ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
saniyelik salaklıklar
-
bir yanda 17 aylık kızım bacağımı çekiştirip kucak istiyor, diğer yanda kedim mama için miyavlayarak bacağıma tırmanıyor.
kaba mama koyup, kızımın önüne koydum, kediyi kucağıma aldım dalgınlıkla.
işin kötüsü, kedimi yere koyup, kızımı kucağıma alana kadar geçen o bir saniyede kızım mamadan yiyiverdi.
neyse, ikisi de sustu en nihayetinde.
delirmemek için edinilen basit alışkanlıklar
-
"akşam haberlerini" izlememek.
ssg.jpg
-
(bkz: aa bu benim lan)
uzun süre doğruluğuna inanılan ebeveyn yalanları
-
eylül-ekim gibi televizyonun bozulması. meğer okul açılınca çaktırmadan anten kablosunu çekermiş babam. biz izlersek ders çalışmayız diye. saf gibi inanırdık. biz yokken takıp izlermiş kafasına göre. yıllar sonra itiraf etti. ilk başta kızmıştım ama düşündüm de aslında büyük fedakarlıkmış. işçi adamın eve gelince tek lüksü televizyon izlemek o vakitler, bundan fedakarlık etmiş. alkışlar babam gelsin o vakit..
korku filmlerinde sağ kalma rehberi
-
korku filmlerinde monolog öldürür. kendi kendinize konuşmaya başladınız mı öldünüz demektir. "hadi çocuklar şakanın tadı kaçtı artık çıkın ortaya" diyip sağ kalabilen olmamıştır, tıpkı kazık kadar adam olup "dur şuraya saklanayım da şunların aklını başlarından alayım" diyenlere rastlanamadığı gibi. öyle şaka mı olur lan ilkokul mu burası?
karanlık bir ormanda yürüyorsanız "kim var orada" sorusunu sormanız da salak bi monolog örneğidir. gecenin köründe sinsice ortalıkta dolaşan adamdan ne hayır gelir? kimse kim lan sana ne dümbük. kaç git işte. karanlıktan bi sesin "benim ben, maria sharapova, tenis topum ormana kaçtı da onu arıyodum" demesini mi bekliyorsun?
bi de ismiyle arkadaşı aramak vardır, o da ayrı bi dallamalık örneğidir. gece vakti çıkın evden dışarı, sevgilinizin adını söyleyip durun. ulan o sevgili azıcık adam olsa zaten gelir bulur seni. "bill? sen misin? bill, orada mısın?" haa evet bill orada, afedersin deli sikmiş bill'i, çıkmış gecenin köründe çalı çırpının arkasına saklanmış sana bakıyo. ulan bunu görünce benim bile öldüresim geliyo seni, katil naapsın?
25 temmuz 2021 çin türkiye voleybol maçı
-
bizim eşşşekleri gündem yapacağınıza sıfır primle yüzde yüzünü oynayan cumhuriyet kadınlarımıza destek olun!
evlilik teklifi için e-5'i kapatan öküz
-
ölseler yemin ederim üzülmem. bu ne hayvanlıktır yahu.
bir de evlendikten sonra doğacak çocukları var bu çiftin. büyük kabus.
yaran diyaloglar
-
based on a true story..
gencimiz birleşik devletlere henüz gelmiştir. hava değişimi bir yandan, jetlag bir yandan, bünye mavi ekran vermeye başlar. büfenin birine yanaşır:
- can i have a selpak please?
ulan bi dakka, ne dedim ben, diye düşünmesine fırsat kalmadan büfeci bir adet kleenex uzatır:
- burda ona öyle demezler yeğenim..
(bkz: markanın malzeme adı gibi benimsenmesi)
(bkz: yurt dışında türk ile karşılaşmak)
dragonlance
-
https://www.youtube.com/watch?v=d0pjhabcb3o
orijinal saganin yaraticilari margaret weiss ve tracy hickman 'in yazdigi yeni dragonlance uclemesinin ilk kitabi dragons of deceit cikti. gerci dragonlance adiyla yuzlerce kitap ciktigi icin (ben 200'den sonra saymayi biraktim) artik pek kimse umursamiyor ama bu yeni seri orijinal yazarlar tarafindan yazildigi icin ayri tutulmali.
ayrica gectigimiz senelerde weiss ve hickman wizards'i mahkemeye vermisti ve milyon dolarlar talep etmisti. iste bu seri ile ikilinin dragonlance uzerindeki etkisi tekrar artmis oldu.
kitap fena degil ama beklentinizi pek yuksek tutmayin. ikinci kusak muhabbeti bana pek tat vermemisti zaten summer flame'de falan da. bir de buna kitabin destina diye bir karakterin etrafinda donmesi bana surekli yeni turku'yu hatirlattigi icin dikkatim iyice dagildi. surekli "sen oyle umarsiz uyusan da bir kosede" diye mirildandim durdum okurken.
film haklari hala davalik oldugu icin ufukta bir film gozukmuyor, ki gunumuzde cekilirse kesinc tiksinc otesi bir sey olur o yuzden yapilmasin daha iyi. ben de bu vesileyle bizim turk genclerinin 20 kusur sene once yaptigi trailer'larin linkini vereyim;
https://www.youtube.com/watch?v=yxztqevahvc
https://www.youtube.com/watch?v=knsotsic4_4
https://www.youtube.com/watch?v=pryz1b_f9s8
zamaninda cok dalga gecilse de adamlar dragonlance'in ilk ve tek live action versiyonu yapmis olma gururunu hala tasiyorlar helal olsun. ki kitabin yazarlari da defalarca takdir ettiler bu gencleri.
kendileriyle yillar sonra yapilmis roportaj da burada;
https://www.youtube.com/watch?v=u9zqcka6mqa
o degil de bir zamanlar iyi kotu uygar dunyaya adapte olmaya baslamis bir toplumun gunumuzdeki icler acisi hali gercekten ibretlik. yazik, cok yazik.
not: tiksinc otesi animasyonu izlemek isteyecek kadar suurunu kaybetmis olan varsa buyurun onun da linki;
https://www.youtube.com/watch?v=h99j-xbkv2e
46 bin yıllık kadim yaratığın yeniden canlanması
-
yavşaklar buzulların altındaki biyolojik oluşumları deşiyorlar, aslında çok tehlikeli.
o solucanın üzerindeki bir bakteri veya virüs insanlığın binlerce yılda geliştirdiği bağışıklığa uymadığında ne olacak ? beraber yaşadığımız hayvandan geçen visrüste şaftımız kaydı. adam başka zaman diliminden canlı getiriyor.
entrydeki üslup sorununa takılmazsanız ki takılmayın, buzul kazmak çok ciddi ve sıkıntılı iştir.