hesabın var mı? giriş yap

  • bu adam büyük adam be. geçenlerde iz tv de bir belgesel izliyorum, yeşilçam ile ilgili.. röportaj yapıyorlar yeşilçam'ın emektarlarıyla, tarık akan'a sıra geldi, ben hayatımda böyle mütevazı bir adam görmedim. konuşması şu şekildeydi;

    komedi oyuncusu olmak çok zor, ben hiçbir zaman bir komedi oyuncusu olamadım, etrafımdakiler, kadroda bulunan arkadaşlarım iyi birer komedi oyuncusuydu, kemal sunal, zeki alasya, metin akpınar, adile naşit, münir özkul. ben onların sayesinde bu kadrolarda parladım.
    yani adam demiyor ki ben olmasam bunlar hikaye, ben başrol oyuncusuyum, benim egom tavan vs. tarık akan'ın oynadığı yüzlerce başrol filmi vardır ama adamdaki saygıya bakarmısın, eski devrin filmleri bir başka olduğu gibi, oyuncuları da çok kıymetli ve çok efendi. tarık akan hala yaşıyor ve yaşıyorken bu adamın kıymetini bilelim.

  • yunanistan'ın bozulan ekonomisinin damga vurduğu maç. dudağı kanayan yunanlı oyuncuya yokluktan sadece pamuktan bıyık takabildiler. adam levent kırca'ya döndü, ordan oraya koşup duruyor yazık. bir müslüman da çıkıp bepanthene merhem sürelim demedi, inanılır gibi değil arkadaş...

  • rıfat ılgaz buna kendisi cevap vermiştir.

    "eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. belli bir süre sonra idam yaklaştığında tüm dükkanlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlamış. bunun üzerine aileler de o saatte sokağa çıkmaya başlamış ve idam vakitleri panayır havasında bürünmüş. sonuçta da ölen bir adama bakarak gülen bir halk görüntüsü oluşmuş.

    ben de çöken eğitim sistemini anlattım. hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük.”

    kaynak

  • annesine sorarsanız şımarık ya da yaramaz değil hiperaktiftir. zaten hiperaktivite bulunalı eşşekler çoğaldı. hanım hanım o çocuk hiperaktif falan değil bildiğin şımarık. ne pis insanlarmışsınız mına koyim.

  • birey olmalarına karşı koyan herşeyi yokederek rüştünü ispatlamaya didinen bir avuç gencin öyküsünden çok, proje bloklarında, diaspora tadında bir yaşam sürmekte olan üç gencin kollektif bir bilinçle, "dünya bizimdir" tabelasına cesurca "dünya sizindir" diyebildiği bir filmdir... yabancılaşılmış, sözde steril bir toplumda ayakta kalma mücadelesidir la haine, taa ki iniş anına kadar.

  • geçen gün show tv'de odtu'deki sınıf arkadaşlarıyla söyleşi yapmışlar bu genç mecişının/illuşinistin... aman yarabbi. yok uğurlu sayın ne dedi, 7 dedim, sırtını açtı 7 dövmesi vardı, yok derste elinden ateş çıkardı, yok 07'imi büktü, yok mm binasındaki sinemadan dana sürüsü çıkardı, yok bozuk para istedi, verdim, havada tuttu, yok kayıtların ilk günü sisteme girebildi bilmem ne.

    işte bu çocuğun numarası bu dostlarım. bakın dikkat buyurun bu çocuk nereli? iranlı... işte türkiye böyle böyle iran oluyor. gördüğünüz gibi yılların bilim yuvası çökenek köyü'ne dönmüş. yarınlarımızın teminatı koskoca tasarım öğrencileri paramı aldı havada döndürdü, yok derste elini şıplattı ateş çıkardı diye dile gelmişler, konuşuyorlar. işte bu adamın asıl numarası bu... müspet bilimle yoğrulması gereken genç dimağlara sihiri ve büyüyü zerk etmek. çok da ileri geri konuşmak istemiyorum: sonuçta oğlanın gözü velfecir okuyor, duasını okur, sandalyesiz oturur pozisyonunda gezer dururum allah korusun. nihayetinde bilemiyorum da yani, o hali tavrı... ne bileyim... işinde iyi ve yetenekli bir çocuk belki ama milyonların önüne çıkarken bir traş olmaması... gerçekten bilemiyorum...bana güven vermiyor. yarın bir gün canlı yayında çelik kasadan muammer kaddafi'yi falan çıkarırsa bu oğlan, ondan sonra uğraş dur. hayır kaddafi bu, gel desen gelmez git desen gitmez çünkü.

  • teşhisi koyana "tutma o zaman bana mı tutuyorsun ?" karşılığını vereceğim var olmayan hastalık.

    hem sen bunu nefsini terbiye etmek için yapmıyor musun abi ? aç kalmak için değil açı anlamak için yapmıyor musun ? e o açların önünde her gün milyonlar tıkınıyor, sen daha 2 yudum su içen adama katlanamıyorsun ama ?

    bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ?

    otobüste su içmezse ölecek ateist hastalığı yoktur, orucunu bireysel olarak tutamayan, orucun amacını kavrayamamış insan hastalığı vardır. geçen sene sokakta su içti diye iki kızın dayak yemesi bu hastalığa bir örnektir.

  • temel bilimlerde doktora yapiyorsaniz kesinlikle 3 farkli bakis acisiyla incelenmesi gereken bir konudur. ilki "turkiye'de doktora yapmak" ikincisi "amerika'da doktora yapmak" ve son olarak "avrupa'da doktora yapmak" seklindedir. her birinin avantajlari ve dezavantajlari olmakla beraber, konuyu detayli bir sekilde asagida inceleyelim.

    1. turkiye'de doktora yapmak: akademisyen olmak isteyen bir birey icin en dezavantajli olan doktora turu olup, 5-6 yilinizi heba etmekle sonuclanabilir. itilebilir, atilabilir ve satilabilirsiniz hocaniz ve universiteniz tarafindan bu 5-6 yillik surecte. ilk yapmaniz gereken is doktorada aldiginiz derslerden gecmek (7 tane ders) ve doktora yeterliliginizi vermektir. bu surec akademisyen olmak isteyen bireyin anasinin bellenmesinin 1. raundudur. ananiz bellemekle kalmaz, tami tamina 3 yilinizi heba edersiniz bu surecte. deney yapamaz ve bu baglamda da makale yayinlayamazsiniz bilimsel dergilerde. amaciniz sadece gerekli olan derslerden gecmek ve doktora yeterliliginizi vermektir. gerekli olan derslerden gecip doktora yeterliliginizi verdikten sonraki surec deneylerinize baslamak, 3 yil icerisinde gerekli olan deneylerinizi bitirmek ve gerekli sayida makale yayinlamaktir. aslinda kolay gibi gorulebilinen deneye baslama ve makale yayinlama surecleri akademisyen olmak isteyen bireyin anasinin bellendigi 2. raundtur. deneylerinize baslamak icin gerekli olan butceyi bulmak, paranizi akilli bir sekilde harcamak ve eldeki cihazlari iyi bir sekilde kullanmaniz gerekmektedir bu surecte. turkiye sartlarinda bu 3 yillik sureci dogru olarak kullanabilen, iyi deneyler yapabilen ve iyi makaleleri iyi dergilerde yayinlayabilen doktora ogrencileri turkiye'nin egitim kalitesi olarak ilk onunda-yirmisinde olan universitelerde doktora yapanlardir. digerleri 1 bilemedin 2 yayinla (dandik journallarda) doktorasini bitirir ite kaka. doktora bittikten sonra da hersey gunluk gulistanlik degildir. universitelere basvurursunuz yardimci docent olarak ancak genel itibari ile sonuc olumsuzdur eger saglam baglantilariniz yoksa. sonra kara kara dusunursunuz ne yapacagim diye. ya endustriye gececeksinizdir, ya da doktora sonrasi arastirmaci olarak bir projede calisacaksinizdir. genel itibariyle endustride calisan doktorali insan sayisi bir elin parmagini gecmez ve kendinizi doktora sonrasi arastirmaci olarak kendi ya da baska bir universitede bulabilirsiniz.

    2. amerika'da doktora yapmak: genel itibariyle turkiye'deki surecin hemen hemen aynisi isler. doktora suresi 5 yildir ve ilk 3 yilda doktora yeterliliginiz vermek ve gerekli olan derslerden gecmek zorundasinizdir. amerika'da yapilan doktoranin turkiye'de yapilan doktoradan temel farki, kaliteli journallarda kaliteli yayinlar yapabileceginiz gercegidir ve ortalama olarak 4-5 tane yayin cikarabilirsiniz doktora surecinizde. yayin sayinizin fazla olmasinin temel nedeni turkiye'de heba ettiginiz ilk 3 yilin burda heba edilmemesi, ekonomik ve teknolojik faktorlerdir. doktoraya basladiniz an deneylerinize baslar, gerekli makaleleri yazar ve bilimsel dergilerde yayinlarsiniz. mesakkatli bir surectir tabiki ancak amerika'dan doktora aldiginizda ve 3-4 tane yayininiz oldugunda turkiye'de kolaylikla universitelerde yardimci docent olarak pozisyon bulabilirsiniz. akil kari olan ise amerika'da doktoranizi bitirip turkiye'ye hemen donmemek, mumkunse baska universitelerde doktora sonrasi arastirmaci olarak kalarak yayin sayinizi arttirmak ya da endustriye gecis yapmaktir. doktora almis birinin amerika'da endustride calismasi turkiye'ye nazaran cok ama cok kolaydir. insanlar sizin bilim adami oldugunuz bilir ve bu nedenle deger verir. turkiye'de bu degerin zerresi yoktur sagmal inek arayan ozel sektorde. bu baglamda amerika'da doktora yapmak 5 yilinizi heba etmenize ancak kaliteli yayinlar cikarmaniza ve iyi bir bilim adami olmaniza vesile olur.

    3. avrupa'da doktora yapmak: en akilli olan eylemdir. doktora suresi genel itibariyle 3-3.5 yildir. doktora suresince alinan ders sayisi amerika'da ve turkiye'deki ders sayisindan cok az olup (4 derstir ortalama olarak) doktora yeterlilik sinavi yoktur. doktoraniza basladiginiz gunun ertesi deneylerinize baslar , temiz temiz deneylerinizi yapar, avrupa'nin degisik ulkelerine bazi deneylerinizi yapmak icin seyahat edebilir ve 3 yil icerisinde 4-5 tane iyi bilimsel dergide yayin yapabilirsiniz. ancak su da soylenmelidir ki bu olaylar gideceginiz avrupa ulkesine gore degisir. ingiltere, almanya, isvicre, isvec, danimarka, norvec (belki fransa) gibi ulkelerde surec hemen hemen bu sekildedir. doktoranizi aldiktan sonra doktora sonrasi arastirmaci olarak kendi universitenizde ya da avrupanin baska bir universitesinde posizyon bulmak kolaydir. eger iyi para kazanmak istyorsaniz hemen endustriye baliklama atlamalisinizdir. genel itibariyle iyi bir sirkette, iyi bir maasla kolaylikla is bulabilirsiniz.

    edit: imla