ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kara sevda şarkısındaki dev mantık hatası
-
uygun basınç koşullarında '-40 derece soğuk suda bile yüzülebilir inan ki'
-40 derece su olabilir ama 200 mpa daha yüksek basınçlarda.
(bkz: mühendis kafası)
dostum mühendis olmuşsun ama termodinamik öğrenememişsin.
barış abiye laf ettirmem
marie tharp
-
amerikalı jeolog ve okyanus haritacısı hanım. 1920-2006 arasında yaşamıştır.
babası haritacı, annesi ise dil öğretmeniydi. tharp 1943 yılında ohio üniversitesi'nden ingilizce, müzik ve dört yan daldaki çalışmalarını tamamlayarak mezun oldu. daha sonra michigan üniversitesi'nde jeoloji master'ı yaptı. ayrıca daha ileride de standard oil company için jeolog olarak çalışırken bir yandan da tulsa üniversitesi'nin matematik bölümünü bitirdi.
1948 yılında new york'a gitti ve orada bir üniversite jeoloji laboratuvarında çizimci olarak işe başladı. burada ileride kariyerinin en önemli işlerinden birini beraberce yapacağı bruce heezen ile tanıştı. heezen ile birlikte havadan çekilmiş fotoğraflardan yararlanarak 2. dünya savaşı'nda denize düşmüş olan uçakları tespit etme çalışmaları yürüttüler. daha sonra ise beraberce okyanus tabanının topografik haritasını çıkarma çalışmasına başladılar. bu çalışmalarının ilk 18 yılında heezen gözlemevinin araştırma gemisi vema'da yaptığı yolculuklarla veri topladı, tharp ise bu verileri işleyerek çizim yaptı, ancak o dönemde kadınların gözlem gemilerinde görev yapmasına izin verilmediğinden kendisi gemi yolculuklarına katılamadı. ancak 1965 yılında böyle bir yolculuğa iştirak edebildi. bu aradaki çalışmalarında başka bir geminin topladığı verilerden ve denizaltı depremlerinde yapılmış kayıtlardan da yararlandı. heezen ile yaptıkları çalışmalar okyanus tabanının tamamını haritalama konusundaki ilk sistematik çalışma idi.
1957 yılında heezen ile birlikte ilk kuzey atlantik okyanus tabanı haritasını yayınladılar. daha sonra da avusturyalı arazi ressamı heinrich berann ile işbirliği yaparak 1977 yılında tam okyanus tabanı haritasını yayınladılar.
marie hanım 1983 yılına kadar yukarıda andığımız laboratuvarın bağlı olduğu columbia üniversitesi bünyesinde görev yapmaya devam etti. daha sonra emekli oldu ve emekliliğinde bir süre bir harita dağıtım işi yürüttü. 2006 yılında kanserden hayatını kaybetti.
http://en.wikipedia.org/…ki/file:tharp_&_heezen.jpg
ruhsar'dan akılda kalanlar
-
hatırladığım, birkaç kere rastladığım bir bölümünde mazhar'ın çalıştığı reklam ajansına ürettiği vıcık markalı saç jölesinin reklamını yapabilmek için bir girişimci geliyordu. bu girişimci aslında peruk takan kel bir adamdı. vıcık saç jölesinin reklamları çıktıktan ve yayıldıktan sonra bu jölenin kullanan herkesi kel bıraktığı ortaya çıkmıştı. jöleyi üretip yayan kel adam da kel ortaklarıyla birlikte bununla ilgili çıkan haberleri izleyip eğleniyorlardı "bütün dünya bizim gibi kel olacak! yaşasın kellik! nihaha..." diye. sonrası pek aklımda değil ama mazhar ile ruhsar bu adamlara karşı duruma el koyuyorlardı sanki.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
atakan(4,5)- baba sen ölcek misin?
ben- evet oğlum..
a- annem?
b- evet.
a- babanem?
b- ölcek..
a- dedem?
b- yes..
a- ben ölcek miyim?
b- sen de ölceksin.
a- halam?
b- halan da ölcek..
a- ühühühühü.. halam ölmesin yaaa ben onu çok seviyom.. ühühühühhh..
b- olm dur ağlama.. herkes ölcek.. (bkz: her canlı ölümü tadacaktır)
a- üh.. ne? herkes mi ölcek?
b- evet..
a- ama.. ama.. o zaman dünyada kimse kalmayacak mı?
b- ooffff.. hadi gel fifa 2000 oynayalım..
a- heyyoooo.. ben janjantin'i seçmek istiyorum..
b- peki..
manavgat'taki yangın manzaralı yemek sofrası
-
manavgat'a tatile gittiniz, orman yangını başladı, karnınız acıktı ve yemek yiyorsunuz. birileri de çıkıp insanlığınızla ilgili enteresan çıkarımlarda bulunuyor. ah vah edip izlemekle, yemek yiyerek izlemek arasındaki fark nedir? koca orman yanarken bu insanlardan ne yapmalarını bekliyorlar acaba.
aşk-ı memnu
-
arsen ziyagil, ziyagil yalısı'na yatılı misafir olarak gittiğinde nerede uyuyordu, hangi yatakta yatıyordu, çok merak ediyorum.
giriş katında sadece iki oda var. küçük olanda deniz de courton, büyük olanda firdevs yöreoğlu yatıyor. salonun bulunduğu ikinci katta ise sadece bir yatak odası var. orada da adnan ziyagil ile bihter yöreoğlu uyuyor. bir üst katta ise üç oda var. orada da behlül haznedar, bülent ziyagil ve nihal ziyagil kalıyor. aslında eskiden nihal ziyagil ile bülent ziyagil aynı odalarda kalıyordu ve en üst kattaki bir odada deniz de courton kalıyordu. bu sebeple giriş katındaki büyük oda ile küçük oda boştu. adnan ziyagil ile bihter yöreoğlu'nun evlilikleri öncesinde arsen ziyagil muhtemelen firdevs yöreoğlu'nun kaldığı büyük odada kalıyordu. ama mevzubahis evlilikten sonra bülent ziyagil ile nihal ziyagil kardeşlerin odaları da ayrılınca ve de firdevs yöreoğlu da ziyagil yalısı'na taşınınca yalıda oda kalmadı. bu şartlar altında arsen ziyagil yalıya geldiğinde hangi odada kalıyor çok merak ediyorum. evin hizmetlilerinin kaldığı bodrum katta kalmıyordur herhalde. zaten o katta da boş oda var mı bilmiyorum. yıllardır içimde koca bir boşluk doğuruyor arsen ziyagil gizemi.
rakip firmadan teklif alıp zam isteyen çalışan
-
maaş zammı gündem olduğunda senin gibi binlerce insan var asgari ücretle çalışabilecek derken sorun yok. çalışan bana böyle yüksek teklif var, verebiliyorsanız kalayım yoksa gideyim deyince onursuz ve namussuz oluyor. hadi oradan esas sizsiniz onlar
fatih üniversitesi 2013 mezuniyet balosu
-
- merhaba, parti ne güzel değil mi?
+ öyle :)
- bi zemzem daha?
+ lütfen ;)
katil rte sloganı suç değil yeterli dayanağı var
-
aydın 1. sulh ceza mahkemesi kararıdır.
aydın’da gezi parkı gösterileri sırasında “katil erdoğan” sloganı atan cem türkoğlu ve zafer kasap, suçsuz bulundu. aydın 1. sulh ceza mahkemesi hakimi fethiye bilici, gezi parkı gösterilerinde çok sayıda kişinin polis şiddetiyle öldürüldüğünü ve yaralandığını, sanıkların bunun üzüntüsüyle hareket ettiğini belirterek, “katil erdoğan’ sözünün provokatif olduğu kabul edilse bile bunların gezi olayları olgusuna dayandığı, bu sözlerin slogan şeklinde yaygın olarak kitleler tarafından söylenmesi için yeterli ölçüde olgusal dayanağın bulunduğunu” gerekçesiyle beraat kararı verdi.
polisin doğmamış bebeği öldürmesi
-
kurtulu$ sava$i'nda hamile haliyle cepheye giden kadin buyuk kahraman, eyleme hamile giden ve ugradigi saldiri sonucu bebegini kaybeden kadin "ne bicim anne".
sava$ta ermeniler bizim kadinlarimizin karnindaki bebekleri kiliclarinin ucunda sallandirmi$ hikayeleri anlatmak on puan, polis hamile kadini tekmeleyince "o da orada olmasaydi".
hrant dink'in oldurulmesi tabi cok kotu bir $ey, ama o da neden oyle seyler yaziyordu?
taciz edilmek tabi cok ayip bi$ey, ama gecenin o saatinde orda ne i$in var?
kadina $iddet ne de tu kaka bi olay, ama kari koca arasina girilmez tabi.
boyle bir olay i$te.
sevgilisine 3 liralık dürüm yediren erkek
-
(bkz: entry nick uyumu) *
tırı sollayan tırı sollayan tır
-
ne zamandır başlığını açmayı düşündüğüm hede. zaten açılmış bile.
saate 30km hızla giden tırı saatte 32 kilometre hızla giden tır sollarken saatte 34 km hızla giden tır dur ben şu 32 km hızla giden tırı neden sollamıyorum ki diyerek en sol şeride geçince ortaya çıkan durumdur bu. tırlar yan yana ele ele tutuşmuş sanki bir halaya gidiyor gibidirler. bu arada da arkalarında birikmiş minik araç toplulukları en az 17 dakika süren bu trafik destanına hayretler içinde şahit olmaktadırlar.