hesabın var mı? giriş yap

  • fransız heykeltraş auguste rodin'in eseri. türkiye'de akıl hastanesinin bahçesine konmuş bu heykeli diğer ülkelerin koyduğu yerler:

    * israil: tel aviv ve rad veri iletişimi merkezi’nin giriş lobisi.
    * japonya: tokyo’daki kyoto ulusal müzesi, batı sanatları ulusal müzesi
    * norveç: oslo’da national gallery of norway
    * ingiltere: cambridge üniversitesi (jimmy tide house)
    * vatikan: the vatican museums, collection of modern religious art
    * kanada: maclaren sanat merkezi,
    * meksika: museo soumaya.
    * amerika: maryland, baltimore museum of art, new york, canisius college, buffalo, cleveland sanat müzesi, columbia üniversitesi, michigan, detroit sanat enstitüsü, missouri, nelson-atkins museum of art kansas city, kentucky, louisville üniversitesi, pennsylvania, rodin müzesi philadelphia, washington, the maryhill museum of art, goldendale, san francisco, the california palace of the legion of honor, california, stanford üniversitesi ve norton simon müzesi, pasadena, washington d.c, the national gallery of art, florida, bal harbour shops, miami
    * avustralya: melbourne the national gallery of victoria ve sidney the sydney opera evi
    * arjantin: buenos aires parlamento binası önü

  • dört titanın (tom hanks, anthony hopkins, joe pesci, al pacino) arasından sıyrılıp altın küre'de en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü almasıyla birlikte yeniden oscar'ın kapısına dayandı. bence bu isimlerin arasından uzanıp bir bardak su almak bile yeterince tatmin ediciyken herhangi bir ödül kazanmanın duygusunu tahmin edemiyorum. gelmiş geçmiş en zor altın küre'yi kazandı belki de. ancak yine de oscar alamayabilir. altın küre kazananlar genelde oscar'ı da kazanıyor olsa da istisnalar yaşanabiliyor. özellikle yardımcı erkek oyuncu dalında daha sık yaşanıyor. zaten bu istisnalardan birini de kendisi yaşamıştı. twelve monkeys'deki performansı ile altın küre kazandıktan sonra, oscar'ı, usual suspects'teki rolüyle kevin spacey almıştı.

    yakın tarihlerde de yaşandı benzer örnekler. 2015'te altın küre'yi sylvester stallone(creed'), oscar'ı ise mark rylance (bridge of spies) kazanmıştı. 2016'da da altın küre'yi aaron johnson (nocturnal animals) kazanırken, oscar'ı ise mahershala ali (moonlight) almıştı. once upon a time in hollywood'daki performansı filme dair sevdiğim az sayıdaki hususlardan biriydi ve normal şartlarda ödüllük bir performans olabilir. ama joe pesci ve al pacino kadar iyi olmadığını düşünüyorum. bu yüzden de oscar'a dair hâlâ soru işaretlerim var. başka bir istisnanın başrolü olma ihtimalini yok sayamıyorum.

    alırsa da güzel olur elbette. çünkü hak ettiğini düşünüyorum. akademi ödülleri'nde bazı oyunculara karşı inat etme durumu var. brad pitt de onlardan biri. akıllara genelde leonardo dicaprio geliyor ama jack nicholson ve al pacino dahi yaşamış bunu. jack nicholson dört kez (easy rider, five east piece, the last detail, chinatown) aday olduktan sonra nihayet one flew over the cuckoo's nest ile alıyor. al pacino ise daha beter. altı adaylığın ardından (the godfather, serpico, the godfather part ii, dog day afternoon, ...and justice for all , dick tracy) bakıyor ki ödül vermiyorlar, aynı yıl scent of a woman ile en iyi erkek oyuncu dalında, glengarry glen ross ile de en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında aday olup en iyi erkek oyuncu oscar'ını alıyor.

    brad pitt'in üç adaylığı da (twelve monkeys, moneyball ve the curious case of benjamin button) bunlar kadar güçlü değil kuşkusuz. yine de the curious case of benjamin button ile kazanması gerekirdi. o sene ödülü sean penn'e verip politik doğruculuğun temellerini atmışlar da biz fark edememişiz. ayrıca adaylıkları dışında bir de aday olamadıkları var. mesela fight club'da ne edward norton ne kendisi aday olamadı. ben olsam burn after reading'deki ruh hastasına da oscar verirdim ama aday dahi yapılmadı. yine ben olsam, snatch'deki çingeneyi alır, oscar heykelciği dolu bir kamyonun yanına yanaştırır ve üzerine kürekle oscar atardım. benim gibi sinema cahilinin kişisel beğenileri hiçbir şey ifade etmiyor elbette, ama argo ve the hurt locker'ın en iyi film seçildiği şu kainatta, bu adaylıkların hangisine saçma denebilir?

    aslında sadece brad pitt'in muhtemelen ilk oscar'ına kavuşacağını, ancak kazanamama ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini yazacaktım. aklımda jack nicholson ve al pacino övmek veya argo'ya giydirmek yoktu. bari bu isimleri anmışken son bir beklenti daha ekleyeyim. ödülü bir türlü kazanamayan oyuncuların kazandıkları açıklandığında, salonda bir ''nihayet'' alkışı ve hareketliliği oluyor. brad pitt de kazanırsa böyle bir sahne izleyeceğiz muhtemelen.

    jack nicholson'ın kazandığı ilk oscar
    al pacino
    leonardo dicaprio

  • daha da önemlisi zifiri karanlık bir yeraltı mezarlığında bulunmuştur. bu iki anlama gelir, 3 milyon yıl önceki atalarımız ölülerini saklamayı akıl etmişler ve zifiri karanlıkta yollarını bulacak birşeyler keşfetmişler. ateş'in 1.5 milyon yıl önce bulunduğu sanılıyordu, bu keşifle ateşin 3 milyon yıl önce bulunmuş olması ihtimal dahilinde.

  • şimdi aldıranların işi kolay. internet diye bir şey var. ben 1993 senesinde aldırdım bir bok yoktu. ortaokuldaydım. yalandan pw programıyla cezaevi demirleri gibi bir şey çizerdim çünkü başka bir şey çizemiyordum, sonra gösterirdim nasıl olmuş diye aferin falan derlerdi. onu anıtkabir sanıyorlardı. ben öyle lanse etmiştim. günü kurtarırdık yani. giderdim sonra volfied, cm 93-94 akşama kadar oynardım. belli bir süre cm 93-94 ü ders sandılar. mal gibi monitöre baktığım için oyun oynamadıgımı düşünüyorlardı. benimki yine kolaydı, arkadaşım aynı dönem amiga aldırmıştı bu sebepten. onun ailesi daha sıkıydı, o da yalandan bir program bulmuş, dersin bir bölümünü mal gibi oraya yazıp ordan deftere geçiyordu. o günü daha zor kurtarıyordu çünkü program yazılan şeyi kaydetmiyordu. adam her gün aynı şeyi gösterecekti kaydetse, okuyacak halleri yok ya. save diye bi yer yoktu ne programıysa artık... her gün yazıyordu bu paso. bir de sonradan ben bir program bulmuştum. yani program değil de adamın biri disketin içine ankara misket koymuş. kısacık. disketi c: ye kopyalamıştım ve bunu ben yaptım müzik dersi için demiştim. paso misket çalıyodum odamda yalandan. ses kartı da yoktu, çok pahalıydı almamışlardı bızzt- dızzt efektleri içinde pc speaker modundan ankara misket. nınının nınının nınınını nın... çok aradım ama başka şarkı bulamadım öyle. bulsam iyice imparatordum. evdekiler de beni deha sanıyordu. napalım mecburiyet. cafe vardı da biz mi gitmedik? dersler iyiydi ama.

  • hilmi malzemeden çalan hırsız müteahhit gibi . çük gibi bi bina yaptı sonunda yıkıldı.
    ama hasan hırsızlık nedir bilmedi. koca plazayı dikti adaya.
    sonuç: çabuk kazanmak için hırsızlık yapmayın kaybedersiniz
    debe: herkesin ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun. ulusal egemenliğimiz daim olsun.

  • http://www.milliyet.com.tr/…aliriz--gundem-1965184/
    adresinde görülebilecek haber.

    "diyarbakır’da yaşayan abbas aslan, hasta olan eşi gülhan’a böbreğini verdi. ancak abbas’ın ailesi “bırak karın ölsün, sana yenisini alırız” diyerek bu karara karşı çıktı. “ailem beni reddetti ama böbreğimi verdim"

    vicdansızlığın, kötülüğün bu kadarı kabilelerde bile yok diyeceğim ama yine de:
    (bkz: kürtlerin kabile kültürü seviyesinde yaşaması)

    helal olsun adam o zalim kültürün ortasında çiçek gibi açmış.

    not: ırkçı değilim, bilakis babaannemler diyarbakırlı. zaten kürtlerin kültürünü eleştirmedeki rahatlığım oradan geliyor..birtek kürtleri hedef almışsın diyenler: #35849073 gibi genel olarak türk kültürünü de eleştirdiğim bir çok entrym mevcut, bunlarla da debeye girmiştim. bakan görür..

  • sözlükçü kardeşlerimizin belki karı kız düşer umuduyla son çare burada kendilerini afişe etmelerini hayretle izlediğim über bir başlık. profillere de üşenmiyorum bakıyorum ha, hepsi adeta hava ile çalışan özgüven makinaları koçlarım benim yürüyedurun.

  • her sene aynı hikaye amk.

    tüm doğu illerinin geçmiş sınavları incelenmeli ama elbette öyle bir şey yapılmayacak. yine çoban ahmetler, köylü ayşeler romantik birer başarı hikayesi olarak gazetelerde manşet olacaklar. okuyanlar da "bak görüyo musun onca imkansızlıklara rağmen..." geyiği çevirecek.

    sıkıldım valla ülkeden.

  • türkiye ile kardeş ülke azerbaycan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla kültür bakanlıkları arasında imzalanan ikili antlaşmalar çercevesinde kurulan azerbaycan ekşi dikşinaryası'nda belirmiş başlıklardır.

    günün mövzuları
    · türqiye ile ciziktirilen qültür yeminlaşması (24)
    · ekşi dikşinarya (298)
    · ekşi dikşinarya teklidi sitalar (12)
    · ssg yovarlaqsın balam (45)