ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şehitkamil hastanesi'ne 100 kişinin saldırması
-
(bkz: savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı)
o 100 kişinin hepsine 10 yıl ceza ver bak bakalım bir daha cesaret edebiliyorlar mı?
26 temmuz 2017 fatih terim'in istifa etmesi
-
şenol güneş'i milli takımın başına getirmekle sona erecek bir süreci başlatacak olan.
gerçekten çok üzgünüm.
olay, bizim başımıza patlayacak gibi.
ekmek almaya gittiğine dair belgen var mı
-
ekmek almaya gitmenin belgesi yok doğru; hırsızlığın, yolsuzluğun, vatan hainliğinin belgeleri vardı da ne oldu?
bir anda evde panik yaratan çok basit şey
-
(bkz: oğlum ekmek almadık yaaaa)
sinan akçıl 21.yüzyılın mozart'ıdır
denizde 2 kilometre açılabilen esrarengiz amcalar
-
bu adamları kulaç atarken hiç görmedim. hep 2km ötede sadece kafaları gözükecek şekilde duruyorlar denizde ama oraya nasıl gidiyorlar muammadır benim için.
recep tayyip erdoğan futbolcu olsaydı
-
(bkz: emre belözoğlu)
debe edit 1: (bkz: 2010-2011 sezonu şampiyonu trabzonspor)
debe edit 2 : (bkz: minik gülce için yardım kampanyası)
boşandıktan sonra çocuğuyla ilgilenmeyen baba
-
anne babalık evlilikle bağlantılı olmadığı için çocuğuyla ilgilenmek zorundadır. ona zorunda değil buna zorunda değil diye diye insanın ahlakı olmadığında sadece akılla hayvandan hallice olacağını unutmamak gerekir. kişi çocuğuyla her koşul altında ilgilenmeyecekse, baba olmayı sikinin keyfine bir durum olarak görüyorsa o zaman hiç bir şekilde baba olmamalıdır.
bülent arınç'ın oğlunun sınavsız kamuya girmesi
-
haber değeri taşımayan olay.
bülent arınç'ın oğlu kamuya sınavla girse işte o zaman gündem olabilirdi.
debe editi : işbu entry, tarafımdan sayın savcım alfredo conte'ye ithaf edilmiştir.
yılbaşı için evine çam ağacı alan türk
-
bir aile kültürüm olsun istiyorum.
taa ben ortaokuldayken boşanma lafları çıkmıştı ev içinde. ittire kaktıra ben lise sona gelinceye kadar gitti, sonrada boşandılar. en son ne zaman anne, baba, kardeş oturup bir arada yemek yediniz diye sorsanız hatırlamayacağım kadar eski. pazar kahvaltıları falan hak getire zaten. yılbaşılarını düşünüyorum, bir tane var tüm ailenin bizde olduğu o da çok eski. 2006 falan olabilir. sonrasını hatırlamıyorum. genelde evde bilgisayar oynarken ya da uyurken girilen yeni yıllar. son bir kaç senede de 2-3 kafa arkadaşla beraber zil zurna girilmiş yılbaşları.
6-7 ay oldu evleneli. karar verdim, yılbaşı geleneklerimiz olacak. her sene çam ağacı süslenecek mesela, onun heyecanı başlayacak 2-3 hafta önceden. eşime özellikle söyledim kurabiye yapacak. adı da yılbaşı kurabiyesi olacak. sadece 31 aralık günü pişecek evde. bu böyle biz ölene kadar devam edecek. ileride çocuklarımız olduğunda "baba yılbaşı ağacını ne zaman yapacağız?" diye soracak. ya da annesine gidip "anne bu yıl kurabiyeleri beraber yapalım mı?" diyecek.
ufak bir zevk benimkisi. yok gavur işiymiş, yok şöyleymiş böyleymiş. türk kültüründe varmış yokmuş beni alakadar etmiyor. ben süsleyeceğim arkadaş.
ydg-h'ın atatürk büstünü lağım çukuruna atması
-
mal olduklarından dolayı şaşırmadım, ama gider tıkanınca ağlarlar devlet hizmet etmiyürrrr diye.