hesabın var mı? giriş yap

  • vodafone'un icat ettiği yeni nesil şark kurnazlığı.
    turkcell'in aylık 10 gb internet dağıttığı dönemde rekabet için vodafone yanımda uygulaması yenilenerek güzel hediyeler verilmeye başlandı.
    1 haftalık 1 gb 2 gb internet gibi hediyeler birkaç ay içinde 1 günlük 1 gb hediyelerine dönüştü. aradan bir ay geçmedi ki 24 saatlik hediyeler yerini 6 saatlik hediyelere bıraktı. hiç vermeyin kardeşim, belli ki veresiniz yok vermeyin.
    kaldırın hatta uygulamayı, çocuk mu kandırıyorsunuz?

  • faydaları saymakla bitmeyen.

    sıralamak gerekirse:

    -damar içindeki dolaşan kanımızın büyük kısmı sudan oluşur, kan ise hücrelerimiz arası oksijeni taşıdığından mütevellit, yeteri kadar su tüketimimiz yoksa kanın katılığı artar ve organlara yeteri kadar oksijen iletimi sağlanamaz ve damarlarda tıkanmalar başlar. bu da bir çok hastalığı beraberinde getirir.

    -yeteri miktarda tüketilmez ise mide asidi ve gastrit gibi şikayetler artar. su mide asidini önlemektedir.

    -yine eksik su tüketimi karaciğer ve böbreklere büyük zarar verir. vücuttaki toksinleri atamadığımızda yine bir çok hastalıkla boğuşmak durumunda kalırız.

    -hamilelikte su tüketimi çok önemlidir zira bebeğin içerisinde bulunduğu amnion sıvısının devamlılığı bebeğin rahimdeki gelişimi için gereklidir.

    -yine sorunsuz bir sindirim sistemi için en önemli alışkanlığımız yeteri kadar su tüketimidir.

    - günde en az 8 bardak su ile ağız sağlığımızı da koruyabiliriz.

    -susuzluk stres katsayımızı artırıp, gergin bir insan olmamıza neden olur.

    -cilt sağlığımız için kozmetik ürünlerinden ziyade vazgeçilmezlerimizden ilki su olmalıdır. çünkü su cildi daha canlı ve parlak hale getirir.

    -susuzluk gün içerisinde uykusuzluk gibi sorunları doğurur, enerjimiz düşer.

    -suyun ağrı kesici özelliği vardır mesela eklem boşluklarındaki kayganlığı sağlayan sıvı bileşeninde su bulunur. yetersiz su tüketiminde eklem arası sıvılarla birlikte eklem kayganlığı da azalır; eklem ağrılarına, hareket sırasında eklemlerden ses gelmesine neden olur.

    -grip tarzı bulaşıcı hastalıklarla savaşırken, vücut direncine katkıda bulunur.

    -emziren annelerde süt oluşumunu artırır.

    -saç sağlığı için de büyük fayda sağlamaktadır. kendimden biliyorum suyu az tükettiğim anda saçlarım canlılığını kaybeder.

    1 günde vücuttan idrarla ortalama 1500 ml, ciltten terleme ve buharlaşma yoluyla 400 ml, dışkı ile 200 ml, solunum yoluyla ortalama 300 ml su harcanır ve günlük ortalama 2500 ml su kaybedilir. yazları ise bu miktar yaklaşık 500 ml daha fazladır. yiyeceklerden aldığımız su ile ihtiyacımızın sadece %30’unu karşılayabiliriz. sağlıklı yaşam için günde 2-3 litre su tüketmeye özen göstermeliyiz.

    .

    ekte şahsen kullandığım ve faydasını gördüğüm taşlardan bahsettim. ilgisini çeken yazarlar okuyabilir.

    (bkz: #144850071)

    herkese sağlıklı günler dilerim.

    edit:imla

  • bunun jeneriğini izlerken "hadi oğlum, önce banyoya, sonra doğru yatağa, kapat artık televizyonu, yarın okulun var" çığrışlarını duyar gibi oldum. hey gidi günler, pazartesi sendromunun verdiği ardinalle daha da artardı bu kulübün yayınladığı filmleri izlemenin zevki.

    şimdi star sinema kulübü, batman'i yayınlarsa, alacam anne ve babamı karşıma, gidin banyonuzu yapın yatın, ben sabaha kadar batman'i izleyecem diyeceğim.

  • mahalle baskısı gibi bir şey. zaten mahcupsun, utana sıkıla gözüne kestirdiğin kişiye adres soruyorsun, zamanını alıyorsun vs, o sana 'anladınız mı' der gibi bakarken kesinlikle hiçbir şey anlamadığın halde 'evet, evet, teşekkürler' deyip kibar bir şekilde hiçbir şey anlamadan yoluna devam ediyorsun. nah anladın çok afedersin.

    şanslıysan, bir sonraki soracağın kişi aynı kişi değildir. ama doğuştan talihsiz isen, beterin beteri oluyor ve az önceki tarif edene tekrar rastlıyorsun.

    (bkz: adres sorarken bir önceki tarif edene yakalanmak)

  • bir azmettirici tarafından tutulan ve bir veya birkaç kişiyi öldürmesi istenen kişi.

    bazı istisnalar olsa bile kiralık katillerin temel özelliklerini ele alarak, diğer katil türleri ve cinayetlerden farklılıklarını genelleme yaparak anlatacağım. kiralık katiller, maktulle aralarındaki ilişkide açısında seri veya normal katillerle farklılık gösterirler. kiralık katiller kendi güdüleriyle cinayet işlemezler. kurbanlarıyla herhangi bir duygusal veya fiziksel bağları yoktur. kurbanlarını yaş, cinsiyet, ırk, din gibi kriterler üzerinden seçmezler. kendilerine verilen işi yapar ve ücretini alırlar. tüm bu öldürme olayı onlar için sıradan bir günlük iş gibidir. bir kiralık katile de çok kişiyi öldürdüğü için seri katil gözüyle bakılabilir. hatta az sayıda da olsa hem kiralık katil hem de seri katil olan kişiler de vardır. fakat seri katillerin en büyük özelliği kendi hazlarını tatmin etmeye ve öldürmeye karşı olan açlıklarını bastırmaya karşı içinde bulundukları anormal kişilik bozukluklarıdır. kiralık katiller ise kurbanlarına daha soğuk yaklaşırlar. onlarla bağ kurmazlar ve yakınlaşmazlar. en kısa sürede verilen işi yerine getirip ücretini almaya çalışırlar.

    seri veya normal katiller kendi başlarına karar verip cinayet işlemelerine rağmen kiralık katillerin arkasında daima bir azmettirici veya para sağlayıcıları vardır. kiralık katillerin büyük bir çoğunluğu organize suç örgütleri, mafyalar, çeteler, özel savaş grupları, uyuşturucu kartelleri, organ mafyaları, insan kaçakçıları gibi topluluklar için çalışırlar. azmettiriciler genellikle para, intikam, tanıkların susturulması, uyuşturucu ticareti gibi işler için kiralık katilleri tutarlar.

    kiralık katiller olay yerindeki davranışları açısından da farklılık gösterirler. çoğunlukla olay yerine hazırlıklı gelirler. cinayeti işleyecekleri alet yanlarındadır. ya tuzak kurup kurbanı beklerler ya da olay yerine kadar takip ederler. maktulleri genellikle olay yerinde bırakırlar ve cinayeti işlerken hazırladıkları planın dışına çıkmazlar. kurbanların yaralandığı bölgeler genellikle kafalarıdır. özellikle suç örgütleri, mafya ve çeteler bu infaz yöntemini kullanırlar. seri katiller gibi kurbanlara işkence etmeleri, bağlamaları, organ veya uyuzlarını kesmeleri ve asmaları çok nadirdir.

    kiralık katiller kendi içlerinde de özelleştirebilir niteliklere sahiplerdir. nas (the narrative action system) modeli denilen ve kiralık katillerin cinayetlerini ayırt etmeye ve farklı kiralık katil tarzlarının psikolojik temellerini incelemeye dair bir deneysel temel sunan bu sisteme göre dört farklı kiralık katil tipi var. ilk tip ‘profesyonel’ denilen işinin ehli, duygusuz, hızlı ve halka açık yerlerde öldürebilen, adli kısımlarında farkındalığı olan kiralık katil tipi. ikinci tip ‘intikamcı’ denilen biraz deneyimli, agresif, genellikle organize suçlarla çalışan, şiddete meyilli, öldürmeyi rasyonelleştiren, genelde kapalı alanlarda öldüren ve işine bağlı kiralık katil tipi. üçüncü tip ‘kahraman’ denilen biraz deneyimli, duygusal olarak pozitif, yaptıklarıyla övünen ve gurur duyan, kurbana karşı duyarsızlaşan, genellikle bıçaklamayla veya döverek öldüren, kaynak ve yaratıcılık yoksunluğu çeken kiralık katil tipi. dördüncü tip ‘kurban’ denilen, deneyimsiz, duygusal olarak umutsuz, kimi zaman yanlış kişiyi veya şahitleri öldürebilen, aşırı şiddet yanlısı, maddi yardıma muhtaç, genelde kılık değiştiren ve kurbanlarını evinde, çoğunlukla uykuda, öldüren kiralık katil tipi.

  • bu katil velet müebbet alsa en azından 60 yıl vergilerimizle beslenecek yiyecek içecek ısınacak. onun yerine bu ve bunun gibi mahlukatlar ya nükleer tesislerde atık bölümüne verilsin, derin madencilikte zincirle bağlanıp çalıştırılsın, veya idam edilsin organları ihtiyaç sahiplerine gitsin leşi de bilimsel araştırmalarda kullanılsın.

  • aç aç dolanıp, şöyle fitim böyle sağlıklıyım, yiyorum ama kilo almıyorum, kilo takıntım yokgillerden. bu versiyonları reklamlarında oynatan kalori bombalarını özellikle sepetimden çıkarıyorum, saksı mıyız lan biz.

  • "basılan" her dünya haritası yanlıştır. bir haritanın tamamen doğru olması için tüm detayları barındırması, bunun için de gerçek boyutta olması gereklidir. böyle bir haritayı basmak da mümkün değildir. asıl büyük problem ise dünyanın geoit, harita basılan kağıtların ise düz olmasıdır.

    küçük ölçekte dünyadaki eğim fark edilemez ve küreyi açıp kağıda sığdırmak için bazı kısımları germeniz ya da kesmeniz gerekir. bunun yapmanın bir çok yöntemi olsa da 1569 yılında gerardus mercator tarafından bulunan mercator projeksiyonu halen kullanılan en yaygın yöntemdir. bu yöntem denizciler için bir navigasyon aracı olarak geliştirilmiştir.

    merkezinde bir ışık kaynağı bulunan küresel dünyanın, ekvatoruna teğet olarak geçirilen bir silindir vasıtasıyla harita elde edilmesini sağlayan yöntem mercator projeksiyonudur. mercator projeksiyonuna sahip haritalarda sadece ekvatora yakın olan bölgelerde doğru sonuçlar alınır. kutuplara doğru gittikçe şekiller bozulur.

    görsel
    silindirin alt ve üst kısımları açık olduğu için kutuplar gösterilemez. ekvatordan uzaklaştıkça da kuzey ve güney yönünde mesafeler giderek uzaklaşır. alaska, mercator haritasında brezilya ile aynı büyüklükte gözükse de aslında brezilya alaska'nın yaklaşık 5 katı büyüklüktedir. görsel grönland ise normalde olduğundan 14 kat daha büyük gözükmektedir.

    navigasyon için tercih edilme sebebi açıları korumasıdır. yaptığınız 90 derecelik bir dönüşü haritada da 90 derece olarak takip edebilirsiniz. a noktasından b noktasına gitmek için iki nokta arasında çizgi çekip bu çizgiyi takip ederek gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz.

    bu haritada çizgilerle gözüken mercator projeksiyonu, yeşil renkle gösterilen ise tüm ülkeler doğru alanı kaplayacak şekilde tasarlanmış olan gall-peters projeksiyonunu göstermektedir.

    aşağıdaki gif de bunu boyutları düzelterek göstermektedir.
    görsel

    dijital haritalar, örneğin google maps ve google earth artık dünyayı gerçek şekli ile gösteren küre şeklinde haritalar kullansa da bir çok servis halen mercator projeksiyonunun farklı bir sürümünü kullanmaya devam etmektedir.

    kaynak: science focus

  • sene 92-93 filan. adam eksiğimiz var daha doğrusu bizim kaleci hasta üşütmüşüm filan diyor.. yalvar yakar maça getirdik çocuğu. maç başladı bizim kaleci yerinde duramıyor bir hareket hep. neyse kaleye şut geldi kalecimiz topu tuttu ama tutar tutmaz paçalarından bok akmaya başladı. mideyi üşütmüş ishalmiş eleman. top karnına geliyor kucakladığında basınçla da tabi koyuveriyor... o kaleye kimse geçmedi maç da bitti. halı saha sahibi de boku bize temizletti. ..

  • olmayan ihtimaldir. çünkü ortalığa sıçacak kadar dezorganize davranışlar sergileyen alzheimer hastası tek başına hastaneye gelemeyeceği gibi sıçmadan önce etrafta kimse var mı diye de kesemez.