hesabın var mı? giriş yap

  • bir haftadır diyetisyen kontrolünde diyetteyim ve bir haftadir açım her akşam 60 dakika yürüyorum yarın kontrole gidecegim ve eger bi degisiklik olmamişsa diyetisyeni vuracağım.

    edit: 2 kilo vermişim diyetisyeni vuramadım öptüm arkadaşlar

  • hayatta hiç bir duygu kalıcı değildir. tuttuğunuz takım maç kazandığında o akşam havalara sıçrıyorsunuz ama o mutluluk hissi bir hafta boyunca devam etmiyor. mutluluk geçicidir, mutsuzluk da öyle.

    hayat süreğen bir akıştır. hayatta dip, tepe olmaz, onunla birlikte akarsınız. bazı gün coşkun bir yerinde bir batıp bir çıkarsınız, bir başka gün durgun bir yerinde keyifle yüzersiniz. hayata karşı direnmek nafile çabadır. durgun yerde kalacağım diye bir dala tutunsanız bile, yorulup akışa kapılacağınız gün gelecek.

    hayattaki seçimler elbette önemli, nehrin hangi kolundan yola devam edeceğimizi bu seçimler belirliyor ve bazen o dalgalı akışa kapılmamıza neden oluyor ama her nehir durulur.

    acı mı çekiyorsunuz? çekin, yaşayın bunu, sonra bırakın gitsin. ona tutunup kalmayın ya da ondan uzaklaşmak için çırpınmayın. acıdan kaçmaya çalışıyorsanız, hayattan kaçmaya çalışıyorsunuz demektir. kimse hayattan kaçamaz. bu nehir akar.

    ve daha önemlisi şu, en nihayetinde her nehir denize açılır. hepimizin hayatı sonlu ve tek kullanımlık. o yüzden hayatla akmak ve getirdiklerini; acıyı, mutluluğu, hüznü, neşeyi hakkını vererek ve elimizden geldiğince güzel yaşamak gerek.

  • windows uygulamaları:

    (bkz: one quick)mağaza sayfası
    linux'tan aşina olanlar vardır, ekran köşelerine eylemler atamanızı sağlıyor. ilk başta çince bir sayfa gelecek olsa da hemen üst kısımda görünen language kısmından ingilizceye çevirmek mümkün.
    (bkz: quick look) mağaza sayfası
    windows gezgini'nde bir dosyayı açmadan önce boşluk tuşuna basarak önizlemenize yardımcı bir eklenti.
    (bkz: power plan switcher) mağaza sayfası
    güç seçeneklerini, görev çubuğuna açtığı program simgesiyle üzerinden ayarlamanızı ve profiller arasında değişim yapmanızı sağlıyor.
    (bkz: pin files) mağaza sayfası
    başlat menünüze dosya, ağ sayfası gibi bir ton şey sabitlemenize yarıyor.
    (bkz: newsxpresso) mağaza sayfası
    güzel bir rss uygulaması. hazır bağlantıları ve başlıklarıyla birlikte youtube kanalı ekleyebilmeniz de ince düşünülmüş. ancak bilgisayarımı sıfırladıktan sonra verilerime ulaşamamıştım.
    (bkz: xpo music) mağaza sayfası
    resmi spotify uygulamasından daha hafif, daha bol seçeneği olan spotify uygulaması.
    (bkz: poe) mağaza sayfası
    yazarken hiçbir şeyin dikkatinizi dağıtmaması için tam ekran siyah, beyaz ya da gri renkte kuzgun "antetli" sayfa açan ve .txt kaydetmesiyle artı puan alan bir uygulama.

    arama uygulamaları:

    (bkz: panterbars) mağaza sayfası
    tarayıcıda, uygulamada metin seçtiğinizde küçük bir çubuk açıp istediğiniz ağ sayfasında arama yapmanızı sağlayan çok hoş bir uygulama. vikipedi, netflix, reddit vb. birçok site var. olmayanlar için eklenti indirebiliyor ya da bağlantı ekleyebiliyorsunuz
    (bkz: one search) mağaza sayfası
    birden çok arama motorunda tek sorguyla arama yapabilmenizi sağlıyor.

    e kitap - pdf:

    (bkz: bookviser) mağaza sayfası
    epub dosyalarını kitap sayfalarında açan e-kitap okuyucu.
    (bkz: xodo pdf) mağaza sayfası
    pdf sayfalarını siyah renge ya da sepyaya döndürerek okumanıza imkan veren, ayrıca ücretsiz haliyle pdf dosyası içerisinde değişiklikler yaptırabiliyor.

    sözlükler:

    (bkz: tureng sözlük) mağaza sayfası
    gönlünümüzde ayrı yeri olan tureng'imizin, eskilerden izler taşıyan uygulaması.
    (bkz: sidebar dictionary) mağaza sayfası
    (bkz: sesli sözlük)mağaza sayfası

  • iyi, hoş film. bir alegori, simge, metafor çorbası ama. bunlar filmi kötü yapmıyor. az buçuk siyaset, sosyolji, politika, felsefe, tarih vs bilen herkes zaten filmin meselesini okuyabilir. o yüzden yönetmene olan tüm sevgime rağmen kör gözüne göndermelerini demode buldum. yani hamam böceği göndermesi, köpekler gibi merdiven inip çıkmalar, kan, koku, kaya vurgusu vs o kadar bariz ve galiz bir farkındalıkla atılıyor ki izleyici önüne sanki bundan daha derin bir hikaye anlatılamayacak oluşun bahanesi hazırlanıyor yönetmen tarafından. işin içine biraz da kara mizah katarak zaten ince ve benzer olan zeminini biraz daha sağlam tutmaya çalışıyor yönetmen biraz kurnazlıkla. bir şey aşırılığa vardırıldığında alegoriye kaçar. yani simgeselliğini yitirir. izleyicisine de çözümleme alanı bırakmaz. maalesef filmin genel yapısı bu şekilde seyrediyor. kaldı kı mantık hatası denebilecek birçok şey var. bundan çok daha incelikli şeyler izledik bazılarınız sıkıcı olduklarını düşünüyor olsa bile. burada filmi genel anlamda diğerlerinden ayıran şey güney koreli sinemacıların kodları. filmlerinin gramerinin hep ayrı bir ritmi ve perdesi var. yani ana akıma paçayı kaptırmıyorlar o açıdan. kurgu konusunda her zaman iyi iş çıkarıyorlar. filmin ne hikayesi, ne anlatımı daha önce görmediğimiz bir şeylere denk geliyor. ama kendi içinde özel bir sinemacının dokunuşlarını da sonuna kadar hissettiriyor. joon-ho bong hollywood sularında orta karar iki film çektikten sonra memleket sularına dönüş yaparak birkaç başyapıtının izlerini sürmüş nihayet. chan-wook park'ın memleket sularına dönerek sinemasının özünü hatırlamasına benzer bir dönüş joon-ho bong'un dönüşü de. umarım bu adamlar kendi toprakları dışında film çekme maceralarına girmezler bir daha. ha bu arada geçen sene beoning gibi asırlık bir başyapıt çekildi. yani kısacası güney kore sineması bizim canımız ciğerimiz küçük aksamalara rağmen.

  • 6. sinifa kadar okudugunu belirtmis zaten kendisi. bu yüzden herkes yerine herkez yazmasina takilmamak gerek.
    türkiye genelini gectim - eksi sözlük; üniversite bitirmis, yüzlerce kitap okudugunu iddia eden ve dahi anlamindaki de´leri ayiramayanlarla dolu.

    cok duygulandirdin be ali...

  • aslında o çocuk, sen, ben, satürn, plüton, deniz, maymun charlie, leylekler, kediler, bakteriler hepimiz evrenin ufak parçalarıyız. gelecekteki ya da geçmişteki şeyler şu an biziz, yarın bizler geleceğin başka parçaları olacağız ve geçmişte de geleceğin başka parçalarıydık. kendimize, insanlara, herhangi bir şeye fazla anlam yüklemeyelim, yayalara yol verelim.

  • bedenleri yorgun olsa da zihinleri henüz yorulmadığı için uykuya geçemeyen, mecburen hayal dünyası geniş kişilerdir.

  • bizim şirketteki kızların ekseriyetle çoğu böyle. şirketteki erkeklerle ev fiyatları, araba fiyatları, döviz, borsa, nereye yatırım yapmalıyız gibi konuları konuşurken. bu kızlar sadece nereye gitsem, ne giysem, bak aşırı pahalı markadan ne aldım veya yaa iphone 15 çıktı benim iphone 14 eskidi yaa diye ağlarken görüyorum. işin komik yanı, bu iphone 14ü eskiyip 15 almak isteyen arkadaşın 2 katını kazanan arkadaşımda iphone x bende de iphone 11 var. anlayacağınız bu kızların gelecek kaygısı yok. para biriktirme derdi yok. ne kazanıyorsa anlık harcıyor çünkü beklenti de yok onlardan. iki gün sonra evlenmek istediğinde çocuğa soracağı ilk şey evin araban var mı olacak ama kimse ona sen şimdiye kadar kazandığın parayı ne yaptın diye sormayacak.

  • hükümet asla yolsuzluk yapmaz. muhalefet kadar dürüstlük peşinde kimse yok. ülkücüler kadar kimse sevemez bu ülkeyi. hoca efendi zaten evliya. ne bileyim demek ki halk şerefsiz