• is hayatindaki 10 yillik tecrubeme dayanarak soyleyebilirim ki sirket yonetimindeki serefsiz insanlarin basladigi seviyedir. belli bir serefsizlik duzeyine sahip olmadan kolay kolay buralara gelemezsin.

    bir calisan olarak direktor ve ustu, ( ustu genellikle c-level'dir cfo, cto, ceo vb. ) insanlara hicbir zaman tam olarak guvenemezsin.

    direktor pozisyonunun onemli olmasinin sebebi cogu kurumsal sirkette promotion (bkz: terfi) ve resourcing (bkz: ise adam alma) kararlarini bu seviyenin vermesidir.

    1- direktorler size soz verirler ama bu sozu ancak "sartlar uygunsa" yerine getirirler. sartlar degistiyse sozlerini tutmazlar. cogu bu konuda net bir aciklama da yapmaz. sartlar degisti o yuzden sana verdigim sozu yerine getiremiyorum seklinde.
    2- direktorler calisanin zararina ama sirketin avantajina olan seyleri tamamen karsisindakileri aptal yerine koyarak sanki calisan icin cok iyi bir seymis gibi sunarlar. sen de bunlari yemis gibi yaparsin.
    (bkz: sermaye isbirlikcisi)
    3- direktorler'in her zaman bir veya bir kac asil adami vardir. onlardan gelen bilgilere daha fazla guvenirler. bu adamlardan biriysen isin kolay. eger degilsen kicini yirtsan ne sorunlarini gundeme getirip cozdurebilirsin ne de promotion vb. konularda kendinin veya altindakilerin islerini hallettirebilirsin.

    direktorun bir alti olan mudur seviyesinde de zaman zaman pis adamlarla karsilasabilirsin. vasifsiz ve sadece baska adam bulunumadigi icin veya sirkette o departmanda en eski o oldugu icin mudur yapilmis bir dolu adam vardir is hayatinda. yukselme delisi, kendimi gosterecem diye got atan hirs kupu bir dolu yalaka da vardir. bunlar kadar iyiler de vardir ama. elemanini koruyan, teknik konularda bilgili vs.

    (bkz: kurumsal hayat)
  • kurumsal ve büyük organizasyonlarda çoğu zaman n-2 (n=ceo) pozisyondur. daha ufak yapılarda n-1 de olduğu durumlar vardır. kâhir ekseriyetle müdür'ün bir üstü, genel müdür yardımcısının bir altında konumlanır.

    müdürden ayrıştığı en temel fark "insan ve ilişki yönetimi" yoğun bir iş oluşudur. müdür "yöneten"ken, direktör "yönetenleri yöneten"dir (en azından öyle olması beklenir).

    dengede yürütülmesi gereken bir iştir. çok fazla icrai işe boğulursanız detaylarda kaybolur kafayı kaldıramazsınız, fazla high level takılırsanız da eli cebinde gezip "nası gidiyo arkaaaşlar her şey yolunda mı"dan gayrı 2 kelamı olmayan goygoycu adam olur çıkarsınız.

    layığıyla yapılmazsa "işi yapan juniorlar, takip edip yöneten müdürler, e bu amk ne işe yarıyor" gibi bir imaj vermek işten bile değildir.
  • benim yeni geldi.
    arap.
    agir musluman. bunlar gerekli gereksiz detay olabilir ama soyluyorum yine de...

    ve adami cok cok sevdim.
    yani masallah diyelim, bugune kadar ilk izlenim ve hislerimde %90 yanilmadim. (toyluk zamanlarimi saymaz isek)
    bu amca olmuş...
    ekibini sahiplenmesi, politik olmaktan ziyade diplomasiyi tercih etmesi, dinlemedem konusmamasi, vs...
    boynuna atlayip opecem o olacak.
    canim benim. mucx.
  • amerika’daki kurum içi hiyerarşide vice president’ın altında olan; avrupa’da ise vp’nin üstünde olan makam.
  • muhendislik firmalarinda hiyerarside genelde su sekilde yerini aliyor:

    ekip lideri (lead) -> mudur (manager) -> direktor (director) -> genel mudur yardimcisi (vice president)
  • ortanın üstü büyüklükteki şirketlerde genel müdür yardımcısı yerine kullanılan unvan.
  • adam gibi işinizi yaparsanız ve ekibinizi kollarsanız ulaşacağınız ünvan.

    albaylık gibi bir şeye denk geliyor bence, buradan emekli olup gidiyorsunuz veya paşa (c-level) oluyorsunuz.

    direktör olana kadar teknik beceriler ve sosyal yetkinlikler 50%-50% gibi olmalı ama direktör olunca bu oran 35%-65% gibi bir orana dönmeli. yoksa kötü bir direktör olursunuz, işten de atmazlar, öyle takılısınız. iyi bir direktör olursanız da siz ve ekibiniz için keyifli bir çalışma ortamı olur.

    iyi bir direktör farklı şirketlere gene direktör olarak transfer olur. arabası octavia'dan passat'a döner, bir sonraki şirkette c200 olur, 320 olur ama oralarda takılır. premium d segment yani üst sınır.

    eğer teknik beceri ve sosyal yetkinlik ağırlıklarını 20%-80% oranına çekebilirseniz, c-level olmanız mümkün olur. ya da kendi şirketinizi kuracaksınız biraz birikim yapıp, freelance danışmanlık filan, yolunuza bakacaksınız.

    bu arada, bahsettiğim oranlarla oynarken teknik becerilerinizi azaltmadan, sosyal yetkinlikleri artırarak o oranları yakalamanız lazım. kolay iş değil.

    benlik iş hiç değil mesela. bu ünvanlardan, beyaz yaka hırslarından ikrah ettim, hiç uğraşamayacağım. doktora bitsin, hayat boyu researcher olarak takılacağım.

    kazandığım kadar yerim, kafam rahat eder.
  • asli director'dür, yonetmen de bu paralelde enbol bi kelimedir.
  • yönetici, müdür, idareci, herhangi bir bölümdeki en üst rütbeli.

    daha yüksegi icin: (bkz: president)
  • çalıştığım kurumda şahsıma layık görülen titr.
    ofisboy, sekreter ve şoförlerin aralarında şahsımın "müdire hanım" ve "dedektör" olarak anılmasını sağlamaktadır.*
hesabın var mı? giriş yap