ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erkekler arası kurallar
-
bir erkek başka bir erkek muz yerken onunla göz teması kurmaz.
ürünün etiketinde gdo'suz olduğunu belirtme yasağı
-
ilgili yönetmeliğin 5. maddesinde aşağıdaki ifadelerle yer alan yasak:
"gdo'suz ürünlerin etiketinde ürünün gdo'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz."
son zamanlarda kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. milyonlarca insan toplanıp çığlık atsak belki rahatlarım.
bu yasağın 'mantıklı' bir açıklamasını ('yabancı şirketlerin çıkarlarını korumak' gibi bir açıklamayı insanlık dışı bularak reddettiğimizi varsayalım) yapabilecek babayiğit varsa beri gelsin.
kendi yönetimi tarafından insan yerine konulmamak ne acı. bunun farkında olmayan milyonlarca da 'vatandaş'ımız var üstelik. onlar için ayrı, kendim için ayrı üzülüyorum.
yürüyen banknotlarız biz!
şener şen
-
bana dediler ki; zeki alasya'nın cenazesine gittik siz yoktunuz neden gelmediniz? bilmiyorlar ki ben aynı gün annemi uğurladım sonsuzluğa hem de aynı mezarlıkta.. zeki alasya benim kardeşim bir parçam gibiydi nasıl böyle bir şey düşünürler? ben oraya gelsem bile kemal'in cenazesindeki gibi kameralardan uzak kalmayı tercih ederdim yani beni yine göremezdiniz.. zeki'yi defnettikden sonra metin akpınar ve orhan gencebay'ın neden ortadan kaybolduğunu hiç merak ettiniz mi? etmediniz ben söyleyeyim bizim aile kabristanlığına geldiler hem de koşa koşa annemi toprağa verirken oradaydılar definden sonra zeki'nin mezarına gittik kimsecikler yoktu peki siz oraya zeki alasya için mi gittiniz? yoksa gelen ünlüleri görmek için mi? gözleriniz beni aramışsa belli ki gelen ünlüleri görmek için..
aklıma nejat uygur'un son şiirindeki ilk dizeler geldi birden:
biliyorum cami avlusundaki bu kalabalık bana değil
gelen ünlüleri görmek için
aa o da burda şu da burda deyip
beni musalla taşında unutanları görüyorum
hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum...
çünkü kırkım dolmadan unutulacağımı biliyorum...
şener şen
19 kasım 2015 bayır bucak türkmen dağı'nın düşmesi
-
alevileri keseceğiz diyen cihatçılara atılmış okkalı bir tokattır.
(bkz: ondan sonra niye esad sempatizanısın)
annenin ölmesi
-
beraberinde, ailenin geri kalanini ayakta tutmayi getiren sonsuz acidir annenin olmesi. hayatinizda her zaman olan, bir lutuf, bir deger degil de verilmis bir hak olarak baktiginiz annenin varligi sona ermistir.
size soz vermistir anne aniden hastalanip yattigi zaman, "ben iyilesecegim, merak etme, islerine bak sen" diye, ve bu ondan duydugunuz ilk ve tek yalandir.
yogun bakimin onunde annenin olumunden bir saat once uyudugunuz, uzerinize coken agirliga yenik dustugunuz kayip dakikalara yanarsiniz oylece.
babanizin cokusunu seyrederken yere, "benim de aglama zamanim gelecek dayanmaliyim" diye kendi kendinize icinde haykirir, baba kizkardes, teyze hala, herkesi teker teker teselli edersiniz dogru sozleri soyleyip guclu durmaya calisarak.
hayatinizin en uzun bes saatini rum hastanesinde naasini beklerken gecirirsiniz annenizin, dakikalar gecmek bilmez. sabah olup da teslim alirken, eliniz tabut'un altinda kalir, cekmek istemezsiniz elinizi. dostunuz "erhan, kendine gel!" diye bagirmasa cekmezsiniz de belki de.
gorevler burda da bitmez, cenaze arabasinin arkasindan magusa'ya kadar giderken, aklinizda olan tek dusunce, "bir an once defnedeyim annemi, ailemin acisi fazla surmesin"dir. ucu ucuna cenaze namazina yetisir, aglayan insanlari telkin edersiniz.
acidan dagilan ailenin karsisinda dimdik ayaktasinizdir , duygusuzsunuz, hayat devam eder havasindasinizdir ama, anneden duydugunuz tek yalan, ve aldatilmis hissi kalir dimaginizda.
icinizde firtinalar koparken, disariya bir dag gibi * sabit ve istikrarli olmaya calisirsiniz.
ve farkedersiniz ki, annenin olumunden sonra, ruyalariniz gitmistir. en fazla koyan da budur zaten, fani dunyayi terkeden anneyi gormenin tek yolu olan ruyalar, sizi ziyaret etmeye deger bulmamaktadir.
ismi içeriğinden daha havalı olan meslekler
-
(bkz: pompacı)
bir otomobilden %174 vergi almak
-
(bkz: bmw 530d)
fabrika çıkış fiyatı:94.000tl
almanya* türkye* gemi ile nakliye(sigorta dahil):1.000tl
borusan holding karı:2.500tl
istanbul dan bayinin olduğu şehire nakliye(sigorta dahil):500tl
bayii karı:2.000tl
bayi satış fiyatı:100.000tl
ötv(%130):130.000tl
kdv(%18):41.400tl
trafik sigortası:200tl
trafik dosya bedeli:200tl
motorlu taşıtlar vergisi(6 aylık):2.200tl
aracın müşteriye anahtar teslim maliyeti: 274.000tl
sonuç:sıfır km 2012 model bir bmw 530d münich de herhangi bir bmw bayisinde anahtar teslim: 66.000euro iken, borusan oto avcılarda anahtar teslim:120.000euro fiyatla satılmaktadır.
ağrı dağı'nın 4200 metresindeki çöp yığınları
-
vay be dağcıları kültürlü, eğitimli insanlar bilirdik meğer refüjde mangal yapan atletli dayılardan farkları yokmuş.
evlat edinmek
-
16 aylık bebeğimin kahvaltısını hazırlarken aklıma düştü bu başlık. henüz süreci tamamlamadık ama yaklaşık 7 yıl önce başlayan maceramızı evlat edinmek isteyenlere anlatmam gerektiğini düşündüm.
öncelikle aklınıza bir kere düştüyse hayatınız boyunca hep evlat edinmek isteyeceksiniz. bu düşünce peşinizi hiç bırakmayacak. çok uzun bir bekleme süresi var şartlarınız uyuyorsa gidip başvurun, sıraya girin. sıra yaklaşık 6 yılda geliyor o an istemezseniz dondurabilirsiniz. başvurunuz bir dilekçeyle açılıyor tekrar ve kaldığınız sıradan devam ediyor. yani kendinizi hazır hissettiğiniz an dilekçe verip 15 gün içinde bebeğinizi kucağınıza alabilirsiniz.
evli, bekar 30 yaşını doldurmuş herkes evlat edinebilir. ama heyet raporu almak, psikolojik testlerden geçmek gerekiyor. maddi durumunuzun iyi olduğunu da kanıtlamanız gerekiyor. yani evi olmayan asgari ücretli bir çiftin ya da kişinin başvurusu çok yüksek ihtimalle kabul edilmeyecek. ev varsa parka, hastaneye yakın olması ve bebeğin odasının güneş alması lazım. her aşamada ev kontrolüne geldiklerini de eklemem gerekiyor. başvurunun kabul edilme süreci yaklaşık bir yıl sürüyor.
başvurunuz kabul edildi ve sıraya girdiniz. bundan sonra yapacağınız tek şey beklemek. ama beklerken uzmanları arayıp arayıp darlamayın. sürekli sıranızı sormayın. ellerinde bir bebek fabrikası yok gelen bebekleri sırayla veriyorlar işte. bekleme süresi şehirden şehire ve tercihlerinize göre 4-7 yıl arasında değişiyor. mesela sağlıklı bir kız bebek isterseniz 6-7 yıl, erkek isterseniz 5-6 yıl beklersiniz. sokağa terk edilmiş anne, baba bilinmeyen bir bebek isterseniz 15 yıl bile bekleme ihtimaliniz var.
engelli ya da ensest bebek isterseniz sıranız hemen gelebilir.
her şey olumlu sonuçlandı, yıllarca beklediniz. o telefon hiç ummadığınız anda geliyor. ben mesela sabah uyuyordum, öğleden sonra anne oldum. o da başka bir entryi hakedecek kadar ilginç bir gündü. yazarım bir ara :))
bebeği aldıktan sonra evlat edinmeye hak kazanmak için bir yıl bakmanız gerekiyor. tabi bu bir yılda sürekli kontrol altındasınız. bebeğin gelişimini takip ediyorlar.
veeee işin en zor kısmı başlıyor. biyolojik anne, babaya rıza davası açılıyor. bu süreçle çocuk esirgeme kurumu ilgileniyor. hakim karşısında da evlat edindirmek istediklerini beyan etmeleri gerekiyor. bu süreç onlara ulaşamazlarsa yıllarca sürüyor. tabi vazgeçme ihtimalleri de var. rıza davası bitince geri dönüşü olmadan bebeğin tüm haklarını kayyuma devretmiş oluyorlar. bundan sonra bebek artık onlara ait değil.
biz tam olarak bu sürecin ortasındayız. rıza davası sorunsuz sonuçlandı. şimdi uzmanımızın arayıp “nüfusa geçirme davası açabilirsiniz” demesini bekliyoruz.
o dava da genelde tek celsede bitiyor. “tebrikler bebeğiniz artık sizin soyadınızı taşıyor” şimdi bunu duymak için yaşıyorum.
sonrası iyilik, güzellik.
nihat hatipoğlu
ders seçmeyi bile beceremeyen üniversite öğrencisi
-
ders seçme işlemini kabir azabına çeviren mal sistemlere milyonlar yatıran üniversite yönetimi kadar moron olamazlar...
airbnb'nin yasaklanması gerekliliği
-
şu memlekette bişeyi yasaklamadan çözmeyi denemek neden kimsenin aklına gelmiyor.
belgesellerde geçen klasik cümleler
-
-yavru antilop için artık çok geç