• yükselen değerler(!) adına oluşturulmuş, neticesi muğlak, ard niyetli kişilerin elinde oyuncak olacak kampanya. etten önce kazana düşmeye alışmış, her oltaya zıplayan sazanları bir bir avlamaya yönelik, samimiyetten ırak, miadını doldurmuş bir jargonun emir cümleciği. bayrağa sahip çıkmayanları asmak, kesmek, kelle uçurmak tripotu ile cezalandırmaya davet etmek anlamı yüklediğinde bomba etkisi yapacak istek. zira o bombanın elde patlaması büyük bir ihtimal. millet bilinci, yurt sevgisi, tarih bilgisi olan ortalama bir türk insanına yöneltilmesi ise abesle iştigaldir.
  • ilk saatlerde bayrağa yapılan saldırıyı çok da umursamayan, olsa olsa "hain düşman al sana bomba" hissiyatıyla hareket eden basının, türk halkından gelen tepkinin beklenenin çok üstünde olduğunu görünce gaza basmasıdır, olayı vatan-millet-sakarya kampanyasına çevirmesidir.
    jetonu 24 saat sonra düşen medya "ulan bu önemli bir olaymış. milletin sandığımızdan hassas olduğu bir konuymuş dur şunun bokunu çıkaralım" deyip kolları sıvamasıdır. (bkz: o kaynaktan biz de faydalanalım)
    birkaç istisna* dışında sırça köşklerde yaşayan basının ilk baştaki vurdumduymazlığı nasıl türk halkını vurdumduymaz yapmadıysa şimdiki vatan-millet-sakarya çığırtkanlığı da türk insanını sağduyusuz hale getirecek değildir.
  • nevruz'da ya$ananlarla birlikte genelkurmay'ın anlatım bozuklugu iceren tepkisinden sonra zevkle katildigim kampanyadır. yalniz buraya eklenmesi gerektigine inandigim cok nazik bir konu var. o da bu bayrak yirtma, ezme meselesinin aslinda ba$ka yerde kar$imiza cikmayacak, dikkate almayacagimiz iki velet tarafindan uygulamaya gecirilmesi ve butun turk plaza medyasinin bu i$i allayip pullayip gozumuze sokmaya cali$masi. bayrak kampanyasina katilirken sermaye ve amerika u$agi medyanin gazlamalarina gelmemekte ve belli bir kesime kar$i tepki olu$turmayi amacliyormu$ gibi gorunen bu gizli pompalamaya kulak asmamakta yarar var. icinden gectigimiz cok nazik donemde ilimli islam devleti yakla$imlariyla bize a$ilanmaya cali$ilan yapiyi destekleyecek her turlu kin ve nefret duygusunu elimizin tersiyle itsek iyi olur gibi. bayrak ezen veletler bir islahevinde egitime tabi tutulabilir, onlari bu i$e azmettirenler en agir cezalara carptirilir ama belli bir grubu hedef gosteren yalaka medyaya da "halki kin ve nefret duygularina sevketmek, boluculuk propogandasi yapmak" suclamalariyla yuklenilse tadindan yenmez kanimca.
  • konu hakkında son olarak gelinen noktayı tartışırken sosyo-ekonomik-etnik temellerde dayanmaksızın yapılan heturlu tartısmanın icinin bos kalacagı asikar iken cumhuriyetin kurulusundan bu yana kimlik reddi politikalarının asimilasyon ile çakıştıgı noktalarda peyda olmus herturlu olayı guvenlik sorunu diye aksettiren zihniyetin kulaklara hiçte uzak gelmeyen mavalları yankılandıran hadisedir. evet konunun avrupa birliği, kapkaççılar, insan hakları, ekonomik, modernleşme, guvenlik, kimlik/etniste... gibi degiskenleri mevcuttur.. dogru denklemi bulabilmek icin her degiskeni denkleme dahil etmek elzemdir. aksi taktirde birileri çıkar denklemi başınıza yıkar, herkes aç kalır, herkes bağımlı kalır.

    işin guvenlik boyutu yok mudur? kuşkusuz vardır. sozluk içerisinde farklı başlıklarda defalarca tartışılmış olan kürt sorunu yeniden gundem haline getirirken hangi tabanda tartışıldıgı onemlidir. eger tartışma tabanı histerik guvenlik hisleri ile donatılmıssa munazaranın bir tarafı kendince bir nokta koymuştur. ama bu nokta çözümsüzlük noktasıdır. bir adım dahi ileriye gitmez.

    tam bu noktada çözüme açılım yapmak için guvenlik değişkenini bir tarafa bırakıp işin sosyal boyutuna vurgu yapılmalıdır. zorla göç ettirilmiş, evleri yakılmış insanlar metropollere dahil olmuşlarsa ve sosyal boşluklar bu insanların varlıkları ile doldurulmuş ise tartışılması gereken taban sosyal tabandır.. sosyal taban derken ikincil kaynaklarca dikte ettirilmiş onyargılar degildir bahsettiklerimiz. kendi gerceklerinin keskin oldugunu zanneden bünyelerin dahi başını döndürcek, biliyorum diyenin dahi kıyısından bulaştıgı gerckleri tartısmaya niyetiniz varsa dog.n medya grubunun balonlarının sahteliğinin farkına varmak sizin icin zor olmamalıdır. aksi halde siz balona binmiş yükselirken yaydıgınız konu daha evvel cok gördüğümüz ve bildiğimiz cinstendir.

    konunun tartışma zemini aslında bu iken, artık devlet universiteleri dahi zorunlu göç hakkında makaleler yayınlama başlamış iken birilerinin çıkıp balon savunması yapması kendince iyi niyet göstergesi olmasına ragmen pratikte yanlış ve çalışmadıgına 30bin insanın omesinden sonra anladıgımız bir denklemdir. sorunun adını koymadan tartışmak duvara karşı hamlelerdir.

    işin en tehlikeli yanı ise 15 yıl boyunca komutanlar tarafından ayar almaktan başı dönmüş medya patronlarının orta yolcu haberlerini gercek zannedip tüm bölge insanı hakkında önyargı oluşturmaktır. hakkın savunucsu olduguna inandıkları kurumun ve basındakilerin turkiyede herkes faikrleşirken holding bazında buyumeleri en basitinden bir gercektir.

    sanırım şu çirkin lafı söyleme sırası başkalarında şimdilik: efendim, bunlar munferit olaylardır.
  • eğer milliyetçilik hadi yine en zararsız şekliyle 'kişinin birlikte aynı ülkenin vatandaşlığını paylaştığı güruha karşı beslediği irrasyonel olumlu duyguların bütünü' olarak ifade edilecek olursa, etrafta mantar gibi biten her bayrağın, devlet sponsorluğundaki mitinglerde atılan her zırva sloganın milletime karşı olumlu duygular besleme çabalarımı boşa çıkardığı, beni istemediğim kadar rasyonelleştirdiği kampanyadır.
  • milletçe diğer başka şeylerde olduğu gibi ayarını kaçırdığımız kampanya. öyle ki çöp toplayan çöpçü arabalarına bile bayrak asmakta muvaffak olmuşuzdur. çöp arabasına da bayrak takılmaz be (bkz: yuh).
  • bir boka sahip çıkamıyoruz şu ülkede, bari bayrağa sahip çıkalım sanrısı..nasıl olsa bayrak asmak kolay..işin yoksa faili meçhule, yolsuzluğa vb. karşı çık. bayrak üretirim malı götürürüm kampanyası olarak da adlandırılabilir...
hesabın var mı? giriş yap