hesabın var mı? giriş yap

  • gdo'lu ürünler bir çok gelişmiş ülkede yasak, ülkemizde bu oluşum bu yüzden izin alamadıysa valla ilk defa ülkemizde güzel işlerinde yapıldığını gördüm.

  • bankta tek başıma maskesiz otursam polis gelir ceza yazar. ama uludağ'da parti yapsam bir şey olmaz.

    hafta sonu gidip iki bira alamıyorum marketten. ama uludağ'da sıcak şarap içebilirim.

    ama aynen bakanım koronaya karşı savaşımız tam gaz devam ediyor. biz kazanacağız:d

  • türkiye tarihinde bir takım ilk kez final four'a çıkarken o takımın en kilit isimlerindendi genç hidayet. nba'de ilk yıllarında dip köşede bekleyp önüne top düşerse alıp atan bir oyuncudan 1-2 senede çok önemli bir rol adamına dönüştü. o efsanevi sacramento kadrosunun en kilit yedek oyuncusuydu. sonra gittiği orlando'da ise tam bir yıldıza dönüştü, takım nba finaline çıkarken, takımın howard ile birlikte en büyük taşıyıcısıydı ve oradan toronto'ya bir süper yıldız olarak gitti. ha o kontrattan sonra kariyeri her geçen yıl kötüye gitti, toronto'da isteneni veremedi, takımdan şutlandı, doping olayları falan derken benchten gelen görev adamına dönüştü.

    mehmet okur ise tofaş'ın fırtına gibi estiği yıllarda takımın en büyük ışığıydı, detroit'te önemli işler yaptı ama takım şampiyon olurken mehmet'in rolü çok azdı, takımın 8.-9. adamı konumundaydı. all-star olurken de o sene 5-6 oyuncunun birden sakatlanıp katılamaması, mehmet'in de tam bunlar olurken kariyerinin en olağanüstü maçlarını arka arkaya oynaması all-star seçilmesinde etkendi. utah'ta ise zirve oyununu oynadı, takımın yıldızlarındandı. hidayet'e göre daha kısa ve daha zirve yıllarında oynamış olması istatistiklerinin hidayet'ten daha üstün olmasını sağlıyor ama hidayet çok yönlülük olarak mehmet'den daha tercih edilebilir bir oyuncudur.

    yani kariyer olarak hidayet, mehmet'ten çok daha üst düzey bir oyuncu oldu ve aldığı roller hep daha büyük oldu. buna rağmen abd'de mehmet, her zaman hidayet'ten daha fazla saygı duyulan ve sevilen bir oyuncu oldu. zaten mehmet'in hala nba'de görev alıyor olmasının da sebebi bu.

  • dün 6 yaşındaki oğlumla okulundan bahsediyorduk. bu sene sınıfındaki arkadaşlarından biri okulda her gün ağlıyormuş.
    "neden ağlıyor peki?" diye sorduğumda çok ilginç bir yanıt verdi.

    "anne krizine giriyor"

    çocuk gözüyle ayrılık kaygısını çok iyi şekilde tanımladı. çünkü anneden ayrılamayan çocuk annesiyle ortak yaşamsal alandan çıkmakta zorlanan, ona duygusal olarak bağımlı olan çocuktur. ve tüm bağımlılar gibi, bağımlı olduğu nesneden ayrı kalmak onu krize sokar, yoksunluk krizi.

    insan yavrusu doğduğunda çok ama çok çaresizdir. yenidoğan, bir yere koyduğunuzda dönemez bile, yüzüne örtü gelse eliyle çekip açamaz. insan yavrusunun yürümesi bir yılı bulur, özbakım becerilerini kazanması çok daha uzun sürer. bu nedenle doğumunda gerçekten annesine bağımlıdır. bebek büyüdükçe motor ve mental yetileri artar. bu da anneden ayrılmaya yönelik hamlelere neden olur. parkta siz otururken kaydıraktan kayması gibi. ama gözü sizdedir, uzaklaşsa da tam bağımsız değildir.

    ikinci ayrılma hamlesi ise ergenlikte yaşanır. artık erişkin olmanın sınırında duran çocuk aileden duygusal olarak ayrışmak zorundadır. ebeveynleri o güne kadar temel bakım ve sevgi kaynağı olduğu için bu ayrışma çocuğu çok zorlar. öyle ki sizi şiddetle itmesi gerekir bazen. ergenlik çatışması işte buradan doğar.

    ideal süreç böyle olsa da bazen ebeveynler, kendi içsel süreçleri nedeniyle çocukların ayrışmasına izin vermezler.

    meselâ kaygılı anneler. çocuk parkta oynarken, düşersin der. okuldan geç kalsa kaçırdılar mı diye endişe eder. ona göre insanlara çok güvenmemek gerekir. bunlar çocuğun zihnindeki dünyanın karanlık bir tasvire bürünmesine neden olur. çocuk güvenilir nesne olan anneye yapışır. dışarıdan bakınca ayrılamayan taraf çocukmuş gibi gözükse de temel neden annedir.

    sık rastladığım bir diğer neden narsisist ebeveyn. çocuğu kendi uzantısı olarak gördüğü için ayrı bir birey olmasına izin vermek ondan alacağı doyumu azaltır. çocuk hem onun istediği gibi olmalı hem de onun yörüngesinden çıkmamalıdır. bu sayede çocuğun edimleri üzerinden bilinçdışı bir tatmin sağlar. bunun iyi bir örneğini black swan'da görebilirsiniz.
    (bkz: #21593644)

    her ailenin bir anlatısı vardır. kendi gerçekliği. bu her zaman gerçeğin kendisi ile örtüşmeyen bir anlatıdır. çocuk ne zaman kendi ailesinin anlatısını olduğu gibi kabul etmeyi bırakır, o zaman ayrışmış olur ve ancak o zaman kendi hikayesini yazmaya başlar. bunu yapamayan kişiler ise ailelerinin gerçekliğinin oluşturduğu yapının bir tuğlası, bir kirişi olarak hayatını sürdürür, kendilerine ait ruhsal bir çatıları olmadan yaşar giderler.

  • şu an haber türk'te pek cok chp'linin söyleyemediği şeyleri çat çat söylemektedir:
    “ biz gerçekten cocukları eğitmek istiyor muyuz? ben hic sanmıyorum. mesela yangını gerçekten söndürmek istiyor muyuz? hayır onu da istemiyoruz.
    istesek en basitinden bir uçağımız olur, helikopterimiz olur. simdi gelmis türkiye 2023'te aya çıkmayı planlıyor diyoruz, çıkamaz.
    amerika 1890'da uzay yasası çıkarma vizyonunu gösteriyor ve pek cok mars filmi cekiyor, ben bizim televizyona bakıyorum; kuruluş ertuğrul tuğrul, osman. bizden böyle bir halt olmaz. bana online eğitim çocukları nasıl etkiledı diyorsunuz, sanki öncesinde cok parlak bir eğitim mi vardı, şahtık şahbaz olduk.”

  • chp bereketi ile geldi maşallah, eskiden baraj kururdu şimdi temmuz'da yağmur yağıyor, aynı bereket ülkenin başına gelsin.

    çok iyi oluyormuş böyle yazmak ya :d

  • her erkeğin hayatı boyunca en az bir kere denemesi gereken eylem.
    bir kere ütüledim daha doğrusu ütülemeye çalıştım, şerrefsizim o deneme benim ufkumu açtı, ne kadar beceriksiz, dallama, biri olduğumu anladım. işte o zaman, o ütü ve ütü masası ansızın dönüp bana baktı, "anladın mı?" dedi, "anladım" dedim ve o günden sonra hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiç ağlamadım.