hesabın var mı? giriş yap

  • telegram bilgilerinizi kimseye vermiyor değil mi ? amerikan mandasından rus himayesine geçiyorsunuz asagagagcahsbs

  • cevabı "uzun vadede yok" olan soru.
    kısa vadede yüzleri güldüren bir çok başarısı vardır, fakat uzun vadede bu başarıların hepsi birer zarar olarak akpnin hanesine yazılmakta ve yazılacaktır.

    -inşaat sektöründe yeni konut üretimini sağladılar, insanlar ev sahibi oldu, fakat bu binalar o kadar sosyal donatıdan yoksunlar ki, büyük ihtimalle 30 sene sonra büyük yıkım projeleri ile yıkılacaklar.
    - din alanında getirilen türban özgürlüğü ve ibadet uygulamalarının rahatlatılması konusunda insanları mutlu ettiler, ama uzun vadede devlet kurumlarında dini cemaatlerin kadrolaşmasının önünü açtıkları için de başları "parelel yapı" ile beladen ayrı kalmayacak.
    - duble yollar ile ulaşımı rahatlattılar, fakat bakım maliyetleri yüksek olan bu yollar uzun vadede bütçe için çok zararlı olacak. ki karayolları artık duble yol yapmama kararı aldı.
    - 3 cocugu teşvik ederek nufus artışını desteklediler, ama bu politikayı kadınların çalışma hayatında pozitif ayrımcılık veya cocuklar için eğitim ve sosyal hizmetlerin arttırılması ile desteklemedikleri için evin içine tıkılmış, fakirlik dar bogazında mutsuz anneler tarafından yetiştirilen bir nesil ortaya çıkacak.
    - dış politika zaten orta vadede hemen kendini gösterdi. herkesin birbirine kazık attığı ortadoğuya hakim olmak güzel bir rüyaydı. şimdi 2 milyon suriyeli göçmenimizi nereye sokacağımızı bilemiyoruz.
    - enerji konusunda yerel katkıyı arttırmak , dışa bağımlılığı azaltmak için çok önemliydi. bunu sağlamak için her önüne gelene maden ve hes ruhsatı verdiler. şu anda toplu ölümler oluyor.
    - metrobüs gibi ulaşımı çok hızlandıran bir yatırım yapmıştır akpli istanbul belediyesi. 2007 den itibaren araçlar haric sadece yol için 500 milyon tl harcanmış, araçlar için ise hollanda'dan 150 milyon tl , almanya'dan ise 220 milyontl toplan değerinde otübüs alındı. toplamda 900 milyon tl maliyeti olan alt yapı yatırımını 8 sene sonra çöpe atıp metro yapmaya çalışmak zorunda kalmışlardır.

    ve en kötüsü:
    - dindarlığı kuvvetlendirmek adına, dindar insanları yüksek mevkilere getirdiler. kısa vadede bu olumlu etki etse de şimdi görülüyor ki bu insanlar müslüman ahlakına aykırı haram yeme, hırsızlık gibi işlere bulaşmışlar. uzun vadede müslüman görünüp aslında bakara makara diyenlerde, yani münafıklıkta patlama yaşanacaktır.

    daha gider bu etkiler. özetle düzgün hesap kitap yapılmadan yapılan işler hiç bir zaman müsbet sonuca varmaz.

  • bir akit haberi.

    süper bişi, türkmenistan, kazakistan ve bosna hersek liderleri geliyormuş.

    akpli'ler mutluluktan havaya uçuyormuş, geziciler ve cehapeliler kıskançlıktan sokaklara çıkacakmış.

    link

  • burada ayıplanması gereken o peynire alarm takan market değil, buna mecbur bırakmış müşteri portföyüdür. yoksa kim hangi market fantazi olsun diye peynire takmak için alarma ekstra masraf yapmak ister?

    edit: yahu nasıl insanlarsınız mesaj kutumu patlatmışsınız. şu an penire takılan alarmın önemini daha bir farklı anladım. hırsızlığı legal kılmaya çalışan mı ararsınız (10 liraya satılacak peyniri 60 liraya satarlarsa tabi çalınırmış, hakediyorlarmış), sistemi suçlayacağına mazlum insanı suçlama (ve daha buraya yazamayacağım argo ithamları) diyeni mi ararsınız... sanki o peyniri ben 60 lira yapmışım gibi yazanlarınız var gerçekten ne kullanıyorsunuz? ben entry'imde sistemi övmedim, 60 lira peynir çok güzel gidin alın demedim. her entrimde politik bir sorunun altını çizmek zorunda da değilim. bombok bir sistemin bombok bir ekonomik sonucu içinde olduğumuzu zaten biliyoruz. neden politik bir eşeştiri yapmadın diye dm atmanız o kadar saçma ki... buyurun siz yapın. ama sistem bozuk deyip kendi pisliklerinize masum kulplar bulmaya çalışmayın. sistem bozuk zaten diye suçlayalım sistemi, keselim milleti, yağmalayalım marketleri oh ne kafalar ya.

  • o zaman ilk türklerden olan asya hunlarına saygı gereği, seçmeli olarak da; hunca öğretilsin...

    nasıl olsa modern çağda ikisi de işe yaramayacak. bari "asıl" atalarımızın dilini öğrenelim.

    ek olarak : hunca diye bir dil olmadığını, onun yerine göktürkçe olması gerektiği söyleyen arkadaşlar da sonuna kadar haklı.

  • kazakistan'ın semey şehrinde bulunan ve rusya'nın nükleer çalışmalarını yürüttüğü yerdir.

    pek bilinmeyen bir konu. ya da duyurulmayan desem daha doğru olur. 40 yılı aşkın bir süredir ve hatta 450'den fazla nükleer deneme yapıldı. ki sscb’de bugüne kadar gerçekleştirilen nükleer denemelerin üçte ikisi semey’de yapılmıştır. bu aynı zamanda şöyle de ifade edilebilir; dünyadaki nükleer denemelerin dörtte biri bu bölgede gerçekleştirilmiştir.

    kendi adıma şöyle bir şey de söylemesem olmaz; kazakistan’ın semey'inde gerçekleştirilen ve iran'da da gerçekleştirilen bu tür çalışmaları (40 milyona yakın güney azerbaycanlı, horasan ve kaşgay türkünü, hala tehdit eden nükleer çalışmalardır) lanetliyorum.

  • modern dünyanın yarattığı bir kutsalı ayıp bulduğu için bu dünyanın yobazları tarafından linç edilmesine sebep olacaktır.

    birazdan ellerinde “beyni sulanmış”, “gösterecek neyi var ki”, “çirkin” vb yaftalarla üşüşürler buraya.

  • toplaşın sevgili sözlük dostları.
    bu skimsonik lezzete ulaşmak için epeydir uğraşıyorum ve sonunda başardım.
    viral reklam meklam değil, herkes faydalansın.
    evet, sağlıksız, katı yağın eritilmesi ile pişiyor ama en azından bu tadı evde isteyenler bilsin, öğrensin.

    yağ : ihtiyacımız olan frita ya da horeca marka yağ.

    patates : metroda satılan 6 * 6 boyutlarındaki donuk patates. bu diğer donuk patateslerden daha ince ve yağ çekmesi daha az. mc donald's dakilerle aynı boyutta.

    bildiğin teflon tavaya yağı atıyoruz. yağ aslında margarin gibi katı bir yağ, ısınınca eriyor.
    pişme görüntümüz şöyle.

    fazla pişirmiyoruz, 3-4 dakika kızgın yağda pişiyor, açık sarı renkte alıyoruz patatesi dışarı. hafif tuzluyoruz.
    sonuç.

    afiyet olsun.

    at fav'a, dua edicen bu sağlıksız besini pişirmeyi öğrendim diye.

    edit: görseller leyla olmuş, tekrar yükledim.