hesabın var mı? giriş yap

  • otobüs kalabalıktır ve millet yorgunluktan ebesininkini çay tabağında görmüş durumdadır. ilerde 3-5 kızlı erkekli genç kümesi şakalar, bağrışmalar altında otobüsün huzurunu kaçırmakla meşguller. artık 40-45 yaşlarında bir adam dayanamaz,

    adam : gençler biraz sessiz olun lütfen!
    kız : ya tamam susarız [der ama gürültüye devam ederler]
    adam :millet işten çıktı bir de siz bağırıp çağırmayın lütfen
    kız : okulda hocalar, otobüste bunlar hep dırdır hep vırvır
    adam : terbiyesizlere bak yavv, okulda konuşmazlar burada hâlâ konuşuyorlar,
    kız : ya sanane babam mısın?
    adam : ne bilim kızım annene sor * [ eee siz susmazsanız elbet bir susturan çıkar]

  • yurt dışına taşınmak istemiyorum, türkiye artık güzel ve yaşanılası bi yer olsun yakamızı bıraksınlar istiyorum.

  • ben olacakları şimdiden yazayım.

    - biri gelecek, ben beğenmedim diyecek.

    -sonra başka biri gelecek "sen bu logoyu nasıl beğenmezsin? adamlar şu kadar paraya şu şirkete yaptırdı. cahil, bilmiyorsan sus" diyecek.

    -sonra öteki gelecek "bana ne kardeşim ne kadar para harcadılarsa? ben beğenmedim, benim için bitti" diyecek.

    2. ve 3. adımlar kendilerini tekrar ederek başlıkta, sonsuz bir döngüye girecek.

  • hayatımda ilk defa hissettiğim şeylerden dolayı kendimi şanslı hissetmemi sağlayan adamların grubu an itibariyle...

    yaptıkları müzik ve yazdıkları sözler bir bütün. resmen ayıramıyorum birbirinden. zevkler falan farklı olabilir ama bu adamların anlattıklarında kendine dair şeyler bulamayan bir insan olsam gerçekten çok üzülürdüm. bir the grudge, bir schism, bir lateralus benim için sadece müzikal olarak yaklaşacağım eserlerden olsaydı (ki sırf müzik olarak baksak bile hepsi birer efsane) ciddi ciddi üzüntüden kahrolurdum. öyle tüm insanlığı kapsayan, öyle aşmış şeylerden bahsediyorlar ki gözümde. cidden bir şeyler hissediyor olmama seviniyorum şu an. anlattıkları şeyleri ilk fark eden insanlar değiller muhtemelen, daha evvel milyonlarca insan tarafından düşünülmüş ve dile getirilmiş şeylerden bahsediyorlar. az biraz okuyan, izleyen, dinleyen bir insan olduğumu söyleyebilirim sanırım. aslında bir yerden sonra herkes benzer şeylerden bahsediyor. ama fark yaratan, o şeyden ne şekilde bahsettiğiniz oluyor. birisi derken hiçbir şey ifade etmeyen düşünceyi başka birisi öyle bir şekilde söylüyor ki milyonlarca farklı evrenin kapısı aralanıveriyor ansızın. ben onların bahsetmeye değer buldukları şeylerden bahseden pek çok şeyle karşılaştım ama bunları tool kadar estetik bir şekilde dile getiren hiçbir elçiyle karşılaşmadım henüz. dinlemeye başladığımdan beri bambaşka biri oldum. neyse işte hayat hikayeme girmeyeyim. bu adamlar güzel adamlar...
    güzeller çok...