ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alparslan'ın savaşta verdiği efsane cevap
-
sonra çinli de demiş ki allahım ne kadar da telaşsız bir alparslan.
tüvtürk'ün devamlı kusur uydurması rezaleti
-
fabrika çıkışı karartılmış arka cama kusur yazıldı.
şase numarasını okuyamamış, açtım bizzat gösterdim, düzeltilmesi için tekrar ücret ödemeniz gerek dedi, müdürünü buldum sıvadım, düzeltildi.
lastikleri orijinal ebadından farklı yazmışlar, kitapçığında buldum gösterdim, kemküm ettiler.
kim ulan bu tüvtürk denen garabet kurum? ve kim musallat etti bu cahil ve hipermetrop sığırları arabalarımıza.
not : ben de hipermetropum ama gözlük kullanıyorum ve hiç bir detayı kaçırmıyorum.
debe editi : yolun da farın da açık olsun
teravih namazları yasak olmayacak
-
adamlar resmen pandemi bahanesiyle kendi hayalini kurduklari ülkeyi dizayn ediyorlar, saka gibi
hoşlanılan kızın dişlerinde tel olması
founder's syndrome
-
kurucu sendromu.
kurucu kurduğu yapıyla (devlet, takım, şirket, dernek) mecburen bütünleşir. başlangıçta, zira, kurumu ortaya çıkaran, insanların gelmesini sağlayan kurucunun vizyonu ve yetenekleridir.
sonra ne olur? kurum kurucuyla eşitlenmeye başlar. hem kurucu zehirlenir, hem kurum. kurucu mikro-yönetim yapmaya, her şeyi ayarlamaya başlar. kurum, kurucuya yaltaklanan insanlarla dolar. işlev yitimiyle başlayan süreç çöküşe kadar uzanabilir. gerçek bir hastalık gibi organizmayı etkileyen bir sendromdur.
birçok yapı, bu yüzden kurucusundan sonrasını göremez. kendisinden sonrasının ne olacağını belirlemekten kaçınan kurucu, bunun başlıca sorumlusudur. kurduğu yapıyla evlat gibi bir ilişki kurar, ama ebeveynlik tarzı hastalıklıdır. çocuğunun gelişmesine, istiklal kazanmasına izin vermez. hep en iyisini bilen, en doğrusunu seçen otoriter bir babadır. öldüğünde, kütlesi büyüse de çocuk kalmış bir insan gibi, kalabalık olsa da işe yaramaz, karar alamayan, kendini yönetemeyen bir yapı bırakır.
eric hoffer olmalı, kesin inançlılar'da bu yüzden der ki, lenin'in erken ölmesi bir lütuftu. bu sayede bolşevik devrimi daha uzun ömürlü oldu. hitler daha erken ölse, naziler daha güçlü olabilirlerdi.
kurucu sendromunun ülkesini engellemesine izin vermeyen en büyük kuruculardan biri, george washington. görev süresi bittikten sonra "ortalık karışık, seni herkes seviyor, bir süre daha/ölene kadar başkan ol" tekliflerini geri çevirmiştir. öykündüğü ve vaktiyle adını takma ismi yaptığı cincinnatus gibi, görevi bittikten sonra "köyü"ne dönmüştür. bu sayede amerikan sisteminin kalıcı olmasını sağlamıştır.
16 nisan 2012 emre'nin basın toplantısı
-
yanına yobo'yu da aldığına göre "benim zenci arkadaşlarım da var" temalı olacaktır.
zeynep bastık adblock filtresi
-
bu dahil tüm zeynep bastık başlıklarını yok eden filtre.
eksisozluk.com##a[href^="/zeynep-bastik"]
ben adguard kullanıyorum ama her türlüsünde çalışır. zeynep bastık ile başlayan tüm başlıkları yok eder. şu şekil:
görsel
belçim bilgin
ilginç etimolojik bağlantılar
-
demokrasi
aristokrasi
otokrasi
teokrasi
meritokrasi
plütokrasi
teknokrasi
etokrasi
bürokrasi
yukarıdaki kelimelerin hepsi iki kelimenin birleşimi ile oluşmuş kelimelerdir.
kratos yunan mitolojisinde gücü temsil eden tanrıdır. yunancaya güç anlamında kullanılan -kratia eki olarak geçmiştir. bu ek fransızcaya -cratie, ingilizceye -cracy olarak yerleşmiş; türkçeye de -krasi olarak çevrilmiştir.
önüne gelen kelime ile birlikte gücün kim tarafından yönetildiği yani iktidarın kimde olduğu anlamı taşıyor.
demos: insan, halk - demokrasi: halk gücü, halk iktidarı.
aristo: en iyi, seçkin, soylu - aristokrasi: soyluların gücü, soylular iktidarı.
oto: kendi, tek - otokrasi: tek bir bireyin iktidarı.
theos: tanrı - teokrasi: tanrıdan güç alan, dinsel yönetime dayalı iktidar.
meritum: yeterli, yetenek - meritokrasi: nitelikli kişilerin iktidarı, liyakata dayalı iktidar.
pluto: zenginlik - plütokrasi: varlıklıların, zenginlerin iktidarı.
tekno: teknik - teknokrasi: bilim adamı, mühendis, teknolojist iktidarı.
eto, etik: ahlak - etokrasi: ahlak kurallarına dayalı iktidar.
büro: devlet dairesi - bürokrasi: devlet kademelerinin, devlet memurlarının gücü.
ekleme: cokuzaktangecenbirgemi bilgilendirdi.
kakistos: en kötü, yetersiz - kakistokrasi: en niteliksiz, en yetersiz kişilerin iktidarı.
garipoğlu ailesi'nin yaptığı ilginç nişan
-
şu ülkede yaşanan her pisliğe tek tek tepki vermeye kalkmak için baya mesai harcamak lazım.
bu ney laaan.
insanda biraz vicdan olur, empati olur, adalet duygusu olur.
bu söylediğimden daha önemsiz olmakla beraber,
ben zenginlik düşmanıyım arkadaş açıkça söylüyorum.
hiç bana gelip sermaye karşıtı pis fakirler geyiği yapmayın.
bu düzende zenginlik dolaylı hırsızlıktır.
hele ki böylesi vicdansız, izan yoksunu insanların planlı yahut plansız dangalaklığı tartışma konusu bile edilemez.
genç bir kızın vahşice canını al, sonra aynı tarihte nişan töreni yap.
utanır lan biraz insan.
ben sizin yerinizde olsam yaşanan vahşetin yıldönümünde utancımdan sokağa çıkamam.
siz unutmuş olabilirsiniz
umursamıyor da olabilirsiniz
ancak cem garipoğlunun yaptıkları sizin umursamazlığınızla birleşince garipoğlu soyadının her bir harfine zift gibi yapışmıştır.
allah bin türlü belanızı versin.
münevverin hayatından çalınan her gün iki cihanda size azap olsun.
gömlek cebini tutarak koşan adam
-
benim bir arkadaşım var, yeminle adam dövdü böyle ya, herifi indirmiş yere, bir de tekmeliyor ama el de gömlek cebinde. soğuk kanlı piç ya.
aşkı anlatan gelmiş geçmiş en iyi replik
-
mathilda: leon, i think i'm kinda falling in love with you.
it's the first time for me, you know?
leon: how do you know it's love if you've never been in love before?
mathilda: 'cause i feel it.
leon: where?
mathilda: in my stomach. it's all warm. i always had a knot there and now... it's gone.
(bkz: leon)
izmirli laik dövmeli kızın oy vereceği kişi
-
bikiniyle sahneye çıkan hande yener'le aynı yere oy vermeyecek kişidir.