ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ben ne ara 22 oldum hissi
-
14 sene önce yaşamadığım his. yeni nesil çok hisli.
instagram'ın beğenileri artık göstermemesi
-
bundan birkaç hafta önce prof. huan liu’nun konferansına gittiğimde anlattığı, dikkatimi çeken bir durum vardı. şöyle ki, şu an sosyal medyalarda oluşan inanılmaz bir yığılma durumu söz konusu.
kullanıcıların %1’ini içerik üreticileri, %10’unu arada sırada aktif olanlar (nadir de olsa resim paylaşımı yapanlar, birilerini beğenenler vs.), geri kalan %89’luk kısmı ise inaktif konumdakiler yani grafiğin kuyruk kısmında kalanlar oluşturuyormuş.
instagram’ın asıl amacı da bu inaktif kitleyi bir şekilde yönlendirmek, paranın kazanıldığı ekip burası sonuçta. dolayısıyla, bu hareket de bu kitleye yönelik olabilir. yukarıda kanada’da yaşayan bir arkadaşın da belirttiği üzere bu yenilikle beraber bir çok kullanıcının üzerindeki baskı (peer pressure) kalkacaktır ve paylaşım, etkileşim sayıları artacaktır düşüncesindeyim. sonuçta hepimiz beğenilmek isteriz ama diğerlerinden daha az beğenilme korkusu ya da yeterince beğenilmeme telaşı üzerimizde ister istemez bir baskı yaratıyor ve belki de böyle platformların en önemli hedefi olan insan etkileşimini azaltıyor.
eee bu adamlar da gerizekalı olmadığına göre bir bildikleri vardır diye düşünüyorum ben de :)
unutmadan, if you don't pay the product, you are the product.
çiğ köftenin dünyada tutmamasının nedenleri
-
acı olmasıyla falan alakası yok. dünyada ne acılar yeniyor, aklınız uçar gider.
asıl sebep, dünyanın birçok yerinde hayvansal besinler ucuz olduğundan, salçalı bulguru, yufkanın içine koyup yemekle uğraşmazlar.
pizzanın, hamburgerin, sandviçin, makarnanın, dürümün, içine, basarlar eti, peyniri, şarküteriyi, aslanlar gibi yerler.
artık eskisi gibi kitap okuyamamak
-
ekran insanı olduğumuz içindir. konuyu biraz kendi çapımda açmaya çalışırsam günümüzde tv,oyunlar,internet gibi hızlı bilgi akışı sağlanan 3 dakikanın bile çok uzun bir süre olduğu süre turbo hızda bir yaşama alışmışsak bize kitap okumak gibi dingin şeyler çok sıkıcı gelir. bu bir çeşit dikkat dağınıklığı gibidir.
bunu en iyi küçük yaşta ki çocuklarda gözlemlersiniz hiç yerinde duramamalarının ama eline bir telefon verdiğinizde (oyun amaçlı) veya yüksek kalite bol aksiyonlu rengarenk görselli bir animasyon film açtığınızda sesinin kesildiğini göreceksiniz. bizler zamanla kitap okumaktan sıkılmış hale gelirken onlar bu teknolojiyle doğdular
bunu sözlük ortamlarında kısalan entrylerden de anlayabilirsiniz çünkü 3 dakika çok uzun süre özellikle 90 sonrası doğanlar büyük ihtimal bu yazıyı okurken bir yandan da bir mesajlaşma veya sosyal ağdan gelen bildirimi kontrol ettiler
18 şubat 2015 atatürk havalimanı hava trafiği
-
an itibariyle thy' nin toronto(28.000ft), tokyo(29.000ft) ve montreal(27.000ft) uçaklarına karşılıklı şuradan görüleceği üzere harmandalı oynatmakadır.
rus ordusunun 200 tankı ormanda unutması
-
arabayı yıkamacıda unutmuş birisi olarak rahatlamamı sağlamış hadise. aynı şey değil gerçi ama olsun. o orduyu verin bana tümünü kaybederim yeminle.
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
-
(bkz: dovlet bohmirs)
komik değil bence.
edit: ırkçısın, faşistsin diye mesajlar atanlar olm... şaka lan şaka mesaj falan yok. böyle diyenler mesaj falan almıyo aslında yalancı ibneler.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
arkadaşın ablası hamile ve bebeğin erkek olacağı belli olmuş, isim düşünülüyor. ailenin aklında modern isimler var ama abla olacak olan 3 buçuk yaşındaki kızlarına da fikrini soruyorlar:
+ berencim ne olsun kardeşinin adı?
- bilo olsun
+ başka bir şey mi olsa acaba?
- erkek bilo olsun o zaman
günlerce gülünmüş eğlenilmiş ama... bebeğin doğmasına günler var şimdi. arkadaş ablasıyla telefonda konuşurken bilo nasıl diyor, annesi bebek eşyası alırken bilo'ya aldım diyor vs. sanırım çocuğun adını kaan falan koyup aile içinde bilo diye çağıracaklar. pardon erkek bilo.
gülerek ben yemek yapmayı bilmem ki diyen kız
-
"ben de buraya yemek yemeye gelmedim zaten" diyerek konu başka yöne çekilebilir. heh.