hesabın var mı? giriş yap

  • ben vatandaşlığı vereyim, 250 bin doları bana versinler. madem türk vatandaşı olmanın bedeli bu, 250 bin'e de satılıyor olabilmeli.

  • çoğu zaman bana nasıl bu kadar sabırlı, sakin, tahammüllü olduğum soruluyor. sanıyorum bunun sebeplerinden biri üniversite okumamış olmam. türkiye'de sarsılmaz ast üst ilişkisiyle, statükocu yapısıyla, kraldan çok kralcılığı ile, kayırmalarıyla, kaydırmalarıyla, entrikalarıyla tam bir ortaçağ derebeyliği zihniyetiyle yönetilen bu kurumlarda örselenmediğimden cebimde bolca tahammül kaldı diye tahmin ediyorum.

    savcılığa verdiğim her 10 ifadeden 7'si öğretim üyelerinin şikayetleri üzerine oluyor. asker değil, adnan hoca değil, milletvekili değil. bu öğretim görevlileri "eleştirel düşünce", "fikir ifade özgürlüğü", "mantıksal çözümleme" öğretecekler.

    siz kimsiniz yahu? kendinizi ne zannediyorsunuz? kim sizi bu kadar havalara çıkardı? paper'larınızı alsam, önce intihalleri ayıklasam, sonra da yerel, ucuz, parayla makale yayınlayan mecralardaki yayınlarınızı elesem, h-index'inizi hesaplasam bir avuç düzgün insan kalırsınız. onlar da zaten öğrenciyi düşmanıymış zannetmeyenler çıkar. geri kalanınız hayata daha iyi bir akademisyen, daha iyi bir eğitim adamı, daha iyi bir insan olarak tutunmak yerine zamanında bedelini biat ederek ödediğinizi düşündüğünüzden aynı bedeli ödetmeyi hak gördüğünüz o çürük sistemin boktan çarklarını yağlamaktan başka bir iş yapmıyorsunuz.

    o çarkın içinde onunla beraber kül olup gideceksiniz. yerinize yepyeni aklı beyni açık bir nesil gelecek. sizi ne kimse hatırlayacak ne de kimse size minnet duyacak. tarih sizi ufak puntoyla ufak utanç dolu bir paragrafa sıkıştırdığıyla kalacak.

    sizin vereceğiniz eğitimin bende eksik olmasından dolayı da son derece memnunum. gelecekteki tercihlerimi de sizin gibilerin olmadığı bir dünyadan yana yapmaya devam edeceğim.

  • bir tarafta kardesine para yedirmedi diye, kardesinin kendisi hakkinda ileri geri konustugu kemal kilicdaroglu,

    diger tarafta ise görev aldigi en ufak güc sahibi mevki de senin benim parami, devletin parasini, halkin parasini babasinin mali gibi kullanan ve sülalesi icin firsat yaratan binali yildirim.

    su farki anlasa türk halki, avrupa birligi seviyesinde bir ülke olacagiz da, nerdeeee...

    ortadogu'ya özenen bir halk icin bir anlam ifade etmeyen.

  • midem bulanıyor bu diziyi izlerken, içim kalkıyor, boğazım düğümleniyor. babam iki adım ötemde. kendisiyle gurur duyuyor, o da sevdi çünkü başka bir kadını, o da ikilemde kaldı. ama bırakmadı bizi, annemi ve senelerce yüzümüze vurdu bunu. gurur duyuyor babam, aşkını bizim için hiçe saymış. gurur duyuyor babam, 7 kızının evlilğe olan, erkeklere olan inancını güvenini sarstığı ve 30 yıllık karısının gururunu hiçe sayıp bunları söylediği için...

  • yakın tarihin en yoğun şehir savaşının yaşandığı ülke. bu savaşta, çoğunluğunu eski sovyet ordusu mensuplarının oluşturduğu çeçen milisler, rus birliklerine karşı önemli başarılar kazanmışlardır. aralık 1994'te başlayan i. çeçenistan savaşı'nın ilk ayında rus kuvvetleri 225 tank ve zırhlı araç kaybetmişlerdir. bu kayıp, rusya'nın harekatta kullandığı zırhlı araç sayısının %10'una tekabül etmektedir.

    bu savaşta ruslara karşı savaşan çeçenlerin hemen hemen tamamı eski sscb ordusunda görevli personelden oluşmaktaydı ve kullandıkları silah ve teçhizat rus yapımı idi. genel olarak çeçenler 15-20 kişilik savaş gruplarından oluşmuş bir askeri yapıda mücadele ettiler. bu savaş grupları, rpg-7 veya rpg-18 kullanan bir anti-tankçı, bir makineli tüfekçi ve bir keskin nişancı* içeren, 3-4 kişilik hücrelere bölünmüştü. ayrıca ek olarak cephane taşıyan personel de bu hücrelere eklenmekteydi. bu hücrelerin öncelikli görevi tank ve zırhlı araçların imhası idi. keskin nişancı ve makineli tüfekçinin görevi zırhlı araçlara eşlik eden askerlerin etkisizleştirilmesiyken, eşgüdümlü hareket eden roketçiler araçlara saldırıyordu. genelde 5-6 hücre (ya da anti-tank timi) eşgüdümlü olarak hareket ediyordu. saldırılar yer seviyesi, apartmanların zemin, birinci ve ikinci katlarından gerçekleştirilmekteydi. roketle yapılan saldırılarda araçların üst ve arka kısımları özellikle hedef alındı ayrıca bol miktarda molotof kokteyli de kullanıldı. saldırıların ilk aşamasında öncelikle konvoyların ilk ve son sıralarındaki araçlar hedef alındı (arada kalan araçları hareketsiz kılmak için).

    çeçenlerin bu savaşta uyguladıkları anti-tank taktikleri şu şekilde sınıflandırılabilir:

    1) anti-tank personelini koruyacak makineli tüfekçi ve keskin nişancıdan oluşan anti-tank timleri oluşturulması.

    2) binaların zırhlı araç manevrasını kısıtladığı bölgelerde pusu noktaları belirlenmesi.

    3) belirlenen bölgelerde, zırhlı araçları tuzağa sürecek şekilde pusu tertiplenmesi.

    4) eşgüdümlü çalışacak timlerin zeminde ve bina katlarında mevzilenmesi.

    5) tank ve zırhlı araçların özellikle arka ve üst bölgelerinin hedeflenmesi. ön taraftan yapılacak saldırılar, sadece saldıranın yerinin açığa çıkması sonucu doğurmuştur.

    6) konvoya eşlik eden uçaksavar topçusunun ilk başta safdışı bırakılması.

    rusların ilk etapta verdiği kayıpların hemen hemen tamamı ilave zırh koruması taşımayan, uygun taktiklerle hareket etmeyen ve savaşa hazırlık seviyesi düşük araçlardan oluşmaktadır. buna ilaveten rus askeri personelinin düşmanı küçümsemesi de kayıpların yüksek olmasında etkili olmuştur. savaşın ilk ayından sonra ruslar zırhlı konvoylara kundağı motorlu uçaksavar topçu sistemlerini de kattılar (zsu-23-4* ve 2s6*). bundaki etken, tank toplarının çeçen anti-tank timlerine karşı tamamen etkisiz olması ve yüksek atış süratine sahip uçaksavar toplarının düşman personeline karşı daha etkili olmasıydı. rusların geliştirdiği bir başka yöntem ise konvoyların güzergahlarındaki muhtemel noktalara pusu kurulmasıydı. yem olarak gelen zırhlı konvoya saldırmak üzere harekete geçen çeçen timleri, böylelikle tespit ve imha ediliyordu.

    savaşın ilk ayında çeçenler 62 rus tankını imha ettiler. ölümcül isabetlerin hemen hemen tamamı reaktif zırhla korunmayan bölgelere kaydedildi. çeçenistan'da kullanılan t-72 ve t-80 tankları, ağır zırhla kaplı ön bölgelerinden etkili isabet almadılar, buna karşın sürücü mahali, arka-üst ve arka-yan taraflar ile taretin üst kısmı en savunmasız bölgeler idi.

    şehir savaşında ve kapalı alanda roket kullanımında karşılaşılan sorunlar roketin yerinin kolaylıkla tespit edilebilmesi ve zehirli roket egsoz gazıdır. ayrıca fırlatmadan sonra yeni roketin doldurulması arasında geçen süre de önemli bir sorundur. çeçenler bu sorunu birden fazla roketçinin birbiri ardına atış yapması ile çözmüştür. gelecekte şehir savaşlarında ihtiyaç duyulacak anti-tank roketlerinin, düşük tespit edilebilirliğe sahip, birden fazla kullanılabilen ve çabuk doldurulabilen hafif ve kapalı alanlardan ateşlenebilen sistemler olması gerekmektedir.

  • hayatında hiç seyyar satıcıdan poğaça almamış küçük burjuva, beyaz türkün yurtdışından gelen belgesel ekibine otantik mizansen oluşturma çabasının yabancılarca hiçbir zaman anlaşılamayacak yavanlığını biz anadolu insanının gözleri önüne seren dialog.