hesabın var mı? giriş yap

  • henüz yurt dışında kahvaltı yapmak zorunda kalmamış veya yurt dışından gelen arkadaşlarına türkiye'de kahvaltı yaptırmamış insanın içi boş düşüncesidir. reçelinden peynirine, sucuğundan kaşarına, yumurta çeşitlerinden zeytin türevlerine kadar uçsuz bucaksız bir mutfağa sahiptir türk kahvaltısı.

    biz almanlar gibi bir dilim ekmeğin üstüne her şeyi boca etmeyiz. ingilizler gibi sabah sabah kuru fasülye yemeyiz. fransızlar gibi günün en güzel öğününü bir kahve bir kruvasanla geçiştirmeyiz. şişko amerikalılar gibi corn flakes'e abanmayız. afrikadan meksikadan bahsetmiyorum bile. dünya üzerinde türkler kadar kaliteli kahvaltı yapan & hazırlayan başka bir millet ben henüz görmedim, duymadım.

    son olarak... van kahvaltısı ulan!

    edit: imla

  • açılın, adana'dan gelen iltifat.

    dolmuş bir kızcağızı ezmek üzereyken son anda durur, şoför camdan kafayı çıkarıp bağırır:

    "fıstık ezmesi olacaktın yavrum"

  • kitaplarını düşünüyorum. bir kez gittiğim konferansını, ve o konferansta "bu adamın öğrencisi olmak ne büyük şanstır" diye iç geçirdiğimi düşünüyorum. çıktığı televizyon programlarını düşünüyorum.

    bu adam şu an hapiste. melih gökçek başkentin belediye başkanı. şaban dişli, zahid akman dışarıda. kemal unakıtan muhtemelen yatakta. cleveland'dan, rabbinin gösterdiği hastaneden döndü. oğlu yumurta işlerinde ne durumda bilmiyorum. necmettin erbakan da hapiste değil. kadir topbaş istanbul büyükşehir belediye başkanı. recep tayyip edoğan türkiye'nin başbakanı. abdullah gül cumhurbaşkanı. haşim kılıç anayasa mahkemesi başkanı. hüseyin çelik milli eğitim bakanı.

    erol manisalı hapiste.

    hüseyin üzmez dışarıda, erol manisalı hapiste.

  • cahillik bile değil. net bir mental yoksunluk.
    hadi söktün bataryayı hangi akla hizmetse, daha önce dinleme cihazı mı gördün, tanıdın da hemen ne olduğunu tanımladın o devrenin?
    gördün o devreyi, bari araştır neymiş? hangi akılla, hangi bilgiyle, hangi deneyimle böyle bir bilgi uyduruyorsun? amacın ne?

    diyelim sahiden dinleniyoruz; ulan zaten telefon dediğin şey ses alışverişi için var. içinde en az bir mikrofon var. yeni ve gelişmiş cihazlarda birden çok mikrofon var. bir işletim sistemi var, yazılımlar var. kasanın içinde bir ton komponent var. neden pile gizlesinler? bunu bile düşünmekten yoksun olunmaz. telefon lan o. olası bir dinleme için kendi varlığı yeterli zaten.

  • rasim: bugün lukac'ın yediği gollerden son derece rahatsızım. ayrıca dikkat ettiyseniz fenerbahçe'de golleri kimler attı ? şener, volkan ve fernandao.
    ertem: ee ne var bunda ?
    rasim: bilmiyorum

    ahahah lan adam yaygara yapacaktı neye yaygara yapacağını bulamadı

  • ilk 10 dakika: 10 çay kaşığı şeker almış vücudunuza girer (günlük alınması gereken şeker miktarının tamamı). fosforik asit tat alma duyunuzu keser ve aşırı şeker yüklemesinden dolayı kusmanızı engeller.

    20 dakika: kan şekerinizde ani bir yükselme olur, yüksek miktarda insülin patlamasına neden olur. karaciğeriniz vucudunuzdaki şekeri yağa çevirerek buna bir yanıt verir. bu sadece bir kaç dakika içinde olur

    40 dakika: kafein absorbsiyonu tamamlanır. göz bebeklerniz büyür. kan basıncınız yükselir, karaciğeriniz kana daha fazla şeker pompalamaya başlar. beyninizdeki adenozin reseptörleri rehaveti önlemek için bloke olur.

    45 dakika: beyninizde dopamin salgısı artar. bu tıpkı eroinin vücutta yaptığı tepkimelere benzer.

    60 dakika: kafeinin diüretik özellikleri baş gösterir (tuvalet ihtiyacı). bu da vücutta depolanmış kalsiyum, magnezyum ve çinkonun da suyla beraber dışarı atılması demek.

    bir süre sonra şeker ihtiyacını tekrar duymaya başlayacaksınız, kendinizi halsiz ve bitkin hissedeceksiniz. vucüdunuzda kola ile alığınız bütün su tekrar dışarı atıldığı için sussuzluğunuz tekrar hissedeceksiniz. şeker ihtiyacını takiben, kafein isteği de başlayacak... (bkz: kısır döngü)

    yazının orijinali için: http://www.healthbolt.net/…-drink-a-coke-right-now/

  • insanı şaşırtan durumdur. evet, güneş de bizimle birlikte hareket ediyor.

    eskilerden beri ders kitaplarında sabit olarak gördüğümüz güneş hatta tüm güneş sistemi belli bir yörüngede hareket ediyor galaksi boyunca. sistemin bunu yaparkenki hızı saatte tam 720.000 km. ve bu yüksek hıza rağmen tüm galaksi içinde bir yörüngeyi tamamlamamız tam 226 milyon yıl sürüyor. akıl alır gibi değil, değil mi?

    durumu biraz daha açalım. samayolu spiral bi galaksi. merkezi haricinde dört ana kol ve daha kısa olan başka kollardan meydana geliyor. bizim güneş sistemimiz ise bu kısa kollardan olan orion kolunda yer alıyor.

    konumuza dönelim, orion kolu galaksinin ana kollarından olan perseus ve sagittarius arasında yer alıyor. samanyolu'nun çapı yaklaşık 100.000 ışık yılı, güneş'in galaksi merkezine olan uzaklığı ise yaklaşık 28.000 ışık yılı. resimde galaksinin (ve doğal olarak güneş sistemimizin) hareket yönünü görebilirsiniz.

    olay anlaşılmıştır sanıyorum. lafı daha fazla uzatmadan sizleri bu muhteşem video ile başbaşa bırakıyorum. aklınızda şu ana kadar oluşan fikri muhteşem bir şekilde görselleştiriyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=0jhsq36_ntu

    kaynak: https://starchild.gsfc.nasa.gov/…ns/question18.html

    edit: kaynak düzeltildi.
    edit 2: video linki düzeltildi.

  • yıl olmuş 2016 hâlâ sosyal medya eleştiriliyor. şurada sitede twitter başlığına girin ve ilk sayfaları okuyun. ne kadar izan yoksunu eleştiriler yapılmış. "sıçmaya gittiklerini yazıyorlar", "banane milletin her saat başı ne yaptığından?"... sonra ne oldu? twitter toplumsal ayaklanmaların kıvılcımı oldu. twitter anlık bir haber sitesi oldu. tamamen kimi takip ettiğiniz ve nasıl kullandığınıza göre muhteşem bir kaynak oldu.

    "sevin beni. ne olur bak çokgozel çıkıyom resimlerde. arkadaşlarım da var. yalnız değilim. hobilerim var. yalvarırım sevin beni. yeni makina aldım süper fotolar çekiyorum. merhametliyim, yaşamaktan çok iyi anlıyorum. sabah kahvaltısı, akşam yemeği nerede yenir nasıl yenmesi gerekir en iyi ben biliyorum. güneş batıyor oradayım, doğuyor selfiyle ispatlıyorum. yaşıyorum olm ben. hayattan zevk alıyorum valla bak. kitap okuyorum kahvem var görmedin mi geçen paylaştım. konserlere gidiyorum bisiklet biniyorum, kayak yapıyorum kumsalda bacak fotom bile var. sevin beni ne olur psikolojisinde bir paylaşım platformu."

    denilmiş. bu entry en beğenilenlere girmiş.

    arkadaşım bu kadar mı aşağılık görüyorsunuz kendinizi. insanların günbatımının fotoğrafını çekip koyması sizi neden rahatsız ediyor? "şu kitabı okudum çok güzel" demekle okuduğun kitabın fotoğrafını paylaşmak arasında ne fark var.

    bütün insanlar sizin düşündüğünüz gibi düşünmek mi zorunda? sen demek ki güzel bir doğa fotoğrafını yalnızca hava atmak için paylaşırsın, eleştirin bu yönde. senin kafan bundan başkasını düşünemiyor demek ki. yazık.

    her ortamda olduğu gibi sosyal medyayı da istismar eden insanlar var, evet. e böyle insanlar var diye, kendi halindeki kullanıcıyı niye aşağılıyorsun?

    2016 olmuş bak, bırakın artık popüler olanı aşağılayıp kendinizi daha üst bir konuma koymayı, insanlara tepeden bakmayı. twitter'ın size ağzınızın payını vermiş olması lazım.