• - 10 yılda bir darbe yapılıp dar ağaçları kurulan
    - karakollarında işkence şov yapılan
    - devlet dairelerinde en ufacık bir işi çözmek için bile rüşvet ödemeniz gereken
    - ülkenin büyük bir kısmına doğru düzgün yatırım yapılmayan
    - halkın önemli bir kısmının eğitimsiz ve fakir olduğu
    - doğusunda kanın gövdeyi götürdüğü ve binlerce kefensiz maktulün asit kuyularına atıldığı
    - enflasyon rekorları kırılan ve ekonomik krizlerden geçilmeyen
    - sapına kadar sol ve emek düşmanı
    - mafyanın cirit attığı
    - içine kapanık bir ekonomik modele sahip
    - bankaların hortumlandığı
    - laiklik yapıyoruz diye genç kızların başındaki örtüyü zorla çıkaran
    - şımarık askerlerin ülke siyasetiyle top gibi oynadığı
    - şiddetin her yerde hüküm sürdüğü (ev, okul, iş yeri, kışla vs)
    - bayık bir mahalle kültürünün hakim olduğu
    - aşağılık kompleksinden kırılan
    - büyük şehirlerini çöpün götürdüğü ve her tarafın bok koktuğu
    - zenginlerin namussuz, fakirlerin erdem timsali olarak gösterildiği leş ve arabesk bir müzik ve sinema kültürünün hakim olduğu vasat ötesi ülkeyi özlenen ülke olarak lanse etmeyi kesin artık. biraz doğru düzgün hayaller kurun.

    siyasal islam ve başındaki muhteris sebep değil sonuçtur. sonucu yaratan ise her gün methiye düzülen eski türkiye'dir. rakı içmeyi ve dekolte giymeyi modernlik sayan kesim tarafından halka reva görülen ve rol model olarak gösteren türkiye'de yukarıda saydığım çirkinliklerin fazlası oluyordu, azı olmuyordu. şimdiki zevat ise seviyesizliği ve adiliği arşa taşıdı; yoksa bunlar bilmediğimiz şeyler değildi.

    ben ne asker sopasıyla dövülen sözüm ona "laik" türkiye'yi ne de şimdiki ne idüğü belirsiz saçma sapan türkiye'yi istiyorum. ben gerçekten modern, vizyoner ve progresif bir türkiye istiyorum. 21. yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna geldiğini bilen ve bu dünyadaki güç dağılımından hakkını isteyen bir türkiye.
  • nostalji yapılacak güllük gülistanlık bir ülke değildi. ama insanlardaki toplumdaki anlayış değişimini, algı artışını gözden kaçırıyor eski türkiyeyi acımasızca eleştirenler.
    alt, alt-orta sınıf için okumak ve kalifiye işçi sınıfına katılmak maddi ve manevi tatminde bir işe yarıyordu.
    artık yaramıyor.
    tekrar yazayım büyük harflerle, yüksek sesle okuyun:
    alt ve alt-orta sınıf için okumak ve kalifiye işçi sınıfına katılmak maddi ve manevi tatminde işe yarıyordu eski türkiye'de. bugün yaramıyor.

    çözümsüzleştirlen bu tıkanıklık/açmaz bu ülkenin felaketi olacak! dünya piyasasına vaz geçilemez ne ihraç ediyor türkiye? petrol mü doğalgaz mı antrasit mi nadir toprak elementi mi yükte hafif pahada high tech ürün mü? en büyük koz kalifiye işçi sınıfıydı. onu da abd'nin sıçma dese sıçmayacak susta köpeği almanya'nın yağmasına açtılar bre!
  • (bkz: #102103460)

    bu vıcık vıcık eski türkiye güzellemesi debe'ye girmiş. anlamadım, eski türkiye yeni türkiye miladı olarak sanki akp gösterilmiş gibi ama akp'yle alakalı alakasız bir sürü şey doldurulup torba yasa gibi oylamaya sunulmuş sanki. ben mi yanlış anlıyorum anlamadım, bakkallardaki veresiye defterlerinin azalarak yok olmasıyla basın özgürlüğü aynı milada mı tabii tutulmuş, aynı nedenselliğe mi bağlanmış. bu kadar vıcık vıcık olunabilmiş mi gerçekten? bu mümkün mü?

    --- spoiler ---

    birine "hasiktir lan kürt" derdik, espri olarak algılanırdı, zira onu aşağılamak için söylemezdik, bunu söylediğimiz kürt çiğ köfte yapardı hep birlikte şarkı söyler, rakı içer yerdik.
    "allah'ın lazı" derdik, karadenizli arkadaşlarımız alınmazdı misal.
    --- spoiler ---

    adamın özlediği şeydeki rezilliğe bakar mısınız? hassiktir lan kürt diyebilmeyi özlemek. hayır "özlem"in devamı daha hoş. kürt "kardeşimizin", ama asla abi değil kesinlikle kardeş, çiğköfte yapması ve beraberce yenilmesi. evet tam bir ideal kürt kardeş prototipi. her eve lazım. sesi de yanıktır şimdi. evet, bu tahayyülde seni rahatsız edecek bir şey yok, haklısın. ama kürt kardeşin seninle hemfikir miydi emin değilim. biraz aydınlatıcı olması açısından kürt siyasi hareketini araştırabilirsin. bu hareket 2002'de ortaya çıkmadı. şeyh sait isyanı 2003'te olmuş bir olay değil. leyla zana 2005'te türkçe yemin etmek istediği için meclisten atılmış, vekilliği düşürülmüş değil, ahmet kaya kürtçe şarkı soylemek istediği için linc edildiğinde sene 2007 değildi. yakınındaki kürtlere "hassiktir lan kürt" diyemediğin için kapıldığın üzüntüyü samimiyetle paylaşıyorum ama belki sebebi başkadır, hani toroslarla kürtlerin alındığı dönemler falandır belki o güzel dönemler, bilemedim.

    --- spoiler ---

    alevi-sünni ayrımı yoktu.
    kimse kimseye "sen alevisin" falan demezdi. alevilerin kapılarına çarpı işareti konulmazdı
    --- spoiler ---

    güzel abim, sen bir şeylerden bihabersin diye o seyler yok olmuyor. madımak oteli 2015'te yakılmadı, maraş olayları yeni değil, alevi köylerine cami yapılması post-modern mimarinin yeni trendi değil. miladı nereden çekiyorsun, başta söylediğim gibi emin değilim ama fark etmez. alevi sunni meselesi dediğin 500 yıllık mesele, tıpkı kurt meselesinin 150 yıllık mesele olması gibi. bu meseleler oradalar işte. zaman zaman bu gerilimler artarak yüzeye çıkıyor, ama çıkmadığı zamanlar bu gerilimlerin olmadığı anlamina gelmiyor. din kültürü öğretmenim sınıftaki bir kızın alevi olduğunu "yanlışlıkla" ifşa edip de kızın arkadaşları hocaya cephe alıp ateşli bir sekilde tartistiklarinda ortaokuldaydım. yani sene 98 ile 2001 arasındaydı. bu kişisel tarihimden küçük bir örnek, büyük olayları zaten yukarıda belirttim.

    bu vıcık vıcık romantizmin sebebi ne tam olarak bilemiyorum, iyice güçlenen akp yönetiminden bunalmak olabilir, ben de bunaldım ama sırf bu sebeple eski turkiyeyi güzelleyecek değilim. bence bu yazarın da bu kadar şuursuzca ovmesinin sebebi bir hezeyan. hayalinde yaşattığı, gerçekte hiç var olmayan, toz pembe ülkesini, ütopyasını yitirmenin yarattığı bir hezeyan. ( elbette bu ütopyada sınırsızca hassiktir lan kürt denebildigini belirtmeme gerek yok.) 33 yaşındayım, akp öncesini hatırlayacak yaştayım, daha öncesiyle ilgili de eğitimim gereği az çok bir şeyler bilmem gerekiyor. elimden geldiğince açık konuşmaya çalışacağım eski turkiye boktandı, bombok bir yerdi güzellenecek bir yanını pek göremiyorum. yeni türkiye mi o da boktan, bombok bir yer. batı cephesinde bir değişiklik yok anlayacağın. sen ütopyanı yitirdin, bizlerse bu boktan distopyaya sıkışıp kaldık, yitip gitmiyor bir türlü.
  • recep tayyip erdoğan'ın uluslararası bazda hala iyi kötü kale alınmasını ve diğer (gelişmiş sayılabilecek) ülke liderleri tarafından her şeye rağmen müzakere edilebilir olarak kategorize edilmesini sağlayan şey budur.
    her fırsatta ağzından salyalar saçarak aşağıladığı o eski türkiye'nin kırıntılarına tutunmak zorunda kalması kendisi açısından sinir bozucu olsa gerek. fiilen yıktığını iddia ettiği eski türkiye'nin, lafta da olsa hala bir ağırlığı ve sermayesi olmasa, sıradan bir ortadoğu diktatörü olarak şu anda zaten yerlerde sürünmekte olan itibarını bile mumla arayacağını kendisi de biliyordur.
  • eski türkiye'yi bilmeyen gençlere bir iki çift hatırlatma da ben yapayım:

    hani şu ülkeyi ele geçiren, bütün kurumlarını zapt eden ve bu günlerde fetö diye anılan piç kuruları var ya, heh işte o piç kuruları palazlanmasın diye mücadele ediyordu devlet 90'lı yıllarda. hani duymuşsundur "28 şubat", "türban eylemleri" falan diye. heh işte devlet o piç kurularıyla mücadele etmeye çalışıyordu o dönemlerde. evet saçmaladı, bazı insanları madur etti. ama inanın o gün ağlayan piç kurularıyla bugün herkesi terörist ilan eden piç kuruları aynı. hala türban edebiyatı yapıyor aynı piç kuruları, milleti de fetöcü ilan ediyorlar.

    emin olun bu kadar piç kurusu yoktu bu ülkede.
  • iki bira bir paket sigarayı 10 milyon diyorduk ama 10 tl'ye aldığım güzel günler.
    katledilen, hapise atılmaya çalışılan gazeticiler için milyonların sokağa döküldüğü günler.
    gırgır dergisinin yüzbinler sattığı güzel günler günler.
    tırı vırı iski sıkandalı için yüce divan görüşmeleri. bakanların yüce divan da yargılandığı günler.
    vardı yanlışları, haksızlıkları.. bu cennet vatan yine cennet değildi ama..
    en azından umut vardı.
    "biz beceremedik ama çocuklarımız mutlaka" vardı.
    emekciler, madenciler, tekel işcileri vardı.
    faşizime karşı omuz omuza vardı. faşistlerin amına koyum.. vardı.
    ilhan irem, metin akpınar, kemal sunal, kazım koyuncu, aziz nesin, adile naşit, tarık akan, oğuz aral, limon, cetin emeç, uğur mumcu ve onlarcası vardı,
    rol model aldığımız adamlar. "bir gün ben de böyle bir insan olacağım" diye düşlediğimiz insanlar vardı.
    tarım ve hayvancılık, yerli malı haftası vardı.
    atatürk orman çifliği ve sütü, yoğurtu vardı. paramız yoksa sümerbank'ımız. et bulamıyorsak et ve balık kurumumuz vardı.
    devletimiz bir şekilde karmınımızı doyurur. bize bakardı.
    arkamızda koç gibi silahlı kuvvetlerimiz vardı. askerimiz, komutanız..
    okumuş, eğitimli insanların hor görülmediği bim, l.c wakiki'ye kasiyer olarak üniversite mezunu aranmadığı yıllardı.
    televizyonda "mum söndü" muhabbeti yapan terbiyesizlere tek yumruk olup piyasadan sildiğimiz..
    omurga sahip olduğumuz türkiye.
    doğru değildik ama yürüyemiyorduk, emekliyorduk ama bu ülkeye güveniyorduk..
    evimizde ibadet yapıp..dışarıda içtiğimiz ülke.
    çok özlediğim türkiye.
  • çayyolunda villada oturan zengin çocuğu bir arkadaşım var. devamlı, 'eski türkiye çok güzeldi, herkes çok mutluydu, keşke eski türkiye geri gelse' deyip duruyor.

    20 yıldır her seçim öncesi 'tamam artık bunların işi bitti, necip milletimizin artık gözü açıldı. anketler yanılmaz. tayyipin oyu %30'a düştü. boş tencere tüm iktidarları yıkar. seküler türkiye geri geliyor' diyor.
    ben de kendisinin necip milletimizi tanımadığını söylüyorum. seçim akşamları istediği sonuç çıkmayınca sinirden kuş gibi kanat çırpıp tuttuğu takım küme düşmüş taraftarlar gibi gözyaşı döküyor.
    necip milleti tanımadığı için, 'çevresinde hiç tayyipe oy veren olmadığını ve hile yapıldığını iddia ediyor. sonra akp'li hiç arkadaşı olmadığıyla övünüp iki bira içip bayılıp yatıyor.

    2009 seçimlerinde bu pembe götlü kardeşlerimize mhp adayıyken mansur yavaş'a oy vermeleri gerektiğini söylediğimizde, faşist partinin ülkücü adayına oy vermeyeceklerini söylüyorlardı.
    istanbula kuran okuyan, tarikatlerin sıcak baktığı ekrem başkan aday gösterilmeli diyenlere de, 'yobazlara, cemaatlere geçit yok, beyaz türk, seküler ve kemalist' bir aday lazım' diyorlardı.
    deniz baykal ve yılmaz özdil kafasıyla %20'den fazla oy alamayacaklarını 25 yıl ve 15 seçim kaybı sonra anlayınca necip milletin değerlerine uygun milliyetçi, muhafazakar adaylara oy verme lütfunda bulunabildiler.

    eski türkiye'de örneğin shp ve dyp'nin iktidar olduğu 1992 ve 1993'ün güzel türkiyesinde neler olmuş bir bakalım;

    2 ocak 1992 - hakkari'nin yüksekova ilçesi karabeya köyünde çığ düştü. 20 kişi öldü.

    21 ocak 1992 - siirt'in şirvan ilçesi kesmetaş köyünde çığ düştü. 10 kişi öldü.

    25 ocak 1992 - istanbul'da galleria iş merkezi ve kapalıçarşı'ya bombalı saldırılar düzenlendi, 1 kişi öldü, 18 kişi yaralındı. saldırıları pkk üstlendi.

    1 şubat 1992 -görmeç, şırnak'ta meydana gelen çığ faciasında 71'i asker 151 kişi öldü.

    6 şubat 1992 - istanbul dgm başsavcısı yaşar günaydın silahlı saldırı sonucu şehit edildi.

    7 şubat 1992 - şırnak'ın beytüşebap ilçesi boğazören köyünde 31, batman'ın dört köyünde 13, elazığ'ın arıcak ilçesine bağlı erimli kasabasında 5, bingöl ve diyarbakır'a bağlı köylerde 6 kişi çığ kurbanı oldu.

    * 8 şubat 1992 - şırnak'ın çığılca köyü emekli mezrasında 15 köylü, batman'ın tatlıca mezrasında 6 köylü çığ düşmesinden öldü.

    18 şubat 1992 - bursa cumhuriyet başsavcısı nursal uçurum'un makam aracına dev-sol militanlarınca saldırı düzenlendi. başsavcı ağır yaralı olarak kurtulurken, makam şoförü ve koruma polisi öldü.

    * 21 şubat 1992 - siirt'in eruh ilçesi tunekpınar jandarma karakolu'na ve uludere jandarma bölük komutanlığı'na düşen çığlarda 32 er şehit oldu.

    25 şubat 1992- van'ın gevaş ilçesine bağlı anaköy'de 26 köylü çığ düşmesi sonucu öldü.

    3 mart 1992 - zonguldak kozlu'da bulunan incirharmanı maden ocağı'nda grizu patlaması meydana geldi. 1500'den fazla işçi toprak altında kaldı. 263 işçi yaşamını yitirdi.

    21 mart 1992 - pkk, nevruz bayramı'nı neden göstererek bölge halkını genel bir isyana yönlendirmeye çalıştı. bağımsız kürdistan
    marşları okunup emniyet güçlerine saldırıldı. provokatörler tutuklandı;
    van, şırnak, cizre ve adana'da pkk militanları güvenlik güçleri ile çatışmaya girdiler. olaylarda 38 kişi öldü. van, şırnak ve cizre'de sokağa çıkma yasağı kondu.
    https://youtu.be/roqnwlymgec

    22 mart 1992: şırnak cizre'de çıkan olaylarda 3 polis şehit oldu. mardin'in nusaybin ilçesi'nde çıkan olaylarda 10 kişi öldü, 20 kişi yaralandı. hakkari yüksekova'da çıkan çatışmada 5 kişi öldü. pkk militanları şırnak'a roketatarlarla saldırdılar.
    https://youtu.be/roqnwlymgec

    24 mart 1992 - mit'e ait servis otobüsü istanbul zincirlikuyu mezarlığı önünde dev-sol militanlarınca tarandı. 2 mit mensubu şehit oldu, 9 kişi yaralandı.

    9 nisan 1992 - izmir bornova polis okulu servis otobüsü, dev-sol militanlarınca tarandı. 1 polis ile 1 öğretmen şehit oldu. olayın akabinde düzenlenen operasyonlarda, teröristlerden 1'i ölü 3'ü sağ olarak ele geçirildi.

    14 nisan 1992: pkk ile girişilen çatışmalarda; şırnak'ta 1 teğmen, 6 er, elazığ'da 2 er, siirt'te 1 er olmak üzere 10 askerimiz şehit oldu.

    17 nisan 1992 - istanbul'da dev-sol hücre evlerine düzenlenen operasyonlarda 6'sı kadın 11 kişi ölü, 6 kişi ise sağ olarak ele geçirildi.

    18 nisan1992 - istanbul gaziosmanpaşa'da bir polis otosu silahlı dev-sol tarafından tarandı. olayda 1 polis ile 1 bekçi şehit oldu.

    2 mayıs 1992 - istanbul emniyet müdürlüğü asayiş şube müdürlüğü'nde görevli polislere dev-sol tarafından düzenlenen saldırıda 5 polis memuru şehit oldu, 1 komiser yardımcısı ağır yaralandı.

    15 mayıs 1992 - pkk, şırnak, taşdelen köyü karakoluna 600 kişilik grupla baskın yaptı: 27 er şehit oldu, 40 pkk'lı öldü.

    11 haziran 1992 - pkk militanları bitlis’in tatvan ilçesinde, durdurdukları bir minibüsteki 13 kişiyi kurşuna dizerek öldürdü.

    25 haziran 1992 - pkk’lılar silvan’ın yolaç (susa) köyünündeki bir camide namaz kılan vatandaşları dışarı çıkardı ve 10 kişiyi kurşuna dizerek öldürdü.

    29 temmuz 1992 - kıbrıs barış harekatı'nda deniz kuvvetleri komutanı ve eski chp milletvekili olan emekli oramiral kemal kayacan, istanbul'da dev-sol'un silahlı devrim birlikleri'ne mensup militanlarınca katledildi.

    9 ağustos 1992 - şanlıurfa ceylanpınar hep ilçe sekreteri ve özgür gündem gazetesi yazarı hüseyin deniz, uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

    11 ağustos 1992 - pkk'lı teröristler, siirt eruh'a bağlı dikboğaz köyü jandarma karakolu'na roketatarlarla saldırdılar. saldırıda 6 er şehit oldu, 9 er ise yaralandı.

    13 ağustos 1992 - dev-sol'un, ankara maltepe ve küçükesat'ta bulunan hücre evlerine polis tarafından baskın düzenlendi. 2'si kadın 5 militan ölü olarak ele geçirilirken 1'i yaralı 4 militan ise sağ olarak yakalandı.

    17 ağustos 1992 - diyarbakır lice ve şanlıurfa suruç'ta, pkk teröristlerinin saldırısı sonucu 8 er şehit oldu.

    18 ağustos 1992 - pkk 500 militanıyla kurtarılmış bölge oluşturmak amacıyla şırnak'ı bastı. 3 gün 3 gece süren çatışmalarda 54 kişi öldü.

    30 ağustos 1992 - iran'dan türkiye'ye giren yaklaşık 300 pkk'lı terörist, alan sınır karakolu'na saldırdı. çevre illerden gelen takviye birlikler sayesinde teröristler püskürtüldü. 4 gün 13 saat (109 saat) süren çatışma sonucunda 10 er şehit oldu, 43 terörist öldürüldü.

    5 eylül 1992 - bir grup pkk'lı bingöl-genç karayolunu kesip, çeşitli araçlardan indirdikleri 7 kişiyi kurşuna dizdi.

    11 eylül 1992 - batman'ın sason ilçesi'nde ki tpao ile mobil petrol tesisleri'ne saldıran pkk'lılar, 3 mühendisi öldürüp, 5 işçiyi yaraladıktan sonra, 3 dolum tankı ile 1 petrol kulesini ateşe verdiler.

    13 eylül 1992 - hakkari şemdinli'ye bağlı aktütün jandarma karakolu'na baskın düzenleyen pkk teröristleri ile çıkan çatışmada 1 astsubay, 8 er ve 2 korucu şehit oldu.

    15 eylül 1992 - pkk militanlarının bombalı ve silahlı saldırısı sonucu batman-kozluk ilçesi yakınlarında bir minibüsteki 4’ü köy korucusu 10 kişi öldürüldü, 6 kişi yaralandı.

    20 eylül 1992 - özgür gündem gazetesi'nin köşe yazarı musa anter, diyarbakır'da silahlı bir saldırı sonucu hayatını kaybetti.

    27 eylül 1992 - pkk teröristleri, bitlis mutki kırsalında 10 askeri şehit etti.

    29 eylül 1992 - pkk, hakkâri-şemdinli'deki jandarma taburuna saldırdı. 2'si astsubay 23 asker ile 5 korucu hayatını yitirdi.

    1 ekim 1992 - pkk, bitlis’in cevizdalı köyüne baskın düzenledi. saldırıda, çocuk ve kadınların aralarında bulunduğu 30 kişiyi öldürüldü. 13 köy korucusunu kaçıran saldırganlar tüm köyü ateşe verdi.

    20 ekim 1992 - bingöl’ün solhan ilçesine bağlı hazarşah köyü yakınlarında, bir otobüs pkk'lılar tarafından duruduruldu. 19 yolcuyu kurşuna dizilerek öldürdü, 6 kişi yaraladı.

    22 ekim 1992 - pkk, malazgirt'teki dedebağ köyüne yapılan silahlı eylem gerçekleştirdi. saldırıda 12 kişi öldürüldü, 4 kişi yaralandı.

    17 kasım 1992 - istanbul'da, dev-sol teröristleri bir ekip otosunu pusuya düşürdüler. ekip otosunda bulunan 4 polis memuru şehit oldu.

    7 aralık: antalya'da bir polis otobüsüne dev- sol tarafından düzenlenen silahlı saldırıda 1 komiser ile 3 polis memuru şehit oldu, 25 polis memuru ise yaralandı.

    27 aralık 1992 - haldun simavi'ye ait sarayburnu isimli yolcu gemisi, kuruçeşme açıklarında bombalanarak batırıldı. olayda 1 kişi öldü. sabotajı dev-sol üstlendi.

    30 aralık 1992 - başrollerini sheron stone ve michael douglas'ın oynadıkları temel içgüdü filminin gösterimi, 'muzır' olduğu gerekçesiyle yasaklandı.

    24 ocak 1993 - cumhuriyet gazetesi yazarı uğur mumcu, ankara'daki evinin önünde bulunan arabasına konan bomba ile öldürüldü.

    5 şubat 1993- türk bürokrat, milletvekili ve bakan adnan kahveci kendi kullandığı arabayla meydana gelen şüpheli bir trafik kazasında eşi ve kızıyla birlikte hayatını kaybetti.

    17 şubat 1993 - jandarma genel komutanı orgeneral eşref bitlis'in bindiği askeri uçak ankara yakınlarında düştü. genelkurmay, olayın teknik bir arızadan meydana geldiğini açıkladı, ancak kamuoyunda sabotaj ihtimali üzerinde ağırlıkla duruldu.
    https://youtu.be/hcexrjwb9bk

    24 mayıs 1993 - pkk'lılar, elazığ-bingöl karayolunda sevkiyat halindeki 36 silahsız türk askerini kaçırdı ve kurşuna dizdi. 33'ü öldü, 3'ü ağır yaralandı.

    4 haziran 1993 - pkk'lılar hakkâri ve bingöl’de köy bastı. saldırılarda 7 kişi öldürüldü 3 kadın kaçırıldı.
    https://youtu.be/yl6-czfeqiw

    15 haziran 1993 - pkk, bingöl’e bağlı ılıcalar bucağı üçpınar köyü ve siirt’in şirvan ilçesine bağlı gözlüce köyünü roketatarla bastı. silahlı saldırıda 9 kişi öldü, 4 kişi kaçırıldı. aynı gün siirt-eruh karayolunda bir sağlık memuru da kurşuna dizilerek öldürüldü.

    2 temmuz 1993- sivas madımak oteli'nde 33 kişi yakılarak öldürüldü.
    https://youtu.be/y9wjkpqluve

    5 temmuz 1993 - erzincan'ın başbağlar köyüne yapılan silahlı saldırı sonucunda 33 kişi öldürüldü ve köydeki 57 ev ateşe verildi. 3 vatandaş saldırıdan yaralı olarak kurtuldu.
    https://youtu.be/n0va0eh_tvc

    18 temmuz 1993 - pkk, van'ın bahçesaray ilçesine bağlı sündüzlü yaylasında silahlı saldırı gerçekleştirdi. olayda 24 kişi öldürüldü.

    4 ağustos 1993 - bir grup pkk'lı bitlis’in mutki ilçesine bağlı yenidoğan ve kavakbaşı köyleri arasında yol kesti. durdurdukları iki yolcu minibüsünde bulunan toplam 15 kişiyi kurşuna dizerek öldürdüler.

    10 ağustos 1993 - pkk militanları bingöl’ün genç ilçesi yakınlarında bir yolcu minibüsünü pusuya düşürdü. saldırıda 8 yolcu öldürüldü.

    4 ekim 1993 - pkk militanlarının mardin’in midyat ilçesindeki köy yoluna döşedikleri mayına bir yolcu minibüsünün çarpması sonucunda 26 kişi öldü.

    4 ekim 1993 - siirt'in şirvan ilçesine bağlı deltepe köyüne pkk'lılar tarafından düzenlenen silahlı saldırıda 33 kişi öldürüldü.

    5 ekim 1993 - hakkâri, siirt ve batman’daki çeşitli köy ve mezralara pkk'lılar tarafında düzenlenen silahlı saldırılar düzenlendi ve 22 ev ateşe verildi. aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 35 kişi öldürüldü, 10 kişi yaralandı, 22 ev yakıldı.

    25 ekim 1993 -erzurum'daki çat ilçesine bağlı yavi beldesine baskın yapıldı. pkk'lıların köy halkını bir kahvehaneye toplayarak pkk lehinde propaganda yaptıkları ardından otomatik silahlar ile tarandıkları öğrenildi. saldırıda 35 kişi öldü, 50 kadar kişi de yaralandı.
    https://youtu.be/_sqijwxym6k

    30 ekim 1993 - bir grup pkk'lı erzurum’un pasinler ilçesine bağlı çiçekli köyüne baskın düzenledi. saldırılarda 6 kişi öldü, 5’i ağır 13 kişi yaralandı.

    4 kasım 1993 - jitem'in kurucusu cem ersever, 4 kasım 1993'de ankara'nın çıkışında elleri önden bağlanmış bir şekilde ölü bulundu.
    https://youtu.be/dorfidsxxas

    eski türkiyede basın çok daha özgürdü.
    demirel, ecevit ve özal gibi siyasiler şimdikilerden çok daha hoşgörülüydü.
    karikatür çizdiği için kimse hapise atılmıyordu.
    tv'lerde geceyarısı erotik filmler gösteriliyordu.
    ama hastanede, postanede, uçakta, otobüste posur posur sigara içiliyordu.
    bırakın interneti, cep telefonunu; elektriği ve suyu olmayan binlerce köy vardı.
    (bkz: palu ailesi) gibiler, müge anlıda izlediğiniz ensest, cinayet, rezillikler o zamanda her ilde mevcuttu. ama internet olmadığından herkes göğsü (bkz: anadolu irfanı)'yla dolu necip milletimizden bahsediyordu.
    cehalet kol geziyordu
    rüşvet vardı
    bilgiye ulaşmak daha zordu...

    bakın burası çokomelli;
    eski türkiyeyi özlediğini iddia edenler, aslında kaybettikleri gençliklerini özlüyorlar!

    m.ö 2000 yılında taş tabletler üzerinde, genç nesillerin çok saygısız, bencil ve küstah olduğu yazılmıştı.
    sümerler, antik yunan, mısır yazıtlarının hepsinde genç nesillerden şikayet edilir, eskiye özlem vardır.

    seksenli ve doksanların muhteşem olduğunu iddia edenlerin netedeyse tamamı eğer mümkün olsa bugün 15 yaşında olmayı ve sıfırdan yeni bir başlangıç yapmayı tercih edeceklerdir.
    ama sorsan ergenlik yılları en muhteşem yıllardır.
    o dönemin müzikleri, filmleri en iyisidir.
    kendi nesilleri özel ve seçilmiştir.
    böyle düşünürler.
    buna inanırlar.
    tıpkı babaları
    dededeleri
    büyükbüyük dedeleri gibi. :)

    eskiyi yeniyi boşverin.
    merhum bir dayının dediği gibi;
    il n'est rien au monde d'aussi puissant qu'une idée dont l'heure est venue!
    yani;
    zamanı gelmiş bir fikirden daha güçlü hiçbirşey yoktur!
    hepinize güneşli günler, hayırlı işler, bol skişler dilerim kardeşlerim.
  • arnetta çamaşırlarının sponsor olduğu; içinde çırılçıplak bir fikret kuşkan'in, jartiyer ve braletle "içimmmm bir hoş" diye göz süzerek şarkı söyleyen ayşegül aldinç'in olduğu anladım ben seni klibi gibi geldi bana dün.
    https://youtu.be/vxrwgczzxnq

    yüzeysel bir muhafazakarcilik oynuyor toplum sanki uzun süredir.
    son derece muhafazakar bi surete bürünüyor olmasına rağmen, esas muhafaza etmesi gereken şeyleri (kadınların ve çocukların yaşam hakkı gibi) asla muhafaza etmiyor.
    toplum ahlakı her geçen gün daha iki yüzlü sanki.

    aman tv de jartiyer çıkmasın. pedofiliyi, toplu tecavüzü, kadın cinayetlerini kanıksarız biz.
  • eski türkiye'de vali ve kaymakamlar düzgün bir türkçe konuşurlardı ne söyledikleri anlaşılırdı ayrıca giyimleri kuşamlarıyla da mahalli yönetici oldukları anlaşılırdı.
  • müslümanların perişan olduğu ülkeler : filistin, afganistan, libya, ırak, yemen, suriye.

    müslümanların mutsuz olduğu ülkeler : cezayir, mısır, fas, tunus, iran, pakistan özbekistan, türkistan, türkmenistan, azerbeycan, lübnan, arabistan.

    müslümanların mutlu olduğu ülkeler : avusturalya, kanada, ingiltere, fransa, italya, hollanda, almanya, isviçre, danimarka, norveç, hollanda.

    yani müslümanlar, müslüman ülkülerin tümünde perişan ve mutsuz, müslüman olmayan ülkelerin tümünde mutlu ve keyifli.

    türkiye, müslüman ülkeler için dünyada bir istisna idi. neden ? petrolü, parası olduğundan mı ? hayır. aksine petrol ve para, o mutsuz müslüman ülkelerinde.

    türkiye, atatürk'ün ışığı, cumhuriyet devrimlerinin getirdiği aydınlık ve akılcılık sayesinde farklı idi. batı bunu gördü ve atatürk'e düşmanlığı din sanan alçak ve aptalları yanına alıp cumhuriyet'in ve atatürk devrimlerinin altını oyarak türkiye'yi bir istisna olmaktan çıkardı.

    şimdi türkiye'yi en azından "mutsuz" ülkeler arasına koymamız gerekiyor.

    böyle giderse bir süre sonra türkiye " perişan " ülkeler listesine girecek.

    -yaşar nuri öztürk
hesabın var mı? giriş yap