hesabın var mı? giriş yap

  • bir filmi dram yapmanın en kısa yolu filmin bir yerine aşağıdaki diyaloglardan birini serpiştirmektir.

    çocuk histerik bir şekilde anasıyla konuşur.

    çocuk: danowan babam değil anlıyor musun, hiç bir zaman da olmayacak anne.
    anne: jashua, stop it. (dolu gözler)
    çocuk: babamın ölmesine sen sebep oldun sırf bu adamın damarlı borusunu emmek için.
    anne: joshua enough! (dolu ve kanlı gözler)
    çocuk: ayrıca cümle alem biliyor bu adamın kelebek misali sikip kaçtığını anne.
    anne: çota!

    danowan: joshua, allah senin belanı versin lan.

  • rift, bir zamanlar bütün olan iki kütle arasında oluşan yarık demektir.
    büyük rift vadisi, doğu afrika rift vadisi, afrika-arabistan rift vadisi ya da sadece rift vadisi olmak üzere farklı isimlerle anılıyor.

    vadi tamamı 6400 kilometre uzunluğunda olan ve doğu afrika’dan lübnan’daki bekaa vadisi’ne ve oradan da türkiye’nin güneyindeki amik ovası’na kadar uzanan büyük rift sisteminin en büyük bölümünü oluşturuyor. hatay'ın da altından geçen ve doğu anadolu fay hattı ile birleşen bu fay dünyanın en büyük fayıdır.

    büyük rift’in oluşumunda afrika levhası ve arap levhası olarak iki büyük levha rol oynuyor. bu levhalar birbirinden uzaklaşarak vadiyi oluşturmuştur. vadinin adı kâşif john walter gregory tarafından konmuş. genişliği 30-100 kilometre, yüksekliği ise birkaç yüz metreden 4500 metreye kadar ulaşabiliyor.

    vadi jeologlar kadar biyologlarında ilgisini çekmektedir. çünkü canlılığın buradan başlayarak dünyaya yayıldığı düşünülmektedir. rift vadisinin oluşumu topografik, jeolojik değişimi tetiklemiş, hava akımlarının davranışlarını değiştirmesi bakımından meteorolojik değişimi sağlamıştır. dolayısıyla da iklimsel değişimi, bitki örtüsü ve yaşam bakımından ekolojik ve biyolojik değişimi sağlamıştır. bu değişimler de çeşitliliği ve türleşmeyi doğrudan etkilemiş, sonuçları içinde insanın da bulunduğu evrimsel açıdan çok büyük adımların atılmasına neden olmuştur.

    kaynak
    kaynak

  • acıyor şiriinin acıtmayacağı bir bünye yoktur heralde.. bir dostum beni hüzünlü gördüğünde, "bugün turgut uyar okumuş gibi hüzünlüsün" derdi.. tuhaftır, o günler turgut uyar okumuş olurdum.. ne de olsa :

    "sevgim acıyor
    kimi sevsem
    kim beni sevse"

    hem:

    "bir denizin yanında nedir ki bıyıklı ve saçları dökülmüş bir adam,
    kötü bir alışkanlıktan başka nedir bir adam..."

  • uçağa, kalkışa yarım saat kala binmek ve hemen uykuya dalmak. on beş dakika sonra uyanıp, uçağın indiğini sanmak ve el bagajını alıp uçağı terk etmek.

  • ilginç olay ama olayın cem yılmaz’ın işlerinin içeriğiyle ilgisi yokmuş. başarılar tamamen siyasi düşüncelere göreymiş.
    başarı ölçütü=siyasi görüş. teşekkürler yazar kardeş, yine kutsal bilgilendim.

  • gereksiz bir gösteridense düz şekilde işi halletmeye bakan adamdır. gelsin garson bana hesap getirsin, şunu yapsın bunu yapsın diye kasılmaya ne gerek var. yere çatal düşünce de ben alırım, yemeğin bitiminde masadaki çer çöpü toplamada garsona yardımcı olurum. bana göre olması gereken davranış da bu. o garson, orda zaten asgari ücrete, belki iki katına falan çalışıyor yani. zaten tüm gün ayakta durmayı, müşterilerle ilgilenmeyi gerektiren yorucu bir meslek, ki karşılığını kesinlikle alamamakta. daha ne kasıyonuz şekilci olacağım diye. koyverin gitsin.

  • konuşmasını şuan izliyorum ve yazmak için yarıda kestim. hayatımda gördüğüm en yürekli insanlardan biri. helal olsun.