hesabın var mı? giriş yap

  • senesini hatırlamıyorum da deniz ülke arıboğan hanımefendiydi benim yanıma oturan.

    "bismillahirrahmanirrahim" deyince ben duymuş olacak ki;

    - uçak korkusu mu?

    diye sormuştu. diyemedim sizin güzelliğiniz için verilen bir ünlemdi aslında diye.

    ___________________________________________________________________________

    bir diğerinde yıldız tilbe.

    "ben bilmem koltuk numarası falan şu arkadaşın yanına oturcam ben" deyip en arkada tek başıma oturduğum koltuğa geldi. altında renkli bir şalvar vardı, kurdu bağdaşını oturdu ve anlattırdı bana, dinledi 45 dakika boyunca. kahve söyledi bana türk kahvesi. vakit olsa falıma da bakarmış...

    uçaktan inerken koluma girdi, kolumda yürüdü ardından. bir araca bindi ve "nereye gidiyorsun bırakalım" dedi. arkadaş geleceği için reddettim.

    uzun lafın kısası, gönlü güzeldi yıldız'ın da. kendisine hayran olmamak elde değil.

  • askerliğini eğitim çavuşu olarak yapmış birisi olarak söylüyorum;

    askere gidecek kardeşlerimiz bu tiplerle yüzde doksan dokuz karşılaşacaklar.

    sizi evde bekleyen annenizi babanızı düşünün ve böyle tiplere karşı asla ama asla ürkek davranmayın. orası bambaşka bir dünya.
    devrecilik sayesinde nizam sağlandığı düşünülüyor bu cahiller arasında.
    ilk intiba çok önemli. sakın pısırık durmayın. kim ulan bir piç kurusu gelip sizin üzerinizi arayacak, sizi rezil edecek, size gülecek?
    ilk gece falan dinlemeyin, gerekirse orayı ayağa kaldırın.
    kavga edemem derseniz direkt bölük komutanınız ile görüşün. uzman çavuşlarla falan değil.
    cimer'e şikayet edeceğinizi söyleyin ve sahiden de edin.

    bu tipler sivilde bir bok olamamış tipler. bu yüzden orada efendi kim varsa ezmeye kalkarlar. ben çok acemi asker kurtardım bu şerefsizlerin elinden. gerekirse siz de kısa dönemlerden sözü geçen birine ya da vidyonun sonundaki gibi bu tiplerle aynı devreden olmasına rağmen mazlumun ahını almaktan korkan aslan parçalarına vaziyeti anlatın.

    siz de bir annenin evladısınız. askerde ya da sivilde hiçbir piçin sizi böyle hallere sokmasına izin vermeyin. çünkü bu tipler bitmez, bitmeyecek de.

  • arkadaşımın başına gelen hırsızlık mevzusudur. yeni mezun olup işe girmiş bir arkadaşımız ziyarete geldi. çok üzgün olduğunu görünce ne oldu diye sorduk. ilk maaşını aldığı gün evlerine hırsız girmiş, bütün parası ve telefonu gitmiş. olayı kendi ağzından dinliyoruz.

    -abi evde 8 kişi yatıyorduk. bir kişi bile tıkırtıya uyanmaz mı? o kadar mal adam nasıl bir araya gelmişiz çözemedim.

    o esnada cep telefonumu arayayım, belki açar diye kendi numaramı aradım. hırsız açtı, o da salak! sen misin benim evi soyan diye sordum, evet dedi.

    "sen nasıl bir adamsın ya. hadi kimliğimi, kartlarımı falan geçtim. hiç değilse bir 20 tl bıraksaydın masada" dedim. öyle diyince özür diledi, "abi zor duruma düşeceğini bilsem bırakırdım" dedi.

    bakmış ılımlı bir hırsız karşısındaki, "beni kimlik ve kartlarla uğraştırma, cüzdanımı bir yere bırak alayım. bir de lütfen cüzdana biraz para koy, maaşımdı o benim, hiç param yok"demiş. hırsız da bunu kabul etmiş.

    ertesi gün belirlenen mekana giden arkadaş cüzdanını bulmuş. gerçekten bırakmış. ancak kimlik, kart falan her şey tamam da; içinde para yok.

    bizimki tekrar arıyor hırsızı. "ya hani para bırakacaktın?"

    hırsızın verdiği cevap bizim koptuğumuz noktaydı.

    -abi valla para koydum içine. şerefsizin biri çalmıştır!

    ------------------------------------------
    teşekkür editi... yazarken bu kadar fav alacağını düşünmemiştim.

  • ortak arkadaşların olduğu durumlarda, "bu dosyaları silmeniz bazı programların çalışmamasına sebep olabilir" şeklinde bir uyarıyla karşılaşılabilir.

  • kafamı çevirmeden etrafımdaki kızları kesme yeteneğimi, küçükken berberde kafa sabit halde köşedeki televizyonu izlemeye çalışarak kazandım.

  • çocukluk yıllarımda çoğu zaman yaptığım güzel eylem. annenin hazırladığı o hijyen dolu içi, kaba koyup pidecinin yolunu tutmak. pideciye ''abi ne kadar çıkarsa o kadar olsun diyip, pidenin içindeki kıyma oranını onun insiyatifine bırakmak. karşı masaya geçip, ustanın kıvrak hamur hareketlerini izleyip, biran önce pişmesi için sabırsızlanmak...

    herşey bittikten sonra ''eve gidince hemen poşetten çıkar, hamur olmasın'' öğüdünü aldıktan sonra koşar adımlarla eve gidip buz gibi ayran eşliğinde aile fertleri ile günün en güzel anını yaşamak.

    herşey çok güzel, herşey daha samimiydi belki o zamanlar.

    edit: şimdilerde de çoğu kişinin yapabildiği bir eylem olabilmekle beraber, yalnız yaşayan bir erkeğin yapması zordur.

  • bir paketin içerisine saçma sapan şeyler koyup, 100 yıl sonra açılması için bir yere teslim etmek. norveç'te yapıyorlar bunu mesela.

  • (bkz: 1930'lara ait mustafa kemal atatürk görüntüleri) 'nden sonra son zamanlardaki en güzel paylaşımdır.

    beni en çok etkileyen şu kırmızı süveterli çocuk olmuştur. tek başına oturmuş arnavut kaldırımları tek tek yerlerine çakıyor. büyük yıkımdan geçen berlin de aynen bu çocuğun ruhunu taşıyan almanlarca tek tek sabırla tekrar inşa edilmiştir.

  • -abi bu cd alt yazili dimi ?
    -evet abisi
    -bak diilse getiririm geri ..
    -getir abisi

    eve gidilir, cd, surucuye takilir hakkatende alt yazilidir .. ama japonca