referans mektubu
-
her güne "seviyorsam gidip konuşayım bence" diye başlayıp, reddedilme korkusu yüzünden açılamamak sebebiyle istemeyi ertelediğim mektup. bir hocanın "hiç vaktim yok, kimseden alamazsan en son bana gel" şeklindeki reddine aylar önce "sana hoca mı yok kızım boşver" diye teselli bulmuş olsam da, türkiye'deki akademisyenlerin ego sorunu ve yüksek lisans başvurularının yaklaşmasıyla 35 yaşına kadar evlenmezsem seninle evlenirim mantığı artık çok uzak gelmiyor. referansını vermeyi kabul edecek ilk hocayla ciddi düşünüyorum.
edit: istedim, verdi. sonuçta seviyorsanız gidin konuşun bence.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap