.

    ek: he yavrum he, seri kotuleyince apple mimari degistirecekmis. level 5'te.

  • kadıköylüler toplanın, çareyi söylüyorum.

    boğa'da toplanıp hırsız var diye bağırıyoruz. 5 dakika içinde gelen tomalar sayesinde duşumuzu, çamaşırımızı, bulaşığımızı hallediyor, artan suyu da leğenlere dolduruyoruz.

    hadi bakalım #occupyiski

  • --- spoiler ---

    armagan: zeliha yenge, vahit amcayla sen, yani nasil basladiniz?

    (o sirada vahit alt katta oglanlarla icmektedir. orada da ayni konu konusulmaktadir)

    vahit: anasiyla babasi, yirmi yas buyuk birisiyle sozlemislerdi tanistigimizda. ben kasaba pazarina elma indirdiydim. o da elma almaya geldi.

    zeliha: baktim, bu elinde elma kasasi, arkasi da bana donuk, oyle duruyor. surdan iki kilo elma versene, dedim. o zaman bana yuzunu dondu

    vahit: donmemle, yuregim yuregine zincirlendi sanki. gozleri urkek bi ceylan, yanaklari gul yapragi gibiydi.
    sikilaraktan guldu. ben de guldum.

    zeliha: oyle bi gulusu vardi ki... yani sanki boyle daglarin tepelerinden gurleyip gurleyip gelen sular boyle akti akti akti akti taa boyle icime doldu. soyle kana kana seyredeyim istedim. ikimiz bir oylece kalakalmisiz. sonra bana dedi ki

    vahit: yolu yok! benim kadinim sen olcan, dedim!

    zeliha: ya olmaz, dedim. ben baskasina sozluyum, dedim. oyleyse seni kaciricam, dedi.

    vahit: bizi vururlar, dedi. dedim, vursunlar. biz birbirimize boyle vurulduktan sonra ne yazar

    zeliha: dedi. eger elin elimde olacaksa, bayram yerine gider gibi giderim ben olume, dedi. ee madem oyle, kacir beni diyivermisim

    vahit: kacirdim ben de. istanbul'a geldik. tam uc sene bi akrabamin yaninda, tek goz odada yasadik. o oda var ya cocuklar...

    zeliha: o odaya biz kocaman bi sevda sigdirdik. o oda bizim peri sarayimizdi. sobamiz bile yoktu ama birbirimize sarilip oyle guzel isinirdik ki... bi cocugumuz olsun istedim, olmadi...

    vahit: yoksulluk... amelelik yaptim... zelihami doktor doktor gezdirdim. ne fayda... zeliham... kisir cikti.

    zeliha: aslinda... kisir olan vahit'ti... ona hicbi zaman diyemedim. diyeydim, kendini hic bagislamazdi yoksa... amaaaan, varsin dedim beni kisir bilsin.

    vahit: bizim memlekette, kisir kadina hor gozle bakarlar. biliyorsunuz... zelihami uzmesinler diye, burda ac kaldim, yine de memlekete geri donmedim! sevda ince istir evlatlar!
    --- spoiler ---

    bir daha!

    --- spoiler ---

    sevda ince istir evlatlar!
    --- spoiler ---