• haydar ergülen'in bizi karşıya geçir şiirini çok güzel okumuş ve defalarca dinleme isteği uyandırmış abimizdir. haşmet reis kafamızı keseriz.
  • son zamanlarda iyiden iyiye gaza gelip iktidar borazanı oluvermiştir. son 80 yıldaki tüm kötü şeyleri "beyaz türkler"e yorma ekolüyle maşallah ipe sapa gelmez işkembeden atışlar yapmaktadır.

    sevgili haşmetçiğim, son yıllardaki modaya uyup yiğit bulut'a dönüşmezden evvel, alaçatı, şarap ve kadınlar modunda takılan bir abimizdin, hangi ara mısır'ın, mursi'nin derdine düştün?

    işte bu beyaz türkler böyle kafatasçı, şöyle kindar, böyle gaddar vs. diye sayıp sövüyorsun eyvallah iyi hoş da o beyaz türkler'in yerine koyduğun "milli irade" çok matah bir şey mi?

    yobaz, cahil, devrin adamı, kendine müslüman, şark kurnazı, kendi yaşamını herkese dikte eden bir kitleyi şakşakladığının bilmem farkında mısın?

    her boka darbeciler!!!1 kemalistler!!111 beyaz türkler!!! diye coşup gaza geleceğimize türkiye gerçeklerine bir göz atalım isterseniz.
  • film festivalleri hakkında şöyle söylemiş:

    "başka şehirlerde yaşayan okurlar içlerinden "deli misiniz, neden bir filmden ötekine koşturuyorsunuz?" diye geçirebilirler.
    doğrusu, ben de festival telaşına birkaç yıllığına ara vermiştim. merak ettiğim filmlerin dvd'lerini getirtip evde ayaklarımı uzatarak seyretmenin konforunu yaşıyordum.
    geçen yıl gençliğimin güzel hatıraları tekrar kapımı çaldı! festival koşturmacasına geri döndüm.
    olay şu! film festivalleri karın doyurmayı değil, bir şölen sofrasında her tabağın tadına bakma hazzını hedefler.
    hele iki film arasında beyoğlu kahvelerinde soluklanıp laflamak yok mudur, işte o apayrı bir keyiftir!
    tabii iyi sandığınız filmlerin katlanılamayacak kadar kötü çıktığı da olur. ama zaten gerçek bir sinemasever tutkuyla çilenin neredeyse iç içe olduğunu bilir!"

    bu sözlerle ben de kendime "gerçek sinemasever" teşhisi koydum, sağolsun katlandığım filmler...
  • "bu zizek ileride sünnet düğünlerinde falan sahne alacak gibi geliyo" diye buyurmuş haşmet'limiz. mümkün olsa, zizek'in sünnet düğününde de konuşma yapacağından eminim, ama haşmetçiğim'i anca steril konferans salonları keser, felsefeyi o salonlara sıkıştırmalıyız.
  • çok uzun zaman sonra bugün yazılarına göz attığım yazar. fena halde iktidar borazanı olmuş ve o kadar zorlama güzellemeler yapıyor ki kendisi adına utanmamak mümkün değil.
  • hıncal'ın sessiz muavini olarak başladığı şöhret yolculuğuna, akp'lilerin bile ciddiye almadığı silik bir hükümet borazanı kıvamında usulca devam eden bi kardeşimiz.
  • son dönemde inanılmaz derecede gözümden düşmüş bir insan. keşke hiç siyasete bulaşmasaydı, varoluş limon zeytin üçgeninde gayet güzel yol alıyorduk.
  • kariyeri yancılık uzerine kuruludur
  • bana köşe yazılarını okumayı sevdiren adamlardan biridir kendisi. lise yıllarımda kendisinin yazılarını okuyarak büyüdüm. istisnasız her gün okuyordum yazılarını. o zamanlar vatan' da yazıyordu.
    bugün karşı cinse cinsel obje olarak bakmamamda, bir ilişkide yaşanabilecek her türlü abukluğu normal kabul edebilmemde kendisinin etkisi büyüktür. o ki, ilişki üzerine yazdığı her yazıda kadını yücelten bir adamdı, duyguları yücelten bir adamdı; nasıl bu hale geldi anlamak güç.

    son yıllarda çizgisinin iyice değiştirmişti ve şu son olaylardaki tutumunu görünce de üzülerek söylüyorum ki benim için hiçbir değeri kalmamıştır kendisinin.
  • beğenilmeyen hıncal uluç bile bu adam kadar yalaka olmadı. haşmet babaoğlu kesinlikle hayalkırıklığının tanımıdır benim gözümde, halbuki önünde yandaş gazetede yazmasına rağmen eğilip bükülmeyen hıncal abi'si örneği dururken sen kalk yalakalaş, yandaş ol.
hesabın var mı? giriş yap