hesabın var mı? giriş yap

  • kendisi "kıyıya vurmadıkları sürece balıklar suyun farkında değildirler" diyerek insan ve teknoloji ilişkisini metaforik biçimde tanımlamıştır. teknolojik determinist olmakla suçlanan mcluhan bu sözüyle önemli mesajlar vermiştir aslında. insanlar teknolojiyi ancak sonuçlarını gördükten sonra anlayabilirler. ancak teknolojiyi anlamak için acele etmekte fayda vardır...demek istemektedir ki mcluhan; teknolojinin esiri olmamak için onu zaptetmeli ve önce onu keşfetmeli, nimetlerinden yararlanmalıyız. mcluhan aynı zamanda postmodern kurama esin kaynağı olmuş, baudrillard'ı etkilemiştir. ayrıca woody allenın annie hall filminin bir sahnesinde yer almış popüler bir medya kuramcısıdır.

  • bu cümleyi ancak, emekçi gariban bir amcaya kurabilirsiniz. akp'li tayfadan birini görünce, cübbenizde ilikleyecek düğme ararsınız.

  • bilhassa bazı bilgisayar ve konsol oyunları ile gerilim filmlerinin vazgeçilmez unsurlarından biridir bu. filmin ya da oyunun bir anında mutlaka kahramanlar bilim adamının kaydettiği günlüğe ulaşırlar. kaydettiği diyorum, çünkü bu üzeri tozlanmış ciltli bir defter de olabilir, bir dizi ses bandı ya da video kaydı da... yani sonuçta kimsenin kalbini kırmak istemiyorum. kültürün sanatın klişesi olacak tabii. hayat da zaten bir klişe yumağı değil mi kedi gibi oynadığımız ama hala içimizdeki boşluğa dokunan ve bizi alev alev üşüten? (la yörü git!)

    burada beni rahatsız eden 2 şey var dostlarım:

    1. ısrarla bu günlüğü okuyan insanların deneyin sonucuyla ilgili olarak şaşırmaları.

    2. bilim adamının kaydın bir yerinde "hiç böyle yapmazlardı", "bugün tuhaf bir şey oldu" vs vs... deyip "kaçın lan kaçın arrrrrooooovvvv geliyle" diye bir dehşet mesajıyla olayı bitirmesi.

    bakın bir örnek verelim:

    3 aralık

    bugün yıllardır süren araştırmalarımın ilk sonuçlarını almaya başlıyorum. koyun-tavuk-insan ve gergedan dna'larını karıştırıp arsenikte beklettim. üç ay boyunca düzenli olarak plütonyum ve uranyum zerkedip, radyoaktif ışınlara maruz bıraktım. sonuç şaşırtıcı... kuluçka evresi başladı.

    19 ocak

    aman yarabbi... bugün çok tuhaf bir şey oldu. bu "şey"... bu "şey"... ama hayır, artık onun bir ismi var. ona at serumu deneyinde kaybettiğim bacanağımın adını verdim... onun adı artık cengiz.

    27 ocak

    doğalı bir hafta oldu ama şu an cengiz'in vücut fonksiyonları 38 yaşındaki bir adam, 4 yaşındaki bir gergedan, 14 aylık bir tavuğunkine eş değer. koyun kısmıyla ilgili yaş tahmini yapmak istedik ama sonuç olumsuz. en sonunda cengiz'in döş kısmından bir numuneyi vedat milor'e gönderdik. "erzurum civarında otlamış 6 aylık yağlı kuzu bu... kekremsi, güzel..." diye mail attı. o kısımları komple kesip kavurma yaptık. şu an cengiz'in döş kısmı yok.

    4 şubat

    hiç böyle yapmazdı... koyun kısmını yediğimiz için artık otla besleyemiyoruz. sanırım bir canavar yarattım, bugün asistanım erkan'a kendi yumurtalarını atmış. sanırım artık aman allam yo yo yooooodoooooooo....

    *

    yooooooo tabii... ne bekliyordun, ne olacaktı? bayrama el öpmeye mi gidecektin cengiz'le, düğünde halay mı cekecektin? yoooooo tabii.

    işte bu noktada video görüntüsünün aniden bulanıklaşması, ses kaydının bozulması ya da günlüğün ilgili kısmının cardattanak yırtılmak (kan iziyle birlikte) suretiyle "kayıp" olması çok olağandır. ama dediğim gibi beni asıl sinirlendiren bu günlükler ulaşan insanların tepkileri: "burda ne olmuş böyle tanrım..." lan ne olmuşu var mı, deney adı altında binbir mahluku karıştırıp aşılaya aşılaya hayvan etmişler, canavar etmişler hepsini. ne bekliyordun ki? deneyse en güzel deney gregor mendel'in bezelye deneyidir kardeşim. biliyorsunuz deney sonunda mendel, bezelye'nin yanında giden en güzel şeyin pirinç pilavı ve ayran olduğu sonucuna vardı. bakın üç yüz yıldır yiyoruz, bakliyatçı çiftçinin de yüzü gülüyor. allah razı olsun. geçenlerde mendel'in günlükleri çıktı yky'den. okudum. ziraat bankası tarım kredisine başvuran çiftçi günlüğü gibi günlüğü. ne bir fevrilik var, ne bir aşırılık. bezelyeler kıvama geldi diyor, mavi gözlü sedat yanımdaydı diyor bilme ne. bilimse bu da bilim, günlükse bu da günlük işte.

  • gerçekten anlamıyorum. coğrafi olarak mükemmel seviyede turistik ve bereketli toprakları olmasına rağmen ;
    - ekonomide başarısızız.
    - turizmde başarısızız.
    - futbolda başarısızız.
    - eğitimde başarısızız.
    - sanatta başarısızız.

    söyleyeceklerim bu kadar.

  • star wars filmlerine, ve bilinen hikayeye cok guzel gondermelerle bezenmis animasyon serisi. araya klasik star wars repliklerini sikistirmalarindan ote, minik detaylara olan dikkatleri hayranlik vericidir.

    --- spoiler ---
    13. bolumunde ciddi sekilde yaralanan `anakin skywalker' solunum cihazina baglanir. ve cok net bir sekilde darth vaderin o unlu soluk alma sesini duyariz gene...
    --- spoiler ---

    ayrica star wars evrenini daha da acar bize. sadece jedilerin ve sithlerin ve bunlarin yandaslarinin evreni olmaktan cikar, daha bir renklenir, daha bir hoslasir.

    --- spoiler ---
    13. bolumde jedi'lara haddini bildiren, sithlerden pek de farklari olmadigini, tek bir tarafin savasin suclusu filan olmadigini, savasin 2 tarafin isi oldugunu, tum baris su bu sozlerine ragmen onlarin da sonucta olum ve yikim getirdiklerini soyleyen ve jedilari pek de guvenilir bulmayan utopik, tamamen bariscil bir koye rastlamak harikaydi.

    gerci sanirim bir sonraki bolume o zavallilar da "dogru yolu" bulup, jedici olacak hatta jedilar onderliginde kendilerini korumaya girisecek ama iste bir umut. oyle olmalarina gerek kalmadan anakin'cigim droidlerin hepsini temizleyip bunlari kurtaracak ve sonra da, bunlar tarafindan "gidin koyumuzden, mahvettiniz hayatimizi, demistik biz her yere bela getiriyorsunuz siz de" nidalari ile kovulacaklar...
    --- spoiler ---

  • farklı dönemlerden olan iki genç ortak bi arkadaş grubu vesilesiyle tanışır. olay aslında basit bi tanışma olayıdır ancak;

    a: merhaba veyis.
    b: veysi.
    a: veyis...
    b: veysi...
    a: veyisss!
    b: veysiii!
    a: tamam aq veysi olsun ya!*
    ...

    daha sonra araya giren arkadaşlar ikisine de isimlerini ayrı ayrı söyleyip olayı bağlarlar. gençlerden birinin adı veyis diğerinin ise veysi'dir.

  • yarın videodaki elemanların gözaltına alınması ile sonuçlanması muhtemel videolardır.

    berkcan güven hangisi bilmiyorum çok da ilgilenmiyorum ancak o bonus elemanın başlığında geçen gün öv öv bitiremeyenleri görünce youtube'da bir videosunu açmıştım (kadro aynı sanıyorum) 3 dakika dayanabildim ve kapattım.

    yeni neslin zeka seviyesi oldukça düşük olsa gerek ki bu tip zırtapozları meşhur edip para sahibi yapıyorlar.

    büdüt: silinen video'nun tamamı burada. şuna sonuna kadar dayanabilecek kimse yoktur sanıyorum.

  • türkiye’nin nasıl yönetildiğini gösteren basit örneklerden sadece bir tanesi.

    bir tarafta insanlar sadece para harcasın diye havalandırmanın sürekli içerdeki havayı çevirip çevirip verdiği avm’lere gitmek serbest iken;

    bu sıcaklarda püfür püfür deniz havasını alabileceğin sahiller yasaktır.
    pikniği yasakla , mangalı yasakla ama avm’ler açıkken sahilde yürümeyi neden yasaklıyorsun?

    işin en traji komik tarafı ise tuzla marina , pendik marina gibi sahil kenarına kurulan avm’lere gitmek serbest

    neyse ben daha bir şey demiyorum