ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
3 kasım 2020 ege üniversitesi'nin attığı tweet
-
üniversite hastanesi bile allah'a emanet ediyorsa...
kim milyoner olmak ister'deki hadsiz eczacı sorusu
-
(bkz: az bilinen efsane duyarlar)
ekşi fest 2012
-
herhangi bir nick kontrolü yapılmayacak olan festivaldir. rahatım yani.
phidias
-
eski dünyanın en büyük ve kusursuz dahilerinden heykeltraş, mimar.. m.ö 490-431 yılları arasında yaşamıştır. argos'ta bulunan hageladas heykeltraş okulunda okuduğu, yunanlı büyük devlet adamı perikles ile yolda yürürken çarpıştıkları ve dost oldukları anlatılagelmiştir.. fidyas için bu çarpışma büyük bir nimet olmuş, yaşamı boyunca perikles'nin maddi manevi desteğini almıştır.. yaşamış en büyük 11 dahi içinde ki puan averajı 808 dir.
dünyanın 7 harikasından biri olan zeus heykelini altın ve fil dişinden yaparak bitirmiştir. (bu heykelin sonu istanbul'da sonlanmıştır..) dönem teknikleri ile fil dişini tabaka haline getirebildiği söylentisi mevcuttur. bir ziyaretçi fidyasın bu eseri için, size boyutlarını anlatabilirim, fakat uyandırdığı etkiyi tarif etmemin imkanı yok! demiştir. yine yunanistan da yapılan kazılarda, ben fidyasa aitim yazan bir adet şarap tası bulunmuştur.
fidyası bu kadar kusursuz bir dahi yapan, eserlerine gösterdiği özendir. antik dünyanın yine bir diğer kusursuz insan figürü mimar pitios'dan kat be kat daha detaycıdır. zira, mimar pitios'un genç dönem ege eserlerinde gösterdiği öz veri ve kusursuzluk anlayışı, imkansıza yakındır. mimar 30 metre yükseklikte ki bir kabartma ile göz önünde bulunan bir lahit kabartmasına aynı özeni göstermiştir.
odtü'de devrimcileri dövüp dövüp atıyorduk
-
kürşad tüzmen'in gençliğinde yaptığını iddia ettiği şey: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/20777197.asp
--- spoiler ---
son dönemde sanki çıldırmış gibisiniz...
- zaten çıldırmış adamım. ‘şu çılgın türkler’i okumadınız mı? atatürk de bir çılgındı. odtü’de ülkücüydüm. devrimcileri dövüp dövüp atıyordum. iki ülkücü vardı: biri kürşad tüzmen, diğeri üzeyir kaptan. ikimiz, 10 bin kişilik okulu sustaya çevirmiştik. zafer çağlayan diyor ya, “eskiden tanışıyoruz” diye. o zaman ülkücüydü, şimdi “kürt’üm” diyor; fark etmez, ülkücü türkücü... odtü’den gider, yükseliş’te onları dayaktan kurtarırdım.
--- spoiler ---
dediğine göre iki ülkücü olarak 80'lerde 10bin'lik odtü'yü dize getirmişler.
(bkz: tutmayın küçük enişteyi)
milgram deneyi
-
deney ve sonuçları okumak bile insanda kalici hasarlar yaratmakta, insanliga olan inancini derinden sarsmakta.
deney düzeneği kabaca şöyle,
denek deneyin yapılacağı yere gelir. yanında 47 yaşlarında güleç hafif kilolu bir adam vardır. diğer adamı da denek sanar. deneyi yapacak kişiler bunun ogrenme uzerine bir deney oldugunu soylerler ve denekler arasinda bir seçim yapilirmiş gibi davranirlar. gerçek denek ogretici, 47 yaşindaki ekipten adamsa ogrenen rollerine seçilmiş gibi davranılır.
gercek denekle adam bir paravan yardimi ile ayrilir.
denek adama bir takim kelimelerle ilgili sorular sorar. her yanliş cevapta denege elektrik şoku vermesi gerekmektedir. yanliş verilen her cevapta verilecek olan şokun değeri 15 volt artilir. deneğe bunun ne kadar can acıtabilecek bir şey oldugunu gormesi için 40 voltluk ornek şok uygulanır.
deney başlar.
ilk bir kaç soruya dogru cevap gelir. denek diger kişinin dogru cevap verip vermediğini onundeki işiklarla gorur ancak adamla gorsel temasi yoktur, sadece sesini duyar. az sonra adam ilk yanliş cevabini verir adam ve deneğin 75voltluk elektrik şokunu uygulamasi gerekir. aslinda elektrik şoku filan yoktur 47 yasindaki adam oyuncudur, ancak denek karsi tarafa elektrik soku verdiği konusunda ikna olmuştur.
denek uygulanacak gerilimi yukseltme konusunda her tereddut ettiğinde ağagıdaki cumleler sırayla soylenir
1- lütfen devam edin
2- deney devam etmenizi gerektiriyor.
3- devam etmeniz deney için çok önemli
4- devam etmekten başak çareniz yok, devam edeceksiniz.
adam ilk yanliş cevap verdiğinde onundeki dugmeden 75 voltluk gerilimi uygular ve her yanliş cevapta gerilimi artirir. her tereddüt ettiğinde yukaridaki cumlelerden once ilki sonra digerleri soylenir.
75 volt'ta adamdan "ahh" sesi çikar
90 volt'ta ayni ses tekrarlanir.
105 voltta ses yukselir
120 voltta adam çok acıyor der.
denek bu noktadan itibaren elektrik şoku vermek konusunda tereddut etmeye başlayabilir.
135 voltta kuvvetli bir inilti sesi gelir
150 voltta denek bağırmaya başlar, deneyin kesilmesini ister. kalp hastasi oldugunu soyler. devam etmek istemedigini soyler.
165 volta geçilir, denek çiğilik atar
180 voltta denek acıya dayanamadığını, devam edemeyeceğini bağırarak tekrar eder
195 vollta denek durmaksizi bağirir beni çikarin, kalbim sıkışıyor diye bagirir.
210 voltta cevap vermiyorum, bırakın beni diye şiddetle bağirir.
225, 240 ve 255 volttlarda sesi gittikçe yükselir
270 voltta aci içinde ağlamaya başlar.
285 voltta çığlıklar atar
300 voltta çığlık atıp durmaları için yalvarır.
315 voltta sesinin son raddesinde yalvarir
330 voltta durmaksizin yalvarip durmlarini kalbinin sıkıştığını soyler.
olayin tum ciddiyetine karşin deneklerin yuzde altmişindan fazlasi, karşilarinda kalp hastasi bir insan oldugunu düşünmelerine rağmen 450 volta kadar elektrik şoku uygulamayı kabul ederler. emir ve komuta zincirine girilip kesin emirler alinca çok az kişi uygulamayı reddeder.
13 ekim 2011 euro 2012 play off kura çekimi
-
uefa ekşi sözlük ve twitter'da ki hesaplamalar ve görüşleri göz önünde bulundurarak işin içinden çıkamamış ve ülkelere kendi aranızda anlaşıp oynayın demiştir. 7 ülke estonya ile karşılaşmak isteyince uefa ''vay ibneler'' demiş ve estonya'yı direk olarak finallere göndermiştir.
tallinn meydanı karnaval alanı gibi şu an.
survivor all-star
-
son birkaç gündür programı izlemeye başlayan annemin yarışmalarda varlığıyla yokluğu bir olan taner'i ilk defa bugün fark etmesiyle "bu çocuk kim adanın yerlilerinden mi?" diye sorarak bombayı patlattığı yarışma.
rönesans'ı batsın her yer boya koktu diyen adam
-
saf, iyiniyetli fakat düz bir insandır.
rönesans sonuçta herkes bir sanatla ilgileniyor, resimdir, mimaridir, heykeldir... ee haliyle her tarafta bir boya kokusu, tiner kokusu, vernik kokusu filan, bir süre sonra rahatsız olmuş belli ki adamcağız. en sonunda da isyan etmiş, ''yeter lan'' demiş, ''boya kokusundan kafam beynim döndü, rönesans'ı batsin'' demiş.
''işte bu anlayış yüzünden ülkemizde sanat gelişmiyor'' diyerek bir hıncal uluç yazısı tadında bitiriyorum izninizle entryimi
uğur meleke'nin acımasızca verdiği ayar
-
spor medyasında beğenilen birisinin gençlere bu şekilde örnek olmaması lazım gerçekten. yazın rakı içiyorsun masada kavun yok gerçekten olmaz.
tb2'nin rus yakıt trenini imha etmesi
-
bunlar vurduğu her rus savaş aracını "x ülkeden gelen/alınan y silahıyla vurduk" diyorlar mı yoksa bu haberler sadece bayraktar'a özel mi yayılıyor? bu yapılan büyük yanlış.
fatmagül'ün suçu ne
-
yaklaşık 7.5 saattir yayınlanmıyor dizinin 1.bölüm tekrarı, bi terslik var sanırım.*
1945 yılında berlin'de çekilen video
-
(bkz: 1930'lara ait mustafa kemal atatürk görüntüleri) 'nden sonra son zamanlardaki en güzel paylaşımdır.
beni en çok etkileyen şu kırmızı süveterli çocuk olmuştur. tek başına oturmuş arnavut kaldırımları tek tek yerlerine çakıyor. büyük yıkımdan geçen berlin de aynen bu çocuğun ruhunu taşıyan almanlarca tek tek sabırla tekrar inşa edilmiştir.