hesabın var mı? giriş yap

  • evinize geldik bulamadık lütfen dayağınızı şubemizde yiyiniz mesajı almamız yakındır.
    geçmiş olsun.

  • haussmann gibi kent yöneticileri, mekanları değiştirmenin kent içindeki yaşantıyı değiştireceğini bilirler.

    batman filmlerinde gördüğümüz ra's al ghul, bir şehirdeki ahlaki ve kültürel çöküşü dönüştürmenin tek yolunun şehri yıkıp yeniden inşa etmek olduğunu biliyordu örneğin.

    19. yüzyılın başında paris, bire bir aynı olmamakla beraber, benzer ahlaki bir çöküş yaşıyor, toplumun bazı kısımları yoksunluktan dolayı isyan çıkarıyor, bunu fırsat bilen provakatörler de halkın ayaklanması için çabalıyordu. paris'in o dönemdeki sokakları da kontrol edilebilirliği minimuma indirecek düzeyde olduğundan, güven ortamı sağlanamıyor, isyanlar bastırılamıyordu.

    o dönemki sokaklara bir örnek vermek gerekirse: http://i.hizliresim.com/9gxpqk.jpg

    haussmann bu durumun farkında bir baron olarak paris'i yönetmeye başladığında, çözümün nasıl olacağını da biliyordu. zamanı geldiğinde kendi evi de dahil olmak üzere kentin tarihi binalarını ve sokaklarını yıkarak bugünün paris'i ortaya çıkarmıştır. geniş sokaklar ve sokakların bağlandığı kocaman bir champs-élyséesyarattı. bugün paris'i güzel olarak nitelerken, 19. yüzyılın paris'ini görmemek ve karşılaştıramamak büyük bir acıdır.

    haussmann'ı bugün yazmamın bir sebebi var. tarihe de not düşelim. 2016 kasım 16

    şu an türkiye'de yaşıyorum. bundan 10 yıl sonra dönüp bu yazıyı okuduğumda hala türkiye'de olur muyum emin değilim.
    söylemek istediğim asıl konuya dönersek, başta ne alaka diye okuduğunuz ra's al ghul ve haussmann'ın ortak noktası yozlaşmış şehirlere karşı takındıkları tavırdır.
    batman'i şehri kurtaran bir kahraman gibi gösterirler ancak, ne suç ne de sınıf ayrımı değişmeyen gotham, varlığını aynen devam ettirir. batman yalnızca çarka çomak sokan bir adam olarak vardır. daha fazlasını üretmez.

    gelelim türkiye'ye, bugünün türkiye'si=19. yüzyıl paris'i=gotham

    sınıf ayrımı, ahlaki çöküntü, kültürel değerlerin yıkılması, saygının kayboluşu...
    ülkemiz, bir haussmann'a ya da ra's al ghul'a sahip değil. zira kentin bu güce sahip yöneticileri de çarkın bir parçası olmuş durumdalar.
    bu çarkın dönüşünden rahatsız olanlara hiç bir şey söylemeyeceğim. zira onlar çarkın varlığıyla ilgili sorun sahibi değiller.
    bu çarkın varlığından rahatsız olanlar, sizler bu ülkeyi dönüştürecek güce sahip olanlarsınız. çünkü siz yapmazsanız, hiç kimse yapmayacak. o yüzden çalışmak zorundasınız. üretmek zorundasınız. engelleri aşmak zorundasınız. başka yolunuz, başka yolumuz yok. bu yolda kaybettiğiniz azim ve istek, sizden sonraki neslin felaketi olacak.

    belki 10 yıl sonra gerçekten türkiye'de olmayacağım. ama olmak için elimden geleni yapacağım. siz de yapınız.

    edit: link düzeltildi.

  • darısı niye huawei'nin başına anlayamadım. apple fan olarak korkuyor musunuz la yoksa?

    tanım: telefon piyasasının apple'ın tekelinde olmasını isteyenlerin hayallerini içeren haber.

  • şahan

    "ne filmler çeviriyorsunuz?" sorusuna sinemacılar, "bırakın şov yapmayı" lafına şovmenler, "ya resmen kıvırıyorsun" lafına dansçılar, "ne dolaplar dönüyor burada?" lafına mobilyacılar falan alınıp da tepki mi versin o zaman?

    bu kervana "artistlik yapma" lafina artistler, "bu olanlar resmen komedi, komik oluyorlar artik" gibi laflara komedyenler gibi devam eder durur. bu laflarin hicbir hakaret icermez. ısteyen istedigi gibi konussun demokrat kardesler. ne yeri ne zamanı ne ortamı bunların bence."

    adamsın şahan.

  • kemal kılıçdaroğlu kendisi hakkında yalakadan sanatçı olmaz demiş. kendisi yalaka olmasaydı da sanatçı değildi zaten, orayı atlamış olsa gerek. hülya avşar da çıkmış demiş ki, kendi görüşüdür benim 31 yıllık sanat hayatımdan şüphem yok. 31 yıl öncesi 1983 yılıdır. hülya avşar'ın güzellik yarışmasında 1. seçildiği senedir. yani kendisi güzellik yarışmasında 1. olduğu andan itibaren sanatçıdır? vay arkadaş. kadın sanatçı doğmuş resmen. bana bir yabancı adam sorsa bu kadın necidir diye, cevap veremem lan. şarkıcı mı kendisi? sesi mi güzel? ses sanatçısı mı? aktris mi? yeminle 5 dakika düşünür, acun'un yanında kadrolu jüri cevabı veririm. bir de 31 yıllık sanat yaşantısı varmış. vay arkadaş, ne kadar kolay bu ülkede sanatçı olmak.

  • yeni turkiye o kadar bereketli bir yer ki her gun bir baska kanaat onderi yetistiriyor, toplumu egitecek, sistemin isleyisi icin duzeni olusturacak yeni bir bekci murtaza cikartiyor. daha dune kadar adi uyusturucu kullanimi, velayet kavgasi gibi haberlerle ismi anilirken bugunlerde "sanatta seviye, etik" gibi konularda topluma yon gostermeyi kendinde hak goren sarkici.

    http://www.sabah.com.tr/…isan_unluler?tc=56&page=34
    http://www.gazeteciler.com/…ler-gecti-0-33029p.html

    son gunlerde verdigi roportajlarda, yaptigi ahlak temali cikislarla hem gundemde kaliyor, hem ismini temizliyor, hem de yeni turkiye duzeninde kendisine guvenilir bir yer aciyor. ve tabii asil unutmadan soylemek lazim, "kutsal anne" kendisi. roportajlarinda surekli "bunu bir anne olarak soyluyorum" veya "o arkadaslar da anne olduklarinda beni anlayacaklar" gibi ifadeler kullanip anne olmayan (tercih etmeyen) veya olamayan kadinlari da stigmatize etmis olurken, öldürülen, siddete ve tacize maruz kalan kadinlar (veya anneler) icin herhangi bir cikista bulunmuyor.

    hakkinda bu kadar yazmak bir sekilde yine kendisinin ulvi amacina hizmet etse de, pazar pazar "insanlari sadece dogruya yonlendiriyorum" veya "illuminati gibi kavramlar var" tarzinda kendini aşan vaziyette laflar edildiginde hele hele bunu edenin de victor hugo'yu bilim adami zanneden biri olmasi insani yalan degil, biraz olsun "dogruya yonlendirmeye itiyor", hakkinda paragraflik entry yazdiriyor.

    http://www.radikal.com.tr/…i_donla_cikmadim-1212554

    gercekten de dinime kufreden musluman olsa.

  • lise bilgisi demişsiniz, teknik adı söylenmediği için bilemedi demişsiniz, şıkları duymadığı için bilemedi demişsiniz.. sadece tek sorum var;
    vücutta sarımsak terimli bir bölge var mı?! varsa bilelim arkadaşlar.

    klinikte omurilik soğanı dersek gülerlermiş! bence şuan kaç milyon kişinin neye güldüğünü bir düşünün.

  • pers imparatorluğu
    ahameniş imparatorluğu olarak da bilinen büyük cyrus ( keyhüsrev) tarafından kurulan krallık , iran'dan orta asya, mısır'a ve anadolu'ya kadar uzanıyordu. büyük cyrus imparatorluğu sadece kurmakla kalmadı ayrıca en iyi dönemini de yaşattı. ikinci darius zamanında kral yolu yapıldı*. itfaiyecilik ve postacılık sistemi geliştirildi. persler ile yunanlılar zaman içinde komşu oldular. persler yunanlıları iyice boyunduruk altına almak istiyordu. yıllarca bu iki uygarlık arasında savaşlar meydana geldi. maraton, salamis, termofil bunlar iki uygarlık arasındaki önemli savaşlar olarak tarihe geçti. persler başta kuruldukları coğrafya olmak üzere yunan kültürünü de etkiledi.

    han hanedanı
    mö 206'da kurulan çin'in han hanedanı 400 yıldan fazla sürdü ve çin'den vietnam ve kore'ye genişledi.

    emevi halifeliği
    hz. muhammed'in ms 632'de ölümünün ardından kurulan devasa emevi hanedanlığı imparatorluk tarihinin en büyüklerinden biriydi. sahip oldukları topraklar 4 milyon mil kareyi aşmıştı.

    moğol imparatorluğu
    tarihteki en büyük bitişik kara imparatorluklarından biri olan moğol imparatorluğu , ms 13. ve 14. yüzyıllarda yayıldı. orta asya'daki bir göçebe kabileler topluluğundan doğdu ve yüksekliği orta asya'dan orta avrupa'ya ve japonya denizi'ne kadar uzandı. imparatorluğun en tanınmış lideri, imparatorluğu ms 1206'da kuran cengiz han'dı.

    osmanlı imparatorluğu
    kurucusu osman bey'dir. ondan sonra başa geçen sultan orhan döneminde teşkilatlanma çalışmaları başlamıştır. bu dönem rumeli 'ye ( güney balkan) başarılı seferler düzenledi ve toprak kazanıldı. iskan politikasının uygulaması, toprak paylaşımı ve üretim, ilk vezir atamaları bu dönem oldu. birinci murat zamanında haçlılara karşı başarılı savaşlar verildi ve balkanlarda ki egemenlik güçlendirildi. yıldırım beyazıt timur ile yaptığı ankara savaşını kaybetti. bu yenilgiden sonra fetret dönemi ve iç karışıklıklar başladı. bu 11 yıl süren kargaşayı birinci mehmet sonlandırdı. 1453 yılında fatih sultan mehmet (ıı. mehmet) zamanında constantiopolis ( istanbul) fethedildi. bu fetihle sadece bir şehir fethedilmedi, bir imparatorluk'ta sona erdi. ilk çağ sona erdi orta çağ başladı. bu fetihle bir devlet imparatorluğa dönüştü. yavuz sultan selim döneminde mısır alındı ve halifelik bu fetih ile osmanlı hanedanına geçti. kanunî sultan dönemi (15. yy) en geniş sınırlara ulaşıldı. osmanlı devleti 20. yy'ın başlarında yıkıldı. üç kıtaya hükmeden sayılı imparatorluklardan biri oldu. güneydoğu avrupa, batı asya ve kuzey afrikayı içeren bir sınıra sahipti. osmanlı imparatorluğu fethettiği yerlerdeki halkları etkilemiştir ve hala da günümüzde etkileri devam etmektedir.

    ispanyol imparatorluğu
    1700'lerin sonlarında yani imparatorluk zirve yıllarında, 5,3 milyon mil kareden oluşuyordu ve muazzam ekonomik ve askeri güce sahipti. cesur ve gözüpek denizcileri sayesinde deniz aşırı yerlerde topraklar ve sömürgeler elde ettiler.

    rus imparatorluğu
    en geniş haliyle, 1895'te rus imparatorluğu 8,9 milyon mil kareye ulaştı. büyüklüğü ve etkisi nedeniyle imparatorluk, napolyon'un avrupa'yı fethini durdurmada ayrılmaz bir rol oynamıştı.

    ingiliz imparatorluğu
    en geniş haliyle, 20. yüzyılın başlarında, britanya imparatorluğu gezegenin yaklaşık dörtte birini oluşturuyordu. sömürgeleştirdiği bölgelerin çoğu o zamandan beri bağımsızlık kazandı. hatta bu imparatorluk için "güneşin batmadığı imparatorluk" denmiştir.

    roma uygarlığı
    roma, belki de antik çağın en dikat çeken uygarlığıdır. çok geniş topraklara sahip olmuş olan bu medeniyet her dönem insanını etkilemeyi başarmıştır. sınırları hemen hemen bütün avrupa, kuzey afrika'nın tamamı, anadolu'nun tüm toprakları ile beraber mezopotamya ve arap yarımadasının bir bölümünü kapsıyordu. bu uygarlığın etkileri günümüze kadar ulaşmıştır ve hem askeri başarıları hem de yönetim biçimi ile insanları günümüzde etkilemeye devam etmektedir.

    *sardes'den (şimdiki izmir) iran içlerine kadar.

  • 2.5 sene en yakın arkadaşımdı, beraber en çok gülüp eğlendiğim insan. benim hayatımda birileri oldu bitti, onun hayatında da... beraber üzüldük, dertlestik aşk meşk konularında. sonra bir gün biraz kıskançlık sezdik ikimizde birbirimizde, şaşırdık ne alaka diye.yok ya yanlış anladık heralde deyip konuyu kapattık. o evlenip hayatını kurmak istiyordu, ona yönelik kadınlarla tanışıyor yada tanıştırılıyordu. ev bakıyordu evlendiğinde oturabileceği, akıl verdim çocuğun nerde oynayacak site içi olsun boşver orası güzel değil diye vazgeçirdim bir gün. sonra iş değiştirdi, o sıra beraber yaptığımız işten çok farklı bir sektöre geçti, daha güvenli daha saygın bir iş. evrak hazırladığı gün aradı biraz konuşabilir miyiz diye. gittim bu biraz buruk, her zamanki gibi değil. dedi ki; bugüne kadar kendimi sana layık görmedim işimden dolayı, ailen de öncekini işi yüzünden istememişti, şimdi memurluk kadar olmasa da daha garanti bir işe geçiyorum o yüzden buna cesaret edebildim bugün, eğer bunu denemezsek günün birinde hayatına biri girip evlenip gideceksin ve ben seni bir daha arayamayacağım, göremeyeceğim. bunu düşünmek beni çok korkutuyo, gel deneyelim, seni bugüne kadar beraber olduğum en uzun ilişkimden bile daha iyi tanıyorum, becerebilirsek sevgili olmayı evlenelim...

    sonuç;
    11.yıl, 8 yaşında mükemmel bir çocuk, her günü kahkahalarla geçen site içinde bir ev :)

  • özel okullarda en düşük öğretmen maaşını milli eğitim belirlemeli. bu maaşı veremeyen özel okul kapansın zaten.