ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zarrab konusu bizi ilgilendirmiyor
-
evet, uganda'yı ilgilendiriyor.
kktc'li milletvekilinin türkiye'ye nefret kusması
-
bizdekilerin ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusuna duyduğu nefretin yanında esamesi okunmaz.
sayın milletvekilinin konuşmasında bir nefret göremedim ayrıca. eleştiri ne zaman nefret oldu? ha doğru siz eleştirilemezdiniz.
türkiye cumhuriyeti kıbrıs türklerini kurtardı diye kıbrıs'a kendi oyuncağı muamelesi çekemez. demokrasi demokrasi diye yırtınırken iyi, kıbrıs türk halkı ne istiyor diye kulak vermeye gelince kötü. bu arada türkiye olmazsa kktc'yi ham yaparlar, onlar da bunu akıllarından çıkarmamalı.
arda turan
-
brüt değeri 30 milyon euro, net değeri 5 kuruş olan futbolcu.
asgari ücretin 100 dolar altı olduğu dönem
-
aynı zamanda pek kimsenin asgari ücret almadığı,
örneğin bir işçiye asgari ücret veririm dediğiniz zaman gülerek uzaklaştığı,
insanların gerçekten 'maaş' aldığı,
inanmazsınız belki ama maaşla kahvaltılık bile alınabildiği,
ve şaka değil bak gerçekten emekli ikramiyesiyle ev alınabildiği dönemdir.
emekli ikramiyesi ve ev.
@malibudur ve @kasmayagerekyok nickli arkadaşların hatırlatması üzerine;
dolarda da bir enflasyon olduğunun ve doların alım gücünün de seneler içinde azaldığının, o günün 100 doları ile bugünün 100 dolarının da aynı şeyi ifade etmediğinin altını çizmek gerekir.
buradan
artan dolar miktarını ve haliyle doların değerinin düşüşünü görebilir,
buradan da
yıllara göre aşağı yukarı bir hesaplama yapabilirsiniz ki asgari ücretin dolar bazında da değer kaybettiği çok net görünüyor.
edit: ekleme
selçuk şahin
kişiye 17 yaşındaki halinin vereceği tepki
-
"nasıl ya? oruç da mı tutmuyorsun!"
vedat milor'un denize düşen cep telefonu
-
vedat milor için yemeğin vazgeçilmez, telefonun ise önemsiz bir materyal olduğunu gösteren hadise. hastayım bu adama cep telefonu denize düşüyor bütün ekip panik vedat abinin tepki ;
- telefonunuz düştüüü!
- benim telefon mu düştü?
- evet!
- o zaman çok kötü. kaybettim herhalde telefonu, artık hayır gelmez ondan. ve yemeğe devam.. :
o an
facebook'ta tanışmak için atılan ilk mesaj
-
biricik, tatlıcık fulya,
sana istanbul'dan sımmmsıcak selamlar yolluyorum:)))
bir simitin paylaşıldığı, herkesin herkesle dertleştiği, 40 yıllık dostlukların kurulduğu o eski nostaljik günlerin peşindeysen...
bir annenin oğluna babanın kızına gösterdiği şefkati, sevgilinin sımsıcak nefesinde hissetmeyi merak ediyorsan...
siyam ikizlerinin ameliyatla ayrıldıktan sonra "acaba telepati yoluyla anlaşıyorlar mıdır?" diye merak eden tatlı mı tatlı bir jeoloji mühensidiyle münasebetim olur mu acaba diye heyecan duyuyorsan...
dev ekranda maç keyfini kaçırmak istemiyorsan (samsung marka, media markt'tan 1,999 tl'ye aldım)...
sana bir mesaj kadar yakınım fulya.
inan, facebooktan tanışma, yazışma gibi aktiviteler, huyum değildir, ama o güzellğe vuruldum fulya...
benzin al diyorsun, ama benim depom fullya :)))))))
(espriler havada uçuşacak, alışacaksın buna fulya:)))
haberini beklerim...
mustafa...
insana mutluluk veren kokular
-
huzurlu, sessiz bir sokakta yururken aldiginiz hanimeli kokusudur kesinlikle.
ilker gümüşoluk
-
11 yaşındaki oğlum çok büyük hayranı, ''anne, ilker'i aç, izleyelim'' der, videolarını izleriz beraber.
gösterisi olduğunu duyar duymaz bilet aldım, gel gör ki, şöyle bir sorun gelişti. oğlum gitmem de gitmem diye tutturdu, niye? ilker de onu görecekmiş, niye 2. sıradan bilet almışım. onunla alay edermiş, rezil olurmuş. (seyrettiği amerikalı stand-up komedyenleri öyle yapıyormuş) 11 yaşında çocuk aklı işte!
oyun günü geldi çattı kara kara ne yapsam diye düşünürken, aklıma birden ilker gümüşoluk'a instagram'dan mesaj yazmak geldi, olur da okurdu belki. çok kısa bir zamanda gördü ve hemen cevap yazdı sağolsun. ''hay allah, ne yapalım'' dedi. dedim bir ses kaydı gönderebilirsiniz. ''kuzey, oyuna gel, bekliyorum seni'' diye ses kaydı gönderdi sağolsun. bizimkinin heyecanını, korkusunu daha da arttırdı gerçi ama çok güzel jestti.
neyse, gittik ve oğlum da ben de çok eğlendik. çıkışta da tam arabaya binmiş dönecekken, instagram'dan gelen mesajını gördüm. ''kuzey isterse fotoğraf çekilebiliriz, kulise gelebilirsiniz'' yazmış. koşa koşa salona döndük tabi. orada da çok kibardı, sağolsun.
o günden beridir, sosyal fobisi ile ilgili sorunlar yaşadığımız oğlum kendi isteğiyle dışarı çıkmaya başladı, kendine güveni arttı. kendisine teşekkürü buradan etmek istedim.
çok teşekkürler.
migros'un alkol yasağına uymaması
-
migros'un çarıklı şımarıklığına göre davranmaması olarak değiştirelim onu. hiç stok yapmadım, canım içmek isterse gidip en yakındaki yerden alacağım ve o da paşa paşa satacak. tek hayatımızı 1 saat bile bu nevşehir çöreklerinin hassasiyeti ve kutsallarına göre şekillendirecek değiliz.
ekrem imamoğlu'ndan beklenen ilk icraat
-
gece ulaşımı 12'de sonlandırmaması.
lozan'ı zafer diye yutturmaya çalışıyorlar
-
lozan'ı kimse zafer olarak görmüyor zaten. mevcut şartlarda yapılabilecek en iyi antlaşma olarak görüyor. ama bazıları başarısız bir darbe girişimini, ülkenin kurtuluş savaşı gibi göstermeye çalışıyor o ayrı.