hesabın var mı? giriş yap

  • bu seferki yazılı bir diyalog... 11 yaşındaki ilay'ın eğitim hayatına emekli öğretmen anneanne el koymuştur. ödevler, sınavlar, testler anneanne kontrolünde yapılmaktadır. ilay'ın matematik öğretmeni çok titizdir. her derste, hem defter, hem de kitap ödevlerini kontrol edip imzalamaktadır... anneanne tarafından kampa alınan ilay biraz bunalır, biraz da kendini takdir etmek ister...

    kitap ödevlerinden biri de, işlenen ünitenin öğrenci tarafından öz değerlendirmeye tabi tutulmasıyla ilgilidir. ilay bütün konulardan kendine en yüksek notu verir. "öğretmenin notu" kısmına da şöyle yazar:

    öğretmenin notu (ilay'ın yazısıyla): çok akıllı bir öğrenci. performansını her gün arttırıyor (70, 85, 96). ayrıca çok tertipli ve titiz. o kadar da tatlı ki... dürüst olmak gerekirse sınıftaki bütün öğrencileri sempatik bulmuyorum ama ilay'ı çok seviyorum. aynen böyle devam et ilay!

    ödevi kontrol eden öğretmen yorum kısmını okuyunca gülmeye başlar ve ödevi imzalarken şöyle bir not düşer:

    "aynen katılıyorum :)))"

  • http://www.milliyet.com.tr/…kanuni-magazin-1896054/ adresinde hakkında ilginç bir yorum bulunan dizidir.

    'dizinin ilk bölümlerini izlerken, kanuninin yerine mustafa geçer diye tahmin etmiştik, o da ölünce beyazıt padişah olur diye düşündük ama en sonunda dizi süpriz bir şekilde selimin padişah olmasıyla bitti. ilk defa süpriz bir final yaparak izleyicileri şaşırttıkları için senaryo ekibini tebrik ederiz. umarız bundan sonraki dizilerde de izleyicinin sonunu tahmin edemediği süpriz akışlar olur ve dizilerimiz güzelleşir'

  • bazen artislik yapıcam derken insanı gülme krizlerine sokan kasiyerdir..

    + merhaba ben bir adet çikın rep istiyorum(chicken wrap)
    - çikın reyp mi? (chicken rape)
    + ahaha ne günahı var lan tavuğun!

    10 yil sonra gelen edit: en cok begenilen entrymin bu olmasindan dolayi bir durum raporu vereyim dedim. bir süredir et yemiyorum ve süt ürünlerini de olabildigince az tüketmeye calisiyorum. hem dünyamizin amina koydugumuzdan ve gelecekte ciddi bir yiyecek, temiz hava, su ve benzeri pek cok sorunu yasayacagimizdan, hem de hapir hupur mideye indirdigimiz en boktan sartlar altinda katledilen hayvan lesi yemeyi etik sebeplerden dolayi hayatimdan cikarmak icin. yani demek ki, belki de yukarida bahsettigim fast food kasiyeri hanim "çikın reyp" diyerek dogru bir sey demis, ukala ve cahil olan benmisim.

  • kanserle mücadelede oldukça etkili olduğuna dair hakkında pek çok çalışma olan, literatürde curcumin ve turmeric anahtar sözcükleri ile hakkında yapılan çalışmalara ulaşılabilen, çok şifalı bir baharat.

    özellikle beyin tümörlerinde, en baba kemoterapi ilaçlarının bile aşıp aşamadığı belirsiz olan beyin kan bariyerini, yapılan hayvan* deneylerinde aştığı ispatlanmış. hastalarla yapılan çalışmalarda da kayda değer sonuçları var. o yüzden şu anda beyin tümorü hücrelerine ulaştığı bilinen tek besin.

    ayrıca kemoterapi sürecinde "chemoresistance" gelişmesini önleyen ve tümor hücrelerinin ilaçlara olan direncini kıran zerdaçal'ın tek kusuru "yağ"da çözünebilir olması.*

    bu özelliği göz önünde bulundurarak zerdeçalketen tohumu yağı, hindistan cevizi yağı, balık yağı, avakado veya yoğurt ile karıştırarak tüketmek gerektiği çeşitli akademik kaynaklarda yazıyor. bunlar hep amerikan araştırmaları olduğu için yağ çeşitleri böyle antin kuntin tabi. bizim halis muhlis zeytinyağımız, ev yoğurdunun kaymağı gibi bir yağ depomuz varken avakado rendelemeye hiç gerek yok bence.

    ayrıca beyin tümörlerinde, çözünen zerdeçal'ın beyne ulaşmasını kolaylaştırmak ve genel olarak çözünürlüğü arttırmak için zerdaçal'a karabiber eklemek, tercihen aç karnına tüketmek ve bir miktar ısıtılmış yağ kullanmak gerekiyor.

    erkan topuz'a da hakkında bu kadar bilgiyle gidince adam da bir şaşırdı zaten. onun verdiği tarif ise, zeytinyağı, karabiber, nar ekşisi ve zerdaçal'la bir karışım hazırlayıp bunu kahvaltıda esmer ekmek kabuğunu bana bana tüketmek yönünde oldu.

    ha bir de şu anda dünyada kanser oranı en düşük ülkelerden biri hindistan. üstelik kanserli hastalar arasında metastaz oranı en düşük, yaşama süresi en uzun ülke sanırım hindistan. yani adamlar kanser olmuyor, olsa da kanser yayılmıyor, yayılsa da öldürmüyor! ve bu konuda yapılan bazı çalışmalar bu durumun hintlilerin aşırı baharatlı mutfağı, özellikle de zerdeçal, zencefil, köri gibi baharatları çok yoğun tüketilmesi ile yakından alakalı olduğunu gösteriyor.

    sözün özü; faydaları saymakla bitmeyen bu baharatı ucundan kıyısından değil, tam ortasından hayatımıza sokmamız lazım. misal bizim evde artık kaynayan her tencereye en az 1 tatlı kaşığı zerdeçal ekleniyor. yemeklerimizin ortama 6 kişilik yapıldığını düşünürsek fark edilir bir tat değişimi olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. fakat gözle görülür bir renk değişimi var tabi. yayla çorbası gibi beyaz çorbaları yaparken tencereye değil, tabağa eklemek daha mantıklı ama bunların dışında dolmadan köfteye, kısırdan böreğe her yemeğin içinde kendine yer bulabilen bu mucize baharatı yiyin yedirin diyor, entryi bağlayamadan noktayı koyuyorum.

  • insan nerelerden ne çıkarabiliyor:

    "mutluluğunuz türkiye enflasyonu kadar yüksek, üzüntünüz memur maaşı kadar düşük, geleceğiniz demirel'in keli kadar parlak olsun. mutllu bayramlar..."

    valla helal olsun ne diyeyim.

  • benim. sanırım 7-8 yıldır aktif olarak kredi kartı kullanıyorum, borcumun tamamını ödemediğim bir ay bile olmadı. umarım böyle de devam eder. sloganımız şu, olmayan paranı harcama. bu kadar basit.

  • duyarlılığın boku çıkarılan durum. twitter'da gücü yetmeyen burada başlık açıp destek kasmasın be abi. sözlüğü bellediniz de burası sizin kişisel ordunuz değil, kendi duyarınızı kendiniz kasın.