hesabın var mı? giriş yap

  • mehmet, topal mopal ama sağlam geçiriyor. hatta geçirmeden önce bir hemoroid kontrolü yapıyor. temiz olduğunu görünce dayanıyor. aga her zaman demişimdir, bu devirde bir körden korkacaksın bir de topaldan.

  • eskiden devlet baba derdik saygı gösterirdik. hoş hala saygıda kusur etmiyoruz ama devlet artık iyice beleşçi arkadaşa, hatta hayırsız evlada döndü.

    beleşçi arkadaş örneğinden gidelim;

    1 telefon alıyorsun devlet gelip kanka 1 tane de bana al diyor,

    1 araba alıyorsun hacı 2 tane de bana alsana diyor,

    1 paket sigara almaya gidiyorsun, 4 paket de bana al diyor.

    maaşı alıp eve geliyorsun, bilader sen bu ay iyi kazandın maaşından bir yüzde 30 bana versene diyor.

    sizin cebinizden yiyor, içiyor, geziyor, evinizde kalıyor, hatta it kopuk arkadaşlarını getirip sizin evde yatırıyor. yetmiyor, kardeş bunları da yedirelim diyor.(bkz: mülteciler)

    kendisi ticaret yapıyor. parayı tahsil edemeyince; kanka şu kadar zararım var sen ödesene diyor. (bkz: kayıp kaçak bedeli)

    bankalardan, tefecilerden borç para alıyor. sizi kefil gösteriyor. (bkz: dış borç, cari açık vs..)

    bilader, sen ne iş yapıyorsun, bana ne faydan var diye soruyorsun. kanka ben senin can ve mal güvenliğini koruyorum, biliyorsun çevrem geniş, gücüm kuvvetim yerinde diyor. aradan zaman geçiyor, sokakta serseriler önünüzü kesip paranızı gasp ediyor, ağzınızı burnunuzu kırıyor (bkz: ışıd eylemleri)(bkz: pkk saldırıları) vs........

    bilader niye yardım etmedin bak ne hale geldim diyorsunuz, kanka ben o ara karısını döven yan komşuyu ayırıyordum yetişemedim diyor. (bkz: suriye iç savaşı) (bkz: filistin saldırıları) vs. .................. hatta komşunun çocuklarını da getirdim, evde dayak yiyorlardı bunlar da sende kalsın sen bakarsın diyor. çocuklar sonra evi kırıp döküyor.

    bilader bıktım artık böyle yapma diyorsunuz. arkanızdan demedik laf bırakmıyor. (bkz: fetöcü, vatan haini, çapulcu, ayyaş, nankör vb.) ama evden de çıkmıyor.

    ısrar ediyorsunuz, artık sana para vermeyeceğim diyorsunuz. üzerinize yürüyor, sizi dövüyor. (bkz: icra takipleri, vergi borçları, eylemcilere dayak,vs.....)

    anlayamıyorum nedir bu bilader. aynı şeylerin çeyreğini, örnekte olduğu gibi bir arkadaşınız yapmaya kalksa kafayı yersiniz. devlet olunca çaresiz kalıyoruz.

    keşke devlet bizi kaz gibi yolmak yerine, bizim de insan olduğumuzu ve biz var olduğumuz için kendisinin de var olabildiğini idrak etse. herkese saygılar.

    edit: imla. uyarıda bulunan arkadaşlara teşekkürler.

  • ingiltere ve fransa'dan sonra dönemin en güçlü üçüncü donanmasını kurduğu bilgisi kağıt üzerinde doğrudur lakin birazcık detaylı bakıldığında öyle olmadığı görülür.

    üçüncü donanmadır evet ama bu yalnızca tonaj açısından doğrudur. dünyanın en kalabalık orduları çin/vietnam/kuzey kore/hindistan vb. o halde bu ülkeler en güçlü orduya sahipler demek gibi bir nevi benzetme yaparsak.

    abdülaziz devri dünyada donanma teknolojilerinin dönüşüm geçirdiği yılları kapsıyor. yani eski donanmalar çöp hükmüne geçiyor bu dönüşüm süreci ilerledikçe. haliyle sahip olunan gemi sayısı veya tonajı tek başına bir donanma için ''en güçlü'' sıfatını yansıtmak için çok yanıltıcı olabilecek bir çıkarım.

    nasıl bir donanma devraldı?

    sultan abdülaziz tahta çıktığında sultan abdülmecid döneminden intikal etmiş toplamda 72 parçalık bir donanma mevcuttu. bunların tamamını savaş gemisi olarak düşünmemek gerekir. nakliye ve ticaret gemileri de bu sayıya dahildir. hemen hemem tamamı da aktif bir muharebede kullanılması anlam ifade etmeyecek demode gemilerdir. yani sayısal olarak bir donanma mevcut lakin gerçekte neredeyse yok hükmünde. naziler polonya'ya taarruz ettiğinde alman tanklarının karşısına çıkan polonya süvarileri ne işe yaramışsa, bu donanma da ancak o kadar etkiye sahip olacaktır.

    nasıl bir donanma inşa hedefi vardı?

    gücü nispetinde bölgesel hedefleri gerçekleştirecek ( ege adalarınin korunması, yunanlarla mücadele vb) az maliyetli, küçük ancak işlevsel deniz araçlarından oluşacak bir filo kurmak yerine dünya ölçeğinde hedeflere göre dizayn edilmiş ancak gerçekçi olmayan bir donanma hamleleri yapmis/ yapmaya çalışmıştır. ilk iş olarak abdülmecid devrinden kalan tamamen işlevsiz gemileri hizmet disi bırakmış, bazılarını modernizasyon yaptırarak hizmette bırakmış, bazıları ise aynen hizmete devam ettirmiş, belli oranda da yeni gemi inşası yapılmıştır. nihayetinde abdülmecid devrinden hizmete devam edenlerle birlikte 30'u zırhlı 76 si ahşap olmak üzere 106 parçalık bir donanma oluşturulmuştur.

    neden istenen seviyeye ulaşılamadı?

    a) bütçe yetersizliği

    donanma inşa etmek oldukça maliyetli bir iştir. hem inşa aşaması, hem donanmanin işler halde tutulması için devamlı surette malı kaynağa ihtiyaç vardır. abdülaziz devri de osmanlı'nın parasal anlamda ciddi bir borçlanma içinde olduğu dönem malum. toplam ordu bütçesinin ancak çeyreği nispetinde bir donanma bütçesi ayrılmıştı. ki bu ayrılan bütçe saray masrafları için ayrılan bütçeden daha düşük kalıyordu.

    b) tersanelerin yetersizliği ve kalifiye personel sıkıntısı

    bir donanmanin güçlü olması ve kalabilmesi için yeterli düzeyde tersanelere ve kaliteli ve yeterli sayıda subay ve donanma personeline ihtiyacı vardır. bu bağlamda baktığımızda osmanlı'nın kalbi haliç tersanesiydi. gel gelelim haliç tersanelerinde ne yeni gemi inşa edebilecek ne de mevcut gemilerin tamir/tadilat bakım onarımlarınin devamlılığını sağlayacak kapasitesi yoktu. bu durum sonucunda yeni gemiler başka ülkelerden yüksek maliyetle alınmış ( üstelik bu gemiler cagdaslarindan teknoloji itibariyle hep bir tık geri kalan veya kısa sürede demode hale gelen gemiler olmuştur) dis alım yoluyla alınan gemiler de maalesef tamir/tadilat/ rutin bakim noksanligindan verimli olamamıştır.
    denizci subay yetiştiren bahriye mektebi de en iyi hallerde yalnızca yılda 40 subay mezun edebilmistir ki bu osmanli gibi koca bir ülke için elbette oldukça yetersiz kalmıştır.

    sonuç olarak pek çok hata ve türlü yetersizlikler dolayısıyla eldeki kaynaklar çok yanlış değerlendirilmiş, gene de iyi kötü binbir zahmetle kurulan donanma abdulhamit döneminde tamamen çökmüştür.

  • ailemle olmadığım sürece dışarıda, trafikte, sokakta, markette, tekel bayinde, barda, camide , okulda her neresi olursa olsun herkes beni dövebilir, ben korkağım birader, karşımdaki ise adam gibi adamdır, güçlüdür, kuvvetlidir, mike tyson bile ona abi der. elin çarı, çakalı, it oğlu iti yüzünden, tek gelmeyip bakteri gibi çoğalan piçler yüzünden, tek yumrukta şirazesi kayıp bıçakla silahla üzerine saldıran it oğlu it yüzünden başıma bir şey gelmesini istemiyorum. allah izin verirse yaşayacağımız belli bir yıl var ve ben bu yıllarımı karşıdaki değersiz köpek parçasına harcamak istemiyorum.

    en büyük sizsiniz beyler, bana bulaşmayın, değersiz hayatlarınız ve iğrenç saç tıraşlarınızla size birbirinizi yok edeceğiniz kısa hayatlar dilerim. aynen racon , sıfırbir ne bileyim çinçin falan.

  • başlığına kaltakların doluştuğu türkiyenin en iyi spikeri. maç anlatışına hayran olduğum, sırf o anlattığı için daha keyifli maçlar izlediğim süper adam. seni sevmeyen adamın çükü düşsün, kadının amı kurusun. işte piremiyer lig buuaaaaa.