ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
norveç'in 100 bin türk işçi alma kararı
-
eurovisionda bir "12 puan"ı daha garanti altına almamızı sağlayan karar.
ilk buluşmada ayakların kaç numara diye soran kız
-
"çükevarım" tekniğini kullanan kız.
nrcnsnnmnkymmthtsnbrrspccğsn
-
sesli güldürmüş olaydır.
bu yüzden hapse girse içerdekilere olayı nasıl açıklayacak adam onu merak ediyorum.
- sen neden yatıyorsun?
+adam yaralama.
+abi sen neden yatıyorsun?
-snnmnkym.
yaran olaylar
-
nezarette geçecek geceyi anneye haber vermek için "anne merak etme ben emniyetteyim" demek, annenin "tamam yavrum gece gece çıkmayın bak dışarı" demesi...
selamun aleyküm oylarınıza talibim hayırlı cumalar
-
"selam, allah çok güzel. ben de bu partiden ekmek yiyorum. din allah kuran. cehape dinsiz. hayırlı cumalar."
debe editi: bu baraj geçilsin, halaylar çekilsin. eşkıya ülkeye hükümdar olmasın.
sabancı vs koç
-
bana göre koç'un her zaman sabancıdan her anlamda üstün olduğu karşılaştırmadır.
koç ailesinden kimseyi televoleci magazin basınında görmezsiniz ama hacı sabancı'yı sürekli kendinden uzun mankenlerle basında görürsünüz.
koç ailesi kurnazlıkla anılmaz ama "cin ali" lakaplı pegasus patronu ali sabancı sürekli hinliklerle ve cinliklerle anılır.
siyasi konularda sabancı hep susar, görüş bildirmekten kaçar ama gezi olaylarında oteli açıp gazdan kaçan göstericilere merhamet eden koç'tur, otokratik yönetime rağmen cesurca duruşunu koruyan koç'tur,
zaten borsada işlem gören koç ve sabancı hisselerini kıyaslamak bile iki grup arasındaki farkları net bir şekilde anlamak için yeterlidir.
sonuç olarak isimlerini duyunca bende oluşan çağrışımlar şunlar:
koc: kalite, elit, güven, eğitimli, cesur, adil
sabancı: zengin, avam, kurnaz, pragmatik,
bilgisayar oyun tarihinin en şerefsizi
-
kesinlikle budur
debe editi: biliyorum debe editi konusunda çok rahatsızsınız ama mecburum bunu yapmaya.
iki gün önce balkonumuzda yavru bir serçe bulduk. yağmurdan ıslanmış. sanırım çatıdaki yuvadan atılmış. yeni yeni uçma antrenmanları yapıyor. aldık bir kutuya koyduk. dinlendi kendine geldi. kurudu. çok fazla yemese de kedi maması, bulgur şeklinde bir karışım yapıp bu karışımı sulandırarak iyice ezdik. sonra şırınga ile besledik. suyunu falanda içti. şimdi evin içinde uçacak konuma geldi. perdelere falan konabiliyor yani uçma yönünden bir sorunu yok.
size sormak, danışmak istediğim özellikle bu işin uzmanı (bilhassa veteriner) olan kişilere; bu serçeyi bugün çatıya bırakmak istiyorum tekrar yuvasına dönsün diye. ama bazı kaynaklardan annenin ve kardeşlerinin onu artık yuvada istemeyecekleri ve dışlayacakları yönünde. acaba böyle bir şey var mı? yoksa gönül rahatlığıyla yuvasına bırakabilir miyim? ya da tek başına doğaya salsam kendi başına hayata tutunabilir mi? kendine yeni bir yuva kurabilir mi?
teşekkür ederim arkadaşlar. bir kere daha debe editi yaptığım için herkesten özür dilerim.
edit2: sanırım kuş yaşabilecek. yuvaya kabul görmese bile uçup kendi başına yaşabilecek durumda. yardım eden yazarlara teşekkür ederim. bu debe editi akşama kadar silinecektir. kuşun fotolarını da ekliyorum
http://img503.yukle.tc/…age.php?id=2006img_8014.jpg
http://img503.yukle.tc/…age.php?id=8816img_8015.jpg
son edit: bu sabah itibariyle kuşu sağ salim uçurduk. korku ve heyecanla başka binaların çatılarına kondu ilk başta ama takip ettim daha sonra yuvasına geldi. yuvadakilerle durumunu bilemiyorum ama zaten yuvadan ayrılabilecek olgunluğa erişmiş. uzman arkadaşların yardımıyla bu işi hallettik. yardım edenlere teşekkür ederiz.
kuş uçtu beybi :)
evde tekken yemek yeme şekli
12 yıl önce 200 bin tl olan ekmeğin 1 tl olması
-
2000000000 tl olan maasin 1000 tl olmasindandir.
edit: başlık başıma
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''para kazanmaya basladigimdan beri borc oduyorum.''
16 şubat 2022 sidney'deki köpekbalığı saldırısı
-
daha önce 17 tür köpekbalığı ile dalış yapmış biri olarak söylüyorum, köpekbalıklarının yani taksonomide ve besin zincirinde asla insan yoktur zaten insan onlar için yağsız bir besin, ama ısırma içgüdüleri bunu yapar sonuçta kan geldiğinde artık durdurulamaz bir hal olabilir çoğu zaman ısırıp yok bu benim yiyeceğim değil diye gider.
yani o köpekbalığı ultra acıkmış bundan kaçış yok, köpekbalığının 2 özelliği vardır bir lorenzini ampülleri (ampullae of lorenzini)dediğimiz seni elektro manyetik olarak suda 3d boyutunda algılar ikincisi kan.
doğanın acımasızlığı değil bu gerekliliğidir.
nuri alço'nun bugünü 1981 yılında anlatması
-
başrolünde orhan gencebay ve müjde ar'ın oynadığı "feryada gücüm yok" adlı filmde geçen diyaloglarda gözlenen hadisedir. vay anasın be dedirtmiştir.
bakınız şurada
ve şurada
yabancılarla girilen komik diyaloglar
-
1 sırp, 1 ispanyol, 2 türk, bir dağ evindeyiz. sırp ile ispanyol bir kurusıkı bulmuşlar, uzaktaki bir elmayı vurmaya çalışıyorlar. ben ise sandalyede oturmuş olacakları izliyorum.
(ortamdaki 2. türk koşarak gelir)
t: give it to the master. i can shoot anything you show me. [ver bakayım o silahı abine]
(ispanyolda tepki yok, silahı verir)
t: i've been to turkish army for one year [ben 1 yıl aztektim orduda]
(tepki yok, izliyorlar)
t: look. (çömeldi nişan aldı, yalnız kıç çatalı açıldı adamın, dolunay gibi çıktı ortaya)
t: yeees **silahpatla** (elmada tık yok)
(ispanyolla sırp bir çatala, bir de elmaya bakarlar. )
sırp: that's why they lost whole empire... [işte koca imparatorluğu böyle kaybettiler]
pazar akşamı banyo yapıp bizimkiler'i izlemek
-
gene yapılabilir aslında, youtube'dan izleme şartıyla.
lakin o tadı vermemektedir be, özlenen şey aslında bu eylem değil bu eylemin yaşandığı dönemdir. dertsiz, tasasız, sorumluluksuz mis gibi 90larda çocuk olma dönemidir.