hesabın var mı? giriş yap

  • hız önemli hız.

    evrim çare buldukça sen bir adım öne geçiyor ve illa ki kanserojen başka bir yaşam biçimine geçiyorsun.
    evrim senin genini düzeltmeye çalışıyor sen nükleer patlatıyorsun gitti evrimin bi 50.000 yılı.
    adam sana temiz domates üretiyor, veya senin kursağını domatesi yemeye evriltiyor, gidip gdo diye bir şey bulup banane ben kanserojen yaşayacam diyorsun.

    bi adam gibi dursan aq yerinde evrim seni volverin yapacak,
    sakın dokunma bana saçını başını yolverin diyorsun.

  • türk vatandaşları olarak allah bizim belamızı versin zaten.
    kendi memleketimizde bile biz ikinci sınıfız. suriyeliler elit.

  • sen arayınca telefonu açmaması.

    demek ki telefon numaranı silmemiş, silse de demek numaranı hatırlıyor ki açmıyor, hatırlamasa da demek bilmediği numaraları açmayacak kadar namuslu.

  • * elveda diyecek kadar cesursan, hayat seni yeni bir merhaba ile ödüllendirir.
    * hiç yenilmemiş insanlar vardır. onlar hiç savaşmamış olanlardır.
    * en iyisini sonraya saklamayın. yarının ne getireceğini bilemezsiniz.
    * başkalarını memnun etmek için yaşarsan herkes seni sever, kendin hariç.
    * başkalarının ne düşündüğü önemli değil çünkü her halükarda yine aynısını düşünecekler.
    * zamanını satabilirsin, ama geri satın alamazsın.
    * bizi seven insanlar var, sadece nasıl göstereceklerini bilmiyorlar.
    * hayatın sırrı, oysa, yedi kere düşüp, sekiz kere kalmaktı.
    * bir hayali gerçekleştirmeyi imkansız kılan tek şey vardır; başarısızlık korkusu.
    * hayatın, insanın iradesini test etmek için pek çok yolu vardır, bazen hiçbir şey olmaz ya da her şey birden olur.
    * bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. şimdi tam zamanı. harekete geçin.
    * sadece güneşli günlerde yürürseniz, hedefinize asla varamazsınız.
    * tekne limanda güvendedir. ama teknenin amacı bu değildir.
    * affet ama asla unutma yoksa tekrar yaralanırsın. affetmek bakış açını değiştirir, unutmak ise aldığın dersi kaybettirir.
    * ok ancak geri çekerek atılır. hayat seni zorluklarla geri çekiyorsa, seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir. nişan almaya devam et.

    paulo coelho

  • ekleme:

    sma tedavisi hakkknda daha ayrıntılı bilgi geldi.

    (bkz: #127961599)

    ekleme 2:

    ailenin sağlıklı 2 kız çocuğu var. sırf erkek de olsun diye 5. çocuğu yapmışlar resmen.

    https://www.gazeteduvar.com.tr/…cagri-haber-1507935

    ekleme 3:

    miran'a hayat ol kampanyasında çalınan paraları ünsal arık anlatıyor.

    https://youtu.be/rjwbslwc2ay

    22:30'da başlıyor.

    2. video

    https://youtu.be/fmdwb3_jxra

    bakın güzel kardeşim, genetik tarama diye bir şey var artık. çocuk yapmadan evvel bunu yaptırabiliyorsunuz, riskleri görebiliyorsunuz. hadi genetik tarama yaptırmadan ilk çocuğu yaptınız, sma'lı doğdu. hastalığı öğrendiniz. eminim doktorlar ikinciyi yapmamanız hususunda sizi uyardı. ama yetmedi 2.'yi de yaptınız ve o da sma'lı doğdu. ikisi de öldü. üçüncüyü ne demeye yaptınız arkadaş? "önceden bu hastalığı bilmiyorduk." demişler. nereye bilmiyordunuz? kimse size ilk iki çocuğunuzun niye öldüğünü, bunun önüne nasıl geçeceğinizi anlatmadı mı? bir değil, iki değil, üç çocuk! üçü de sma'nın pençesinde. bu şekilde ardı ardına sma'lı çocuk yapan ilk aile de değiller, son da olmayacaklar. instagram'daki kampanyalara bakın, çoğunun abisi ablası aynı hastalıktan vefat etmiş. bu kadar yardım kampanyaları düzenleniyor, deli paralar toplanıyor, bu paralar nereye gidiyor? çocukların akıbeti belli değil ki zaten bu tedavi de kalıcı değil, en fazla 5 yıl falan uzatıyor ömrü. sizce gerçekten bilinçsiz mi bu ebeveynler, ahmak mı yoksa bu işi rant kapısına mı dönüştürüyorlar?

    haber burada

    --- spoiler ---

    2 oğlunu sma'dan kaybeden çift, 3. kez aynı acıyı yaşamak istemiyor: "murat'ın kaybedecek zamanı yok"

    ığdır'da 2,5 ve 1,5 yaşlarındaki iki oğlunu 2 yıl arayla spinal muskuler atrofi (sma) hastalığı nedeniyle kaybeden sakine ve yaşar koç çifti, 3'üncü çocukları sma'lı 13 aylık murat'ta da aynı acıyı yaşamak istemiyor. murat'ı yaşatmak için 4 ay önce ankara'ya taşınan aile, yardım kampanyası başlattı. sakine koç, oğlunun tedavisi için gerekli olan 2 milyon 250 bin doların yüzde 42'sinin toplandığını söyleyerek, "önceden bu hastalığı bilmiyorduk ama şu an tedavisi var. biz bu maliyetin altından kalkamıyoruz. gözümü güne açtığımda murat’ı kaybetme korkusuyla yaşıyorum" dedi.

    ığdır merkezde yaşayan sakine ve yaşar koç çifti, 2015'te 2,5 yaşındaki oğulları muhammet'i, 2017'de ise 1,5 yaşındaki oğulları ibrahim'i sma hastalığı nedeniyle kaybetti. ölen 2 çocuklarının acısı daha dinmemişken, çiftin 13 aylık bebekleri murat'a da bir yıl önce sma teşhisi konuldu. aile, ığdır'da tedavi imkanları olmadığı gerekçesiyle 4 ay önce ankara'ya taşınıp, murat'ı yaşatmak için yardım kampanyası başlattı. sosyal medyadaki kampanyaya birçok ünlü isim destek verirken, 100'e yakın kişi de kampanyada çalışmak için gönüllü oldu. ancak murat'ın tedavisi için gerekli olan 2 milyon 250 bin doların yüzde 42'si toplanabildi.

    'zamanla yarışıyoruz'

    sakine koç, oğlunun tedavisinin bir an önce yapılmasını isteyerek, "murat, ölümcül bir hastalık taşıyor. ığdır'da tedavi imkanları olmadığı için ankara'ya taşınmak durumunda kaldık. 4 aydır ankara'dayız. murat için kampanya başlattık ancak kampanyamız ağır ilerliyor. kampanyamızın şu an yüzde 42 dilimindeyiz. murat'ın hastalığı çok hızlı ilerliyor bir an önce bu tedaviye ulaşması gerekiyor. bunun için de kardeşlerimizden destek bekliyoruz. bu tedavinin 2 yaşın altında yapılması gerekiyor. 12 kiloyu aşmaması lazım. murat 8,5 kiloda ve 13 aylık. zamanla yarışıyoruz. aksi takdirde murat'ın hayatı toprak olacak. tedavisi varken murat yaşasın, normal çocuklar gibi o da rahat nefesini alabilsin" dedi.

    'murat'ı kaybetme korkusuyla yaşıyorum'

    murat'ı kaybetme korkusuyla yaşadığını belirten koç, "büyük oğlum 2,5, küçük oğlum da 1,5 yaşında vefat etti. önceden bu hastalığı bilmiyorduk. ama şu an bir tedavisi var. maliyeti çok yüksek, biz bu maliyetin altından kalkamıyoruz. türkiye'de olan iğnenin 5'inci dozunu aldık. 6'ncı dozu için başvurduk. bu ilaç sadece hastalığın seyrini yavaşlatıyor ama hastalık aynı ilerliyor. murat'ın vücudu gevşemeye başladı. sırtında kamburlaşma oluştu. bir an önce bu tedavinin yapılmasını istiyoruz. gözümü güne açtığımda murat'ı kaybetme korkusuyla yaşıyorum. oğlumun tedavisi var ve bu ilaç da oğlumun hakkı. biz yüzde 40 dilimine milletimizin sayesinde geldik. yüzde 100’e de milletimizin sayesinde geleceğiz" diye konuştu.

    'murat'ın kaybedecek zamanı yok'

    kampanyada ilerleme kaydedilemediğini belirten yaşar koç ise, "çocuğum fiziki tedavi alsın diye ankara'ya taşındık. oğlumuz için bir kampanya yürütüyoruz. 11 aydır bu sürecin içindeyiz. kampanyamız diğer bebeklere göre hiç ilerlemedi. halkımızın sayesinde yüzde 42'ye geldik. biz istiyoruz ki yüzde 100'e onlar sayesinde olalım. çünkü murat'ın kaybedecek zamanı yok. eğer biz şu anda 100 bin kişiye ulaşırsak, 100 bin kişi 100 tl bağış yaparsa murat'ın kampanyası bugün biter, yarın ilacına kavuşur. benim tek istediğim, herkes kendisini bizim yerimize koysun. çok zor bizim için. bizim tek istediğimiz, devletimiz ve milletimiz bize sahip çıksın" dedi.

    --- spoiler ---

    ayrıca ek kaynak (tedavi, ilaç vs hakkında bilgiler)

    https://smabenimleyuru.org.tr/…kca-sorulan-sorular/

    ayrıca

    (bkz: sma için toplanan paranın yok olması)

    ekleme:

    sma tedavisi hakkknda daha ayrıntılı bilgi geldi.

    (bkz: #127961599)

  • yaralı parmağa işe desen, insanlık için bir fidan dik desen, aç bir çocuk doyur desen gelmez. ama o heykel protesto edilmezse biteriz yanarız kül oluruz. kimseye yaşından ötürü saygı duymak zorunda değilim.

    sözlük ya burası ondan bir de tanım olmalı: yaşadığı yeri bitirmiş izmir'i de bitirmeye çalışan 98 yaşındaki çember sakallı insan.

    edit: rehber köpekler derneği kurulmuştur. bu dernek türkiye'de ender olan iyi olaylardan biri olabilir. lütfen öğreniniz.

    (bkz: rehber köpekler derneği)
    entry linki
    #60468430

  • (#155606800) şöyle bir entry girdim dün. ve başka bir haber sitesinde böyle bir haber de bulunuyor.
    https://www.dha.com.tr/…lculuguna-ugurlandi-2296282

    öncelikle 2 haberin içeriği farklı olsa da, hastanın yaşı, yoğun bakımda tedavi gördüğü vs, ben orda bir soru belirtmisim. soru şu " neden ısrarla migren ve sinüzit deniliyor?" bakın bu sorunun bir tane cevabı vardır. hekim olarak bir enrty girersiniz. o da şöyle olur : çünkü sistemin bana hasta başına verdiği bütçe, süre, imkan, prosedür bunu gerektiriyor, ve maalesef acilde talihsizlikler oluyor vs vs diye. kalkıp "neden" ile sonlanmis bir entryden doktor düşmanlığı varsayımı çıkmaniz akıl alır gibi değil. kaldı ki siz de en az benim kadar o gün acilde ne yaşandı, hekimin tutumu, hastanın kendini ifade etme sekli gibi hususlari bilmiyorsunuz.böyle agresif tavırlar alarak bir yere varamayız. kaldı ki ben hekim arkadaşları hic bir zaman suçlamadım. ülkenin aydın insanları gözüyle baktım. sözlükte de aleyhilerine açılan tüm başlıklarda savundum. eski entrylerimde mutlaka vardır. ortada bir haber var. bizi aydınlatıp acilde böyle böyle işliyor düzen diye entry girmeniz gerekirken ana bacı sövmek gerçekten yakışıkalmıyor. dediğim gibi bütün sağlık emekçilerine minnettariz. insanlarla bire bir diyalog halinde olunması gereken bir meslekte üslup cok cok önemlidir.

  • akşamdan kalma bir sersemlik sonucunda kendi çıkardığı yangında ölen alkolik bir annenin ve on üç yaşında iken onu terk eden bir babanın oğlu olan oscar ödüllü bir aktör. bu bilgilerden yola çıkarak anne ve baba göstergesi olan gezegenlerin (güneş ve ay) haritasında problemli olabileceğini düşünebiliriz. gerçekten de öyle, literatür yine sarsılmadı.

    placidus ev sistemine göre güneş ve ay, gene hackman'ın haritasında 12. evdeler. peki 12. eve düşen anne ve babadan hayır gelir mi? çok olası değil, en azından bir koruma da yoksa. bu zamana kadar 12. evde güneş'i ve ay'ı olanlardan çok iç açıcı hikayeler duymadım. ne de olsa on ikinci ev karmik bir ev, çilekeş bir ev. insanı biraz da ruhsal açıdan olgunlaştıran bir ev. bu olgunlaşma sürecinin gereklilikleri de haliyle ruh ezici olabiliyor. on ikinci eve 'ruhun ezildiği bir ev' de diyebiliriz bu bakımdan. ışığın çıkması için bir şeylerin ezilmesi gerekiyor demek ki.

    tüm burç ev sistemine göre ışıkların (güneş ve ay) dispozitörü olan gezegen satürn oluyor bu durumda. yani güneş ve ay'ın bulunduğu burcun (kova) yönetici gezegeni satürn, tüm burç ev sistemine göre yine 12. evde. eskiler, 12. eve düşen satürn'ün kişiye bela çıkaracağını söylemişler. bu durumda bu uğursuz enerjinin aileyi, anne (ay) ve babayı (güneş) ilgilendirdiğini görebiliyoruz. beni takip edenler retorik sorularıma alışıktırlar. kendimi tekrar etme pahasına tekrar sorayım: denk mi geldi?

    niye astrolojiyi seviyorum (bu gerçek bir soruydu)? işte bu yüzden. kader dile gelir, kul da bunu duyarsa insan bundan nasıl etkilenmez ki? ben şahsen çok etkileniyorum. devam edelim case'imize, durum bir hayli karışık. babasının onu terk etmesi var. bir de annesinin bu şekilde ölmesi, daha doğrusu kendi kendini bitirmesi. hakikaten çok satürn-plüton vari bir deneyim bu. bununla ilgili ilginç bir aspekt de mevcut. hackman'ın doğum haritasında ay (annenin evrensel göstergesi) dışında, asıl anneyi simgeleyen gezegen oğlak burcundaki merkür'e çıkıyor (yine satürn'e bağlı bir gezegene geldik). merkür de çok ilginç, natal mars ile birleşmiş. astrolojide mars demek 'kaza' demek, 'yangın' demek. bir de bu harita bir gündüz haritası. yani mars daha da yıkıcı bir gezegen ve annenin göstergesinin yanında duruyor. annesi talihsiz bir şekilde bir yangında hayatını kaybediyor. semboller realite ile ne kadar iç içe değil mi? ayrıca merkür'ün natal plüton'a da karşıt durduğunu söylemeliyim. çok travmatik ve dönüştürücü bir açı gerçekten.

    bu haritada kişinin babasını da arayalım. daha doğrusu arasak da çok bulabileceğimiz bir gezegen değil, özellikle kişi için. zira babanın göstergesi olan gezegen jüpiter'e çıkıyor. jüpiter hackman'ın haritasında zararda olduğu ikizler burcunda, retro harekette. retro da bilhassa gezegen asaletsizse sıkıntı çıkarır. yani harita "babandan sana hayır yok" demiş. devamı da var. gene hackman'ı gösteren gezegen, yani yükselen yöneticisi satürn (kendisi de çok yaşlı bu arada, 1930 doğumlu. satürn yaşlı arketipini de gösterir) ile babanın signifikatörü (göstergesi) olan planet arasında tam 150 derecelik bir açı var. astrolojide 150'lik açı birbirini görememeyi ve bağlantısızlığı anlatır. baba evi terk edip gidiyor neticede. harita sahibi onu göremiyor, tanıyamıyor. daha sonra babası hackman'ı ziyarete gelmiş ama anlatılana göre kendisi karavanından çıkmamış. tam anlamıyla çalışmış bir 150'liliğimiz var gördüğünüz gibi. yine şaşırmadık. doğum saati kesin olunca harita nasıl dile geliyor değil mi? böyle böyle alıştım işte ben de bu arketip diline. gökler konuşur, sen de duyarsan bir daha dinlemeyi nasıl bırakabilirsin ki?

  • dünyanın ilk seri katilidir. hatta monte kristo kontu romanındaki zehir ustası madame de villefort'un esin kaynağı locusta'dır. kendisi bir kiralık katildir ve imparator claudius'u zehirlemiştir.

    galya'nın sessiz kırsalında büyüyen bir kız çocuğu olan locusta, evinin çevresinde yetişen otlar ve bitkiler hakkında çok şey öğrendi. roma'ya yerleştikten sonra zamanla kendi iş çevresini oluşturmayı başardı. rakiplerinden kurtulmak isteyen birçok hırslı kişi, sık sık onun bitki ilmine başvuruyordu. o artık zehir kullanan ünlü bir profesyonel katildi. ms 54'te en nüfuzlu patronu olan imparatoriçe agrippa'nın da dikkatini çekti. imparator claudius'un karısı agrippa,, küçük oğlu nero'nun tahta talip olabilmesi için kocasının ölmesini istiyordu. plan saat gibi işledi. onu sarhoş ettiler ve sonra zehirli mantar yedirdiler. imparator çok geçmeden mide ağrıları içinde kıvranarak hızlı bir şekilde öldü. devamında, nero'nun da bir isteği olacaktı. bu defa da taht için nero'ya rakip olan üvey kardeş britannicus'un zehirlenmesi gerekiyordu. locusta, bir kez daha hünerini konuşturdu. zavallı çocuk zehri yediğinde korkunç bir şekilde kasılmaya başladı. nero büyük bir soğukkanlılıkla, orada bulunan herkese erkek kardeşinin epilepsi nöbeti geçirdiğini söyledi. zavallı çocuk can çekişirken ziyafete devam edildi ve birkaç saat içerisinde britannicus birkaç saat içinde oracıkta öldü.

    nero, yardımları karşılığında locusta'yı servete boğdu; ona büyük bir villa ve lüks hediyeler verdi. imparatorun desteğini yanına alınca becerileri o kadar meşhur oldu ki bilgisini öğrencilerine bahşettiği bir okul kurdu. locusta, kendi canına kıyması gerekirse kullanması için nero'ya özel bir zehir kiti bile hazırlamıştır. nero, ms 68'de ölüme mahkum edildiğinde bu zehri yanına almayı unuttu ve kendi hançerini kullanmak zorunda kaldı. locusta'ya gelince; en güçlü müttefiğinin kaybı onun tutuklanıp idam edilmesine neden oldu, fakat öncesinde zincire vurularak utanç yürüyüşü yapması gerekecekti.