ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
16 mayıs 2014 soma holding basın toplantısı
-
aşağıdaki diyaloğun geçtiği toplantıdır.
--- spoiler ---
+yaşam odası var mı?
- var
+ kaç tane var?
- yaşam odasına girmek yerine kaçış yolundan çıkmaz mısın?
+ kaç tane var?
- 2 tane
+ neredeler?
- çalışma alanından uzak diye söktük.
+yaşam odası var mı?
- yeni yapıyorduk
+yaşam odası var mı?
- yok
+ ihmal var mı?
- kesinlikle yok
--- spoiler ---
irem derici'nin üniversitelilere attığı tweet
-
biçimsel açıdan saçma olsa da, içeriği haksız değildir.
kadın 2.5 yıldır bu işi yaptığını ve "en iyi çıkış yapan" ödülünün kendisine verilmesinin saçma olduğunu söylemiş.
bunu haksız bulamayız ki.
devlete ayaklanan kürtlere halkın müdahale etmesi
-
sözde devlete ayaklandığını iddia edip çoluk çocuğun gittiği okula molotof atan kürtlere haliyle tepki gösteren halka "foşiktir bunlar..." diyenlerin anlamlandıramadığı olaydır.
sevgilisi türbanlı diye boğazda mekana alınmamak
-
(bkz: sazan.avi)
stadyumda yaşa mustafa kemal paşa diye bağırmak
-
bazılarını rahatsız ettiğine göre daha yüksek sesle söylenmeli.
20 ocak 2022 akrep nalan paylaşımı
-
bir üstteki entry'e ithafen. ergenler tanımaz.
sesinden tiksinilen şarkıcılar
narkoz sonrası ayılma replikleri
-
bir arkadaşın başından geçen ilginç bir olay. aynen aktarıyorum :
bizim arkadaş ağır bir ameliyat geçirmiştir. yattığı odada annesi ve babası endişe dolu gözlerle oğullarının sağ salim uyanmasını bekliyorlardır. tam narkozun etkisinden çıkacacağı anda doktor (artık oksijen mi, argon mu, metan mı bilmiyorum) bir gaz tüpünün vanasını açmıştır ve oda bembeyaz bir gazla dolmaya başlamıştır. tam bu esnada da anne kişilik, oğlu bu gazdan etkilenmesin diye yatağının düğmesine basmıştır ve yatak yavaş yavaş yükselmeye başlamıştır. işte o anda bizim eleman uyanıyor ve karşısındaki tablo çok acaip geliyor ona :
ağlamaklı* gözlerle izleyen bir anne ve de bir baba, endişeli bir doktor suratı, sağdan soldan odayı sarmış bembeyaz bir bulut kütlesi* ve de vücudu sürekli yükseliyor.
narkozdan çıkmış 3 gramlık beyniyle o anda yıldırım kararı vermiş bizim eleman ve öldüğüne, ruhunun da göğe yükseldiğine kanaat getirmiş. ölmenin verdiği hafif kırgınlık ve kızgınlıktan olacak ki, şunlar dökülüvermiş ağzından :
"ben senin ananı skim emi doktor gibi beceriksiz ipne öldürdün lan benii...!! muhammed* bekle olm yanına geliyorumm...!!!"
hetty green
-
'dünyanın en zengin ve en cimri kadını' olarak tanınır.
1834'te massachusetts'da doğmuş.
daha 6 yaşındayken zamanını günlük finans gazetelerini okuyarak geçiriyormuş.
şu anda ise hala amerikan tarihi boyunca en büyük servete ulaşan 40 kişi arasındadır.
2 çocuğuna ve kendine asla yeni elbiseler almadığı için sokakta görüldüğünde dilenci sanılan tipten, aşırı cimriliğiyle bunca yıl geçmesine rağmen hala daha konuşabilen bir kadındır.
sylvia ve ned adında iki çocuk sahibi olmasına rağmen, cimriliğinden dolayı 1 tanesini kaybetmiştir.
bahçeli'nin ülkeye ne faydası var merak ediyorum
-
tüm türkiye'nin merak ettiği o can alıcı soruyu sormuş ali babacan.
8 mart 2014 malezya hava yolları uçak kazası
-
bence daha fazla vakit kaybetmeden bilim sanayi ve teknoloji bakanı fikri ışık'tan yardım istenmelidir.
bu karmaşık durumu çözse çözse o çözer. ben kendisinin hislerine güveniyorum.
you were never really here
-
you were never really here : incinmiş çocukların öyküsü
yaşı her ne olursa olsun travmalarından ibaret olan insanlar, daima çocuk kalırlar. bildikleri rakamları sayar ve kurtarılacakları ânı beklerler ve sonra : you were never really here
yersiz çözümlemeler ile uğraşmayacağım, bu kadar ağır dertlerle boğuşmanıza da gerek yok, bir şekilde travmatik bir çocukluk yaşayan insanların perdeye baktığında gördüğüyle, yaşamayanların gördüğü bambaşka şeyler.
aile içi şiddete, savaşa, çocuk tacizine, faili meçhul ölümlere lanet olsun.
sadece patates kızartması yapan işletme açmak
-
abd’de french fries tabelalı bir işletme görmüştüm. bir hat üzerinde sıralanmış çalışanlar kızartmalık hâldeki patatesleri paketten çıkarıyor, kızartıyor, fiyata göre üç boyutta hazırlanarak elde yenebilecek küçük kutulara koyuyor ve nihayet türlü soslar kullanarak müşteriye uzatıyordu. tıka basa dolu bir işletmeydi ki mantığı da ucuza karın doyurmayı sağlayacak patates kızartmasını seri biçimde kızartıp insanlara satmaktı. yürürken, ayak üstü bu patatesi yiyen insanlar da yemek derdini ucuza halletmiş oluyorlardı. kısacası kötü fikir değil, işletme maliyetlerinin altından kalkılabilirse lokmacı furyasının bir benzerini başlatmak size nasip olabilir. bol şans!