hesabın var mı? giriş yap

  • doğruysa bu parayla ülkeye 35 tane amerikan hastanesi yapılır.

    şimdi gittiğin devlet hastanesini düşün, bir de kapısından içeri giremediğin amerikan hastanesini.

    ha işte, bir düşün bunu. böcekliğini unutma.

  • istisnasız yaşattıkları bir olay var. şöyle:

    - abla nereye gidicen?
    - maltepe
    - arkadaki arabaya geç

    arkadaki taksi ile:
    - abla nereye gidicen?
    - maltepe
    - arkadaki arabaya geç

    bir arkadaki taksi ile:
    - abla nereye gidicen?
    - maltepe
    - arkadaki arabaya geç

    bir arkadaki taksi ile:
    - abla nereye gidicen?
    - maltepe
    - arkadaki arabaya geç

    böyle gider bu

    "ankara'yı şöyle bir dolaşalım, sonra sen beni havaalanına bırak," diyip en öndeki arabaya bineceğim bir gün, çok kararlıyım.

  • papatya ve limondan kolonya elde etmeye çalışmak. bir kavanoz suyun içinde günlerce bekletilen papatya ve limon kabuklarının kolonyalaşması için alkol gerektiğinin bilinciyle evde alkol aramak, buzdolabının zulasında bulunan rakıdan kavanoza biraz damlatınca gerçekleşen renk değişimini görüp beyaz sıvının karşısına geçerek "beyaz kolonya mı olur yaağğ, ziyan oldu?" serzenişiyle hüngür hüngür ağlamak. o esnada odaya gelen annenin rakı içip ağladığımı sanarak şok geçirmesi.

  • güler misin ağlar mısın moduna sokabilir. okulda müzik dersinde gitar veya mandolin çalmamız şart koşulmuştu. babamın evinde çalışıyordum. müzik hocası disiplinli biriydi. öğrendiğim bir melodiyi sıkıntıyla çalıyordum. rahmetli babam duydu bunu.

    diyalog şu;

    - haftaya yemeğe kalabalık misafir gelecek. gitar çalar mısın o gece?
    - çalarım tabii.
    - iyi. çal da, erken kaçsınlar.