914 entry daha
  • şimdi biraz ingilizce öğrenimine girelim. öncelikle ingilizce öğrenmek isteyen kişilerin genel talebi "ben hiçbir şey bilmiyorum / bildiğimi de eksik biliyorum / sıfırdan başlayalım" oluyor. bu durum yine kişinin "dile bir anda tümüyle hakim olma" isteği, bunun mümkün olacağı sanrısı üzerine kurulu malesef. türkçe bilip, hiç ingilizce bilmeyen tek bir kişi bile yoktur. dil öğrenimi, tahmin, kelimeleri birbirine benzetmek üzerine kuruludur.

    mesela birisi size gelip "taxi" nedir onu sordu. bunu bilmiyor musunuz? ana dili ingilizce olan birisiyle, bu şekilde iletişim kurabildiniz. aynısı, "hiç ingilizce bilmediğini düşünüp", ingilizce konuşulan bir ülkede "taksi" arayan kişi için de geçerlidir. "kasıtlı olarak" hiçbir ingilizce kelime öğrenmemiş birisi dahi 1000'in üzerinde ingilizce kelime biliyordur.

    bu temeli baz alarak dil öğrenme metoduna eşdeşler yöntemi deniyor. özellikle kullandığım ispanyolca-ingilizce arasında çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. şimdi aynı metodu türkçe-ingilizce arasında deneyeceğiz.

    öncelikle türkçe-ingilizce arasında kelime alışverişini iki safhaya ayıracağız. 80'lerden önce türkçeye giren ingilizce kelimeler, türkçe telaffuzuna göre geçmiş. 80'lerden sonra giren kelimeler ise yazılışı korunarak alınmış, ama okunuşu yine türkçeye göre okunuyor (nişanyan kelimebaz'da bu geçişin 83-85 arasında olduğunu belirtmiş). geçmeden bir örnek vermem gerekirse, cowboy değil kovboy (80 öncesi) ama aysti veya layt değil, ice-tea veya light (80 sonrası)

    bu entry'de 80 öncesi olan kelimelerden -ic veya türkçeye geçtiği haliyle -ik ile biten kelimeleri örnekleyelim. ben size bir ingilizce kelime yazacağım, yıldızlı bakınız içerisinde türkçesini vereceğim. öncelikle türkçesini tahmin etmeye çalışıp, sonra yıldızlı bakınızdan kontrol edebilirsiniz.

    aerobic *
    aerodynamic *
    agnostic *
    acrylic *
    alphanumeric *
    anabolic *
    antibiotic *
    biometric *
    bionic *
    electric *
    electronic *
    emetic *
    endemic *
    etnocentric *
    evangelic *
    ezoteric *
    photogenic *
    freekick *
    gastric *
    hispanic *
    kinetic *
    colic *
    cryptic *
    limbic *
    narcotic *
    numeric *
    automatic *
    paramedic *
    psychedelic *
    cybernetic *
    spastic *
    supersonic *
    transatlantic *

    yukarıdaki kelimeleri tahmin edebilirseniz şu an ingilizce kelime dağarcığınızdaki 33 kelimeyi tespit ettik demek. bunlar direkt olarak ingilizceden geçen kelimeler ancak bu şekilde diğer latin kökenli dillerden aldığımız kelimeler de var. dikkat ettiyseniz tek belirgin değişim telaffuz dolayısı ile "c -> k" değişimi. mesela fransızcadan aldığımız bir kelimeyle alıştırma yapalım.

    plastik kelimesini türkçeden ingilizceye çevirmek isterseniz, yukarıdaki c -> k değişimini baz alarak plastic kelimesine ulaşabilirsiniz.

    picnic*
    politic*
    didactic*

    mesela burada ik ekini inceledik. bu bağlantıyı kurduğunuz sürece türkçeden aşina olduğunuz, yabancı kökenli olduğunu bildiğiniz ancak "ingilizcede hiç karşınıza çıkmamış" bir kelimeyi de bulmanız mümkün. atıyorum fotoelektrik diyecekseniz, daha önce ingilizcesi ile hiç karşılaşmamış olsanız dahi photoelectric şekline dönüştürebilirsiniz.

    ---

    aynı zamanda yukarıda öğrendiğiniz kelimelerin (türkçede de ingilizcede de aynıdır) kökenlerini de öğrenirseniz, bu bağları kurma işini zihninizde daha kolay yapabilirsiniz.

    aerobik kelimesi, birincil anlamıyla, "havayla yaşayan" anlamına gelir. türkçede farklı kelimelerde de yer alan, ingilizceye air olarak geçmiş, hava anlamlı aero kökünü içermektedir.

    bu kelimeyi birebir öğrenmek yerine parçalara bölerek öğrenirseniz, hem türkçede hem ingilizcede yer alan aerosol kelimesiyle karşılaştığınızda, bu kelimenin hava ile bağlantılı bir sözlük olduğunu anlayabilirsiniz.

    aynı şekilde anaerobic kelimesiyle karşılaştığınızda, çoğu dilde farklı biçimlerde yer alan a olumsuzluk ekiyle de bağlantı kurabilirseniz, bu kelimenin "havayla yaşamayan" anlamında kullanıldığını çıkarsayabilirsiniz. mesela bir bakteri anaerobik ise, yaşamak için havaya, oksijene ihtiyaç duymuyordur.

    --- devamı: #107616908 ---
576 entry daha
hesabın var mı? giriş yap