ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çocuğa bilgisayar oyunundan isim koymak
-
(bkz: metin 2)
sözlükçülerin ben de oradaydım dediği olaylar
-
birilerinin çıkıp "yüksek hızlı trenler" diye böbürlendiği günlerde, pamukova'da 40 kişinin ölümüne neden olan trendeydim.
kesik kollar gördüm, vücutlardan ayrılmış bacaklar, çaresiz bakışlar gördüm.
devrilmiş vagonlar, korkudan çıldırmış kadınlar, çocuklarına sahip çıkmaya çalışan babalar gördüm.
hiç tanımadığı birinin yarasına, elleriyle tampon yapmaya çalışan, kanlar içinde kalan yürekler gördüm.
minik bakışlar gördüm, korkudan ne olduğunu anlamaya çalışan.
ölümün ve sorumsuzluğun "yüksek hızla ulaştığı" yerdeydim. o ölümlerin nasıl ört bas edildiğini gördüm.
meriem sahra userli
-
senerlerdir tükenmişlik sendromunun dibinde yaşıyorum. çoğu zaman işe sürüne sürüne gidiyorum. ama gidiyor muyum? gidiyorum. neden? çünkü mecburum. çünkü bugüne kadar kazandıklarım bırakın yatırım yapmayı, harcamalarıma anca yetti. çünkü ben meryem değilim, benim böyle bir lüksüm yok. çatlayana kadar koşturulan at misali çatlayana kadar çalışmak zorundayım. çünkü ben sistemin milyarlarca ucuz kölesinden biriyim.
bunları meryem uzerli'yi tenkit etmek için yazmadım. aksine sonuna kadar destekliyorum, paranın kölesi olmadığı için saygı duyuyorum. daha çok para daha çok para demeyip kendi sağlığını düşündüğü için.. dünyanın adaletsizliğine, sistemin bozukluğuna bir vurgu sadece benimki.
tükenmişlik sendromu, veya diğer başka rahatsızlıklar lüks oldu artık. insan sağlığı lüks oldu. çünkü insanın değeri parayla ölçülür oldu. böyle sürdüğü sürece tükenmeye mahkumuz.
16 şubat 2017 thy istanbul chicago uçuşu
-
- vay, chicago'ya gidecek bilete o kadar para verebiliyorsun demek.
- uluslararası bir firmada mı çalışıyorsun, maaşın çok mu yüksek?
- uçakta içkiler beleş mi?
- abd vizesini sorunsuz almışsın demek ki.
- ailen çok mu zengin? okumaya mı gezmeye mi?
- aktarmasız uçuyorsun demek, çok havalısın.
- uçakta internet mi var yoksa?
- ne kadar havalısın amerikaya gidiyorsun, süper cool.
mutlu musun yazar kardeşim?
mutlu olunca söyle başlığını kapatalım.
whatsapp'tan önce sevgililerin iletişimi
-
eminim çokça yazılmıştır ama malum ben de aynı şekilde iletişim kurduğum için mecburen yazacağım.
daha cep telefonları çıkmamışken ya da yeni yeni zenginlerin erişebildiği zamanlarda ev telefonundan ya komşu kızına kız arkadaşımızın ev telefonunu aratırdık ya da biz erkek halimizle kız sesi çıkarıp , telefona sevgilimizi isterdik.
+alo damlayla görüşebilir miyim ben ayça*
bunu yaptığım kız arkadaşımın annesi numaramı hiç yememiş ama bir şey de söylememişti.
sonra cep telefonları yaygınlaştı. ama bu sefer de pahalılık sorun oldu. çözüm klasik ama;
1 çaldırma aklımdasın
2 çaldırma seni seviyorum
3 çaldırma ve üstü aç ulan o telefonu ben arıyorum.
daha sonra cem uzan sağolsun telsim' i çıkardı da 250 kontör karşılığı sınırsız sms ve konuşma hakkımız oldu. bir dönem (bkz: aycell) de buna benzer bir şey yapmıştı ama çok hatırlamıyorum.
sonrasında bilgisayar çağına girdik. msn girdi hayatımıza. titreşimler, ne dinliyorum özelliği vs altın çağdı ama bu söylemeden geçemem.
derken blackberry telefonlar moda oldu. bbm pin'i paylaşıp sohbete başladık. bu aynı zamanda twitter'ın yayılmaya başladığı zamanlardır.. yavaş yavaş facebook'u dedelere teslim ettiğimiz zamanlar
en sonunda iphone 3, ardından da 4'ün çıkmasıyla whatsapp çıktı ortaya. herkes bir anda aaa whatsapp diye bir uygulama varmış, bedava konuşabiliyorsun diyerek birbirine sms atmaya başlamıştı.
zaman tüneli gibi yemin ederim yaa. hepsini yaşadık iyisiyle kötüsüyle.
yurtiçi kargo çalışanının katliam çağrısı
-
yurtiçi kargonun adres ve kimlik bilgilerini kaydettiği yetmiyor, bütün çalışanları kafasına göre canı isteyince o bilgilere ulaşabiliyor ama kimse bunun üzerinde durmuyor mu? bu nasıl iş lan?
siz nasıl bu kadar rahatsınız?
mustafa kemal'in yaptığı devrimin tutmama sebebi
-
afganistan ve iran'da da görülen gerçekliktir.
halk demokrasi istememiş, başlığı açan islamcı trol gibi "ecdadının" değerlerini istemiş ve sonuç ortada.
ha bu trolleri o ülkelere yollasan, bir hafta sonra türkiye'ye depar ata ata kaçıp, ilk gördükleri dövmeciye girip kollarına "mustafa kemal atatürk" imzalı dövme yaptırırlar.
misafirlikten giderken ev sahibine korna çalmak
-
babamla birlikte ne zaman misafirlikten dönmek üzere arabaya binsek beni strese sokan kornadır. en az 50 kere "korna çal" der babam. bir defa inat ettim çalmadım, neredeyse geri dönüp özür dileyecekti adamdan. babacığım az önce vedalaştın, sarıldınız öpüştünüz, bin tane iyi dilekte bulundunuz birbirinize bu korna olmasa ne olur dedim ama anlatamadım arkadaş. o korna çalınacak, yoksa orada seni ayakta bekleyen adama edepsizlik olur diyor. örf adet desen, gelenek desen şunun şurasında kaç senedir arabaya biniyoruz ki yahu. yoksa eski türkler ayrılırken at kişnetiyorlardı da ordan mı kaldı acaba.
thy'nin türkiye'den uçanları keriz yerine koyması
-
şimdi 14 ocak günü diyelim ki istanbul'dan sao paulo'ya gitmek istiyoruz.
skyscanner'dan ve kayak'tan aratıyorum:
thy'nin sao paulo'ya direkt uçuşu var. ve belirtilen tarihte bilet fiyatı : 2663.59 tl
http://imgur.com/lrnrz08
---
sonra aynı thy'nin aynı tarihte roma sao paulo uçağına bakıyorum.
bu uçak roma'dan direkt sao paulo'ya uçmuyor. önce roma'dan istanbul'a geliyor. ondan sonra da istanbul'dan sao paulo'ya giden ve türk vatandaşlarının 2663.59 ödeyerek bindiği uçağa aktarma yapıp sao paulo'ya gidiyor.
yani ilk uçuşa ek olarak bir 2.5 saat roma-istanbul uçuşu var.
peki bu uçuşun bileti ne kadar? hazır mısın? tam 1000tl
http://imgur.com/yr6rpn4
tam tersi olması gerekirken sözde milli! havayolumuz türk vatandaşlarına %160 kazık bileti layık görüyor.
bu durumda pegasus'la 250tl'ye önce roma'a gidip. oradan thy ile tekrar istanbula dönüp, oradan sao paulo'ya uçmak bile 1250 tl yani 1400 tl daha ucuz.
ağıza geleni söyleseeem çok ayıp olacak çok.
22 kasım 2014 istanbul depremi
-
istanbul depremi diyoruz adam beylikdüzünden hissedilmedi diyor. alooo istanbul diyoruz kardeş
doktorların hastanın sözünü kesme eğilimi
-
- doktor bey benim kulunçlarımdan aşağı böyle elektrik gibi bir şey iniyor, sabah kalktığımda da döşlerime sanki böyle paslı bıçak sokuyorlar adeta... bir de boğazımdan...
- faranjit. şunları yazıyorum. aç karnına günde üç defa...
***
doktorların insanı hayata küstüren eğilimlerinden biridir bence bu. bakın yukardaki örnekte ne kadar güzel, ne kadar anlaşılır, ne kadar modern bir biçimde rahatsızlığımı anlatıyorum. daha hastalığımın en güzel kısımlarına değinmeden doktor sözümü kesiyor. lan ben o kadar hazırlanmışım, sırf sen sorduğunda etkili bir biçimde anlatayım diye içimden o kadar ezber yapmışım sen benim sözümü kesiyorsun. isyan edesim geliyor ama susuyorum.
sonuçta doktor bu, ters düşmek olmaz. şimdi isyan etsen, sonra da "halı saha maçında ayağımı burktum, damar damar üstüne bindi herhalde" desen, ayak mayak dinlemez "üç ay boyunca günde 10 defa kullanacaksınız... antibiyotikli fitil yazıyorum" der, insanın spor sevgisini öldürür. buradan tüm doktorlara sesleniyorum: teşhisi koysanız bile, allahaşkına rahatsızlığımı anlatmayı bitirene kadar kesmeyin sözümü. ben de cahil insan değilim sonuçta... posta gazetesi sağlık sayfasını okuyorum. "120 yaşındaki nazife nenenin sırrı yoğurt" başlıklı haberleri iyice ezberliyorum ki size derdimi güzel bir şekilde anlatayım. allahaşkına kesmeyin sözümü... yalvarırım kesmeyin. lütfen kesmeyin. bak lütfen diyorum... lütfen...