• "beyim o sever de döver de" diyen kadından başlayarak, sevilmeyen birisi için sokacaksın odunu kıçına diyen kadına kadar, kadınların erkek diliyle konuşma hali. ya da erkeklerin onlara biçtiği rolü zamanla benimseyip savunması. örneğin, gece sokakta olan kadına bir erkekten önce bir kadın kötü gözle bakar. tüm bunlar bir şekilde de, verilen rolün altında ezilmektense diğer tarafa geçerek güçlünün yanında olma tavrı.

    türker alkan "tüm yaşamım boyunca çirkin bulduğum tek zenci kadın, beyazların güzel zencilerin çirkin olduğunu söyleyen kadındı" diye yazmıştı bir seferinde.
  • (bkz: beyim bilir)
  • kadın hareketine en buyuk darbe bundan gelir...kadın sınırlı ozgurlugunu(buna ozgurluk denirse tabi) zaten kabullenmistir, bu durumda karşı gelmesi, diretmesi söz konusu değildir..ataerkil toplumsallaşmadan ileri gelir..
  • öncelikle şunu açıklığa kavuşturmak gerekir ki rolleri insanlara erkekler değil toplumlar biçer. bir toplulukta hangi konumda bulunan insanların nasıl davranacaklarını belirleyen erkekler değil toplumsal kurumlardır. ataerkil toplumlar da kadınları nasıl ezsek acaba diye düşünen erkeklerin her yıl davos'da düzenledikleri gizli konferanslarda belirlenen politikaların bir sonucu olarak değil, toplumsal yaşayışla, hayatı idame ettirme biçimiyle ortaya çıkmışlardır. kentsel yaşamda kadın ve erkeklerin hakça daha eşit addedilmeleri, kentli insanların erdem sahibi, ulvi kişiler olmalarından değil kent hayatının kendisinden kaynaklanır. dolayısıyla ataerkil bir toplumda büyümüş kadınların ataerkil zihniyeti içsellestirmeleri, kentsel bir toplumda yetişip kentsel bir zihniyeti içselleştirerek kendilerini eleştiren kadınların ki kadar doğaldır. bugün tüm sanayi ve beraberinde de tüm ekonomi çökse, hepimiz tekrar tarlalarda çalışarak hayatımızı kazanmaya başlasak, bizlerin çok "modern ve incansıl" saydığımız, erdem addettiğimiz tüm o değerlerin tarih olmaları, unutulmaları, anlamlı olmaktan çıkıp değersiz sayılmaları ve ataerkil toplumların ve onların değer yargılarının tekrar güç kazanmaları gayet olasdır.

    "insanların sahip olmaları gereken evrensel değeler kümesi" diye bir şey yoktur. olduguna inanan hali hazırda egemen olan kültüre kendisini fazla kaptırmış demektir. ve yine insanlara hangi değerlere inanmaları gerektiğini tepeden inme bir biçimde dikte ettirme, onlar için doğru olanı seçme hakkı ve şansı da yoktur. yaşam koşulları değiştikçe toplumlar ve düşünceler de kendiliğinden değişir. başka şekillerde yaşayan insanların doğrularının kendi doğrularımızla uyuşmasını bekleyemeyiz. köyde yaşayan kadınlardan müteşebbis, tarlalarda çalışan erkeklerden eşitlikçi olmalarını beklemek iyilik değil zalimlik, aydın'lık değil naifliktir.
  • en medeni kadında bile izlerine rastlamak mümkündür... kuaförler, güzellik salonları kozmetik ürünler bile aslında bu içselleştirmenin sonucudur. bir nevi genetik travmadır... malesef, atalarımızdan miras...
  • cinsiyete iliskin rollerin, toplum icinde surekli uretilmesi haliyle ne yazik ki bireyler tarafindan normallestirilmesidir. ve ne yazik ki toplumun icinde yasayan kadin da farkinda olmayarak bir parcasi olur bu yeniden uretim surecine ve zimni olarak destek vererek erkekle ortaklasa bu roller uretir.

    cocukluktan itibaren basta ilk sosyallestigi aile ortaminda, kisiliginin tohumlarinin atildigi bes yasa kadar, cesitli simgelerle kadinliginin, rolunun alti kalin cizgilerle cizilen kadin eger farkindaligini kendi cabasi ile uyandirip gelistirmezse bu surec kirilmadan yeniden uretilir. ve ataerkilligin toplumda ureten ne yazik tek basina erkek degildir ve kadinlarin da rolu oldukca buyuktur.

    cocukluktan itibaren, gerek hormonal farkliliklar gerekse toplumda alti cizilen cinsiyet rolleri, ya da baska degisle toplumsal cinsiyet basta kadin tarafindan anne sifatiyla cocuga aktarilir. en basta cocuklara alinan hediyelerden tutun, erkek cocuklarin hiperaktif, kaba, kufurlu konusmalari aile tarafindan desteklenirken, kiz cocugun davranislari pasifize edilir, kizlik/kadinlikla ilgili hamaratlik, zerafet, konusma kaliplari aktarilir. cocuklar boyle buyurler. kadinlik ve erkeklik rollerinin pekistirmesi ikinci egitim olan okulda ayni sosyla yapi uzerinde devam ettirlir ve ayrica kitle iletisim araclari olan televizyon, radyo vb araciligi ile pekistirilmeye devam edilir.

    televizyon reklamlarina baktiginizda iki tip kadin gorursunuz; toplumun tasvip etmedigi, femme fatale, kotu eveil kadin ve temizlik isleri ile ugrasan evkadini, cocuklarina iyi bakan, kocasinin utusunu yapan, iyi asci iyi kadin. sosyallesme boyle devam eder. okullarin ileri donemlerimde bu tutum devam eder.

    kadin erkek iliskilerinde dinamik islenmeye devam eder. kadinin rolleri ve erkegin rolleri oturmustur. sosyal yapi kurulmustur. bu anlamda bu doneme kadar kadin - erkek cizgisinden esitci insan cizgisine gecememis olan, farkindaligini arttiramamis, sorgulamayan kadin ne yazik ki bu bilinci surdurmeye devam edecektir.

    baktiginiz zaman turkiye feminist akimlarin hiz aldigi donemler, ozal * donemindeki liberellesmeye denk duser. serbest piyasa ekonomisi ile ozgurlukler artar, kadinlar calismaya baslarlar, para kazanip ekonomik bagimsizlarini elde ederler ve kitle iletisim araclarin yayilimi ile dunyadan haberdar olmaya ve farkindaliklarini arttirmaya baslarlar.

    bu turk insani icin bir donum noktasidir. ama tum bu sureclerin yasanmadigi evlerde ne yazik ki "bunlarin kendi hakki oldugunu dusunmeyen kadin", "esitlik kelimesinin anlamini bilmeyen kadin" daha da onemlisi "mevcut rollerin disinda alternatifin oldugunu farkina varmayan kadin" cinsiyet rollerinin devamina katkida bulunmaya devam edecektir.

    huzunlu bir surectir. ne zaman ki kadinlar kadar erkeklerde daha esitlikci bir dunyanin daha keyifli bir hayat oldugunu, seksizmin, feminizmin ne oldugunu anlar, empati kurmak nedir, birey olmak nediri kesfettigi zaman ortak uretilen surec tarih olacaktir.

    (bkz: dilde seksizm/@ride)
    (bkz: hur dusunce/@ride)
    (bkz: kendini goze almak/@ride)
    (bkz: kizlarin erkek olma hirsi/@ride)
    (bkz: yasamak cesaret ister/@ride)
  • kadının ataerkil zihniyeti benimsemesindeki en etkili faktörlerden biri toplumdur. küçüklükten başlayarak, eski kafalı düşünmenin kişiye fayda sağlayacağı ve o derece toplumun bir parçası olacağının öğretilmesi sonucu ortaya çıkan durumdur.
  • agzi ile kus tutsa bile bir yere kadar varabilen, bir yerden sonra medeni memleketlerdeki muadili glass ceiling olan seyin kendi toplumunda basbayagi cin seddi oldugunu goren ve asmasi gerektigini anlayan bilincteki kadinin bile bir sekilde benimsemek zorunda kaldigi uzucu ataerkil toplum yaklasimidir bu. ataerkil toplumlarda kisi ne kadar uygar, cagdas, flavor of the month ne ise o olsun, kadini algilama kapasitesi, bilincaltinin kadinin ne olmasi gerektigi hususundaki parametreleriyle sinirlidir, bu nedenle de, kadinimiz bir yerden sonra boynunu bukmeye, buyuklerinin kendisine bulunduklari itaat et rahat et telkinine teslim olmaya razi hale gelir.
  • ataerkilliği de yaratanın erkekler olduğundan hiç şüphesi olmayanların yapabileceği bir gözlem. ama nasıl bu kadar eminiz, ya da, bu kadar emin olmamız, eğer kadınsak, bizi de bu kategoriye sokmaz mı?
hesabın var mı? giriş yap