ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
funda özkalyoncuoğlu'nun hepimize köpek demesi
-
kendisine köpeğin ne olduğunu sorun, uçan bir hayvan cevabı gelebilir.
ile
-
ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu olursa olsun, kim okursa okursun, bazen ilişkiyi yaşayanların birbirine sordukları soruları, verdikleri cevapları bile daha önce kendi ilişkilerinizde harfi harfine duymuş olma olasılığınızın bulunduğu, 'ilişki'yi felsefi bir şekilde başarıyla sorgulamayı becermiş çok duru, sade ve bir o kadar da bazı soruları cevapsız bırakan - belki gerçekten de cevapları yoktur o soruların - bir oruç aruoba eseri . . .
chp'nin raporunda mülteciler kalıcı denmesi
-
yanlışlıkla seçimi kazanırız diye korkan chp'nin muhalefette kalabilmek için yayınladığı göçmen politikası.
türk ordusu'nun toprağını koruyamaması
-
türkiye ordusu değil türk ordusudur siz bunu kabul etmedikçe kendinizi kendiniz korursunuz
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
herkesin babasının kendi inancına, anlayışına göre değişen sözler.
benim için yıllar yıllar önce, denizden bulup çıkardığım 250,000 lira ( biz küçükken 250,000 lira vardı mavi, o zaman en az 3 gofret 1 big babool alınabilecek bir paraydı, arkadaşlar bilir) sonrasında babamın söylediği sözlerdir.
elimde heyecanla koşturarak yanına gitmiştim, 'bak denizde para buldum, gidip bakkaldan neler alıcam şimdi' diyerek. babam elimden o parayı alıp bana cebinden çıkardığı başka bir 250,000 lira verip, ' bir daha sakın kendine ait olmayan, başkasının kazandığı parayı alma, senin kazanmadığını harcamak haramdır, paraya ihtiyacın olduğunda bana söyle ben sana vereyim' demişti.
üstünden belki 15 yıl geçti, ben hala unutmadım. büyüdüm, adam oldum, çalışmaya başladım, para içinde olduğum bir işim var, fırsatım olsa milyonları/trilyonları hortumlarım ama gel gör ki yerde gördüğüm 1 lirayı bile alıp harcayamıyorum.
aynısını çocuğuma tembihleyecek miyim? ilk öğrettiklerimden biri olacak.
20 ocak 2023 günü mado'da ödenen hesap
-
3-4 kişi toplanıp köylü gibi 15 bardak çay, kahve ve soda içilmiş. uzun zamandır bu kadar vizyonsuz bir sipariş görmemiştim. belli ki bolca futbol ve siyaset konuşulmuş.
gezi'den sonra mado'ya hiç uğramadım, ama hesap diğer mekanlara göre normal geldi.
sabahın 8'inde toplu taşıma aracında sms atan kız
-
ne yazıyor acaba diye ensesine doğru nefes vererek şöyle bir eğilip bakınca "n'apıyosun be" diye tersleyen kız. manyak mıdır nedir.
atv haberin şatafat görüntülerini aklama çabası
-
yalakanın hası, efendisi osurduğunda derin nefes alırmış.
scrambled eggs
-
yaklaşık 3 yıldır yapmış olduğum yumurta pişirme tekniğidir. yumurtayı önce çırpıyor daha sonra tavada pişerken karıştırıyorsunuz. inanılmaz bir lezzet. bu tarifi ilk kez denediğim o sabah, çocukluğum boyunca her sabah kahvaltısında yediğim yumurtayı yeniden keşfetmiş gibi olmuştum. sahanda yumurta tutkunu olan aile fertlerime bu lezzeti sunduğum an, yumurtanın görüntüsünden biraz ön yargılı yaklaşmışlardı ancak zamanla bağımlısı oldular.
ayasofya düğün salonu olsun
-
(bkz: önce çırağan'ı doldurun)
görevden alındığım için şükranlarımı arz ediyorum
-
bir olacak o kadar skecinde yer alabilecek bir cümle.
altan erkekli'nin hala ev borcu olması
-
bir tane evinin halen borcunun oldugunu soylemis diger borcsuz evlerinin kac tane oldugunu bilmiyoruz.
yıllar geçse de akıldan çıkmayan ders terimleri
kızını koruyan babaya 12 yıl hapis verilmesi
-
“haksızlığa uğrayan adalet ister. adaletin olmadığı yerde orman kanunları geçer. ve insan, ormanın en vahşi yaratığıdır.”
adaletin sağlamadığı düzeni babası sağlamıştır. helal olsun ne de yürekli bir babaymış. ailesi bile çocuğuyla başa çıkamadığını söylemiş. bakamıyorsanız düzgün yetiştiremeyecekseniz doğurmayın lan çocuk falan.
bu toplum nasıl bu hale geldi bilmiyorum. akıl hastanesindeki insanların daha zararsız olduğuna yemin edebilirim.
1 kasım 2022 thy izmir istanbul uçuş rezaleti
-
bugün iş sebebi ile seyahat ederken şahit olduğum rezalettir.
uçak izmir'den planlanan saatte sorunsuz bir şekilde havalandı. havalandıktan bir süre sonra ekonomi bölümünde bir hostes ön taraftan, diğer hostes arka taraftan olacak şekilde yemek servisi yapmaya başladılar ancak benim oturduğum sıraya geldiklerinde kabin amiri uçağın ön tarafından gelerek hostesin kulağına bir şeyler fısıldadı. hostes "tamam amirim" diyerek tezgahı toplayıp gitti. *
daha sonra kabin amiri anons yaparak uçağın iniş hazırlığı için yemek servisini sonlandırdıklarını söyledi. benim oturduğum sıranın 2 sıra arkasındaki kadın duruma tepki gösterdi ama hostesler sadece "bizim yapabileceğimiz bir şey yok, size yardımı olmaya çalışacağız" tarzında şeyler söyleyerek geçiştirdiler.
işin rezalet kısmı, türk hava yolları yaklaşık 30 yolcudan bilet içinde ücretini aldığı yemeği vermemiş oldu. koskoca thy dersin ama iç hat uçuşunda bile uçağın ne kadar havada kalacağını, havada servis için yeterli zamanın olup olmadığını dahi düşünemeyen amatörler tarafından işletiliyor.
servisleri yapılan yolcular yemeklerini yerken biz de sessiz sessiz izledik, ne yapalım.. *
edit: dert sikiciler gelmiş hemen. arkadaşlar ben de farkındayım 30 dakikada kimsenin açlıktan ölmeyeceğinin. buradaki sorun, türk hava yollarının bilet ücreti içinde yemeğin ücretini almasına rağmen havadayken bu hizmeti veremeyecek kadar plansız olması. açlıktan ölmezsin, iban at diyenler günlük hayatta restorana gidip yemek yemeden para ödeyen tipler heralde.