hesabın var mı? giriş yap

  • dini bir şey gibi geliyor hep bu bana.

    böyle vatikan’da kardinaller toplanmış, birbirlerinin ağzına çatalla uzatıyorlar, ilahi söylüyorlarmış falan gibi.

  • saçmasapan bir hikaye anlatıp, sonunu bu cümleyle bitirirseniz herkesin ağzı açık kalır. %100 çalışıyor.

  • amelia earhart, abd(1897) doğumlu pilot, havacı ve seyyah.
    kansas'ta sıradan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen amelia, küçüklüğünden itibaren farklı bir çocukluk geçirdi. yaşıtlarının ve hemcinslerinin aksine ağaçlara tırmanan, avlanmaya meraklı, doğada ve dışarda gezmeyi seven, çok hareketli ve akıllı bir çocukluk dönemi geçirdi. ortalama bir ilköğretimden sonra birçok kez lise değiştirdi ve çoğu kez eğitimini tamamlayamadı. 1917'de 1. dünya savaşı sırasında yaralı askerlere hemşirelik yaptı.
    ilk deva uçaklara ve havacılığa merak saldığı yer ise toronto'da bir uçak gösterisinde gerçekleşti ve o günden sonra pilotluğa merak salmaya başladı. 1920'de ilk uçuşuna pilot frank hawks ile çıktı ve bu amelia'nın hayatının değiştiği gün oldu. ardından pilotluk eğitimi aldı. çok hızlı bir şekilde öğrendi ve başarılı uçuşlar yapmaya başladı. 1928'de ünlü pilot wilmer stultz ile birlikte atlantiği uçarak geçmeyi başardı ve bir gün tek başına bu uçuşu yapmak için kendine söz verdi. daha sonra tek başına solo uçuş yaparak kuzey amerika kıtasını uçarak geçmeyi başaran ilk kadın oldu. 1931'de dünya rakım rekorunu kırdı.
    1932'de hiç durmadan 14 saatlik uçuşun ardından atlantiği tek başına uçarak geçen ilk kadın pilot olmayı başardı ve amerikan başkanından altın madalya aldı. bu olayın ardından şan ve şöhreti iyice arttı ve yüksek mertebelerde arkadaşlıklar kurup 'first lady' ile arkadaşlık kurma fırsatını buldu. 1935'te hawaii'den california'ya solo uçuş yapan ilk pilot oldu. ardından daha önce kırılmamış birçok rekor kırdı ve ödüller aldı.
    büyük başarıların ardından amelia earhart uçakla dünya turuna çıkmaya karar verdi. ancak 1937'de hawaii ile avustralya adası arasında yer alan howland adası yakınlarında uçağıyla iletişim kesildi ve kayboldu. ardından amerikan hükümeti tüm zamanların en iyi kurtarma operasyonunu yaptığını iddia etse de hiçbir şey bulamadı.
    nereden nereye, hayatı resmen azimle, hırsla ve büyük bir emekle istediklerini yerine getiren başarılı bir kadının yaşam öyküsü tadında geçiren amelia earhart adını tarih sahnesine altın harflerle yazdırmayı başarmıştır.
    ayrıca amelia earhart'ın ölümünden 80 yıl sonra 2017 yılında araştırmacı ve antropolog richard jantz'ın yaptığı "amelia earhart ve nikumaroro bones" adlı araştırmada bulunan kemiklerin amelia earhart'a ait olduğunu %99 kanıtladığı ileri sürülmektedir.

  • --- spoiler ---

    "yarın mahşer günü rabbim bana sormayacak mı eyyy khaleesi, sen yunkai'deki köle çocuklar için ne yaptın diye?"

    daenerys targaryen
    --- spoiler ---

  • sahil yolundan bostanci istikametinde gitmekte olan solmusa yasli bir bayan biner.bayan tam bir eski istanbul hanimefendisidir.gerek giyimi, gerek oturusu, gerek konusmasindaki kibarlik ile cevresindekilerin saygi ve ilgisini ceker.teyzemiz gitmek istedigi yer icin parayi uzatir:
    -pardon beyfendi.rahatsiz ediyorum ama suradan bir suadiye uzatirsaniz cok memnun olurum.
    -tabi hanfendi, ne rahatsizligi.
    para sofore uzatilir ve yolculuk devam eder.yasli ve kibar teyzemizin kibarligi, sik giyimi ve guler yuzu diger yolcularin icini isitmistir adeta.
    suadiye'ye gelindiginde teyzemiz inmek ister ve bunu sofore yine o kibarligi ile bildirir:
    -pardon sofor bey.mumkunse musait bir yerde indirir misiniz?
    sofor saga yanasir ve kapiyi acar fakat arac hala yavasca hareket halindedir.teyzemiz yasli olmasi nedeniyle inemez ve dolmusun tamamen durmasini bekler.fakat sofor acelesi varmiscasina yavasca ilerlemekte ve bayanin inmesini beklemektedir.dolmusun bir turlu tamamen durmamasina kizan kibar teyzemiz sofore seslenir:
    -ulan pezevenk parasutle mi inicez!

  • amed kürtçe değildir. bizansın diyarbakır şehrine verdiği isim olan amida'dan gelmektedir. diyarbakır ise diyar-ı bekr'den türemiştir. buraya yerleşen arap kabilesi bekrler sebebiyle doğu halkları bu şehre diyarbekir derler.

    bazı lümpenlerin farklılıklarını belirtmek için ne yapacaklarını şaşırdıklarından dolayı, tıpkı pekaka-pekeke, nevruz-newroz gibi kendilerine sahte sembol üretmek isteyen andavallılar, cumhuriyet zamanı, ismi diyarbakır olarak değişen şehre önce diyarbekir demek için diretmişler, bu ismin tarihçesi de kürt milliyetçilerini rahatsız ettiği için (öyle arap marap ters işler bunlar) bizansın kullandığı ismi tarihin tozlu yapraklarından çıkartıp kendilerine sembol olarak seçmişlerdir.

    kürt halkı da dahil olmak üzere bölgenin yerel halkı hiçbir zaman şehri amida olarak bilmemiştir. kaldı ki, diyarbakırı hint-aryan kavmi olan kürtler değil sami kökenli kavimler kurmuştur. kürtlerin iran üstünden buraya göçmeleri çok sonraya denk gelir. eee, peki neden o zaman ?

    küçük bir tüyo amida'nın kökeni neyse pkk'nın kökeni de orasıdır. işte o yüzden !

  • ev arkadaşımın uyguladığını henüz öğrendiğim dahiyane fikir. anahtarlığın üzerine isim ve adres yazmış. dün gece de anahtarını kaybetmiş. bulanın getireceğine inancı tam. bekliyoruz bakalım kim ne zaman gelecek.

    not: hayır ev arkadaşımın adı polyana değil.

  • trajikomik görüntülerdir.. bu ülke insanı bu hâle düşecek kadar perişan hâldeyse, vah bizim hâlimize.

    ülkeyi afganistan ve venezuela karışımı ucube bir kabile devleti hâline getiren cahil ve yobazlar sürüsü eserleri ile iftihar etsinler. şu hâle bakın.. türk vatandaşlığı hiçbir zaman bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. 5 tane düşman ülke, 10 tane terör örgütü birleşse bu kadar zarar veremezdi bu ülkeye. irtica ve örgütlü cehalet, pkk teröründen bile daha büyük bir tehlikeymiş meğerse. türkiye'nin en büyük varlık sigortası ise ulu önder mustafa kemal atatürk ve türk silahlı kuvvetleri imiş meğerse. ülkemizin itibarını, bayrağımızın ve pasaportumuzun haysiyetini, gençliğimizin istikbâlini ve milletimizin selametini bu güçler tesis edip, koruyorlarmış. ben artık buna iyice ikna oldum.

    fakat şu hususu da belirtmeden edemeyeceğim.. demek ki bir savaş çıksa, düşman bir ülkenin taaruzuna falan uğrasak, nüfusun kahir ekseriyeti buhar olup tüyecek.. alın görün işte. ortada savaş yokken arkasına bakmadan ülkeden kaçan zihniyet, birde savaş çıksa kim bilir ne yapmaz?

  • "insan artık yeni insanlar tanımaktan ve kendini onlara tanıtmaktan yorulduğunu hissettiği zaman yalnızlığı sevmeye başlıyor"

  • fantastik diyaloglar şeklinde gerçekleşeceği belli olan durumdur.

    allen - şu çok popüler siten neyle ilgili?
    ssg - bir sözlük.
    allen - gerçekten mi? süpermiş. (ulan bu türkler matbaayı da çok geç kullanmışlardı zaten, bir sözlük yaptı diye çocuğu el üstünde tutuyorlar, yazık)

  • birinin bu gerçekleri söylemesi lazım artık.
    bir yılı geçkin süredir kullanmıyorum.

    1- kapatınca öyle aydınlanma, bakış açısını değiştirme gibi bir şey olmuyor.
    2- sosyal medyalara harcadığınız vaktide önem arz eden işlerde kullanmak tamamen sizin inisiyatifinizde. yoksa instagram'a harcadığınız vakti ben gibi youtube'de behzat ç. kesitlerini izlerken de harcayabiliyorsunuz.
    3- öyle kapatınca bir şeyler kaçırıyormuşsunuz hissi de bi süre sonra kayboluyor ve de hiçbir sey kaçırmıyorsunuz.
    4- kapatıp açmanızda kimsenin sikinde değil bunu bilin. en yakın arkadaşım bile daha geçen hafta beraber çekindiğimiz fotoğrafı atarken "seni etiketleyemedim, instagram'ı mı kapattın? " diye soruyordu.

    dipnot: hayatınızı değişmek için instagram'ı kapatmak gerçekten çok ucuz bir numara.
    daha radikal kararlar alın.